Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/829 E. 2023/871 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/829 Esas
KARAR NO : 2023/871
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; … plakalı araç sürücüsü … …, 08/03/2014 günü çalıştığı iş yerine ait siparişi götürmek amacıyla … mevkiinde … Caddesinde TEM Otoyolu istikametine seyri sırasında, … Tesisleri karşısında, cadde üzerinde, yolun sağında sağ şeride tecavüz eder şekilde park edilmiş olan … plakalı tır aracına arkadan çarpması sonucunda ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bahsi geçen bu kazada müvekkillerinin oğlu … … vefat ettiğini, kaza tespit tutanağına göre bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü … … KTK’nın 52/1-b maddesince, … plakalı tır sürücüsü ise 61/1-c maddesince kusurlu bulunduğunu, müteveffa … …’ın vefatı ile müvekkilleri baba … … (10/03/1961 doğumlu) ve anne … … (20/05/1956 doğumlu) oğulları müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek, davalı … yönünden temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; sigortasız olduğu iddia edilen … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, sigortasız olduğu iddia edilen aracın sürücüsü müteveffanın kusuruna isabet eden tazminat talepleri teminat dışı olduğunu, talebin teminat dışı olması nedeniyle davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacıların müvekkili kurumdan tazminat talep etme hakkı olmadığını, desteğin kusuruna denk gelen tazminat talepleri trafik sigortası teminatına dahil olmadığını, davadaki taleplerin zamanaşımına uğradığını, kaza tarihi dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili kurum, davacıların mirasçılık sıfatı sebebiyle müteveffa sürücü destek için ödenecek olan tazminatı davacılara rücu edeceğini, müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, müteveffa araç sürücüsü kaza sırasında yüksek oranda uyuşturucu madde etkisi altında olduğunu, davanın öncelikle usulden (pasif husumet) reddini, aksi kanaat halinde zamanaşımı sebebiyle reddini, aksi kanaat halinde davanın araç işletenine ihbarını, yapılacak yargılama neticesinde haksız davanın esastan reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacıların murisi … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı 08/03/2014 günü çalıştığı iş yerine ait siparişi götürdüğü esnada yolun sağında sağ şeride tecavüz eder şekilde park edilmiş olan sürücüsü dava dışı Abdülselam Kutlu olan … plakalı tır aracına arkadan çarpması sonucunda ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacıların murisi … …’ın vefat ettiği, müteveffanın motosikletinin sigortası olmaması sebebiyle dava açılmadan önce …na başvuru yapılmış olduğu, yapılan başvuru akabinde herhangi bir ödeme yapılmadığından bahisle HMK m.107 hükmü uyarınca davacı – baba … … için 100,00 TL, davacı – anne … … için 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesini talep ve dava etmiş oldukları görülmüştür.
Davalının zamanaşımına yönelik olarak itirazda bulunmuş olması sebebi ile inceleme yapıldığında TBK’nın 72. Maddesinin “(1) Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca meydana gelen kazada davacıların desteğinin ölmüş olması nedeniyle kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85. ve 66. madde hükümlerine göre ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup 08/03/2014 kaza tarihi ve eldeki dava tarihi göz önüne alındığında, KTK’nın 109 ve 5237 sayılı TCK’nın 85. ve 66. madde hükümlerine göre ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olması sebebiyle davalının zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır.
Yargılama esnasında celp edilmiş olan … Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/ … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda “… Oluşan olay nedeni ile maktülün ve sanığın kusur durumun tespiti açısından mahalinde bilirkişi … vasıtası ile 21.11.2014 günü keşif yapılmış ve bilirkişinin 19/12/2014 tarihli raporu ile “tır çekicisinin sürücüsü sanık …’nun tali kusurlu, motosiklet sürücüsü maktül … …’ın asli kusurlu olduğu” belirtilmiştir.
Katılan vekilinin itirazları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dosya İstanbul Teknik Üniversitesi Ulaşım heyetinden oluşan, konusunda uzman üçlü bilirkişiler kuruluna tevdii edilmiş. Bilirkişilerin 25/02/2016 tarihli raporu ile; ” … çekici plakalı tır aracının sürücüsü sanık …’nun TALİ, … plakalı motosikletin kazada vefat eden sürücüsü … …’ın ASLİ kusurlu olduğu” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Katılanlar vekilinin bilirkişi raporuna itiraz gerekçeleri, aşamalardaki beyanları dikkate alınarak tarafların kusur durumlarının tüm dosya içeriğine göre daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi için dosya Kara Yolları Genel Müdürlüğü Kara Yolları 1. Bölge Müdürlüğü’ne gönderilmiş. Kara Yolları Genel Müdürlüğü Kara Yolları 1. Bölge Müdürlüğü’nün 14/12/2016 tarihli raporu ile; ” … çekici plakalı tır aracının sürücüsü sanık …’nun TALİ, … plakalı motosikletin kazada vefat eden sürücüsü … …’ın ASLİ kusurlu olduğu” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.” gerekçesi ile neticeten Sanık … hakkında Taksirle Ölüme Neden Olmak suçundan neticeten 1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, karar verilmiş olduğu ve işbu kararın kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamı içerisine celp edilmiş olan ceza dosyası evrakları, tarafların beyanları, delilleri ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde meydana gelen kazadaki tarafların kusur oranlarının ve davacıların talep edebileceği tazminat miktarının tespiti için dosyanın … ‘de görevli trafik kazaları alanında uzman makine mühendisi bilirkişisi ile 1 aktüerya uzmanı bilirkişisine tevdine karar verilmiş olup bilirkişiler tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan raporda özetle;
08.03.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
– … plakalı araç sürücüsü …’nun %20 oranında,
– … plakalı motosiklet sürücüsü … …’ın %80 oranında kusurlu olduğu,
Davalının %80 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre … …’ın vefatı nedeniyle;
– Davacı Anne … …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 235.588,84 TL,
– Hak sahibi Baba … …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zarının = 235.588,84 TL olduğu,
Tüm hak sahiplerinin destek zararı toplamı davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu 268.000,00 TL.lık limiti aşması nedeniyle davalının limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu, Poliçe Limiti İle Sınırlı Olarak Hak sahiplerinin Talep Edilebilir Zarar Tutarı :
– Davacı anne … ‘ın = 134.000,00 TL,
– Davacı baba … …’ın = 134.000,00 TL
Olmak üzere toplam 268.000,00 TL talep edilebileceği,
Başvuru tarihine göre temerrüdün 19.08.2022 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
Sigorta poliçesi bulunmayan aracın hususi nitelikte motosiklet olduğu,
Kanaatine varıldığı mahkememize bildirilmiştir.
Mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/ … Karar Sayılı, 06.12.2022 Tarihli “… Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
… Somut olayda da; davacıların desteği tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacılar destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuştur. Davacıların üçüncü kişi konumunda olduğu, işleten (veya sürücü) yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketi zararın tamamından sorumlu olacağından, davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 Esas – 411 Karar; YHGK., 22/02/2012 gün 2011/17-787 Esas, 2012/92 Karar; YHGK., 16/01/2013 gün, 2012/17-1491 Esas, 2013/74 Karar).” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davacıların davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin talepte bulunabileceği kanaatine varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan 08.11.2023 tarihli bedel arttırım dilekçesinde özetle; anne … … adına talep ettikleri 100,00 TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminat taleplerini 133.900,00 TL artırarak 134.000,00 TL olarak, baba … … adına talep ettikleri 100,00 TL tutarındaki destekten yoksun kalma tazminat taleplerini 133.900,00 TL artırarak 134.000,00 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiş oldukları görülmüştür. İşbu bedel artırım dilekçesinde her ne kadar faiz talebinde bulunulmamış ise de … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas, 2023/… Karar Sayılı, 11.04.2023 Tarihli “… Davalı şirket vekili davacı tarafın ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunmamasına karşılık, ıslah yoluyla artırılan tutarlara faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulmasına itirazlarını ileri sürmüş ise de, 24.05.2019 tarih ve 2017/… Esas – 2019/… Karar sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararı uyarınca kısmi davada faiz talebinde bulunulmuşsa aynı alacak ve tazminatların artırıldığına dair ıslah talebinde açıkça faiz istenilmemişse bile faize karar verilmesi gerektiğinden bu yönde kurulan hükmün de yerinde olduğu değerlendirilmiştir. (Benzer mahiyette Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 05.02.2020 tarih 2017/13924 Esas, 2020/1503 Karar sayılı ilamı)” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurularak tüm tazminat miktarı bakımından davanın başındaki faiz talepleri bir bütün olarak değerlendirilmiştir.
Hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca davacıların ayrı ayrı davalıdan 134.000,00’er TL talepte bulunabilecekleri kanaatine varılarak somut olayda davacı tarafça dava açılmadan önce 05.08.2023 tarihinde başvuru yapılmış olduğu, davalı tarafça davacıya herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğu, işbu hali ile KTK m.99 hükmü uyarında davalı …’na başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası tarihi olan 19.08.2022 tarihinde davalının temerrüte düştüğü kabul edilerek işbu tarihten itibaren faiz işletilmek kaydıyla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacı … …’ın davasının KABULÜ ile; 08/03/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı 134.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 19.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … …’a verilmesine,
2-Davacı … …’ın davasının KABULÜ ile; 08/03/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı 134.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 19.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … …’a verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 18.307,08TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 80,70TL ile yargılama esnasında ıslah harcı olarak alınan 4.575,00TL harcın mahsubu ile eksik kalan 13.651,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 4.747,90 TL ( başvurma, vekalet harcı, ıslah harcı ve peşin harç), davetiye, posta gideri: 149,00-TL, bilirkişi ücreti 4.500,00TL olmak üzere toplam: 9.396,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı … … yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 21.440,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … …’a verilmesine,
6-Davacı … … yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 21.440,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … …’a verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıklarının arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 3.200,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.