Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/110 E. 2023/653 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/110 Esas
KARAR NO : 2023/653
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 13/02/2023
KARAR TARİHİ : 19/09/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyasına konu alacağını tahsil etmek amacıyla borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için müvekkili şirkete İİK. 89/3 maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderdiğini, söz konusu üçüncü haciz ihbarnamesi 02.02.2023 tarihinde müvekkili şirket – üçüncü kişiye tebliğ edildiğini, davalının aynı borçlu ile ilgili olarak …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası ile müvekkili şirkete maaş haciz bildirimi talebinde bulunduğunu, 12.10.2012 tarihli maaş haciz bildirimi 13.10.2022 tarihinde müvekkil şirkete UETS olarak tebliğ edildiğini, maaş haczine verilen cevapta borçlunun maaşının ¼’ne haciz şerhi işlendiği 17.10.2022 tarihinde icra dosyasına bildirildiğini, tebliğ edilen maaş haciz ihbarnamesine verilen cevap akabinde icra dosya borçlusunun 19.10.2022 tarihinde istifa etmek sureti ile iş akdini sonlandırıldığını, borçlunun iş akdinin sonlandırması akabinde müvekkili şirket bu defa …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyasına; borçlunun 19.10.2022 tarihinde iş akdinin istifa ile sonlandırdığını, borçlunun son hak edişinin ¼’ünün maaş ödeme tarihinde icra dosyasına yatırılacağını, borçlunun maaşı dışında herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı bildirilmiş olduğunu, 09.11.2022 tarihinde de borçlunun son maaşının ¼’üne tekabül eden 924,00.TL icra dosyasına ödendiğini, üçüncü kişi müvekkili şirketin SGK’lı çalışanı olan ve 19.10.2022 tarihinde iş akdi sonlanan, müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı davalı alacaklı tarafından bilinen ve gönderilen maaş haciz ihbarnamelerine ve yasal dayanaktan yoksun gönderilen 89/1-2 haciz ihbarnamelerine itiraz edilmesine rağmen haksız ve kötü niyetli, yasal dayanaktan yoksun olarak gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin alacaklı olduğu icra takibi için üçüncü kişilere ister maaş haczi ya da 89 gönderilmesi gibi bir durum seçimlik hak olup alacaklı tarafından istenilen talep üzerine işlem yapıldığını, davacı tarafından her ne kadar müvekkili hakkında kötüniyetli olduğunu belirtmiş ise de bahse konu iddiası yerinde olmadığını, nitekim müvekkilinin davacıya maaş haczinin usulsüz olması durumunu icra müdürü tespit ederek red ya da kabul kararı verdiğini, davacı tarafça her ne kadar dava dilekçesinde yapılacak tebligatın ne şekilde yapılacağı UYAP sisteminde mevcut olduğunu, dolayısıyla yapılan sorgulama neticesinde davacı tarafın UETS bilgisi olmadığı UYAP’tan kaynaklı olarak görünmemesi müvekkilin kötü niyeti olmadığını gösterdiğini, bahse konu talep yasaya uygun olduğundan icra müdürlüğünce de karar verildiğini, davacı hakkında usulüne uygun 89/1, 2 ve 3. haciz ihbarnameleri gönderildiğini, süresinde itiraz etmediği gibi cevapta vermediğini, davacının maaş hacizne cevap vermiş olduğunu, dava icra dosyası borçlusunun davacının çalışanı olduğunu ikrar ettiğini ve aralarında hak ve alacağının olmadığı hususu borç ilişkisi olmadığı anlamına gelmediğini, nitekim işçi işten çıksa ya da çıkarılsa dahi işçinin çalıştığı yerde kıdem ihbar tazminatı alacakları söz konusu olduğunu, davacı tarafça süresinde İİK m89 haciz ihbarnamelerine itiraz etmemekle birlikte icra dosyasına icra takibinden sonra yasaya uygun olarak borçlu sıfatıyla eklenmesi davacı ile dosya borçlusu arasında hukuki fiili ve organik bağ olması neticesinde alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla sigortalı giriş çıkış yaptırmasından dolayı davanın reddine ve İİK m 89/1, 2.ve 3. maddeleri gereğince yasaya ve hukuka uygun olarak gönderilmiş haciz ihbarnamelerine istinaden davacının borçlu sıfatıyla dosyaya taraf olarak eklenmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, üçüncü kişi tarafından icra takibinden sonra İİK m.89/3 hükmüne dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda işbu davaya dayanak yapılan …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyası celp edilip incelendiğinde davalı alacaklı … tarafından borçlu Mahmut Yıldız aleyhine 29.992,00 TL bedelli bonodan kaynaklı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine girişmiş olduğu, icra takibi esnasında borçlunun 3. Kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerine haciz konulması amacıyla 3. Kişilere haciz ihbarnamelerinin çıkartıldığı, işbu 3. Kişilerden olan …’ın süresi içerisinde itiraz etmemesi üzerine borçlu sıfatı ile icra dosyasına dahil edildiği, işbu borçlu olarak kabul edilen …’ın 3. Kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerine haciz konulması amacıyla davacıya çıkartılan haciz ihbarnameleri akabinde davacı tarafından 3. Haciz ihbarnamesinin 05.02.2023 tarihinde tebliğ alındığı ve 15 günlük yasal süre içerisinde 13.02.2023 tarihinde İİK m.89/3 hükmüne dayalı olarak işbu menfi tespit davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette bulunan … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2022/… Esas, 2023/… Karar Sayılı, 09/06/2023 Tarihli ilamı, (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarih, 2019/1500 Esas-2019/ 4799 Karar sayılı “…Dava İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. İhbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu Yaşar Çoban’a karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takiptir. Bu itibarla ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Dava tarihi itibarıyla asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” şeklindeki ilamı bir bütün olarak incelendiğinde davaya bakma görevinin mahkememize ait olduğu kanaatine varılarak yargılama yapılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümüne konu olan İİK’nın 89/3 hükmünde “(3)Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” şeklinde 1., 2. Ve 3. Haciz ihbarnamelerini alan 3. Kişilerin yapması gerekenler düzenlenmiştir.
İİK’nun 89. Maddesi uyarınca kendisine 89/2 haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişi, tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci haciz ihbarnamesine de itiraz etmez ise borcun zimmetinde sayılması kesinleşir (Kuru, s. 465 vd.) ve üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilir. Üçüncü haciz ihbarnamesi, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü kişiye onbeş günlük süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borç ile yedinde sayılan malı zorla alınacağının bildirilmesidir.
İİK’nın 89/3. fıkrasına göre, icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve menfi tespit davası açan üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur.
Somut olayda davalı tarafından davacının, dosya borçlularından olan …’ın işvereni olması sebebiyle davacıya haciz ihbarnameleri çıkartıldığını beyan etmiş, davacı tarafından ise söz konusu işçinin istifa ederek işten ayrıldığı ve herhangi bir borçlarının bulunmadığını iddia etmiştir. Yargılama esnasında celp edilen dava dışı borçlu …’ın SGK kayıtları incelendiğinde, işçinin davacının yanında 27.05.2022 tarihinde çalışmaya başladığı, 19.10.2022 tarihinde ise işten ayrıldığı, buna ilişkin olarak davacı tarafça dosyaya dava dışı işçinin istifa ettiğine dair istifa mektubunun bir suretinin ibraz edilmiş olduğu, UYAP sisteminden …’ın taraf olduğu dosyalara ilişkin olarak yapılan sorgulamada davacı ile dava dışı … arasında herhangi bir davanın bulunmadığı, nitekim davacı tarafından sunulan 19.11.2022 tarihli ibranamede dava dışı …’ın davacı şirketten işçilikten kaynaklı olan alacaklarını almış olduğunun açıkça belirtilerek davacı şirketi ibra etmiş olması karşısında davalı tarafça davacıya gönderilen ilk haciz ihbarnamesini tarihi olan 05.12.2022 tarihi itibari ile davacının dava dışı … ile herhangi bir ilişkisinin kalmamış olduğu görülmekle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar Sayılı, 25.03.2022 Tarihli “… davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmemiş olması nedeniyle kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine süresi içinde açtığı menfi tespit davasının kabulüne ya da kısmen kabulüne karar verilmesi halinde davalının, ön inceleme duruşmasından önce davayı tamamen ya da haklı olup olmadığını bildiği kısım yönünden kabul etmemesi durumunda, tam kabulde yargılama giderlerinin tamamından, kısmen kabulde ise haklılık durumuna belirlenen kısmından sorumlu olacağına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine, iş bu kararımızın Dairemizin görev alanına giren tarafların tacir ve işin ticari işletmeyle ilgili bulunduğu İİK’nın 89/3 maddesi hükmü uyarınca açılan menfi tespit davaları bakımından değerlendirme yapılarak verildiğine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi kararı uyarınca yargılama giderlerinden davalı sorumlu tutularak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davacının İİK m.89/3 hükmü uyarınca …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli olan 269,85-TL karar ilam harcından peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile eksik 89,95-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 385,40- TL ( başvurma, vekalet harcı, peşin harç) davetiye, posta gideri: 135,00-TL olmak üzere toplam: 520,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.19/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.