Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/891 Esas
KARAR NO : 2022/908
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, … Genel İcra Müdürlüğü 2022/… no’lu (eski … İcra Müdürlüğü ilk dosya no: 2009/…, yenilendiğini dosya numarasının ( 2022/1551) icra dosyası olduğunu ve dayanağının 800.000-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli, 13.02.2008 vade tarihli bono olduğunu, Davalı/alacaklı tarafından bonoya istinaden 500.355,24-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtiyat-i haciz masrafı ile vekalet ücreti olmak üzere toplamda 500.554,44-TL takip çıkışlı hem müvekkili hem de sair borçlular aleyhine 27.02.2009 tarihinde icra takibi açıldığını, bononun tanzim tarihi 08.02.2008, vade tarihi 13.02.2008 olduğunu, bononun altında imzası bulunan müvekkili … … 16.04.1993 doğumlu olduğunu, bononun tanzim edildiği 08.02.2008 tarihinde henüz 15 yaşını doldurmamış olduğunu, müvekkili … … ‘ün bononun altında imzasının bulunmadığını, … …’ü vekaleten bonoda imzası bulunan ve icra dosyasındaki diğer borçlulardan, aynı zamanda … …’ün babası … …’ün imzasının bulunduğunu, bononun imzalandığı tarihte reşit olmayan, çocuk durumunda bulunan müvekkili adına yapılan borçlandırıcı işlemlerin geçerli olabilmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunu, ancak mevcut işlemde müvekkili adına kayyım atanmamış olduğunu, yapılan işlem hakim tarafından onaylanmamış olduğunu, müvekkili adına hukuken geçerli bir işlem söz konusu olmadığını, kanuna göre de çocuk ile ana veya baba arasında ya da ana ve babanın menfaatine olarak çocuk ile üçüncü kişi arasında yapılacak bir hukukî işlemle çocuğun borç altına girebilmesinin , bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlı olduğunu, anne baba lehine çocuk ile üçüncü kişiler arasında çocuğu borçlandırıcı işlem yapılabilmesinin hem kayyım atanmasına hem de kayyım atanmasından sonra bu işlemin hakim tarafından onaylanmasına bağlıd olduğunu ve olayda kayyım atamasının söz konusu olmadığını , hakim onayının da bulunmadığını bu sebeple çocuk için yapılabilecek borçlandırıcı işlemlerin 2 şartın da mevcut olmadığını, yapılan işlem müvekkili açısından hukuken geçerli olmadığını, davalının müvekkili aleyhine icra-i işlemlerinin hukuka aykırı olarak sürdürdüğünü, müvekkilinin borçtan sorumlu tutulamayacağını, birleştirme talep edilen dava dosyasına dayanak icra takibi 27.02.2009 tarihinde başlatılmadan önce ihtiyat-i haciz kararı almak için 19.02.2009 tarihinde başvuru yapıldığını, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/… D. İş Esas, 2009/… D. İş Karar no’lu kararı ile “İhtiyat-i haciz isteğine dayanak yapılan bononun incelenmesinde 4721 s. K. 336. Maddesi gereğince velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılabildiği gibi 345. Maddesi uyarınca çocuğun borç altına sokulması kendisine kayyım atanması ve hakimin onayına bağlı olduğundan, borçlu … … aleyhine açılan ihtiyat-i haciz talebinin reddine…” karar verildiğini, ihtiyat-i haciz kararı ile 19.02.2009 tarihinde müvekkili … …’ün borç altına girmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı tarafça ısrarla ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğü’nde 2009/… ve birleştirme talep edilen dava dosyasına dayanak … İcra Müdürlüğü’nde 2009/… sayılı icra takibi başlatıldığını, yapılan icra-i takip işlemlerinin akabinde dosyanın kapandığını, 13.04.2022 tarihinde davalı tarafın talebi üzerine dosyanın yenilendiğini ve yenileme emri düzenlenerek 2022/… sayılı dosya numarasını aldığını, 29.04.2022 tarihinde de yine davalı taraf müvekkilinin de dahil olduğu tüm dosya borçluları için takibin kesinleştirilmesini talep ettiğini, davalının talebinin kabulü doğrultusunda müvekkilinin çalıştığı şirkete UETS üzerinden 14.06.2022 tarihinde maaş haczi yazısının iletildiğini, müvekkilinin icra takibine dayanak bonoda borçlu sıfatına haiz olmasının hukuken geçerlilik şartını taşımadığını, buna rağmen davalı tarafça icra işlemleri başlatıldığını ve takibe de devam edildiğini, müvekkilinin ilgili borçtan herhangi bir sorumluluğunun olmadığını belirterek iş bu davayı açtığını beyan etmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin , İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1227-1228-1229-1230-1231-1232-1233-1234-1235-1236 sayılı kararları ile “13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç
verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde
düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve
Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlar Hakkında Kanun’dan,
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari
nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerler de 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8
numaralı, f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9
numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı, b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı, d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve
7 numaralı,
e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8
numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve
9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına) ” aynı kararda yine ” Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr
Mahkemeler ve Hâkimliklere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava, iş ve başvuruların
ise anılan ihtisas mahkemeleri ve hâkimliklere tevzi edilmesine” denildiğini, yukarıda belirtilen Hakimler ve Savcılar Kurulu kararına göre söz konusu davanın 06/07/2022 tarihinde açıldığı ayırca 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununa da dikkate alınarak, dosyanın İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Dosyamızın niteliği itibari ile İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere dosyanın … Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2022
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …