Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/820 Esas
KARAR NO : 2023/844
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 24.01.2022 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı araç arasında, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait araç kazada %0 ve … plakalı araç ise %100 kusurlu olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin aracında meydana gelen reel değer kaybı bakımından uğradığı zarar miktarı tam olarak belirlenemediğini, müvekkiline ait araçta meydana gelen 100,00-TL reel değer kaybı bedelinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz dava açmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava konusunun ZMMS sigortasından kaynaklanmakta olduğunu, müvekkili şirket ancak azami teminat ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olabileceğini, müvekkili tarafından başvuruya konu 09.08.2022 tarihinde 1.140,00TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, talep edilen değer kaybı talebi mesnetsiz olduğunu, ödeme yapılmış olduğundan haksız davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı eksik ödenen değer kaybı ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda 24.01.2022 tarihinde, davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalanmış olan … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğu, davacının dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru üzerine davalı sigorta şirketi tarafından 09.08.2022 tarihinde 1.140,00 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğu, davacının ise değer kaybının daha fazla olduğu, gerçek değer kaybı zararının karşılanmadığı iddiası ile bakiye karşılanmayan zararın tazmini istemi ile belirsiz alacak davası olarak şimdilik 100,00-TL Reel Değer Kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup re’sen dikkate alınması gerekir ( Bknz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/4974 Esas, 2021/6943 Karar Sayılı, 18/10/2021 Tarihli ilamı). İşbu yasal düzenleme uyarınca somut olayda yapılan kontrolde davalı tarafından ödemenin 09.08.2022 tarihinde yapıldığı, işbu davanın ise 23.11.2022 tarihinde 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmekle yargılama yapılmıştır.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Yargılama esnasında kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, hasar dosyası, … nezdindeki kayıtları ve kazaya ilişkin tüm evraklar celp edilerek dosya trafik kazaları alanında uzman makine mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişiden dava konusu kazaya karışan tarafların kusur oranlarının belirlenerek, davacının aracında kaza sonrasında meydana gelen hasarın kapsamı, aracın hasarlı ve hasarsız olan halinin karşılaştırılması sureti ile markası, yaşı, cinsi vs özellikleri de göz önünde bulundurularak hesaplanacak olan 2. El piyasa rayiç değeri ile birlikte yargıtay’ın yerleşik içtihatları ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca yapılacak hesaplama uyarınca davacının aracında değer kaybının olup olmadığı, değer kaybının oluşması ihtimalinde ne kadar olduğu, davalının yapmış olduğu ödeme ile birlikte mahsup yapıldığında davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine, karar verilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan raporda özetle;
… plakalı araç sürücüsü … ‘ün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu
Davacı tarafa ait … plakalı 1994 model … kapı marka ve tip araçta meydana gelen hasar miktarının 10.000 TL olduğu,
… plakalı 1994 model … kapı marka ve tip aracın onarım sonrası piyasadaki reel alım-satım şartlarına göre 2.000 TL değer kaybına uğrayacağı, Davalı … Sigorta şirketi Davacıya 09.08.2022 tarihinde 1.140 TL değer kaybı ödemesinde bulunmuş olup Davacının talep edeceği değer kaybı bedeli aradaki fark olan 860 TL olduğu
Mahkememize bildirilmiştir.
Dosyamız arasına celp edilmiş olan tüm evraklar, alınan bilirkişi raporu, davacı tarafın ibraz etmiş olduğu bedel arttırım dilekçesi bir bütün olarak incelendiğinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalanmış olan aracın davacıya ait araç ile karışmış olduğu kazada %100 oranında kusurlu olduğu, bu sebeple davacının aracında meydana gelen değer kaybı bedelinden sorumlu olduğu, davadan önce yapmış olduğu ödemenin yeterli olmadığı da görülmekle davacının bakiye 860,00 TL’lik değer kaybı bedelini davalıdan talep edebileceği kanaatine varılarak davacının davasının işbu miktar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/4875 Esas, 2020/720 Karar Sayılı, 04/02/2020 Tarihli “… 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olup, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrüt gerçekleşeceği öngörülmüştür. Sigortacının kısmi ödeme yapması halinde ise, söz konusu ödeme tarihi temerrüt tarihi olarak esas alınacaktır.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davalının kısmi ödeme tarihi olan 09.08.2022 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek kaza tarihinden itibaren değil; davalının ödeme yapmış olduğu 09.08.2022 tarihinden itibaren kazaya karışan araçların hususi araç olmaları da göz önünde bulundurulduğunda yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiş olup bu sebeple davacının kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Miktar itibari ile reddedilen bir talep bulunmadığından davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmeksizin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; 24.01.2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı 860,00 TL değer kaybı tazminatının davalının temerrüde düştüğü 09.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alınması gerekli olan 269,85-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 80,70-TL, tamamlama harcı olarak alınan 13,00-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 176,15-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 185,90-TL ( başvurma, vekalet harcı, ıslah harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 171,25-TL, bilirkişi ücreti: 2.000,00TL olmak üzere toplam: 2.357,15-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 860,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 3.120,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, HMK madde 341 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.