Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/830 E. 2023/634 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/830 Esas
KARAR NO : 2023/634
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/11/2022 – 17/01/2023
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili şirketin aşağıda izah edilen alacaklarını tahsil etmek amacı ile 2022/418338 numarası ile İstanbul Arabuluculuk Bürosuna müracaat ettiğini , ancak yapılan oturuma , davalı Taraf ile uzlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket ile davalı … San. Ve Tic. A.Ş arasında 04.12.2018 tarihinde ”BAYİLİK SÖZLEŞMESİ” başlıklı bir metin imzalandığını, iş bu sözleşmenin konusu, üretici olan davalı … San. Ve Tic. A.ş’nin üretmiş olduğu … … enerji içeceği ile ilgili hakların satış ve dağıtımını bayi olan müvekkili şirket …’ye verilmesi olduğunu, sözleşmenin süresinin 2 yıl olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında bayilik sözleşmesinin imzalanmasından sonra müvekkili şirket … … enerji içeceğinin satış ve dağıtımı için üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen bir süre sonra üretici firma tarafından üretilen … … enerji içeceğinin benzeri bir içecek başka bir üretici firma tarafından üretildiğini ve … … enerji içeceğine göre daha uygun fiyatlara satıldığı için müvekkili bayi şirket taahüt etmiş olduğu … … enerji içeceğinin dağıtım ve satışını yapamaz duruma geldiğini, aynı dönemde Dünya Sağlık Örgütünün 24.02.2020 tarihinde pandemi ilan etmesi ile birlikte müvekkili şirket dağıtım ve satış yapamaz duruma geldiğini, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete taminat olarak ödenen 70.000 ABD Doları düzeyinde lisans ödemesi adı altında para ödemesine rağmen verilen parayı iade etmediğini, 04.12.2018 tarihli BAYİLİK SÖZLEŞMESİ’nin 9. Maddesi başlığı ile anlaşmazlıkların çözümü hususu düzenlendiğini, 9.Maddeye göre sözleşmenin uygulanması ve yorumlanmasında çıkacak olan ihtilaflar İSTANBUL(ÇAĞLAYAN) Mahkemelerinde çözümleneceğini belirterek yukarıda bahsi geçen Bayilik Sözleşmesi ve davalının münhasırlık yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle, müvekkilden alınan 70.000 ABD doları karşılığı Türk Lirası 1.295.000 TL (davanın açıldığı tarih döviz kuru 18,40 × 70.000) alacağımızın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının Irak’ta mukim bir yabancı kişi olup, MÖHUK m. 48 gereğince mahkemece belirlenecek teminatın davacı tarafından yatırılması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde yer verdiği talep sonucu açık ve sarih olmadığını, davacı hukuk muhakemeleri kanunu uyarınca delillerini ispata elverişli bir şekilde sunmadığını, dava dilekçesinde açıkça hangi delilin hangi vakıaya ilişkin olduğunu neyi ispatlamaya yönelik olduğunu belirtmediğini, işbu sebeple huzurda görülmekte olan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraflar arasında imzalanmış bayilik sözleşmesinde teminata ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, taraflar arasında teminat verilmesini gerektiren bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı davasını sunmuş olduğu delilleri ile ispat edememiş, çelişen açıklamalarda bulunduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında 15/07/2020 tarihinde bir lisans sözleşmesi yapıldığını, işbu sözleşmenin 6. maddesi ile cari hesap mutabakatı yapıldığını, bu sözleşme ile birlikte müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını belirterek davacı tarafın yabancı olması gereğince öncelikle mahkemece belirlenecek teminatın yatırılmasına ve dava dilekçesinde yer alan talep sonucu açık ve sarih olmadığından davacıya kesin süre verilerek talep sonucunun açıklattırılmasına; davacı tarafın mahkemece verilen süreler içerisinde hükmolunacak teminat bedelini mahkeme veznesine yatırmaması ve talep sonucunu açıklama yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde davanın usulden reddine, davacı tarafından iddialarını ispata ve hatta huzurdaki davaya ikameye haiz olduklarına dair herhangi delil sunulmamış