Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/857 E. 2023/238 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/857 Esas
KARAR NO : 2023/238

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin ortağı bulunduğu …’nin 2015 yılında tek pay sahipli olarak kurulduğunu ve kuruluşa ilişkin ana sözleşmenin, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 31.12.2015 tarih, 8980 sayı ve 945 Sayfasında yayımlandığını, … Sicil Numarası ile … Ticaret Sicil Müdürlüğünde davaya konu şirketin kayıtlı göründüğünü, ardından hisse devirleri olduğunu, işbu şirketin şu anda iki ortağının bulunduğunu, ortaklardan birinin müvekkili, diğer ortağın ise … olduğunu, şirketin uzun zaman önce faaliyetine son verdiğini, şirket nezdinde hiçbir işlem yapılmadığını, diğer ortaktan haber alınamadığını, müvekkilinin işbu şirkete ortak olmasındaki esas nedenin restaurant açmak olduğunu, diğer ortak ile ortak olarak restaurant işletme amacı ile şirkete ortak olduğunu ancak pandemi dönemine girilmesi ile bu konuda gelişme olmadığını, bunun yanı sıra şirketin hiçbir bankada hesabı, üzerine kayıtlı taşınır-taşınmaz malı bulunmadığını, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmayı talep ettiğini, işlevsel olmayan bir şirket ile bağının sürdürülmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple mahkeme tarafından şirketin sona erdirilmemesine karar verilmesi halinde müvekkilinin, şirketle olan ilişiğinin kesilmesi için ortaklıktan çıkarılması gerektiğini, iki ortağın bir araya gelip ortaklar kurulu kararı ve genel kurul kararı alamadıkları için ortaklıktan çıkamadığını, söz konusu şirkette bütün işlemleri diğer ortak olan davalının üstlendiğini, müvekkiline hiçbir şekilde bilgi vermediğini, 2019’un başından bu yana restoran açacaklarını söylediğini ancak hiçbir işlem yapılmadığını, şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçlardan herhangi birini yerine getirmediğini, getirme girişiminde dahi bulunulmadığını, davalı tarafından yürütülen şirket işlemlerinin hiç yapılmadığı ve takip edilmediği bilgisinin muhasebeciden öğrenildiğini, müvekkilin Türkçesinin sınırlı olduğu için şirkete müdür olarak atandığını İTO’ya bizzat gidince anladığını, ortağına ulaşamayan müvekkilinin, şirketin kendi durumu için kendisinin araştırma yapmaya başladığını, şirket hakkındaki tüm bilgisinin de bu süreçten sonra başladığını, şirketin şu anda hiçbir faaliyetinin mevcut olmadığını, Mahkeme tarafından müvekkilinin ortaklıktan çıkarılma talebi kabul edilmez ise doğrudan şirketin tasfiye edilmesine karar verilmesi talep edildiğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sona Erme Sebepleri ve Sona Ermenin Sonuçları” başlıklı 636/3. Maddesi; “…haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir….” şeklinde olduğunu, haklı sebebin varlığı halinde şirketin feshinin talep edilebileceğinin hüküm altına alındığını, kanun maddesi açıkça hangi sebeplerin haklı sebep olduğuna ilişkin açıkça bir düzenlemeye yer vermediğini, gerek doktrinde gerekse de Yargıtay Kararlarında Limited Şirket faaliyetinin tamamen durmuş olması (Vergi dairesinin resen terk tespiti ve vergi kaydının silinmesi) durumunda haklı nedenin var olduğunu belirtilerek şirketin haklı nedenle feshedilebileceğinin kabul edildiğni, bu nedenle şirketin faaliyetlerinin tamamen durmuş olmasının ve uzun bir zaman önce fiilen son verilmiş olması nedeni ile şirketin haklı nedenle feshi talebi ile işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, şirketin tasfiyesine mahkeme tarafından karar verilmesindeki bir diğer şart olan ortakların bir araya gelip karar verememesi olduğunu, davalı ortağın Türkiye’de adresi olup olmadığının bilinmediğini, kendisine diğer iletişim yolları ile de ulaşılamadığını, bu durumda müvekkilinin dava yoluna başvurmaktan başka şansının kalmadığını belirterek davanın kabulü ile şirketin sona ermesine karar verilmemesi halinde müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına, şirkete ait tüm malvarlığı ve borçların tespiti ile şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3. maddesi uyarınca haklı nedenle tasfiye edilerek feshine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebligat çıkartılmasına rağmen cevap dilekçesi verilmediği gibi , şirket temsilcisi ya da atanan vekil aracılığı ile duruşma da takip edilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma, olmadığı takdirde şirketin haklı nedenle feshine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı şirketin sicil kaydı, davalı şirketin sicil dosyası, vergi kayıtları, yasal mevzuat.
