Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/858 E. 2023/373 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/858 Esas
KARAR NO:2023/373

DAVA:Teminat Mektuplarının İadesi
DAVA TARİHİ:09/12/2022
KARAR TARİHİ:11/05/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı … … A.Ş. (Bundan sonra davalı şirket olarak anılacak) arasında 01.06.2012 tarihli … Genel Müteahhitlik Hizmetleri Ana Sözleşmesi (Bundan Sonra Sözleşme olarak anılacaktır) akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından taahhüdü altında bulunan işin sözleşmeye uygun ve süresinde teslim edildiğini, taraflar arasında 31.12.2014 tarihinde Geçici Kabul Tutanağı imzalandığını, müvekkili şirket sözleşme gereği taahhüdü altında bulunan işi Sözleşmeye uygun ve süresinde teslim ettiğini, taraflar arasında 31.12.2015 tarihinde Kesin Kabul Tutanağı imzalandığını, müvekkili şirket söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan edimlerini tam, eksiksiz ve taraflar arasındaki akde uygun şekilde ifa etmiş olmasına ve kesin kabul tutanağını da imzalamış olmalarına rağmen, davalı şirketin kötü niyetli ve haksız biçimde söz konusu teminat mektuplarını müvekkili şirkete teslim etmediğini, davalı şirket tarafından geçen zaman içerisinde daha da ileri gidilerek mektubu nakde çevirme baskısıyla müvekkili şirketten ara ara haksız yere ödemeler alındığını, müvekkili şirket bahse konu ödemeleri mektup baskısı altında ihtirazi kayıtla yapmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin cari kayıtları incelendiğinde davalının müvekkili şirkete borçlu olduğunun sabit olduğunu, bununla ilgili de davalı şirket aleyhine yasal yollara müracaat edildiğini, müvekkili şirket sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, projeyi eksiksiz olarak teslim ettiğini ve taraflar arasında kesin kabul tutanağı imzalanmış olmakla projenin garanti süresi de dolduğundan s teminat mektuplarının iadesine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında “… Genel Müteahhitlik Hizmetleri Ana Sözleşmesi” akdedildiğini, işbu sözleşmeler uyarınca üstlendiği işi eksiksiz olarak ifa ettiğini, Müvekkili Şirket ile davalı şirket arasında 31.12.2015 tarihinde Kesin Kabul Tutanağı imzalanmış olmasına rağmen Davalı Şirket söz konusu teminatları Müvekkil Şirkete iade etmediğini, kaldı ki, davalı tarafından görevlendirilen heyetle birlikte nihai kontroller de yapıldığını ve işin kesin kabulü ile müvekkili şirket tarafından işin tam ve eksiksiz olarak yapıldığının tespit edildiğini, kesin kabulün yapıldığı tarih itibariyle teminatlarının müvekkili şirkete iade edilmesi gerekirken; davalının teminatların iadesinden kaçındığını, dava konusu teminat mektuplarını kasten ve kötü niyetli olarak uhdesinde tuttuğunu, taraflar arasında 01.06.2012 tarihinde akdedilen Sözleşmenin ‘Teminatlar’ başlıklı 5. paragrafında;”…İş’in ilerleyişinde, … tarafından yapılacak hesap ve verilecek onaya göre, söz konusu teminat mektubuna gerek kalmadığı takdirde, … tarafından iş bitiş tarihinden önce iş bu teminat mektubu iade edilebilir ya da kısmen serbest bırakılabilir…” hükmü ile teminatların müvekkili şirkete iade edileceğinin imza altına alındığını, işin eksiksiz ve sözleşmeye uygun olarak tamamlandığının taraflar arasında kesin kabul tutanağının imzalanması ile de sabit hale gelmiş olmasına rağmen davalı şirketin sözleşme gereği verilen teminat mektuplarını iade etmemesinin kötü niyetli olduğunu, işçilik alacakları talepli açılan davalarda davalı yanın herhangi bir zarar riski kalmadığı göz önüne alınarak işçilik alacakları ve tazminat taleplerine ilişkin verilen teminat mektubunun da iadesi gerektiğini, projenin tamamlanmasından sonra ortaya çıkan işçilik alacakları ve tazminat talepli … 29. İş Mahkemesi … Esas, … 9. İş Mahkemesinin … Esas, … 30. İş Mahkemesinin … Esas sayılı davalara ilişkin Müvekkili Şirket tarafından davalıya mektupları nakde çevirme baskısıyla 