Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/898 E. 2023/824 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/898 Esas
KARAR NO : 2023/824
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … ve … marka araçların yetkili servis hizmetleri ve diğer bağlantılı hizmetler üzerine faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme uyarınca müvekkilisinin “İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No: … ” adresinde yer alan binanın 1. katında epoksi zemin kaplama projesi gerçekleştirdiğini, davalı şirket tarafından yapılan epoksi uygulamanın ayıplı olduğunu ve ayıplı epoksi uygulaması hakkında delil tespiti yapılmış olup düzenlenen bilirkişi raporu ayıbı açıkça ortaya koymakta olduğunu, davalı firma ile iletişime geçilerek ayıbın giderilmesi istenmiş olduğunu, epoksi uygulamasının ücretsiz onarılması ve bunun mümkün olmaması halinde ise onarım bedelinin ve müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, ayıplı ifa edilen eser sözleşmesinden kaynaklı olarak öncelikle ücretsiz onarım olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme kapsamında davacının işyerinin bulunduğu binanın -1’inci katında epoksi zemin kaplama işinin yapımı konusunda anlaşılmış olduğu, davacı ve davalı tarafından karşılıklı olarak sözleşme kapsamındaki edimlerin gerçekleştirilmiş olduğu ancak davalının ediminin ayıplı şekilde ifa edildiği iddiası ile öncelikle epoksi kaplama işinin davalı tarafından ücretsiz yeniden yapılarak onarımının gerçekleştirilmesini, olmadığı takdirde yeniden yapılması için güncel bedelin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme, dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Eser sözleşmeleri niteliği gereği tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup, sözleşme gereğince yüklenici bir eser meydana getirmeyi, iş sahibi de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi taahhüt eder. Bu haliyle uyuşmazlığın, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 6098 sayılı TBK’nın 470 v.d. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümleri gereğince çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Ayıp, yüklenicinin meydana getirip iş sahibine teslim ettiği eserdeki sözleşmeye ve fenne aykırılıklardır. Başka bir anlatımla ayıp, sözleşmede kararlaştırılan ve beklenen amaca göre bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da bulunmaması gereken bazı bozuklukların bulunması şeklinde tanımlanmaktadır.
Eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp halinde işsahibinin seçimlik hakları TBK’nın 475. Maddesinde düzenlenmiş olup buna göre; “(1) Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
(2) İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
(3) Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut olay bakımından işbu dava açılmadan önce davacı tarafından …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/… D.İş sayılı dosyası üzerinden delil tespitinin yaptırılarak mahallinde yapılan keşif akabinde bilirkişi raporunun alınmış olduğu, aynı zamanda işbu delil tespitinden önce de … Noterliğinin 11.05.2022 Tarihli … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ayıp ihbarında ve tazminat isteminde bulunduklarının ihtar edilmiş olduğu görülmekle mahkememizin ön inceleme duruşmasında davacı vekilinden müvekkiline ait iş yerindeki hasarın davalı yahut 3. Bir kişi tarafından giderilmiş olup olmadığı, zemindeki hasarın devam edip etmediği, dava dilekçelerindeki ücretsiz onarım taleplerinin devam edip etmediği hususu sorulmuş olup duruşma esnasında “Müvekkilime ait işyerinde epoksi kaplamanın büyük bir kısmı kalkmıştır, ancak müvekkilim üçüncü bir kişiye yeniden tamir yaptırmamıştır, mevcut haliyle durmaktadır, bu sebeple onarım talebimiz devam etmektedir, bilirkişi marifeti ile onarımın mümkün olup olmadığının tespitini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunulması üzerine dosyanın, D.iş dosyası kapsamında yerinde tespit yaparak rapor hazırlamış olan İnşaat Mühendisi bilirkişisine tevdine, bilirkişiden takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacıya ait binanın zemininde D.iş dosyasında yapılan keşiften sonra halen hasarın devam edip etmediği, hasarın nereden kaynaklandığı, hatalı üründen mi yoksa hatalı uygulamadan mı kaynaklandığı, davalının edimini ayıplı ifa edip etmediği, hasarın davacının binasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hasarın meydana gelmesinde kimin ne kadar kusurunun olduğu, davacının binasında hasar devam ediyor ise davalı tarafından onarımının mümkün olup olmadığı, mümkün ise onarımın yapılacağı şekil ile onarım ücretinin güncel piyasa değerleri uyarınca dava tarihi itibari ile ne kadar olacağı, davalının onarımının mümkün olmaması halinde aynı işin 3. Bir kişiye tamir ettirilerek onarımının / baştan yapılmasının mümkün olması halinde işbu bedelin ne kadar olabileceği hususlarında tüm dosya kapsamı itibari ile d.iş dosyası ile karşılaştırılmak suretiyle rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Bilirkişi tarafından mahallinde yapılan inceleme akabinde hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 06.07.2023 tarihli raporda özetle;
