Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/209 E. 2023/720 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/209 Esas
KARAR NO : 2023/720
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; dava dışı … tarafından, toplamda 1.002.000,00 TL tutarındaki 3 adet senet için …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinden dava dışı … A.Ş. ile dava dışı … … Ticaret A.Ş. Aleyhine ile icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibindeki alacağını davalı …’ye temlik ettiğini, …’nın temlikler ile iyi niyetli üçüncü kişiler oluşturmaya çalıştığını, 15.09.2018 tarihli temliknameye istinaden …’nin işbu icra dosyasından talimat icra dairesi olan … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Talimat sayılı dosyası ile … Termal Oteline hacze geldiğini, söz konusu otelin dava dışı … A.Ş. Tarafından davacı … … … A.Ş.’ye kiralandığını, 07.11.2018 tarihli hacizde otelin bütün mütemmim cüzleri ve ipotek akit tablosunda kayıtlı resmi taşınır mallarına karşı muhafaza talebinde bulunulduğunu, devamında muhafaza işlemine başlandığını, ancak otelin taşınırları üzerinde rehinler olduğunu, 07.11.2018 tarihinde tutulan haciz tutanaklarında mütemim cüz ve teferruatların haczedilemeyeceğine ilişkin ilgili Yargıtay kararları ve taşınırlar üzerindeki ipoteklerin karşı tarafa bildirildiğini, haciz sırasında, mütemmim cüzlerin büyük oranın müşteri odalarında bulunuyor olması sebebi ve yüksek doluluk neticesinde otelin işleyemez hale gelmesini engellemek ve bu ağır muhafaza tehdidini önlemek için, … … … A.Ş. bünyesinde yaklaşık 25 yıllık geçmişe sahip olan hesap işleri müdürü davacı müvekkilinin alacaklı tarafa 200.000 TL’lik çeki ağır cebri icra ve muhafaza baskısı altında cirolayarak vermek zorunda kaldığını, müvekkili …’ın bahse konu olaya ilişkin borç ile hiçbir bağının olmadığını beyan ederek; 30.11.2018 düzenleme tarihli, … çek numaralı ve 200.000 TL bedelli haciz baskısı nedeniyle davalı tarafa verilen çekten dolayı borçlu olunmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin borçluları … A.Ş. ve … A.Ş.’nin ….İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası borcuna mahsup edilmek üzere icra borçlusu şirketler yetkililerinin talimatına dayanarak davacı … tarafından alacaklı vekili Av. … ‘e verildiğini, mezkur çekteki son cirantanın … olması ve çek teslim tutanağında çekin …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına mahsuben verilmiş olduğunun yazılması karşısında davacılardan Intarnational … … A.Ş.’nin aktif husumetinin olmadığını, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yazılan talimat üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Talimat sayılı dosyasından bilirkişi incelemesi de yaptırılarak 26.07.2018 tarihinde usulüne uygun haciz yapıldığını, davacılardan …’ın borçlu şirketlerde aktif çalışan bir kişi olmadığını, icra dosyalarında taraf sıfatı olmadığı gibi icra borçluları ile herhangi bir organik bağının da olmadığını, çekin icra memurlarının haciz mahallini terketmelerinden sonra borçlu şirketler temsilcilerinin talimatları sonucunda verildiğini, müvekkili …’nın davaya dahili davalı olarak kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin işbu dosyası 26.11.2018 tarihinde açılmakla mahkememizin 2018/… Esasına kaydının yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda 30/06/2020 tarihinde ” davacı şirketin lehtarı olduğu, davacı gerçek kişinin ciranta olarak yer aldığı