olduğundan, Davacı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun bir şekilde delillerini ispata elverişli bir şekilde sunmadığından, dava dilekçesinde açıkça hangi delilin hangi vakıayı açıklamaya yönelik olduğu belirtilmediğinden davanın dava şartı eksikliğinden usulden reddine, davacının iddialarını dayandırdığı bayilik sözleşmesi’nde teminat verme yükümlülüğüne ilişkin herhangi bir hüküm olmadığı, banka dekontlarının davacının 70.000,00 USD teminat verildiği şeklindeki haksız iddiasını ispata elverişli olmadığı, taraflar arasında yapılan 15/07/2020 imza tarihli lisans sözleşmesi ile davacının alacaklı değil borçlu olduğunu kabul ettiği sebepleriyle ve davacı sunmuş olduğu delilleri ile işbu haksız ve hukuka aykırı davasını ispat edemediğinden işbu davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA: Davalı/karşı davacı vekili 16/01/2023 tarihli dilekçesinde, 30.11.2018 tarihinde Müvekkil Şirket ile karşı davalı-davacı arasında “… …” markalı enerji içeceği ürünlerinin satış ve dağıtım haklarına ilişkin Bayiilik Sözleşmesi imzalandığını, İlgili sözleşme kapsamında Müvekkili Şirket’in üretimini yapmış olduğu ürünleri, karşı davalı-davacı tarafından Irak’ta ilgili sözleşme hükümleri uyarınca satıldığını, Ticari ilişkinin süregelen döneminde Irak’ta gümrük mevzuatına ilişkin yaşanan değişiklikler neticesinde müvekkili şirket ile karşı davalı-davacı arasında 15.07.2020 tarihinde Lisans Sözleşmesi akdedildiğini, işbu anılan sözleşme kapsamında müvekkili şirket tarafından, ürünlerin fikri ve sınai hakları bütünüyle müvekkili şirket’e ait olmak üzere, karşı davalı-davacıya lisans kullanım hakkı verildiğini, bu sözleşme kapsamında 6.madde de sözleşme bedeli belirlenerek müvekkili şirket’e lisans bedeli kapsamında ödenecek bedel ve ödeme zamanı tayin edildiğini, gelinen aşamada karşı davalı-davacının sözleşme konusu bedeli ödememiş olması nedeniyle Müvekkili Şirket’e borçlu olmasına karşın ve taraflar arasında kurulu sözleşmelerin hiçbirinde yer almayan, kararlaştırılmamış olan teminat bedeli adı altında Müvekkili Şirket’ten alacak talebinde bulunmuş olması nedeniyle usul ve yasaya aykırı talepleri hasebiyle işbu karşı davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, karşı davalı-davacı, müvekkili şirket ile arasındaki sözleşmesel ilişki kapsamında müvekkili şirket’e 29.703,15-USD borçlu durumda olduğunu, taraflar arasında imzalı 15.07.2020 tarihli Lisans Sözleşmesinin 6. maddesinde lisans kullanam bedeli belirlendiğini, ilgili madde kapsamında sözleşmenin toplam bedeli 200.000,00-USD olarak tayin edildiğini, müvekkili şirket ve karşı davalı-davacı arasındaki 30.11.2018 tarihli Bayiilik Sözleşmesi neticesinde var olan cari hesap doğrultusunda ilgili bedelden 140.297,00-USD mahsup edilerek lisans bedelinin ödeneceği hususunda taraflar antant kaldığını, gerek ticari defter kayıtları gerekse de cari hesap kayıtları uyarınca karşı davalı-davacının Müvekkil Şirket’e Lisans Sözleşmesi kapsamında borçlu olduğunun sabit olduğunu, müvekkili Şirket tarafından ilgili borcun ödenmesi gerektiği geçerli bildirim usulleriyle kendisine bildirilmiş olan karşı davalı-davacı bu durum karşısında herhangi bir bildirimde bulunmadığıı, ödeme yapmadığını müvekkil şirket lisans sözleşmesi kapsamında tüm edimlerini yerine getirirken karşı davalı-davacı sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkil şirket’in usulüne uygun tutulan ticari kayıtları uyarınca borcun varlığı sabit olduğunu belirterek taraflar arasında kurulu sözleşmesel ilişki kapsamında karşı davalı-davacının, Müvekkil Şirket’e 29.703,15-USD’lik borcu bulunması nedeniyle her türlü talep, dava ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik işbu miktarın fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası olarak ödenmesini talep etmekte olup vade tarihinden, fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz işletilerek toplam miktarın Müvekkil Şirket’e ödenmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde, Davacı-Karşı