Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/890 E. 2022/907 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/890 Esas
KARAR NO : 2022/907
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
DAVA : davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesi ile, … Genel İcra Müdürlüğü 2022/… no’lu (eski … İcra Müdürlüğü ilk dosya no: 2009/…, yenilenmiş doya no: 2022/…) icra dosya dayanağı 800.000-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli, 24.12.2008 vade tarihli bono olduğunu, davalı tarafından ilgili bonoya istinaden 618.704-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtiyat-i haciz masrafı ile vekalet ücreti olmak üzere toplamda 618.903,20-TL takip çıkışlı hem müvekkili hem de sair borçlular aleyhine 27.02.2009 tarihinde icra takibi açıldığını, bononun tanzim tarihi 08.02.2008, vade tarihi 24.12.2008 olduğunu, bononun altında imzası bulunan müvekkili … …’ün 16.04.1993 doğumlu olduğunu, bononun tanzim edildiği 08.02.2008 tarihinde 15 yaşını dahi doldurmadığını, müvekkili … … ‘ün bononun altında imzasının bulunmadığını, … …’e vekaleten icra dosyasındaki diğer borçlulardan ve aynı zamanda … …’ün babası … …’ün imzasının bulunduğunu, bononun imzalandığı tarihte reşit olmayan, çocuk durumunda bulunan müvekkilinin adına yapılan borçlandırıcı işlemlerin geçerli olabilmesi kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunu ancak işlemde müvekkili adına kayyım atanmadığını ve yapılan işlem hakim tarafından onaylanmadığını , müvekkili adına hukuken geçerli bir işlem söz konusu olmadığını bu sebeple yapılan işlemin hukuki bir geçerliliğinin olmadığını, davalı tarafın müvekkili aleyhine icra-i işlemlerini hukuka aykırı olarak sürdürdüğünü, borçlandırıcı işlemin imzalandığı tarihte küçük statüsünde olan müvekkilinin adına yapılan işlemin hukuken geçerli olabilmesinin ancak kayyım atanması ve hakim onayı ile mümkün olduğunu ancak icra takibine dayanak bonoda müvekkili adına yapılan borçlandırıcı işlemde bu geçerlilik şartlarının olmadığını, bu sebeple müvekkilin bu borçtan sorumlu tutulamayacağını, davalı tarafından 27.02.2009 tarihinde icra takibi başlatılmadan önce ihtiyat-i haciz kararı almak için 19.02.2009 tarihinde başvuru yapıldığını, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/… D. İş Esas, 2009/… D. İş Karar no’lu kararı ile “İhtiyat-i haciz isteğine dayanak yapılan bononun incelenmesinde 4721 s. K. 336. Maddesi gereğince velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılabildiği gibi 345. Maddesi uyarınca çocuğun borç altına sokulması kendisine kayyım atanması ve hakimin onayına bağlı olduğundan, borçlu … … aleyhine açılan ihtiyat-i haciz talebinin reddine…” karar verildiğini, ihtiyat-i haciz kararı ile 19.02.2009 tarihinde müvekkili … …’ün borç altına girmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı tarafça ısrarla ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğü’nde 2009/… sayılı icra takibi başlatıldığını, icra-i takip işlemlerinin akabinde dosyanın kapandığını, 13.04.2022 tarihinde davalının tarafın talebi üzerine dosyanın yenilendiğini ve yenileme emri düzenlenerek 2022/… sayılı dosya numarasını aldığını, 29.04.2022 tarihinde de yine davalı tarafın müvekkilinin de dahil olduğu tüm dosya borçluları için takibin kesinleştirilmesini talep ettiğini, davalının talebinin kabulü doğrultusunda müvekkilinin çalıştığı şirkete UETS üzerinden 13.06.2022 tarihinde maaş haczi yazısının iletildiğini, müvekkilinin icra takibine dayanak bonoda borçlu sıfatına haiz olmasının hukuken geçerlilik şartını taşımasının mümkün olmadığını ancak buna rağmen davalı tarafça icra işlemleri başlatıldığını ve takibe de devam edildiğini, müvekkilinin ilgili borçtan herhangi bir sorumluluğunun olmadığını belirterek iş bu davayı açtığını beyan etmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin , İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1227-1228-1229-1230-1231-1232-1233-1234-1235-1236 sayılı kararları ile “13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç
verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde
düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve
Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlar Hakkında Kanun’dan,
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari
nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerler de 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8
numaralı, f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9
numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı, b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı, d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve
7 numaralı,
e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8
numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve
9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına) ” aynı kararda yine ” Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr
Mahkemeler ve Hâkimliklere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava, iş ve başvuruların
ise anılan ihtisas mahkemeleri ve hâkimliklere tevzi edilmesine” denildiğini, yukarıda belirtilen Hakimler ve Savcılar Kurulu kararına göre söz konusu davanın 06/07/202 tarihinde açıldığı ayırca 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununa da dikkate alınarak, dosyanın İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere … Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Dosyamızın niteliği itibari ile İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere dosyanın İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 23/12/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …