Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/859 E. 2023/655 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/859 Esas
KARAR NO : 2023/655
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2022
KARAR TARİHİ : 19/09/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme tarihi 07.12.2019 olan alarm izleme merkezi (aim) hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin; davalı aleyhine …. İcra Dairesi 2021/… E sayılı dosyası ile cari hesap alacağına yönelik olarak ilamsız icra takibi başlattığını, davalının sözleşmede bulunan imzasını inkar etmemesine rağmen yapılan işbu icra takibinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının en geniş anlamda saklı kalmak kaydı ile davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, icra dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin devamına karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan hizmet sözleşmesi kapsamında ödenmeyen fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda dosyanın taraflar arasında 07.12.2019 tarihinde akdedilmiş olan “Alarm Sistemi ve İzleme Merkez Hizmet Sözleşmesi” kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu hizmet kapsamında cari hesap alacağından kaynaklı olarak davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden 5.154,76 TL üzerinden tahsil tarihine kadar işeyecek yasal faiz istemi ile birlikte girişmiş olduğu takibin davalının yapmış olduğu itiraz üzerine durması sebebiyle işbu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
Yargılama esnasında öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususu irdelenmiş olup gelen müzekkere cevaplarının davalının tacir olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Davalı tarafça öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması sebebiyle mahkememizce bu husus öncelikli olarak incelenmiş olup; İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi; “(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.
İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” düzenlemesini içermektedir.
HMK 17.maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü haizdir. Somut olayda tarafların basiretli tacir olarak aralarında akdetmiş oldukları sözleşmede Çağlayan Mahkemeleri ve İcra dairelerini yetkili kılmış olmaları sebebiyle davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 2 nolu celsesinde taraf vekillerine usulüne uygun ihtaratı içerir şekilde uyuşmazlık konusu alacağın incelenebilmesi amacıyla tarafların 2019 ve 2022 yıllarına ticari defterlerini sunmak üzere verilen kesin süre içerisinde davalı tarafın mahkememize herhangi bir ticari defter, belge ibraz etmediği gibi mahkememizce verilmiş olan kesin süre içerisinde defterlerin yerinde incelenmesi talebinde de bulunmamış olduğu görülmekle işbu hali ile HMK m.222 hükmü uyarınca davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olduğu kanaatine varılmakla yargılama esnasında davacı tarafın ibraz etmiş olduğu ticari defterler ve taraflara ait celp edilen BA- BS formları karşılaştırmalı olarak incelenmek sureti ile 1 mali müşavirden rapor alınmış olup bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 08.08.2023 tarihli raporda özetle;
Davacı şirketin 2019-2022 yıllarına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, 2019-2022 yılına ilişkin ticari defterlerinin GIB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,
Davacı şirket kayıtlarına göre davacının sözleşmede belirtilen tutar üzerinden aylık hizmet bedeli tanzim ettiği, faturaların 11 adedinin sözleşmede belirtildiği gibi 126,50 aylık hizmet bedeline %50 indirim yapılarak 63,25 TL bedel üzerinden tanzim edildiği, ödemelerin yapılmaması nedeniyle de cayma bedeli ve cihaz bedeli faturasın tanzim edildiği, takip tarihinden önce 30.12.2019 tarihinde kredi kartı fişi açıklaması ile bir adet ödeme yaptığına dair kaydın olduğu, 17.08.2022 tarihi itibari ile davacının 5.154,76 TL davalıdan alacağının olduğu görülmüştür. Faturaların e-arşiv faturası olduğu, … @gmail.com adresine GIB Portal aracılığı ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İşbu e-posta adresinin sözleşmede belirtilen fatura bilgilerinin bulunduğu e- posta adresi ile aynı olduğu,
Davacı Alacağı Yönünden: Davacının takip tarihi itibari ile 5.154,76 TL alacaklı olduğu
Mahkememize bildirilmiştir.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir (Bknz. … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas, 2020/… Karar Sayılı, 04/06/2020 Tarihli İlamı).
Hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu, dosyaya sunulan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı tarafça düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz edildiğine dair bir bilgilinin dosyada olmadığı gibi davalı tarafça davaya cevap verilmediği, ticari defterlerinin ibraz edilmemiş olduğu görülmekle davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılarak davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, dava konusu asıl alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olduğu ve davalının haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 5.154,76 TL ‘nin %20’si oranında olan 1.030,95 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZININ İPTALİ ile; takibin kaldığı yerden devamına,
2-Davalının haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 5.154,76 TL ‘nin %20’si oranında olan 1.030,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 352,12 TL karar ilam harcından başlangıçta peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 271,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 172,90 TL (başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 396,75-TL, bilirkişi ücreti: 1.500,00TL olmak üzere toplam: 2.069,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.154,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, ile davalının yokluğunda HMK madde 341 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 19/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.