çeki, davacı gerçek kişinin hacizden kurtarmak üzere çalıştığı firma adına verdiği ve iddiasında çalıştığı firmanın gerçekte borçlu olmadığını ancak hacizden kurtarmak için çeki ciro ettiğini iddia etmiş ise de davacı şirket ile davalı arasında birden fazla hukuk yargılaması ve ceza soruşturması olduğunu, davaya konu çekin tüm kambiyo senedi vasfını da taşıdığı , bu konularda bir ihtilaf bulunmadığı, kambiyo senetlerinin vasıfları gereğince müceretlik ilkesi gereğince tanzim edenlerin bağlayıcı bulunduğu, çekin bir ödeme aracı olduğu, davaya konu çeklerin verildiğine ilişkin haciz tutanağında bir ifadeye yer verilmediği, çekin haciz tutanağı imzalandıktan sonra verildiği ve verilirken ihtirazi kayıt ileri sürülen ve bunun kayıt altına alındığı herhangi bir tutanağın dosyaya sunulmadığına binaen ve daha önemlisi baştan sona tüm unsurlara taşıyan ve sonuç itibariyle taraflar arasında kambiyo senetlerine ilişkin müceretlik ilkesi gerekiğince cirolanmış bir çek söz konusu olup çekin veriliş nedenine dair başkaca bir teminat yada şart ibaresi bulunmamış olmakla ve çekin davacı şirketin emrine düzenlenmiş olması nedeniyle aktif husumet sahibi olduğuna kanaat edinilerek” gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar Sayılı, 23/11/2022 Tarihli “… Davaya konu icra takibindeki alacakların dosya alacaklısı … tarafından fer’ileri ile birlikte 28.08.2018 tarihinde davalı …’ye temlik edildiği, işbu menfi tespit davasının temlik alan … davalı gösterilmek suretiyle 26.11.2018 tarihinde açıldığı, oysa dosya kapsamındaki belgelerden 09.11.2018 tarihinde yapılan temlik sözleşmesi ile icra dosyası kapsamındaki alacağın tekrar eski alacaklı …’ya temlik edildiğinin anlaşılması karşısında; davanın gerçekte taraf sıfatı bulunmayan … huzurunda görülerek sonuçlandırılması usule aykırıdır.
Davalı tarafça yapılan ikinci temlikin davadan hemen önce yapılmış olması ve bu durumun davacı tarafça bilinememesi kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilmesi gerektiğinden; taraf sıfatının dava şartlarından olması nedeniyle durumun re’sen dikkate alınması zorunlu olduğundan, mahkemece HMK.124/3-4 maddesi gereğince davacıya taraf değişikliği yapmak üzere kesin süre verilmesi ve bunun sonucuna göre işlem yapması gerekirken, davaya devamla mevcut duruma göre karar verilmesi hatalı olduğundan…” şeklindeki gerekçeli ilamı ile kaldırılmakla dosya mahkememizin işbu esasına kaydı yapılarak yargılama devam olunmuştur.
Davacı vekili tarafından kaldırma ilamı sonrasında mahkememize sunulmuş olan HMK m.124 hükmü uyarınca taraf değişikliği talebi üzerine … davalı olarak sisteme eklenmiş, kendisine dava dilekçesi ve ekleri de gönderilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çek, borçluları … A.Ş. ve … … A.Ş.’nin …. İcra Dairesi’nin 2017/… E. sayılı dosyası borcuna mahsup edilmek üzere icra borçlusu şirketler yetkililerinin talimatına dayanarak davacı … tarafından alacaklı vekili Av. … ‘e verildiğini, mezkur çekteki son cirantanın … olması ve çek teslim tutanağında çekin …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasına mahsuben verilmiş olduğunun yazılması karşısında davacılardan … … A.Ş.’nin aktif husumetinin bulunmadığını, …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasının borçlularının halka açık … A.Ş. ve onun bağlı şirketi … … Sanayi ve Ticaret A.Ş. Olduğunu, dosya borçlusu halka açık bu şirketlerin piyasayı ve küçük yatırımcıyı dolandırdığını ve bu şirketler ile ortakları hakkında yüzlerce icra dosyası, dava, soruşturma olduğunu, müvekkili ile … İcra Dairesi’nin 2017/… E. sayılı dosyası borçlularından … A.Ş. arasında 18.02.2020 tarihli harici sulh protokolü yapıldığını ve yine bu protokol uyarınca taraflarınca belge ile tahsil edilenler dışında kalan dava konusu bakiye alacaktan ve dava konusu icra takibinden feragat edildiğini, bu şekilde takip borçlularından … A.Ş. tarafından söz konusu takip borcu nedeniyle önceden yapılan ödemelerin kabul edildiğini ve takip borçlularından … A.Ş. tarafından müvekkilinin ibra edildiğini, yapılan hacizlerin usulüne uygun olduğunu, yapılan hacze, basiretli tacir olan dosya borçluları tarafından itiraz mercisi olan İcra Hukuk Mahkemesi’ne itiraz edilmemekle haczin kesinleşmiş olduğunu, davacılardan Intarnational … … A.Ş., … ailesi arasındaki kavgada Selim … ile … …’ın kullandığı paravan şirket olup, haczin yapıldığı otelin sahibi icra borçlusu … A.Ş. ile hiç bir ilgi olmadığını, davacılardan …’ın ise borçlu şirketlerde aktif çalışan bir kişi olmayıp, icra dosyalarında taraf sıfatı olmadığı gibi icra borçluları ile diğer herhangi bir organik bağı da olmadığını, bunun sonucu olarak yakından uzaktan hiçbir tarafı olmadığı mezkur icra dosyalarından dolayı, yakından uzaktan hiç bir irtibatı olmayan yerlerde ve bu yerlerdeki yine kendisi ile yakında uzaktan hiç bir ilgisi olmayan mallar üzerinde yapılan haciz işlemlerinin davacı …’ı etkilemesi ve haciz baskısı oluşturması yaşamın olağan akışına açıkca aykırı olduğunu, dava konusu çekin, icra borçlularının borcuna mahsuben ve icra dosyası borçlusu yetkililerinin telefonla talimatı ile verilmiş olup, davacıların mezkur çeke dayalı alacakla bir ilgileri dahi olmadığını, mezkur çek dosya borçlusu … A.Ş.’nin işlettiği oteldeki konaklama için acenta tarafından düzenlenmiş ve bu şirketin borcuna mahsuben taraflarına verildiğini, haciz sırasındaki olayların ancak haciz tutanağı ile ispat edilebileceği gerçeği ve haciz tutanaklarında davacı tarafından haciz esnasında çek verildiğine dair bir husus olmaması karşısında dahi davacıların haciz baskısı iddialarının yersiz olduğunu beyanla haksız ve kötüniyetli davanın reddine, davacıların %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, haciz tehdidi altında verilmiş olan çekten kaynaklı olarak icra takibinden önce açılmış olan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda tüm dosya kapsamı üzerinden celp edilmiş olan icra dosyaları ile birlikte inceleme yapıldığında …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasının alacaklısının …, borçlularının ise dava dışı … A.Ş. ile dava dışı … … A.Ş. Olduğu, söz konusu borçlular aleyhine dava konusunu oluşturmayan çeklerden kaynaklı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinin başlatılmış olduğu, ilgili icra takibinden kaynaklı olarak borçlu- dava dışı … A.Ş. adına kayıtlı olan ancak işbu dosyanın davacısı … … … A.Ş.’ye kiralanmış olan …’da bulunan … Oteline … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Talimat sayılı dosyası üzerinden hacze gidilmiş olduğu, davacı …’ın söz konusu haciz esnasında işbu davaya konu edilen “… Bankası A.Ş. İstanbul/ Şişli şubesine ait, Keşidecisi … A.Ş., lehdarı … … … A.