Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/159 E. 2023/467 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/850 Esas
KARAR NO : 2023/437
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;11.12.2020 tarihinde … İli, … İlçesi, … Caddesi üzerinde sürücü … …’nin sevk ve iradesinde olan … plakalı araç ile … plakalı aracın park halinde olan … plakalı aracın sürücü … … tarafından açılan sol ön kapısına çarpması sonucu dava konusu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kazada nedeniyle müvekkiline ait … plakalı araçta 10.000,00 TL değer kaybı meydana geldiğini, şimdilik 100 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari kredilere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre; “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler iki yılda zamanaşımına uğrar.” hükmüne yer verilmiş olup dava konusu kazanın tarihi itibariyle 2 yıl geçerek zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmi dava niteliğinde 50.00.-TL tazminat talep edilmiş ise de; kısmi dava açmasında hukuki yarar bulunmadığından başvurunun reddine karar verilmesini, başvuranın talebi ile 20.09.2022 tarihinde 2.399.-TL değer kaybı ödemesi başvuran vekili Av. … ‘ e ödendiğini, yapılacak hesaplamada ZMSS Genel Şartları’ nın esas alınmasını, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve ekspertiz ücretinin davalıdan tahsili istemine istemine ilişkindir.
Somut olayda 11/12/2020 tarihinde, davacıya ait … plakalı araç ile davalının sigortalısı … plakalı aracın karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacının aracında meydana gelen hasardan kaynaklı olarak değer kaybı bedelinin tespiti için dava açılmadan önce yaptırılan ekspertiz incelemesine ödenen 269,87 TL bedelin ve davacının aracında meydana gelen değer kaybı için şimdilik 100,00 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek Ticari Kredilere Uygulanan Avans Faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Yargılama esnasında kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, hasar dosyası, … nezdindeki kayıtları ve kazaya ilişkin tüm evraklar celp edilerek dosya trafik kazaları alanında uzman makine mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişiden dava konusu kazaya karışan tarafların kusur oranlarının belirlenerek, davacının aracında kaza sonrasında meydana gelen hasarın kapsamı, aracın hasarlı ve hasarsız olan halinin karşılaştırılması sureti ile markası, yaşı, cinsi vs özellikleri de göz önünde bulundurularak hesaplanacak olan 2. El piyasa rayiç değeri ile birlikte yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca yapılacak hesaplama uyarınca davacının aracında değer kaybının olup olmadığı, değer kaybının oluşması ihtimalinde ne kadar olduğu, davalının yapmış olduğu ödeme ile birlikte mahsup yapıldığında davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine, karar verilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 10.04.2023 tarihli raporda özetle;
11.12.2020 tarihinde saat 19:30 sıralarında, … İli, … İlçesi, … Caddesi üzerinde sürücü … … yönetiminde seyir halinde olan … plakalı aracın sağ yan ön kısmı ile, … plakalı aracın seyir yönüne göre yolun sağında park halinde olan … plakalı aracın sürücü … … tarafından açılan sol ön kapısına çarpması sonucu dava konusu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
KTY’ nin, İndirme, Bindirme ve Kapıların Açılması Kuralları başlığı altında verilen 110.maddesinin. “b” fıkrasının 2.bendinde, Karayolunu kullananlar için bir tehlike ve engel teşkil etmeyeceğinden emin olunmadıkça, kapıların kapanmasını beklemeden hareket etmenin yasak olduğu belirtilmiştir.
Kaza şartında yolda seyir halinde olan ve park halinde olan aracının sol geri hizasından yaklaşan araca rağmen yönetimindeki aracın sol ön kapısını açarak davacı aracının sol ön kapıya çarpmasına neden olan … plakalı aracın sürücüsü … …” nin trafik kurallarına aykırı ve tedbirsiz davranışlarıyla kaza oluşumunda tam kusurlu olduğu, trafik kurallarına uygun şekilde seyir halinde iken güvenli duruş yapamayacağı mesafeden yolunu kesecek şekilde açılan kapı karşısında etkili tedbir alması beklenemeyecek olan … plakalı aracın sürücüsü … …’nin kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu hasar üzerinden yaklaşık 2 yıl 4 ay geçmiş olması nedeniyle, dava konusu hasar nedeniyle meydana gelen değer kaybı, dava konusu araç ile aynı marka, tip, model yılına sahip ortalama kullanım mesafeleri yakın olan muadil araçların güncel satış ilanlarında (Resim 4) yer alan satış değerleri ve hasarları göz önüne alınarak hasar öncesi ve hasar onarımı sonrası rayiç değerler arasındaki farka göre tespit edilen güncel değer kaybı 10.000,00 TL (Tablo 1), güncel ve hasar tarihi itibariyle kasko değerleri (Resim 5) kullanılarak nispi yöntem ile hasar tarihine irca edilmiş değeri (Tablo 2) göz önüne alınarak hasar tarihi itibariyle 3.750,00 TL olarak değerlendirilmiştir.
İşbu alınan rapora her ne kadar davacı vekili tarafından itiraz edilmiş ise de hüküm kurmaya ve denetime elverişli olan rapor uyarınca davacının kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davalının sigortalısının ise kusursuz olduğu, işbu hali ile TBK m.49 ve devamı hükümleri uyarınca davacının davalıdan talep edebileceği bir bedelin olmadığı, hiç kimsenin kendisinin kusurundan faydalanamayacağı yönündeki genel hukuk kuralı uyarınca davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(22)9-485 Esas, 2021/971 Karar Sayılı, 07.07.2021 Tarihli ” … Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2003 tarihli ve 2003/4-260 E., 2003/271 K. sayılı kararı; ayrıca bkz., Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C.II, 15. baskı, İstanbul 2017, s.1000).
… Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir.” şeklindeki gerekçeli ilamı uyarınca mahkememizce dava dilekçesi üzerinden yapılan kontrolde davacının davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmemiş olduğu, kısmi dava olarak açmış olduğu, dava değerinin 369,87 TL olarak belirtilmiş olması karşısında HMK m.341 hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığından kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli olan 179,90-TL karar ilam harcının başlangıçta peşin alınan 80,70-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 99,20‬-TLharcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükmü uyarınca hesap ve takdir olunan 369,87-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 3.120,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, HMK madde 341 uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.