davalı Müvekkili Şirket ile karşı davalı-davacı şirket arasında 30.11.2018 tarihinde “… …”markalı enerji içeceği ürünlerinin satış ve dağıtım haklarına ilişkin Bayiilik Sözleşmesi imzalandığını, Sözleşme süresi madde 6’da iki yıl olarak belirlendiğini, sözleşme devam ederken Dünya Sağlık Örgütünün 24.02.2020 tarihinde pandemi ilan etmesi ile birlikte Sözleşmenin yapıldığı sırada, taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum ortaya çıktığını, böylelikle davacı-karşı davalı müvekkili şirket dağıtım ve satış yapamaz duruma geldiğini, Müvekkili şirketin dağıtım ve satışı işini imkansız hale getiren ikinci bir durum ise, ”… …” enerji içeceğinin bir benzeri ve taklidi içecek olan ”… …” enerji içeceği başka bir üretici firma tarafından üretildiğini, ”… ” enerji içeceği piyasada ”… …” enerji içeceğine nazaran daha uygun fiyatlara satıldığından müvekkili bayi şirket ”… …” enerji içeceğini satamaz hale geldiğini, Müvekkili şirket yetkilileri defaaten davalı-karşı davacı firma yetkililerini uyarmalarına rağmen bu hususla alakalı olarak hiç bir önlem alınmadığını, daha sonraları davalı-karşı davacı yan Irak merkezli aynı neviden enerji içeceği üreten firmaya dava açtığını, dava halen Irak’ta görülmeye devam ettiğini, gerek pandemi gerekse de taklit içecek üretimi müvekkili şirketin sözleşmede belirlenen taahhütlerinin ifasını imkansız hale getirdiği için taraflar arasında daha önce belirlenen 2 yıllık sözleşme süresinin uzatılması için bu kez taraflar arasında 15.07.2020 tarihinde Lisans sözleşmesi akdedildiğini, İlgili sözleşmenin bedeli 200.000 USD olarak belirlendiğini, Müvekkili davacı- karşı davalı şirket belirlenen sözleşme bedelinin bir kısmını ibraz etmiş olduğumuz banka dekontlarıyla bir kısmını ise elden ödemek suretiyle toplamda 170.296,85 USD’yi davalı-karşı davacı tarafa verdiğini, nitekim davalı-karşı davacı şirket 14.03.2022 tarihli resmi yazışmada müvekkili şirketten, 15.07.2020 lisans sözleşmesi mucibince kararlaştırılan 200.000 USD’den kalan 29.703,15 USD’nin ödenmesini talep etmek suretiyle müvekkili şirketin 170.296,85 USD’lik ödemesini dolaylı yoldan ikrar ettiğini, esasında davalı-karşı davalı tarafın 14.03.2022 tarihli resmi yazışmasından sonra müvekkili şirket yetkilileri ile davalı-karşı davacı taraf yetkilileri şifahi olarak görüştüklerini, Cari hesap kayıtları ortaya konulduğunu ve mahsuplaşma yapıldığını, yapılan mahsuplaşma sonucunda davalı-karşı davacı yetkilileri mahsuplaşma neticesinde 70.000 USD ödeyeceklerini beyan ettiğini, daha sonra davalı-karşı taraf şirket yetkilileri karşılıklı mahsuplaşma sonucunda ödemeyi taahhüt ettikleri bu parayı ödemedikleri için müvekkili şirket davalı şirkete karşı dava ikame ettiğini belirterek mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, karar verilmesini istemiştir.
15/07/2020 tarihinde davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … San. Ve Tic. A.Ş arasında Lisans Sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
Bir sureti dosya içerisine bırakılan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 13/01/2016 tarih 2015/… esas 2016/… karar, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 25/01/2018 tarih 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere asıl ve karşı davadaki uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen lisans sözleşmesinden oluştuğundan görevli mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğundan Asıl dava ve karşı dava yönünden, Mahkememiz görevsiz olduğundan HMK 114/c ve HMK 115 maddesi kapsamında asıl davanın ve karşı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle,
1-Asıl Dava ve Karşı Dava Yönünden , Mahkememiz görevsiz olduğundan HMK 114/c ve HMK 115 maddesi kapsamında asıl davanın ve karşı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
İş bu kararın süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kesinleştiği tarihten , kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde kararı veren mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