Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/124 E. 2023/355 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/124 Esas
KARAR NO : 2023/355
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 17/02/2023
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

DAVA:Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, iş bu davanın 2, 3 ve 4 numaralı müvekkili davacıların, davalı şirketin genel kurulunda haksız yere ve tamamen keyfi olarak ibra edilmemelerine karar verilen yönetim kurulu üyeleri olduğunu, hukuka aykırı hiçbir eylemi bulunmayan davacıların keyfen ibra edilmemiş olmalarının kabul edilemeyeceğini, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olan bu ibra etmeme kararı uyarınca davacıların ibraya olan menfaatlerinden mahrum bırakıldığını, 2020 ve 2021 faaliyet yıllarına ilişkin olarak hukuka aykırı olan ibra etmeme kararının iptali ve 2, 3 ve 4 numaralı müvekkili davacıların ibralarına hükmedilmesi gerektiğini, 2, 3 ve 4 numaralı müvekkil davacıların ibra edilmemesinin arkasındaki temel sebebin, davalı şirketin genel kurulunda ibra etmeme yönünde oy kullanan diğer pay sahiplerinin paylarını fahiş fiyattan satmak da dahil olmak üzere kendi şahsi menfaatlerini gözeten gizli bir ajandaya sahip olmaları olduğunu, müvekkili 2, 3 ve 4 numaralı davacıların ibra edilmemesi yönünde oy kullanan pay sahiplerinin, mesnetsiz ve dayanaksız bir şekilde davalı şirket de dahil olmak üzere pay sahibi oldukları toplam 12 (on iki) şirket hakkında genel kurul kararının iptali, özel denetçi atanması, gündeme madde eklenmesi ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin talepleri ile toplam 39 (otuz dokuz) adet dava açtıklarını, bu davaların tamamının husumet yaratma amacını taşımakta olduğunu, anılan davaların birer birer reddedildiğini, davacı müvekkillerinin, yine aynı husumet yaratma amacı ile ibra edilmemiş olmaları sebebiyle huzurdaki ibra etmeme kararının iptali ve ibra davası açıldığını, müvekkili davacılardan … … ‘nde … sicil numarası ile kayıtlı ve ticari merkezi … Mah. … Cad. … No: … İç Kapı No: … i/İstanbul adresinde bulunan … Anonim Şirketi’nin (“Davalı” veya “Şirket”) 2.097.120 adet payını elinde bulunduran %13,53 oranında pay sahibi olduğunu, müvekkili davacı … A.Ş. Şirket’in 1.478.772 adet payını elinde bulunduran % 9,54 oranında pay sahibi olduğunu, diğer müvekkili davacılar … …, … … ve … … ise ibra edilmemiş Yönetim Kurulu üyeleri olduğunu, bu yönetim kurulu üyelerinin her biri yine davalı Şirkette %9,36 oranında pay sahibi olduğunu, şirketin pay sahipliği yapısı dava dilekçesi tablo halinde gösterildiğini, şirketin 2020 ve 2021 yılları Olağan Genel Kurul Toplantısının 17.11.2022 tarihinde saat 11.00’de … Cad. … Plaza No: … /İstanbul adresinde gerçekleştirildiğini, davalı Şirketin 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurulu için çağrı ilanı 01.11.2022 tarihli 10694 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde bulunduğunu, 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurulun gerçekleştiği gün olan 17.11.2022 tarihine dek 16 gün boyunca ilgili evrak tüm pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunu, 17.11.2022 tarihli toplantıya Şirket’in 15.010.200,00 TL’lik sermayesini temsil eden toplamda 15.010.200 adet payın sahibinin katıldığını; %96,84 oranında katılım sağlandığını, davalı şirketin 2020 ve 2021 yılları Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yönetim kurulu üyelerinin hem 2020 hem de 2021 yıllarındaki faaliyetlerine ilişkin ibraları ayrı ayrı oylandığını, genel kurul toplantısında alınan