30/12/2019 tarih, … no’lu 350.000,00-TL tutarındaki teminat mektubu teslim edildiğini, davalının herhangi bir riski ve haklı bir dayanağı bulunmadığını, kötü niyetli olarak mektubu uhdesinde tuttuğunu, ilgili teminat mektubunun teslimine konu başka mahkemelerde açılmış olan dava dosyalarının neticelendiğini ve davalı yan yönünden zarar riski teşkil etmediğini, bu itibarla da bu amaçla verildiği mektup metni üzerinde açıkça ifade edilmiş olan teminat mektubunun davalı uhdesinde kalmasında herhangi bir yarar bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile taraflar arasında akdedilen sözleşme ve Kesin Kabul Tutanağı’nın da imzalandığı göz önüne alınarak davaya konu teminat mektuplarının müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, gerek taraflar arasında vaki sözleşme gerekse de yasa gereği teminat mektuplarının temin ettiği riskler bakımından azami sürenin dolmadığını, iade şartlarının oluşmadığını, bu itibarla, evvela davacının iddia ettiğinin aksine, teminat mektupları için sözleşme ile belirlenmiş ve yasa gereği olan teminat süresinin dolmadığını, sözleşmenin 7.maddesinde açıkça görüleceği gibi işin başında davacının, müvekkiline banka teminat mektubu vermeyi taahhüt ettiğini, “Kesin teminat mektubunun %80’lik kısmının süresiz Türk Lirası, %20’lik kısmının süresiz yabancı para cinsinden (usd veya euro) olması veya, %50 (yüzde elli)’lik kısmının iş bitim tarihinden 6 (altı) ay sonraki tarihe vadeli Türk Lirası, %30 (yüzde otuz)’luk kısmının iş bitim tarihinden 15 (onbeş) ay sonraki tarihe vadeli Türk Lirası, %20 (yüzde yirmi)’lik kısmının ise konutların müşterilere (alıcılara) tesliminden itibaren 5(beş) yıl sonraki tarihe vadeli ve yabancı para cinsinden ( usd veya euro ) olması zorunludur. ” buna göre ve esasen uygulama ve borçlar hukukuna hakim ilkelere nazaran, her halükarda bu teminat mektuplarının en geç sözleşme konusu imal edilen konutların müvekkili şirket müşterilerine, alıcılarına tesliminden 5 yıl sonrasını temin etmesi gerekeceğini, keza davacının imal ettiği konutlara ilişkin hukuki sorumluluğunun en geç işbu teslimlerden itibaren beş yıl olacağını, imalat konusu dairelerin teslimine 30.11.2016 tarihinde başlandığını, son teslim edilen dairenin teslim tarihinin 31.08.2020 olduğunu, öte yandan davacının garanti süresinin iddiasına dayanak yaptığı sözleşmenin teminatlar başlıklı 5.maddesindeki , “…işin ilerleyişinde, … tarafından yapılacak hesap ve verilecek onaya göre, söz konusu teminat mektubuna gerek kalmadığı taktirde … tarafından iş bitiş tarihinden önce işbu teminat mektubu iade edilebilir ve kısmen serbest bırakılabilir” düzenlemesi dahi davacının iddiasının mesnetsizliğini ortaya koyduğunu, bu bakımdan, öncelikle bu hükmün teminat bakımından bir vade öngörmeyip işin devamı sırasında dahi müvekkili şirket takdirine/ onayına bağlı olarak husule gelecek istisnai bir duruma işaret ettiğinin madde metninde belli olduğunu, ikincisi yine
buna bağlı olarak, işin başında verilen teminatın müvekkili şirket onayı ile kısmen serbest bırakıldığı da bu günkü teminat tutarı nazara alındığında ortada olduğunu, yani tarafların bu hükmü uygulayarak koşullara ve vaki riske uygun teminat tutarını takdiren tespit ettiğini; davacının teminat yenilemelerinin bugünkü dava konusu olan miktara kadar düşürüldüğünü , nihayet mezkur düzenlemede açıkça, müvekkili … tarafından yapılacak hesap ve verilecek onaya bağlı olan bu durumda, müvekkilinin hesabına ve takdirine göre riskin ve garanti şartlarının devam ettiğine kuşku bulunmayan işbu vaziyet karşısında, davanın reddi gerektiğini, ayrıca bir sözleşmeyi temin etmek üzere verilen teminat mektubunun en geç 10 yıllık zaman aşımına tabi olmasının beklemenin tabi olduğunu, bu süre de teslim ile başlayacağını, nitekim bu sözleşmesel ve yasal teminat süresi içerisinde ortaya çıkan ve çıkması muhtemel imalat ayıplarının davacıya ihbar edildiğini ve davacının işçisine ilişkin iş kazası halen derdest olduğunu, tüm bu süreç bakımından davacı ile yapılan görüşmeler sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin de gereği olarak, söz konusu hukuki ihtilafların halli yani müvekkilinin riskinin ortadan kalkmasına kadar teminat mektuplarının süresini uzatılmak üzere mutabık kalındığını, davacının imalat süreçleri ile ilgili devam eden ihtilaf ve hukuk süreçlerinin bulunmadığını, davacının sözleşme konusu imalatları hakkında, ilgili site yönetimi, 23.11.2018 tarihli dilekçe ekinde yer alan ihtarname ile garanti süresi içinde sitenin eksiklerini iş sahibi olarak müvekkiline bildirdiğini, mezkur İhtarnamenin, 10.12.2018 tarihinde davacı müteahhit ile paylaşıldığını, bu ihtarnamede belirtilen imalat eksiklerinin davacı tarafından giderilmediği için ve site sakinlerinin devam eden sorun ve şikayetleri sebebiyle site yönetiminin 19.07.2020 tarihinde bilirkişi tespiti yaptırdığını, bu rapor da davacı ana müteahhitler ile paylaşıldığını, dilekçeye ekli 23.11.2018 tarihli ihtarname ile site yönetimi tarafından bir dizi imalat eksiği bildirildiğini, bunların davacı şirket ile de paylaşılmış ve taraflarınca bu hususlara teknik ve hukuki itirazlarda bulunulmuş ise de işbu süreç sonunda müvekkilinin yöneltilmesi muhtemel bir imalat eksiği /ayıbı temeline dayalı zarar iddiasının (kabul anlamında olmamak kaydı ile) müvekkili aleyhine olarak gündeme gelmesi durumunda ve bunun akabinde müvekkilininin davacıya yönelecek rücuen tazminat ve sair haklarının tümüyle saklı olduğunu, bu hakların temin edebilmek bakımından dava konusu teminat mektuplarının uzatılmasının da tabi olduğunu, iş hayatının gereklerine, inşaat sektöründeki çalışma koşullarına ve elbette sözleşme ve kanuna uygun olduğunu, bu durum sektörde deneyimli ve basiretli bir tacir olarak davacı tarafından da bilindiğini, nitekim davacı ile yapılan görüşmeler sonucu tüm bu imalat eksiği iddialarına ilişkin zaman aşımı sürelerinin dolmaması ve hukuki süreçlerin devam etmesi karşısında, teminat mektuplarının mutabık kalınan miktarlar kadar uzatılması söz konusu olduğunu, ne var ki davacı hem bu teminatı sağlayıp müvekkili temin ederken, aynı anda müvekkiline karşı huzurdaki davayı ikame edip yanlış ve eksik beyanlarla haksız bir tedbir kararı tesis etmekle kötü niyetli olduğunu, bütün bu süreç böyle iken, davacının, müvekkilinin hukuka uygun şekilde elinde tuttuğu ve yasaya ve sözleşmeye göre uzatılan teminat mektuplarının paraya çevrilmesini, sanki üzerinde bir tehdit unsuru imiş gibi çarpıtarak anlatmasına anlama veremediklerini, müvekkilinin bu durumu, ne bu mektupların uzatılmasına ve ne de hakkı olmayan bir ödemenin davacı tarafından yapılmasına dönük bir tehdit olarak kullanmadığı gibi davacı ile geçmişten gelen çalışma ilişkisini göz önüne alarak iyi niyetle, müvekkilinin vaki riski ve sözleşmeye göre devam eden garanti sorumluluğuna nazaran, olması gerekenin altında bir tutarda verilen teminat mektuplarına rıza gösterildiğini, tek başına davacının işçisinin uğradığı iş kazası dahi tüm teminat tutarını aşan bir zarara karşılık gelmekte olduğunu, müvekkilinin her türlü tazminat ve rücu haklarının saklı olduğunu, davacının dilekçesinde yer verilen derdest iş davalarına ilişkin bilginin de eksik ve yanlış olduğunu, nitekim davacının da belirttiği gibi 3 adet işçilik alacağı dosyası bulunduğunu, bunlardan … 30.İş Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyası ve … 29.İş Mahkemesi … Esas Sayılı dosyası halen derdest olduğunu, … 29.İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının yargılaması devam ettiğini, dava konusu hadisenin iş kazası olduğunun tespitinin yapıldığını ve davaya ait kusur raporunda kazazedeye ancak %20 kusur izafe edilerek kalan kusur işveren üzerinde bırakıldığını, yani davacının iddiasının aksine (ve kabul anlamına gelmemek üzere belirtelim ki) davaya ait müvekkilinin riskinin devam ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddia ettiği gibi bir durum bile olsa yargılaması devam eden bir davanın, hele ki bir iş kazasının her an her aşamada seyrinin değişmesinin mümkün olduğunu, bu sebeple dava kesinleşmeden riskin bulunmadığının ileri sürülemeyeceğini, bu aşamada İşverenin muhtemel sorumluluk rakamını veya sigortanın bunu karşılayıp karşılamayacağını kestirmenin de mümkün olmayacağından iş veren mali mesuliyet sigortasının bulunmasından hareketle riskin bulunmadığının ileri sürülemeyeceğini, … 30.İş Mahkemesinin … Esasında kayıtlı dosyanın ise elim bir ölümlü iş kazası olduğunu, müteveffanın yakınları tarafından açılmış olan davada ilk derece mahkemesi tarafından davacı taleplerini büyük oranda kabul ettiğini ve yargılamasının devam ettiğini, davacı burada icra dosyasından teminat yatırdığını ileri sürmekteyse de bu kısmen kabul kararı verilen davadaki riskin yargıtay bozması sonrası müvekkili aleyhine artabileceğini, yani devam eden yargılamada teminatı aşan bir davacı alacağının ortaya çıkabilme ihtimalinin olduğunu, zaten teminat mektuplarının da tam olarak bu risklere karşılık olarak tanzim edildiğini ve daha evvel uzatılmasını gerektiren sebeplerde işbu dava tarihi itibarıyla bir değişiklik olmadığını, bu her iki dosyanın incelenmesi ile görülecektir ki teminat konusu iş kazalarının gerçekleştiği tarih nazara alındığında, risk toplamının her iki teminat mektubunu da aşar şekilde, daha fazla olduğunu, davacı ile mutabık kalınan rakamlar üzerinden teminat mektuplarının süresinin uzatıldığını, müvekkilin buradaki gerek iş davalarından doğan ve geçmişten gelen riski ve gerekse de en son akdedilen müteahhitlik sözleşmesinin garanti ve yasal hukuki mesuliyet süreleri bakımından olan riski toplam olarak, dava konusu teminat mektuplarının miktarının çok üzerinde olmasına rağmen davacı ile varılan en son mutabakat çerçevesinde 30.12.2019 tarihinde davaya konu teminat mektuplarının temini söz konusu olduğunu ve riskin devam ettiği 2020, 2021 senelerinde de mektupların süresi davacı tarafından uzatıldığını, böylece mektupların sağladığı teminat, en son 30.12.2022 tarihine kadar uzadığını, 2023 senesi bakımından da yukarıdan beri izah edilen durum ve koşullarda bir değişiklik olmaması sebebiyle davacıdan yine mektupların süresini uzatması beklenmekte iken huzurdaki davayı açmış olması ile müvekkilini aniden teminatsız bıraktıını ve sözleşmeye aykırı davrandığını, bu itibarla gerek sözleşme ve yasal mevzuat gerekse de tarafların devam eden mutabakatı çerçevesinde, huzurdaki dava mesnetsiz ve haksız olduğunu, her ne kadar davacı, sözleşme konusu işle ilgili garanti süresinin bittiği iddiasında bulunmuş ise de davacının bu iddiasının dinlenemeyeceğini, teminat mektubu verilmesi ve teminat sürelerinin uzatılmasının, davacının borcun ya da borca ilişkin riskin varlığı ve kabulü bakımından bir çeşit ikrar olduğunu, nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 154. Maddesinde zamanaşımının kesileceği hallerin belirlendiğini, bu maddeye göre ikrar, teminat veya rehin verilmesi, kefil gösterilmesi zamanaşımının kesileceği haller arasında sayıldığını, malum olduğu üzere Türk Borçlar Kanunu’nun 156. Maddesinde göre zamanaşımının kesilmesiyle birlikte yeni bir süre işlemeye başlayacağını, bu nedenle, davacının müvekkili şirkete bir çeşit garanti niteliğinde olan teminat mektubu vermesi ve bu teminat mektuplarının süresini uzatmasının hem borcun varlığı ve riskin kabulü bakımından bir ikrar olmakla hem de teminat sağlama vasfı bakımından zamanaşımını kesen bir olgu olduğunu, zaman aşımın dolmadığı durumda da risklin sona erdiğinden bahsedilemeyeceğini, teminat mektubunun verilmesi ve devamının yasaya, sözleşmeye ve taraflar arasında vaki mutabakata uygun olduğunu, tedbir kararının kaldırılması gerektiğini belirterek tedbir talebi ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir .
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında yüklenici tarafından iş sahibine verilen teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkindir.
DELİLLER: Taraflar arasında imzalanan 01/06/2012 tarihli eser sözleşmesi, geçici kabul ve kesin kabul tutanakları, müşteri teslim tutanakları, site yönetimi tarafından iş sahibine gönderilen 23/11/2018 tarihli imalat ayıbını bildiren ihtarname, ayıp ihbarlarına ilişkin e posta, ayıbın tespitine ilişkin tespit raporu, raporun karşı tarafa iletilmesine dair e posta, … A.Şne ait 30/12/2019 tarihli 350.000 TL tutarındaki ve aynı bankaya ait 30/12/2019 tarih 530.000 TL tutarındaki teminat mektupları örneği, … 29. iş Mahkemesine ait … Esas , … 4. iş Mahkemesinin … Esas , … 30. İş Mahkemesinin … Esas, … 9. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosya örnekleri.
Dava dilekçesi ile birlikte davacı tarafın talep edilmesi üzerine iadesi istenen teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davacı tarafından ihtiyati tedbir teminatı yatırılmıştır.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi incelendiğinde, davacı tarafın yüklenici olup sözleşme konusunun “…’a ait …, …, … Mevkü, 63306 ada, 2 parsel sayılı yerde inşa edilecek olan … … PROJESİ — 2. Etap ile ilgili iş bu sözleşme ve eklerinde belirtilen (Genel Müteahhitlik hizmetleri, hafriyat, zemin güçlendirme, kaba, ince, daire içi ve ortak alan dekorasyonları, çatı, cephe, elektrik, mekanik, asansör, sosyal altyapı, teknik altyapı, çevre tanzimi, peyzaj ve gölet vb.) burada adı geçen veya geçmeyen tüm işlerin; iş bu sözleşme ve eklerine, projelerine, yürürlükteki teknik şartname, yönetmelik ve yasal mevzuata uygun olarak yapılabilmesi için gereken iş süresince tüm “… Genel Gideri ve … Karı” ile bu sözleşmeye bir Ek Sözleşme ile eklenmiş “Hafriyat ve Dolgu” işlerinin yapılmasını kapsar.” olarak tanımlandığı, dördüncü maddesinde sözleşme konusu işlerin tamamlanma tarihinin 30/04/2014 olarak belirlendiği, sözleşmenin teminatlar başlıklı 5.maddesinde ise “İş bu sözleşmenin konusu olan işlerin tam ve eksiksiz yapılması amacıyla alınacak kesin teminat; bankaların formülüne uygun verecekleri ve … tarafından kabul edilebilecek, kayıtsız, şartsız ve gayrikabili rücu, 10.000.000 TL (YalnızOnMilyon-Türklirası) tutarlı banka kesin teminat mektubu olacaktır. Kesin teminat mektubu miktarının %80 (yüzde seksen) ‘lik kısmının süresiz Türk Lirası, % 20 ‘lik kısmının süresiz yabancı para cinsinden (USD veya Euro) olması veya, % 50 (yüzde elli) “lik kısmının iş bitim tarihinden 6 (altı) ay sonraki tarihe vadeli Türk Lirası, % 30 (yüzde otuz) “luk kısmının iş bitim tarihinden 15 (onbeş) ay sonraki tarihe vadeli Türk Lirası, % 20 (yüzde yirmi) ‘lik kısmının ise konutların müşterilere (alıcılara) tesliminden itibaren 5 (beş) yıl sonraki tarihe vadeli ve yabancı para cinsinden (USD veya Euro) olması zorunludur. Genel Müteahhit, nitelikleri belirtilen kesin teminatı iş bu sözleşmenin imzalanması sırasında …’a teslim edecektir. İş’in bitim süresinin uzaması ve/veya konutların müşterilere (alıcılara) tesliminin uzaması halinde; Genel Müteahhit’ in kesin teminat mektuplarının süresini uzayan iş bitim süresi ve/veya uzayan konutların müşterilere (alıcılara) teslim süresi kadar uzatması zorunludur. Aksi takdirde hiçbir ihbar ve ihtara ve mahkeme kararına gerek olmaksızın teminat … tarafından nakde çevrilir.” olarak tespit edildiği görülmüştür.
Sözleşmenin 5.maddesinde de görüleceği üzere kesin teminat mektuplarının işlerin tam ve eksiksiz yapılması amacıyla alındığı, 5/3 fıkrada teminat mektubunun bir kısmının konutların müşterilere (alıcılara) tesliminden itibaren 5 yıl sonraki vadeli olacağını yer aldığı, 5/3 fıkrasında ise işin bütün süresinin uzaması ve/veya konutların müşterilere (alıcılara) tesliminin uzaması halinde, müteahhidin kesin teminat mektuplarının süresini uzayan iş bitim süresi ve/veya uzayan konutların müşterilere (alıcılara) teslim süresi kadar uzatması zorunludur denildiği görülmektedir. Maddenin 1,2,3,4 fıkralarının bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda kesin teminat mektuplarından bir kısmının konutların müşterilere (alıcılara) teslim tarihinden itibaren ilave olarak 5 yıl sonuna kadar uzatılmasını zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde yazılı teminat mektupları incelendiğinde, 30/12/2019 tarihli ilk teminat mektubunun süresinin 31/12/2020 tarihine kadar geçerli olduğu, kesin teminat tutarının 530.000,00 TL olduğu, teminat mektubunda yüklenici olan davacının dava konusu eser sözleşmesi kapsamında taahhüdünün ilgili kanun, sözleşme ve şartname hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirilmediğini bildiren ilk yazılı talep üzerine nakden iş sahibi olan davalıya ödenmesinin teminat altına alındığı, daha sonra da bu teminat mektubunun süresinin 30/12/2022 tarihine kadar uzatıldığı görülmüştür. Diğer dava konusu olan 30/12/2019 tarihli 350.000 TL tutarlı teminat mektubu incelendiğinde, yine yüklenicinin davalı iş sahibi ile imzalamış olduğu müteahhitlik sözleşmesi kapsamında söz konusu inşaatta çalışan işçiler tarafından açılan … 29. İş Mahkemesinin … Esas , … 9. İş Mahkemesinin … Esas, … 30. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ayrıca bu kişilerle ilgili SGK tarafından açılabilecek işçi hak ve alacaklarına ilişkin rücu davaları neticesinde mahkeme kararına istinaden lehtar olan ……A.Ş’nin ödemek zorunda kalacağı tutarların tazmini teminen verildiği, ilk süresinin 31/12/2022 tarihine kadar geçerli olup bu tarihe kadar yazılı talepte bulunulmaması halinde hükümsüz hale geleceğinin düzenlendiği, süresinin dolması üzerine bu teminat mektubunun 30/12/2022 tarihine kadar uzatıldığı görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli geçici kabul tutanağı incelendiğinde, 31/12/2014 tarihinde geçici kabulün yapıldığı ancak ekli sayfada belirtilen eksik ve kusurlu işlerin 30 gün içinde tamamlanması gerektiği şeklinde tutanak tutulduğu, 17/05/2016 tarihli kesin kabul tutanağı incelendiğinde, geçici kabul tutanağındaki eksikliklerin tamamlandığı, kesin kabule engel eksik , kusur ve arızaların bulunmadığının belirtildiği tespit edilmiştir.
… 9. İş Mahkemesine ait … Esas nolu dosya incelendiğinde, davacısının …, davalıların ise … İnşaat….A.Ş, ……..A.Ş olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda 07/07/2022 tarihli kesin kararda … yönünden açılan davanın husumetten reddine karar verildiği, … yönünden ise kararda yazılan tazminatlara ve birtakım işçilik alacaklarına hükmedildiği görülmüştür.
… 29. İş Mahkemesine ait … Esas sayılı dosyanın … 41 .İş Mahkemesine aktarıldığı ve …Nolu esası aldığı ve yargılamanın devam ettiği, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
… 30. İş Mahkemesine ait … Esas nolu dosya incelendiğinde, davacılarının söz konusu iş yerinde çalışan işçiler olup davalılar arasında … İnşaat ve …’ın da bulunduğu, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile maddi ve manevi tazminata hükmedilerek aralarında … Yapı ile kararda ismi geçen şirket ve şahıslardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, davalı …’ın olayda kusuru bulunmadığından husumet yokluğundan hakkında açılan davanın reddine karar verildiği, karar tarihinin 21/04/2017 olup kararın istinaf edildiği, henüz istinaftan dönmediği ve kesinleşmediği görülmüştür.
İadesi istenen teminat mektuplarından 350.000 TL olan teminat mektubunda açıkça 3 adet iş mahkemesi dosyasının esas numaraları da verilerek ayrıca bu kişilerle ilgili SGK tarafından açılabilecek işçi hak ve alacaklarına ilişkin rücu davaları neticesinde mahkeme kararına istinaden lehtar olan …’ın ödemek zorunda kalacağı tutarların tazmini garanti edildiğinden dosyaların bir kısmının derdest bir kısmının kesinleşmemiş ve istinafta olduğu anlaşıldığından söz konusu teminat mektuplarının iadesi mümkün değildir.
Diğer teminat mektubu yönünden ise davacı taraf kesin kabul tutanağının yapıldığını bu nedenle iadesi gerektiğini iddia etmekte davalı taraf ise konutların alıcılara tesliminden itibaren 5 yıl sonraya kadar teminat mektubunun geçerliliğini sürdürmesi gerektiği ve bu tarih dikkate alınarak uzatılması gerektiğini iddia etmektedir. Sözleşmenin teminatlar başlıklı 5. Maddesinin 3.fıkrasında açıkça konutların müşterilere tesliminden itibaren 5 yıl sonraki vadeli olmasının zorunlu olduğu hususunun düzenlendiği görülmektedir. Söz konusu madde bir nevi garanti hükmünü taşımaktadır. Davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan … 12. Sulh Hukuk Mahkemesine ait … D.iş nolu dosyadan verilen rapor incelendiğinde, davacı tarafından yapılan işle ilgili eksik ve ayıplarla ilgili rapor verildiği ve söz konusu raporda bir çok eksiklik ve ayıptan bahsedildiği , rapor tarihinin 19/07/2020 olduğu, söz konusu raporun mail ortamında karşı tarafa gönderildiği, site yönetimi tarafından işverene gönderilen ihtarnamede de bir takım ayıp ve eksikliklerden bahsedildiği, yine davalı tarafından sunulan konut teslim tutanağında teslim tarihinin 14/12/2020 olduğu görülmüştür. Sözleşmenin teminatlar başlıklı 5. Maddesinde kesin teminat mektupları işin eksiksiz ve ayıpsız yapılmasını teminen garanti olarak verildiği, 5.3 maddesinde bir nevi konutların tesliminden sonra garanti süresini içerir şekilde 5yıllık süre konulduğu, sürenin başlangıcının yüklenici tarafından yapılan işin işveren teslim tarihi değil , yüklenici tarafından yapılan konutların alıcılara teslim tarihinden itibaren başlatıldığı, davalı tarafından sunulan teslim tutanağından konutların 14/12/2020 tarihinde halen alıcılara teslim aşamasında olduğu anlaşılmış olup teminat mektubunda belirtilen 5 yıllık sürenin dolmadığı, 19/07/2020 tarihli raporda eksik ve ayıplardan bahsedildiği hususları dikkate alındığında söz konusu teminat mektubunun da iade şartları oluşmadığı sonucuna varılarak davacının davası aşağıdaki şekilde reddedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin iş bu hükümle birlikte kaldırılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 114.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiği yazı işleri müdürünce resen ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 179,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 15.028,20 TL’den mahsubu ile fazla alınan 14.849,20 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır