Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/847 E. 2023/726 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/847 Esas
KARAR NO : 2023/726

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/12/2022
KARAR TARİHİ : 17/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 01/03/2018 tarihinde, araç sürücüsü Hatice Karatoğmanın sevk ve idaresindeki … plakalı aracına dava dışı …’yı almak için durduğu esnada araç geri viteste iken birden geri geri harekete geçtiğini, …sağ ön kapı ve sağ ön teker kısmının altında kalması sonucu paniğe kapılan… plakalı araç sürücüsü; geri geriye gitmeye devam ettiği esnada park halinde olan … plakalı aracın sağ kısmına çarparak durabilmesi sonucu yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu olay sebebiyle dava dışı …, ağır şekilde yaralandığını, dava dışı …’nın 01/03/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle ağır şekilde yaralanması, geçici ve sürekli iş göremezliğe maruz kalması ve bakıcı ihtiyacına muhtaç kalması sebebiyle, tahsili gereken tazminat tutarı için tarafımızca sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, zararları tazmini için yapılan başvurunun davalı sigorta şirketi tarafından değerlendirilmemesi üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde tahkim başvurusu ikame edildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 2019.E.. K-… sayılı dosyasında verilen karara itiraz edilmesi sebebiyle İtiraz Hakem Heyetinin 2020.İ.8431 2020/İHK-14048 sayılı dosyasına 25/07/2020 tarihinde, dava dışı …’nın 01/03/2018 tarihinde geçirdiği kaza sonucu hak kazanacağı tazminatların 35.000,00 TL’sinin temlik sahibi müvekkil …’ya devrettiğine ilişkin temlikname sunulduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 24/03/2020 tarihli kararında, “Temliknamede, alacağın belirli bir dosyaya hasredilmiş olması ve devredilen miktarın açıkça belirtilmiş olması karşısında temlik edilen 35.000,00 TLnin temlikname sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş, ancak dosyada taraf olmayan …nın, davaya sonrada taraf eklenemeyeceğinden, alacaklı olarak dosyaya eklenmesi talebinin reddine” karar verildiğini, işbu İtiraz Hakem Heyeti 2020.İ.8431 2020/İHK-14048 sayılı dosyasına ilişkin olarak temyiz yargılaması yapılmış olup Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/7154 E. 2022/1137 K. 31/01/2022 tarihli kararında “İtiraz Hakem Heyeti Kararının Hüküm Kısmının DÜZELTEREK ONANMASINA” karar verildiğini, işbu kesin olan Yargıtay kararı ile olarak başvuran müvekkilinin tazminata hak kazandığı ve temlik alan müvekkil …’ ya tazminat tutarından 35.000,00-TL alacak miktarını devir ve temlik etmiş olduğuna ilişkin iddialarımız sübuta erdiğini, sigorta şirketi aleyhine temlikname alacağı tutar yönünden İstanbul … İcra Dairesi … E. Sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığını, söz konusu takiplere davalı tarafından itiraz edildiğini, takiplerin durduğunu beyanla icra takiplerine yapılan itirazın iptalini, davalı aleyhine yüzde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, dava dışı 3. Kişinin davalıdan olan trafik kazasından kaynaklı tazminat alacağını davacıya temlik etmesi sebebiyle davacının davalıdan tazmini için davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda 01/03/2018 tarihinde, davalı şirket nezdinde sigortalanmış olan… plakalı aracın Hatice Karatoğman’ın sevk ve idaresinde iken dava dışı …’yı almak için durduğu esnada araç geri viteste iken birden geri geri harekete geçmesi sebebiyle …’nın sağ ön kapı ve sağ ön teker kısmının altında kalması sonucunda yaralanmış olduğu, bu yaralanmadan kaynaklı maddi tazminatlarının tahsili için Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetine başvuru yapmış olduğu, bu başvuru akabinde yargılamanın devam ettiği esnada hak kazanacağı tazminatların 35.000,00 TLsini işbu dosyanın davacısı …’ya temlik etmiş olduğu, Sigorta Hakem Heyeti tarafından söz konusu bedelin davacıya ödenmesi talebinin reddine karar verilmesi sebebiyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasından takibe girişilmiş olduğu, davalının itirazı üzerine takibin durması sebebiyle işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Yargılama esnasında celp edilmiş olan İstanbul … İcra Dairesi… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından 35.000,00 TL asıl alacak, 13.903,15 TL işlemiş faiz olmak üzere 48.903,15 TL toplam alacak üzerinden Ankara … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden 04.08.2022 tarihinde takibe girişmiş olduğu, davalının süresi içerisinde borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine yetkiye itirazın kabul edilerek dosyanın 29.09.2022 tarihinde İstanbul… İcra Dairesi … Esasına kaydının yapılmış olduğu ve davalı tarafa usulüne uygun yeniden ödeme emrinin tebliğ edildiği, işbu hali ile usulüne uygun bir icra takibinin bulunduğu görüldü.
Dosyamız arasına celp edilmiş olan Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 2019.E… Başvuru sayılı dosyası incelendiğinde dava dışı … tarafından …Sigorta A.Ş. (Yeni unvanı: … Sigorta A.Ş.) aleyhine yapılan başvuruda davacı vekili tarafından, 01/03/2018 tarihinde davalıya trafik sigortalı aracın, araca binmek üzere olan davacıya çarpması sonucu yaralanarak %33 oranında malul kaldığını, iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceği, 4 ay bakıcıya ihtiyacı bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli ve geçici iş göremezlik için 50,00 TL ve bakıcı gideri için 50,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 05/03/2020 tarihli dilekçesiyle talebini toplam 122.512,46 TL’ye yükseltmiş olup işbu ıslah dilekçesi ve alınan raporlar uyarınca hakem heyeti tarafından 24.03.2020 tarihinde “… başvurunun kabulü ile geçici iş göremezlik için 18.179,80 TL, geçici bakıcı gideri için 5.803,64 TL ve sürekli iş göremezlik için 98.520,02 TL olmak üzere toplam 122.512,46 TL tazminatın 08/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline” karar verilerek toplam talep üzerinden karar tesis edilmiş olduğu, işbu karara karşı itiraz aşamasında temlik alan … vekili tarafından sunulmuş olan 24/07/2020 tarihli dilekçesinde, temlikname uyarınca belirlenecek tazminat tutarından 35.000,00 TL’nsiin tüm faiz ve ferileri ile birlikte müvekkiline devir ve temlik edildiğini, hüküm kurulurken bu hususun göz önüne alınmasını ve temlik alanın başvuru dosyasına alacaklı olarak katılmasına karar verilmesini talep etmiş ise de İtiraz Hakem Heyetince; başvuranın tasarruf yetkisi bulunmadığından temlik edilen 35.000,00 TL’nin temlikname nedeniyle reddine karar verildiği, ancak dosyada taraf olmayan …’nın sonradan taraf eklenemeyeceğinden alacaklı olarak dosyaya eklenme talebinin reddine karar verildiği, her iki taraf için de 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davalının vekalet ücretine yönelik itirazının kabulü ile UHH kararının, diğer itirazlarının reddine, buna hakem kararının hüküm fıkrasının 2. maddesinin “toplam 122.512,46 TL tazminatın 87.512,46 TL’sinin 08/11/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan alınarak başvurana ödenmesine, 35.000,00 TL’sinin temlikname sebebiyle reddine” şeklinde düzeltilmesine, hakem kararının vekalet ücretine ilişkin 4. maddesinin “başvuran vekille temsil edildiğinden kabul edilen 87.512,46 TL üzerinden hesaplanan 12.176,62 TL’nin 1/5’i olan 2.435,32 TL” olarak düzeltilmesine karar verilmiş olduğu görülmüştür. İşbu karara karşı taraf vekillerince temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/7154 Esas, 2022/1137 Karar Sayılı, 31/01/2022 Tarihli “… 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayanağı delillerle yasaya uygun gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı ihtiyacından doğan zararın trafik sigortasının teminatı kapsamında olmasına göre davalının tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
… Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının hüküm kısmının (2) nolu bendinde yer alan “2.435,32 TL” rakamı çıkartılarak yerine “3.400,00 TL” rakamının yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 5.923,57 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 31/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi. ” şeklindeki gerekçeli ilamı ile hükmün sadece vekalet ücretine yönelik olan kısmının düzeltilerek onanmasına karar verildiği, bu hali ile tazminatın miktarı, maluliyet oranının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Borçlar Kanununun 163. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılabilir. Ne var ki, alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir.
Dava dilekçesi ekinde mahkememize ibraz edilmiş olan temlikname başlığını taşıyan belge incelendiğinde dava dışı … ile davacı arasında akdedilmiş olan “… Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde 01.03.2018 tarihindeki kaza ile ilgili olarak açılmış bulunan … numaralı dosyadan adıma / adımıza tahakkuk etmiş olan alacağın (destekten yoksun kalma, sürekli – geçici iş göremezlik tazminatlarının) 35.000,00 TL miktarını …’ya devir ve temlik ettiğimi beyan ve taahhüt ederim …” şeklindeki belgeden dava dışı alacaklının davalı sigorta şirketinden olan alacağının bir kısmını davacı …’ya devir etmiş olduğu görülmüş olup Sigorta Tahkim dosyası aracılığı ile bu hususun davalı tarafa bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Kesin hüküm HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiştir. Şekli ve maddi olarak ikiye ayrılır. Verilen bir hükme karşı Kanun yolları kapalı ise veya Kanun yolları açık olsa bile süresinde gidilmemişse veya tüm Kanun yolları tükenmişse hüküm şeklen kesinlik kazanmıştır. Maddi anlamda kesin hükümde ise, dava sebebinin (maddi vakıaların), taraflarının ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Önemle vurgulanmadır ki, maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrası için söz konusudur. Hüküm fıkrası, davada (veya karşı davada) istenen hususlar (talep sonucu) hakkında mahkemece verilen kararı (hükmü) gösterir. Hükmün gerekçesinin kesin hüküm gücü bulunmamaktadır. Bununla beraber, gerekçe maddi anlamda kesinlikten tamamen soyutlanmış da değildir. Maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrasına ilişkin olduğundan hükümde tarafların talep sonuçları (veya talep sonuçlarının bazı kalemleri) hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemişse, hakkında karar verilmemiş olan hususlar bakımından maddi anlamda kesin hüküm söz konusu olmaz.
İspat bakımından değerlendirmek gerekir ise, HMK’nın 204. maddesinin birinci fıkrasına göre ilamlar kesin delil sayılmaktadır. Birinci davada verilmiş olan hüküm, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak, aynı konuya ilişkin olarak açılan ikinci davada, kesin hükme bağlanmış olan husus yönünden kesin delil teşkil eder (HMK m.303/1,2). Aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak ve aynı hukukî ilişki hakkında açılan ikinci davanın konusu, birinci davadakinden farklı olsa bile, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığı hakkında (birinci davada) verilmiş olan (kesin) hüküm, ikinci davada kesin delil teşkil eder.
Bir davada verilen kesin hüküm, bu davanın tarafları dışındaki başka birine (üçüncü kişiye) karşı açılan (veya üçüncü kişi tarafından birinci davanın taraflarından birine karşı açılan) ve konusu ile dava sebebi (vakıalar) aynı olan ikinci bir davada kesin delil teşkil etmez, çünkü iki davanın tarafları farklıdır. Fakat, birinci davada verilen kesin hüküm, ikinci davada kuvvetli (güçlü) bir takdiri delil teşkil eder (Kılıç, H.: Açıklamalı İçtihatlı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Cilt II, Ankara, 2011, s. 2341 vd.).
Somut olay bakımından her ne kadar Sigorta Tahkim dosyasının taraflarının işbu dosyanın davacısı ile davalısı olmaması sebebiyle HMK nezdinde kesin delil olarak kabul edilememekte ise de asıl alacaklı – temlik eden bakımından temlik edenin kazanacağı tazminat miktarının Yargıtay denetiminden geçerek onanmış olduğu görülmekle mahkememizin işbu dosyası bakımından yeniden dava dışı temlik verenin hak kazanabileceği tazminat hesaplanmasına gerek görülmemiş olup yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmeksizin Sigorta Tahkim dosyası ve temlik sözleşmesi uyarınca davacının davalı sigorta şirketinden ZMMS poliçesi kapsamında da kalması sebebiyle 35.000,00 TL asıl alacak talebinde bulunabileceği, bu bakımdan davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından icra takibinde takip öncesi işlemiş 13.903,15 TL yasal faiz isteminde bulunmuş ise de davacının alacaklı olduğunun ancak Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından hüküm kurulamayacağına yönelik kararın Yargıtay denetiminden geçerek 31/01/2022 tarihinde karara bağlanmış olduğu, Sigorta tahkim Komisyonu aracılığı ile davalının söz konusu temlikten haberdar edilmiş olması sebebiyle tahkim komisyonu dosyasının kesinleşme tarihi olan 31/01/2022 tarihinden takip tarihine kadar davacının işlemiş yasal faiz talebinde bulunabileceği kanaatine varılmış olup bu kapsamda yapılan hesaplama uyarınca 31/01/2022 tarihinden icra takip tarihi olan 29.09.2022 tarihine kadar 2.079,86 TL işlemiş faiz talep edebileceği kanaatine varılarak davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, dava konusu asıl alacağın likit olduğu ve işbu alacaktan davalının takip öncesinde haberdar olmasına rağmen davalının haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 35.000,00 TL ‘nin %20’si oranında olan 7.000,00 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmiş olup, mahkememizce yapılan kontrolde davacı vekili tarafından açılan iş bu davada icra dosyasına yapılan itirazın tamamına yönelik itirazın iptalinin talep edildiği, iş bu haliyle toplam takip çıkışının 48.903,15TL olduğu görülmekle bu tutar dava değeri olarak kabul edilmiş ve mahkememizce kabulüne karar verilen toplam 37.079,86 TL alacak ve reddedilen kısım göz önünde bulundurularak yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlar bu miktar üzerinden hesaplanarak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZININ KISMEN İPTALİ ile; takibin 35.000,00 TL asıl alacak, takip öncesi işlemiş (31/01/2022 tarihinden icra takip tarihi olan 29.09.2022 tarihine kadar) 2.079,86 TL yasal faiz olmak üzere toplam 37.079,86 TL üzerinden ve asıl alacağa tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte kaldığı yerden devamına, davacının fazlaya dair isteminin reddine,
2-Davalının haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 35.000,00 TL ‘nin %20’si oranında olan 7.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 2.532,93-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 597,72-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.935,21TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 597,72-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 92,20-TL ( başvurma ve vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 49,75-TL olmak üzere toplam: 141,95-TL yargılama giderinin %76 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 107,88TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 11.823,29TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 3.120,00TL nin %76 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 2.371,20-TL’nin davalıdan alınarak, 784,80-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.