Davacıya ait binanın zemininde D. İş dosyasında yapılan keşiften sonra halen hasarın artarak devam etmiş olduğu,
Hasarın yanlış işçilik uygulamasından yani hatalı uygulamadan kaynaklandığı, davalının edimini ayıplı ifa etmiş olduğu, hasarın davacının binasından kaynaklanmadığı, hasarın meydana gelmesinde davalının %100 oranında kusurlu olduğu,
Davacının binasında hasarın artarak devam ettiğini ve davalı tarafından hasar onarımının mümkün olmadığı, seramik zemin üzerine yapılmış olan ve büyük bir çoğunluğu zeminden ayrışmış olan Poliüüretan Selfleveling kaplamanın sökülerek tamamının yeniden yapılması gerekmekte olup, zemin kaplama kalktığı için silinmiş olan zemin yüzeyinin üzerine 10 cm Kalınlığında Poliüretan Zemin Çizgisinin yeniden yapılması gerekmekte olduğu,
Davalının onarımının mümkün olmaması nedeniyle aynı işi 3. bir kişiye baştan yapılması gerekmekte olup güncel piyasa değerleri uyarınca dava tarihi itibariyle malzemeli işçilikli KDV dahil bedelinin 162.497,89TL kadar olabileceği,
Mahkememize bildirilmiştir.
İşbu bilirkişi raporuna karşı davacı taarfından sunulan beyan ve talep sonucuna ilişkin 03.09.2023 tarihli dilekçede özetle; hasarın onarılması da mümkün olmadığından ücretsiz onarım talep edilemediğini, dava dilekçelerinde yer alan 2. terditli talepleri uyarınca bilirkişi tarafından tespit edilen 162.497,89TL’nin, davanın açıldığı 27.12.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiş olduğu görülmüş olup yargılama esnasında işbu dava değeri üzerinden eksik harç ikmal ettirilerek davaya devam olunmuştur.
Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olan bilirkişi raporu incelendiğinde davalının edimini ayıplı olarak ifa etmiş olduğu, dava tarihi itibari ile söz konusu hizmetin kullanılmasının mümkün olmadığı gibi bilirkişi tarafından yerinde yapılan inceleme tarihi itibari ile de onarımının mümkün olmadığı, yeniden yapılması gerektiği belirtilmekle davacının terditli olarak açmış olduğu işbu davasında ilk talebi olan TBK’nın 475. Maddesinin 1. Fıkrasının 3 nolu bendinin “Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.” şeklindeki talebinin reddine karar verilerek 2. Talebi olan TBK m.475/2 hükmü uyarınca tazminat istemi bakımından yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan kontrolde davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak işbu davayı kısmi dava olarak açmış olduğu ancak dava dilekçesinde faiz isteminde bulunmamış iken ıslah dilekçesi ile birlikte dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi isteminde bulunmuş olduğu görülmekle yerleşik olan içtihatlar uyarınca fazlaya dair hakların saklı tutulması sebebiyle ıslah dilekçesi ile birlikte faiz isteminde bulunabileceğinden davacının TBK m.475/2 hükmü uyarınca tazminat isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş olup davacının dava açılmadan önce her ne kadar davalıya ihtarat çekilmiş ise de söz konusu ihtarname içeriğinde davalıya ne kadar tazminat istediğini açıkça belirterek usulüne uygun şekilde temerrüde düşürmediği görülmekle dava dilekçesinde belirtilen dava değeri olan 1.000,00 TL’ye dava tarihinden; bakiye 161.497,89 TL’ye ıslah tarihi olan 03.09.2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının asıl talebi olan eserin ücretsiz onarılmasını isteme talebinin reddine,
2-Davacının terditli olan tazminat talebinin KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; toplam 162.497,89 TL (KDV dahil) maddi tazminatın 1.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 27.12.2022 tarihinden; bakiye 161.497,89 TL’sinin ise ıslah tarihi olan 03.09.2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair faiz isteminin reddine,
3-Alınması gerekli olan 11.100,23-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 80,70-TL ile yargılama esnasında ıslah harcı olarak alınan 2.695,00TL harcın mahsubu ile eksik kalan 8.324,53-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 2.867,90-TL ( başvurma, vekalet harcı, peşin harç ve ıslah harcı) davetiye, posta gideri: 185,00-TL, bilirkişi ücreti: 2.000,00TL olmak üzere toplam: 5.052,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 25.999,66TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 3.120,00TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.