ibraya ilişkin 4 numaralı karar uyarınca, şirket yönetim kurulu üyelerinden … …, … … ve … … … 2020 ve 2021 yılları faaliyetlerinden dolayı oyçokluğuyla ibra edilmediğini, söz konusu ibra etmeme kararlarının, tümüyle şahsi husumet ve özel çıkar gözetilerek alındığını, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, zarar verme amacına yönelen bu kötüniyetli kararların iptali ile ibra edilmemiş yönetim kurulu üyelerinin ibrasına hükmedilmesinin talep edildiğini, toplantı tutanaktağından da görülebileceği üzere, 1 numaralı müvekkili davacı … … ve 5 numaralı müvekkili davacı … A.Ş., yönetim kurulu üyelerinden … …, … … ve … … ‘ın 2020 ve 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı ibra edilmeleri yönünde oy kullandığını ve ibra etmeme yönünde kullanılan oyların ve bu şekilde alınan kararın tümüyle sebepsiz, keyfi ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ibra etmeme kararının hukuken hiçbir dayanağının bulunmadığını beyan ederek bu ibranın reddi kararına olan muhalefetlerini toplantı tutanağına (temsilcileri … ve … … aracılığıyla) şerh olarak geçirttiklerini, TTK M. 446(1)(A) uyarınca “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten” pay sahipleri genel kurul kararının iptali davasını açabileceğini, davacı müvekkillerinden … … ve … A.Ş’nin bu kapsamda taraf sıfatını haiz olduğunu, dava dilekçesi ekinde yer alan tutanaktan da görülebileceği üzere, davacı müvekkillerinden … …, … … ve … … ‘ın genel kurul kararı ile ibraları reddedilen ve ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri olduğunu, anılan yönetim kurulu üyelerinin, TTK’ya uygun olarak kendi ibralarında oy kullanmadıklarını ancak yine de kararın yanlışlığını açıkça gösterir şekilde muhalefet şerhlerini tutanağa geçirttiklerini, … …’nun (temsilcisi … aracılığıyla) ve … A.Ş.’nin (temsilcisi … … aracılığıyla) muhalefetlerini dile getirdikleri şerhe … … , … … ve … … da katıldığını, nitekim, öğretide savunulduğu ve Yargıtay kararlarında da yer aldığı üzere kendi ibrasında oy kullanmayan yönetim kurulu üyesi pay sahibinin tutanağa muhalefet şerhini geçirtmesine dahi gerek olmadığını, aynı zamanda, müvekkili davacıların … …, … … ve … …, TTK m. 446(1)(d) kapsamında ibranın reddi kararının kişisel sorumluluğuna yol açabilecek olan yönetim kurulu üyeleri olduğunu, anılan sebeplerle, müvekkili davacılar … …, … … ve … … TTK M. 446 uyarınca davacı sıfatını haiz olduğunu, ayrıca, ibrası reddedilen veya hakkında ibra kararından kaçınılan herkesin ibra davası açabileceğinden müvkkili davacı … …, … ve … … ibra davası açabilmek için taraf sıfatını haiz olduğunu, TTK m. 445 uyarınca müvekkili davacılar … … … …, …, … …, … A.Ş., kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceğini, ibranın reddi kararı 17.11.2022 tarihli olduğunu, huzurdaki davanın süresi içerisinde açıldığını, pay sahiplerinin ibra etmemeye gerekçe gösterdikleri hususların somut gerçeklere aykırı, asılsız iddialardan ibaret olduğunu, davalı şirketin tek malvarlığının bir adet araziden ibaret olduğunu, ortada ibra edilemeyecek bir faaliyet, iş ve işlem dahi bulunmadığını, kira sözleşmesinin akdedildiği 01.05.2018 tarihinde ibra etmeme yönünde oy kullanan pay sahiplerinden … ve … hem kiraya veren Davalı Şirket’in hem de kiracı … Ticaret A.Ş.’nin yönetim kurulunda yer aldığını, ibra etmeme yönünde oy kullanan pay sahiplerinin davalı şirketin yönetim politikalarını bizzat oluşturduklarını, davalı şirketin, kuruluşundan bu yana ibra etmeme yönünde oy kullanan pay sahiplerinin yönetime bizzat katılmaları ve tüm yönetim politikalarını davacılar ile beraber müştereken oluşturmaları ile yönetildiğini, davalı şirket 2020 ve 2021 faaliyet yıllarında da daha önce tüm pay sahipleri tarafından müştereken oluşturulmuş bu yönetim politikasını takip ettiklerini, bu kapsamda, ibra etmeme yönünde oy kullanan pay sahiplerinin bizzat kendileri tarafından oluşturulmuş yönetim politikasını takip eden ve uygulayan yönetim kurulu üyelerini ibra etmemelerinin dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğunu, toplantı tutanağında ifade edildiği gibi “… Ailesi” olarak anılan kişiler birlikte hareket ederek şirket üzerinde tek elden hâkimiyet icra ediyor olsaydı, bu pay sahiplerinin 09.12.2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına kadar, davalı şirketin kuruluştan beri teşkil edilmiş yönetim kurullarında temsil edilmelerinin mümkün olmayacağını, ibra etmeme yönünde oy kullanan pay sahipleri … ve … şirket’in kuruluşundan 09.12.2020 tarihine dek davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduklarını, … … …, … … ve … …’nun ibra oylamasında olumsuz oy kullanan pay sahiplerinin, davalı şirkete keşide ettiklerini, 15.04.2021 tarihli ihtarnamede, davalı şirketin kendileri ile “ortaklaşa yönetildiğini” ikrar ettiklerini, hal böyle iken, davalı şirketi tek başına bir ailenin yönetegeldiğini ileri sürebilmek için açıkça kötü niyetli olmak gerektiğini, nitekim, davalı şirket yönetim kurulu kararları incelendiğinde genel kurul toplantılarının düzenlenmesi gibi hususlara ilişkin kararların yanı sıra, KDV matrah artırımı, bütçe yapılmasınrın, davalı şirketin faaliyet konusuna ilişkin pazar araştırması yapılması gibi yönetsel iradeyi teşkil eden kararlarda ibra etmeme yönünde oy kullanan … Yalman’ın da imzası bulunmadığını, yönetim kurulunda alınan kararların ve üst yönetime verilen talimatların oluşumuna tüm üyelerin eşit şekilde katıldıklarını, bu bağlamda, Şirketin pay sahiplerinin, ortaklıklar hukuku ile ilgisiz şekilde aile kavramı kullanılarak ayrıştırılması ve yapay azınlık çoğunluk tanımlamaları yapılmasının gerçekliğe uygun düşmediğini, nitekim, azınlık konumunda bulunduklarını iddia eden bu pay sahiplerinin, şirket esas sözleşmesinde TTK m. 360 uyarınca hiçbir imtiyaz öngörülmemesine rağmen, kendi deyimleri ile neden ve nasıl her Yönetim Kurulu’nda “temsil edildiklerini”, ileri sürdükleri iddialarla tutarlı bir biçimde açıklamaları olanaklı olmadığını, anılan pay sahiplerinin, yıllardan bu yana ortaklık iradesinin oluşumunda doğrudan rol oynadığını, tüm kararlar ve uygulamalara mali ve hukuki sonuçlarını bilerek katıldıklarını, geçmiş tüm yönetim kurulu üyelerinin de bu nedenle daima oybirliği ile ibra edildiklerini, bazı pay sahiplerinin bizzat kendi katılımları ile yarattıkları yönetim biçimini ibra etmemelerinin, tamamen kötü niyetli hedeflerle Şirkete zarar verme ve paylarını fahiş fiyattan devretmek amacıyla rahatsızlık verme planının bir parçasından ibaret olduğunu, pay sahibi oldukları on iki farklı şirket aleyhine birbirine çok yakın tarihlerde kopyala yapıştır gerekçelerle mesnetsiz seri davalar açtıklarını, dayanaktan yoksun ve seri şekilde açılan bu davaların, pay sahipleri arasında derin bir ihtilaf bulunduğu zannını yaratarak bankalar nezdinde olumsuz bir algı oluşturmak maksadıyla, hiç vakit kaybetmeksizin davalı şirketin bir parçası bile olmadığını ve yalnızca ilişkili tarafları ilgilendiren Finansal Yeniden Yapılandırma (FYY) sürecinin yürütüldüğü bankalara noter kanalıyla gönderilen bir ihtarname ile bildirildiğini, ibra etmeyen pay sahiplerinin, sanki iptal ve özel denetçi davalarının alacaklı bankalarla yürütülen FYY müzakereleri ile bir ilgisi varmış gibi, sadece “bakınız çok sayıda dava açtık; mevcut yönetimin meşruiyeti yoktur; bu şirketlerle FYY sözleşmesi yapmayın” mealindeki bu ihtarnamelerinin tüm alacaklı bankalara gönderdiğini, ibra etmeyen pay sahiplerinin, bu şekilde olumsuz algı yaratıp, davalı şirketi borç ödeyemez hale düşürmek ve bu durumu bir zorlama aracı olarak kullanarak paylarını devretme imkânı sağlamak istediklerini, buna göre, huzurdaki davaların kullanılma ve alacaklı bankalara yansıtılma şeklinin, tümüyle davalı şirket’in mahvına yol açabilecek bir pervasızlığa ve hak suiistimaline işaret ettiğini, müvekkili davacıların ibrasından sebepsiz yere kaçınıldığını, olumsuz oy kullanan pay sahipleri özel çıkarları gerektirdiği için ibra etmeme yönündeki kararın alınmasına yol açtığını, ibra etmeyen pay sahiplerinin yönetim kurulunda yer almadığı 2021 yılında kar ettiğini, bu bağlamda ibra edilmemiş yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesinin hiçbir gerekçesi bulunmadığını, hem öğreti, hem de yargıtay, sebepsiz yere, dürüstlük kuralına aykırı olarak ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin talepleri üzerine mahkemece ibralarına hükmedilebileceğini tereddütsüz biçimde kabul edeceğini belirterek … Anonim Şirketi’nin 17.11.2022 tarihinde yapılan 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan, 4 numaralı kararın ibra etmeme yönündeki kısmının kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle İPTALİNE, (2), (3) ve (4) Numaralı davacılar … …, … … ve … …’nun 2020 ve 2021 yılı faaliyetlerinden dolayı ibralarına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde, İbranın reddini içeren bu kararın iptalinin ve ilgili kişilerin ibrasının talep edilmesinde davacılar’n herhangi bir hukuki menfaatinin bulunmadığını, zira, ibranın reddi kararının tek başına uygulanabilir nitelik taşımadığını, ibra konusunda esas inceleme ve tartışmaların, yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak bir sorumluluk davasında yapılacağını, yargıtay ve öğretide de bu hususun doğrulandığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h bendi uyarınca dava şartlarından biri davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması olduğunu, ancak yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle davacıların huzurdaki davası bu şarttan yoksun olduğunu, bu nedenle, huzurdaki davanın, HMK m. 115/2 uyarınca hukuki yarar olmadığından dava şartı noksanlığı sebebiyle esasa girilmeksizin usulden reddi gerektiğini, Şirket Esas Sözleşmesinin 11. Maddesi “Genel kurul toplantıları ve bu toplantılardaki karar nisabı, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir.” şeklinde olduğunu, şu hâlde ibra hususunun görüşüldüğü kararın TTK m. 418 ve m. 436 uyarınca şirket sermayesinin en az yarısının temsil edildiği genel kurulda, oydan yoksunluk kurallarına riayet edilerek, toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınması yeterli olduğunu, davaya konu genel kurul kararı incelendiğinde, Şirketin 15.500.000 TL sermayesine tekabül eden toplam 15.500.000 adet paydan 15.010.200 adet payı temsil eden pay sahiplerinin toplantıda hazır bulunduğunu ve böylece toplantı nisabının sağlandığı görüldüğünü, (4) no.lu ibra etmeme kararının 2020 yılına ilişkin kısmının 3.575.892 adet paya ilişkin olumlu oya karşılık 5.084.620 adet paya ilişkin olumsuz oy ile, 2021 yılına ilişkin kısmının 3.575.892 adet paya ilişkin olumlu oya karşılık 7.081.701 adet paya ilişkin olumsuz oy ile oy çokluğuyla alındığı ve oydan yoksun olanların oylamaya katılmadığı görüldüğünü, şu hâlde, esas sözleşmede ve buna bağlı olarak TTK’da öngörülen nisaplara uygun karar alındığını, nisaplara ve TTK m. 436’da öngörülen sınırlamalara uyulan ve pay sahiplerinin iradesini yansıtan bu kararın Davalı Şirket açısından iptal edilmesini gerektirecek herhangi bir husus bulunmadığını belirterek davacıların hukuki menfaat koşulundan yoksun davasının usulden reddine, davanın hêr halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 03/05/2023 havale tarihli dilekçesinde, Davalı Şirkete karşı huzurdaki davaya konu 17.11.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali talepli farklı bir dava daha açıldığını ve söz konusu bu davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2022/… Esas sayısıyla görülmekte olduğunun taraflarınca haricen öğrenildiğini, TTK m. 448’inci maddesi uyarınca aynı genel kurul toplantısında alınan kararlara karşı birden fazla iptal davası açılması halinde bu davaların birleştirilerek görülmesi gerektiğini, huzurdaki davanın 17/02/2023 tarihinde saat 17:33’de açıldığını, birleştirilmesi talep edilen davanın ise aynı tarihte daha erken bir saat olan 14:37’de açıldığını belirterek huzurundaki dosyanın kapatılarak davaların ilk davanın açıldığı …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/… E. Sayılı dosyası altında birleştirilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/… Esas sayılı dosyasına ait dava dilekçesi ve son duruşma tutanağı istenerek dosyamız arasına alınmıştır. Dava dilekçesi incelendiğinde, davacılarının … olduğu, davalısının … A.Ş olduğu , dava konusunun davalı şirketin … A.Ş’nin 17/11/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınmış 2 ve 3 nolu hukuka aykırı kararların TTK 445. Maddesi uyarınca iptali ya da TTK 447. Maddesi uyarınca butlanma malul olduğunun tespiti, 7 nolu kararınsa yoklukla malul olduğunun tespiti yahut TTK 445. Maddesi uyarınca iptali ya da TTK 447. Maddesi uyarınca butlanla malul olduğunun tespiti talepli olduğu görülmüştür.
TTK’nın 448. Maddesinde ” Yönetim kurulu iptal veya butlan davasının açıldığını ve duruşma gününü usulüne uygun olarak ilan eder ve şirketin internet sitesine koyar. İptal davasında üç aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanamaz. Birden fazla iptal davası açıldığı takdirde davalar birleştirilerek görülür. Mahkeme, şirketin istemi üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebilir. Teminatın nitelik ve miktarını mahkeme belirler.
” denilmektedir.
HMK 166. Maddesinde ” Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” denilmektedir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/… Esas sayılı dosyası ile açılan dava, davalı şirket … A.Ş’nin 17/11/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 nolu kararların iptali , 7 nolu kararın yoklukla malul olduğunun tespiti hakkında olduğu, TTK 448 ve HMK 166. Maddesi gereğince her iki dosya arasında bağlantı bulunduğu, biri hakkında verilen kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu anlaşıldığından dosyamızın daha önce açılan … ATM ye ait 2023/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine aşağıdaki şeklide karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememize ait dosyanın … ATM ye ait 2023/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
2-Esasımızın bu şekilde kapatılarak yargılamaya … ATM ye ait 2023/… esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının birleşen mahkemece değerlendirilmesine,
Esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 04/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
¸