Davalı şirketin son sicil kaydı alınıp incelendiğinde, merkez adresinin … olduğu bu nedenle mahkememizin iş bu davayı görmekte yetkili olduğu anlaşılmıştır. Sicil kaydı incelendiğinde davalı şirketin iki ortaklı olduğu ve her iki ortağın da münferiden şirketi temsile yetkili oldukları anlaşılmıştır. Davacı , diğer ortağa davanın ihbar edilmesini istemiş ise de diğer ortağın adresinin … olduğu, ihbar dilekçesinin tebliği amacıyla PTT’ye yazı yazılmış verilen cevabi yazı incelendiğinde, Suriye’ye posta gönderme imkanı bulunmadığı, …’ye PTT vasıtasıyla kabul işleminin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Aynı mahiyette Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne yazı yazılmış verilen cevabi yazı incelendiğinde …’de yaşanmakta olan olumsuz gelişmeler ve asayiş durumunda zaafiyet nedeniyle … Büyükelçiliğinin ve Halep Başkonsolosluğunun faaliyetlerinin geçici olarak askıya alındığını, çatışma ortamı dolayısıyla adli, hukuki ve idari yazışmalar , suriye Makamları nezdinde takip edilmesi gereken adli/idari yardımlaşma hususlarındaki sorunların devam ettiğini ve tebligat yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı şirkete ait kuruluşundan itibaren vergi beyannamelerinin gönderilmesi için ilgili vergi dairesine yazı yazılmış olup cevabi yazı incelendiğinde, sürekli zarar bildirildiği, bir dönemden sonra ise şirketin faal olmaması nedeniyle kar ve zarar bildirimi dahi yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili son duruşmada alınan beyanında davalı şirketin münferiden yetkililerinden birisinin de müvekkili olduğunu, şirket ile ilgili hiçbir ticari defter ve belge tutulmadığını, hiçbir evrak olmadığını, öncelikli taleplerinin haklı nedenle ortaklıktan çıkma olduğunu, davalı şirketin hiçbir malvarlığı bulunmadığından ayrılma akçesi de istemediğini , şirketin feshinin ikinci terditli talepleri olduğunu bildirmiştir.
Davalı şirketin limited şirket olması nedeniyle TTK 638. Maddesi incelendiğinde, 638/2 Maddesinde “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir…….” denilmiştir.
Haklı sebep halleri tadadi olarak TTK 245. Maddesinde sayılmıştır. Buna göre TTK 245. Maddesinde “(1) Haklı sebep, şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır; özellikle; a) Bir ortağın, şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, b) Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, c) Bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, d) Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi, gibi hâller haklı sebeplerdendir. (2) (a), (b) ve (c) bentleri gereğince kendisinde fesih sebebi doğmuş olan ortağın dava hakkı yoktur.” denilmiştir.
Davacı dilekçesinde diğer ortağa ulaşamadıklarını , şirketin amaçlarını gerçekleştirmek için hiçbir faaliyette bulunmadığını, diğer ortağa ulaşılamaması nedeniyle biraraya gelerek karar alamadıkları gibi nedenlere dayanmış olup , diğer ortak aynı zamanda temsilci olan …’nın adresinin Suriye olduğu , davacı tarafça talep edilen ihbar talebinin bile , bu kişinin adresinin Suriye olması nedeniyle tebliğ edilemediği, alınan vergi kayıtlarında önceleri süreli zarar gösterildiği ve uzun zamandan beri de faal olmadığı sonucunun çıkması nedeniyle , davacının şirket ortaklığından çıkmasında haklı neden oluştuğu kanaatine varılarak davacının birinci talebi olan çıkma talebinin kabulüne aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile,
Davacının, … Ticaret Sicil Müdürlüğünde… sicil numarası ile kayıtlı … ortaklığından haklı nedenle çıkmasına (çıkarılmasına),
Karar kesinleştiğinde ve davacı tarafça yazılı olarak talep edildiğinde, masrafı davacıya ait olmak üzere kararın tescil ve ilan edilmek üzere … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
2-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 172,90 TL ilk masraf, 210,00 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 382,90 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 179,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile kalan 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 30/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