Ş. , Keşide yeri İstanbul, Keşide Tarihi: 30.11.2018 olan, 200.000,00 TL bedelli, … Seri numaralı” çekin haciz baskısı altında verildiği iddiası ile davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti istemi ile işbu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan kontrolde …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasından yazılan talimat üzerine … İcra Dairesinin 2018/… Talimat sayılı dosyasından 07.11.2018 tarihinde “… … adresinde hacze çıkılmış olduğu, adreste …’ın hazır olduğu, hacze gelinme sebebi anlatıldığında “Süre Verilirse anlaşmaya varılabilir” şeklinde beyanda bulunduğu, iştirak haczine başlandığında borçlu şirket yetkilisi …’in geldiği, söz konusu taşınmaz üzerinde başkaları lehine ipotek konulduğunun ve haciz uygulanamayacağının beyan edildiği, haciz mahalline gelen Av. … tarafından haciz mahallinin mütemmim cüzleri ile birlikte müvekkili … … … A.Ş. Tarafından … A.Ş.’den kiralandığını beyanla istihkak iddiasında bulunulmuş olduğu, alacaklı vekili tarafından istihkak iddialarının kabul edilmemesi ile birlikte icra memurunca istihkak iddiasının muhtariyetine karar verilerek muhafaza işlemine geçilmiş olduğu, 6 aylık yediemin ücretinin depo edilmemesi sebebiyle muhafaza işlemi yapılmayarak hacze son verilmiş olduğu, haciz tutanağından işbu haciz esnasında dosya borcunu karşılamak amacıyla haciz mahallinde davaya konu edilen çekin verildiğine yönelik herhangi bir ibarenin yer almadığı görülmüş olup ayrıca yapılan kontrolde …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasının alacaklısı … tarafından … ile aralarında akdedilmiş olan 15.08.2018 tarihli alacağın temliki sözleşmesi uyarınca icra dosyası alacağı …’ye temlik edilmiş ise de taraflar arasında yeniden yapılan 09.11.2018 tarihli yeni bir alacağın temliki sözleşmesi ile alacağın yeniden …’ye devredilmesi üzerine alacaklının tekrardan … olduğu, işbu hali ile dosyanın davalısının … olması gerektiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit ve istirdat davaları 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. Somut olay bakımından mahkememizce yapılan kontrolde dosyanın tarafları arasında herhangi bir icra takibinin bulunmadığı, davacın çeke dayalı menfi tespit istemi ile açılmış olduğu anlaşılmakla işbu dava İİK m.72 hükmü nezdinde bir menfi tespit davası olmayıp HMK m. 106 hükmü uyarınca tespit davası mahiyetinde olduğu kanaatine varılmakla yargılama işbu kapsamda yürütülmüştür.
İşbu davaya konu edilmiş olan … Bankası A.Ş. … şubesine ait, Keşidecisi … A.Ş., lehdarı … … … A.Ş. , Keşide yeri İstanbul, Keşide Tarihi: 30.11.2018 olan, 200.000,00 TL bedelli, … Seri numaralı çek incelenmiş olduğunda çek lehdarı … … … A.Ş. tarafından çekin cirolanarak diğer davacı …’a verildiği, … tarafından 07.11.2018 tarihinde yapılan protokol ile cirolanarak icra dosyasının alacaklısının vekiline çekin verildiği, her ne kadar çekin arka yüzünde icra dosyasının alacaklısı olan … / … ‘nin ismi ve imzası yani cirosu yer alamasa da davalıların sunmuş oldukları cevap dilekçelerinde çekin alındığını açıkça kabul etmiş olmaları karşısında icra dosyası alacaklısı tarafından beyaz ciro yolu ile çekin dava dışı … …’a verildiği, … … tarafından çekin işbu dava açıldıktan sonra 30.11.2018 tarihinde tahsil edilmiş olduğu, davalıların çekin uhdelerinde iken zayi olduğuna yönelik herhangi bir iddialarının da olmamaları karşısında icra dosyası alacaklısı …’nın bu çeki dava dışı … …’a vermekle hangi sebeple verilmiş olursa oldun menfaat temin etmiş olduğu kanaatine varılmış olup davacılar tarafından her ne kadar davanın çek bedelinin ödenmesi sebebiyle istirdat davasına dönüştüğü iddia edilmiştir.
İstirdat davası esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup İİK 72/7 maddesinde düzenlendiğinden, davanın icra takibine dayanması dava şartıdır. Bununla birlikte, 6100 Sayılı HMK 106. Maddesinde tespit davası yoluyla, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun tespitinin talep edilebileceğinin düzenlendiği yine 6098 Sayılı TBK 77 ve devamı maddelerinde haklı bir neden olmaksızın, bir başkasının mal varlığından ya da emeğinden zenginleşen kimsenin bu zenginleşmeyi iade etmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında davacı üçüncü kişiler tarafından, genel hükümlere dayanarak, alacaklı aleyhine menfi tespit ile davalı alacaklının sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak ödenen paranın geri verilmesine ilişkin dava açılabilecek ise de gelen müzekkere cevaplarından çek hesabının bulunduğu banka tarafından dava dışı keşideci … Sanayi A.Ş. Hesabından dava dışı … …’a ödemenin yapılmış olması, davacıların ödeme yapmamış olması sebebiyle istirdat isteminde bulunamayacakları kanaatine varılmakla istirdat istemlerinin reddine karar verilerek menfi tespit talepleri bakımından inceleme yapılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilmiş olan çek teslim belgesi incelendiğinde protokolün 07.11.2018 tarihindeki hacze katılan alacaklı vekili Av. … ile davacı … arasında düzenlenmiş olduğu, işbu protokolün içeriğinin “Keşidecisi … A.Ş. Olan … Bankası / Şişli Şubesine ait … çek numaralı 30.11.2018 vadeli 200.000 TL bedelli çeki vade tarihinde tahsil edilip dosya borcumuza mahsup edilip, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla …. İcra 2017/… Esas ve … İcra Müdürlüğü 2018/… Talimat Sayılı dosyaya istinaden yukarıda yazılı çeki kiracı sıfatıyla İnternaional … … A.Ş.’den teslim ettim.” şeklinde düzenlenmiş olduğu, altının ise sadece … tarafından imzalanmış olduğu, işbu hali ile davacı …’ın …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasının borçlusu konumunda olmamasına rağmen işbu dosya borcunun 200.000,00 TL’lik kısmını çeki cirolayıp alacaklıya vermek suretiyle üstlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Borcun üstelenilmesi TBK’nın 195. Maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup buna göre borcun üstlenilmesinin 5 ayrı çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan borcun dış üstlenilmesi TBK. 196 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre borcun üstlenilmesi, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılan bir sözleşme ile olur. Bunun için de borcun, borcu üstlenene geçmesi için alacaklı ve borcu üstlenenin birbirine uygun, karşılıklı irade beyanları bulunmalıdır. Tarafların iradelerinin yorumlanmasında, borcun üstlenildiği hususunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde açık olması gerekir. Olayın koşullarına göre üstlenme iradesi başka türlü anlaşılmamalıdır. Dış borcu üstelenme ile eski borçlu borcundan kurtulur. Eski borçlunun yerine borçlu sıfatıyla borcu üstlenen geçer. Bununa birlikte borcu üstlenen, ancak eski borçlunun borcun üstlenilmesi sırasındaki mevcut borcu miktarında borçlu olur.
Somut olay bakımından davacılardan …’ın 07.11.2018 tarihli protokol ile borçlusu ve tarafı olmadığı …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasının toplam borcunun 200.000,00 TL’lik kısmını üstlenmiş olduğu kanaatine varılmakla mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/… Esas, 2021/… Karar Sayılı, 02/12/2021 Tarihli ” Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, davacı dışı borçlu şirketin çalışanları olduklarını, dava dışı şirketin borcu nedeniyle yapılan fiili haciz sırasında muhafaza işlemlerinin durdurulması ve ekmek kapılarının kapanmaması için takibe konu bono ve protokolü imzaladıklarını, davalıya borçlarının bulunmadığını, dava dışı borçlunun davalıya yaptığı ödemeler sonrasında esas borcun da kalmadığını, bononun teminat olarak verildiği ve kefalet hükümlerine aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, davacıların dava dışı borçlu şirketin borcunu kabul etmeleri nedeniyle ödeme protokolü ve bononun düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
… Davacıların dava dışı borçluların borcunu ödeme amacıyla vermiş oldukları bono teminat amaçlı olmayıp, borç üstlenme niteliğindedir. Aynı şekilde, bir başkasının borcunun üstlenilmesi niteliğindeki bono ve protokol dikkate alındığında davacıların kefil durumunda olmadıkları ve olaya kefalet hükümlerinin de uygulanamayacağı anlaşıldığından, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. Ancak anılan protokolde, bononun belirtilen icra dosyası borcunun ödenmesi amacıyla alındığı ve esas dosya borcuna mükerrer olmamak üzere düzenlendiği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen; mahkemece bononun verilme sebebi olan … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapılan ödemeler ve varsa bakiye borcun miktarı araştırılmadan eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olduğundan, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması yoluna gidilmiştir.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda borcu kısmi olarak üstlenen davacı …’ın davalıya karşı sorumluluğunun devam edip etmediğinin tespiti bakımından yapılan incelemede mahkememize davalı … vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan 28.07.2023 tarihli cevap dilekçesi ve ekinde yer alan evraklar incelendiğinde davalı … ile …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra takip dosyasının borçlusu … A.Ş. Arasında “Sulh Protokolü” başlığı altında akdedilen 18.02.2020 tarihli protokolün ” 3-) ALACAKLI … tarafından, BORÇLU … AŞ. ve … Sanayi ve Ticaret AŞ. aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas ve 2019/… Esas (Eski Esas 2017/13068 E.) sayılı dosyalarından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatılmıştır.
4-) ALACAKLI, işbu protokolün imzalanması ile 3. Maddede belirtilen icra dosyalarından ve işbu protokolde belirtilmemiş olmakla birlikte … A.Ş. Aleyhine başlatmış olduğu başkaca icra takibi var ise aynı şekilde o takipten de gayri kabili rücu kesin şekilde; icra takiplerinden, takipler konusu senetlerden, takipler konusu alacaktan (şimdiye kadar ACAKLI tarafından belgeli olarak tahsil edilenler dışındaki bakiye tüm alacaktan) ve alacakların tüm ferilerinden feragat etmiş olup, buna ilişkin açık beyanını ve hacizlerin fekki talebini işbu protokolün imza tarihinde ilgili icra dosyalarına yazılı olarak sunacaktır. ALACAKLI, icra dosyalarına sunacağı beyanında yatırmış olduğu herhangi bir satış avansı var ise kendisine iadesini talep edecek ve tüm hacizlerin fekkine muvafakat edecektir. BORÇLU, kendi keyfiyetinde olmak kaydı ile; dilerse icra dosyalarına feragat harcını yatırmak suretiyle dosyayı infaz ettirip hacizleri fek ettirebilecek ya da harcı yatırmaksızın söz konusu hacizlerin yasal sürelerinin geçmesi sonrasında fekkini talep edebilecektir.” şeklinde taraflarca anlaşmaya varılmış olduğu, işbu kapsamda icra dosyasının alacaklısı – işbu dosyanın davalısı … vekili tarafından 18.02.2020 tarihinde icra dosyasına alacağın haricen tahsil edildiğinin beyan edilmiş olduğu, harçların yatırılmamış olması sebebiyle icra dosyasının açık olduğu, söz konusu sulh protokolü uyarınca icra dosyası borçlularından olan … A.Ş.’nin dosya borcunun tamamını kapsar şekilde alacaklı ile anlaşması ve icra dosyasına haricen tahsil beyanında bulunulması üzerine işbu borçlunun davacı …’ın kısmi olarak üstlenmiş olduğu borcu geri üstlenmiş olduğu ve alacaklının da alacağını işbu borçludan tahsil etmiş olması üzerine davaya konu edilen … Bankası A.Ş. İstanbul/ Şişli şubesine ait, Keşidecisi … Sanayi A.Ş., lehdarı … … … A.Ş. , Keşide yeri İstanbul, Keşide Tarihi: 30.11.2018 olan, 200.000,00 TL bedelli, … Seri numaralı çekten kaynaklı olarak davacı …’ın davalıya herhangi bir borcunun kalmadığı anlaşılmakla işbu davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş, yukarıda gerekçesi açıklanmış olduğu üzere istirdat isteminin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılardan … … … A.Ş.’nin işbu davadaki talepleri bakımından yapılan incelemede işbu davacının …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas icra takip dosyasının tarafı konumunda olmadığı, haciz mahallinde istihkak iddiasında bulunabilecek üçüncü kişi konumunda olduğu, haciz esnasında çekin icra baskısı ve tehdidi altında öncelikle çalışanları diğer davacı …’a verildiğinin ispatlanamadığı gibi, diğer davacı … ile alacaklı vekili arasında düzenlenen 07.11.2018 tarihli protokolde işbu davacının isminin ve imzasının bulunmadığı, davacının söz konusu protokolün tarafı olmadığı gibi diğer davacı …’ın işbu davacı şirket adına sözleşme imzalama yetkisinin de bulunmadığı, bu sebeple davacı … … … A.Ş.’nin …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas icra takip dosyasının borcunun bir kısmını üstlenmiş olduğunundan bahsedilemeyeceği gibi davacının çekte yer alan imzasını da inkar etmemiş olduğu, rızası hilafına çekin uhdesindeyken çalındığı iddiasında da bulunmadığı anlaşılmakla çek sebebiyle sorumluluktan kurtulmasını gerektirir şekilde iddiası ispatlanamadığından işbu davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 2018/… Esas sayılı dosyasından kaldırma kararı öncesi yapılan yargılama sonucunda verilen 30/06/2020 tarihli ilamın … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar Sayılı, 23/11/2022 Tarihli ilamı ile kaldırılması ve kaldırma kararı öncesinde davalı sıfatı bulunan …’nin davacıların HMK m.124 hükmü uyarınca taraf değişikliği taleplerinde bulunmaları üzerine kaldırma ilamı ve taraf değişikliği talebi uyarınca … işbu davanın davalısını sıfatını almış olup 6100 Sayılı HMK’nın 124. Maddesinin “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.
(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca işbu davada taraf sıfatı sona eren … bakımından davanın tarafı olmaktan çıkarılmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve lehine yargılama giderine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
1-Davacılardan … … … A.Ş.’nin davalı …’ya yöneltmiş olduğu davasının reddine,
2-Davacılardan …’ın ” … Bankası A.Ş. İstanbul/ Şişli şubesine ait, Keşidecisi … Sanayi A.Ş., lehdarı … … … A.Ş. , Keşide yeri İstanbul, Keşide Tarihi: 30.11.2018 olan, 200.000,00 TLbedelli, … Seri numaralı” çekten kaynaklı olarak davalı …’ya borçlu olmadığının tespitine, davacının koşulları oluşmayan çek bedelinin istirdadı isteminin reddine,
3-Taraf sıfatını HMK m.124 hükmü uyarınca kaybeden … bakımından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli olan 13.662,00-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 3.415,50-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 10.246,50TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 3.459,20-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 270,00-TL olmak üzere toplam: 3.729,20-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 32.000,00TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden HMK m.124/4 ve AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 32.000,00TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …’ye verilmesine,
8- Davacı … … … A.Ş.’nin davalı …’ya yönelik reddedilen talepleri bakımından davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 32.000,00TL vekalet ücretinin davacı … … … A.Ş.’den alınarak davalı …’ya verilmesine
9-Davalı … tarafından yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.