Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/824 E. 2023/156 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/824 Esas
KARAR NO : 2023/156
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tam tarihini, plakasını ve marka modelini hatırlamadığı 2017 yılında ticari işleri için bir aracı 2 yada 5 günlüğüne kiraladığını, kiralama sırasında bir sözleşmenin yapıldığını ancak bir suretinin müvekkiline verilmediği, sözleşmeyle birlikte olası trafik kazaları yada trafik cezaları için boş bir senet imzalattırıldığını, müvekkilinin aracı süresi içinde teslim ettiğini, kiralama süresinde bir kazaya yada bir trafik cezasına maruz kalmadığını, müvekkilinin aracı teslim ettiğinde imzaladığı senedi istemiş, davalının daha sonra trafik cezası gelebilir diyerek 20 gün sonra gelip almasının söylendiğini, müvekkilinin 20 gün sonra davalı tarafın bulunduğu adrese gittiğinde tabelası durmasına rağmen işyerinin kapalı olduğu, daha sonrada davalının adresine defalarca gitmesine rağmen adresin kapalı olduğunu, daha sonra boş senedin doldurularak “Bedeli- Nakten” yazılıp … İcra Müdürlüğünün2022/… Esas dosyası ile icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine istinaden müvekkilinin eşine ödeme emri tebliğ edildiğini, o sırada müvekkili şehir dışında olduğu için 5 günlük itiraz süresini kaçırarak takibin kesinleştiğini, daha sonra müvekkili adına kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin üzerine haciz şerhi işlendiğini, müvekkilinin davalı taraf ile araç kiralamadan başka bir ticari ilişkisinin olmadığını, müvekkilinin 2 günlük kiraladığı araç ile ilgili trafik kazası yapmadığını, trafik cezası da almamasına rağmen teminat olarak alınan boş senet üzerine yazılan 50.000,00TL’nin 27/09/2017 tanzim tarihi, 05/11/2019 vade tarihi yazarak müvekkilinden tahsili için icra takibi başlattığını, davalının kötüniyetli olduğunu, başlatılan icra takibine borçlu olmadığının tespitini, icra takibine müvekkilinin banka hesabından tahsil edilerek dosyaya yatırılan paranın teminat olarak sayılmasını ve icra takibinin durdurulmasını, dosyaya gelen paranın teminat kabul edilerek davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinden 27/09/2017 tarihinde araç kiraladığını, aracı hasarlı olarak müvekkiline teslim ettiğini, müvekkili nezdinde doğan zararları tazmin etmediğini, müvekkili lehine bono düzenleyerek teslim ettiğini, vade tarihi itibariyle davacı tarafından düzenlenen bononun ödenmediğini, iş bu davaya konu icra takibinin başlatıldığını, davacının takibe konu borcu ikrar ettiğini, davacının araca verdiği hasarı, serviste kaldığı süre boyunca kazanç kaybı ve araçta oluşan değer kaybını tazmin etmek için davacının bonoyu düzenleyerek müvekkili şirkete verdiğini, taraflar arasında ihtilafın kaynağı araç kiralama sözleşmesi olduğu için ihtilafın çözümünde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, araç kiralama sözleşmesi kapsamında boş olarak imzalanmış senedin gerçeğe aykırı şekilde doldurularak icra takibine geçilmesi sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2017 yılında tam tarihini hatırlamadığı bir zamanda davalıdan araç kiraladığını, işbu aracın kiralanması esnasında boş senet düzenlettirildiğini, aracın teslim edilmesine rağmen senedin müvekkiline iade edilmediğini ve gerçeğe aykırı olarak sonradan doldurularak takibe girişildiğinden bahisle davacının … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115. Maddesinin 1. Fıkrası “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” uyarınca yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen incelenmesi gerektiğinden aynı kanunun “Dava şartları” başlığını taşıyan 114. Maddesi uyarınca ” (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesinin 2022/3576 Esas, 2023/179 Karar Sayılı, 24/01/2023 Tarihli “Davacı, taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi bulunduğu ve araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak davacıdan senet alındığı ve aracın hasarlı olarak teslimi iddiası sonrası senedin takibe konulması iddiası üzerine davacı tarafından menfi tespit davası açıldığı görev konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu,
HMK 4. maddesine göre kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu,
Davacının iddiasının taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi olduğu ve dava konusu bononun araç kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinin iddia edildiği,
Mahkemenin görevinin karine olarak, davacının iddiasına göre belirlenmesi gerektiği, her ne kadar davalı cevap dilekçesi vermemişse de, davacı davalı ile aralarında araç kiralama ilişkisi olduğu, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verilen senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini belirttiği, dolayısıyla ihtilafın araç kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davacı vekili tarafından her ne kadar söz konusu senedin kiralamaya konu aracın hasarlı olarak teslim edilmesinden kaynaklı olarak davalı tarafça takibe konulduğundan bahisle mahkememizin görevli olduğu beyan edilmiş ise de taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kabul edilmiş olması, işbu sözleşme uyarınca davacının teslim almış olduğu aracı hasarsız olarak davalıya teslim etme yükümlülüğünün olduğu ve davalı tarafça işbu yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle takibe geçildiğinin belirtilmiş olması karşısında HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114 ve 115. Maddeleri uyarınca re’sen yapılan inceleme sonucunda somut olayda Sulh Hukuk Mahkemesinin davaya bakmaya görevli olması nedeni ile aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklanmış Olduğu Üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, davaya mahkememizin görevli olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK. Madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içerisinde başvurulmaz ise HMK. Madde 20 uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILACAĞINA karar verileceğinin ihtarına (gerekçeli kararın tebliği ile ihtarına)
5-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için taraflarca başvurulması halinde HMK 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin ve HMK 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, belirtilen sürede başvuru yapılmaması halinde talep üzerine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin mahkememizce hüküm altına alınmasına,
6-Davacı vekilinin ihtiyati hacze yönelik taleplerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.