Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/817 E. 2023/802 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/817 Esas
KARAR NO : 2023/802
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında Taşıma Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, Taşıma Hizmet Sözleşmesiyle taşıyıcı, eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi; buna karşılık, gönderen ise taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlandığını, sözleşmede mesafeye göre ulaştırma saatleri, müvekkili şirket ve davalının diğer yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkeme hususları belirtildiğini, davalı, müvekkili şirket tarafından yapılmış olan taşıma hizmetine karşılık kendi üzerine düşen edimi ifa etmeyip ödenmesi gereken fatura bedellerini ödemediğini, müşteri cari hesap ekstresinde de görüleceği üzere ödenmeyen fatura bedellerinin toplam tutarı 61.742,34 TL TL olduğunu, davalı taraf ile defalarca iletişime geçilmiş olsa da davalı borcunu ödemediğini, bunun neticesinde müvekkili şirket tarafından …. İcra Müdürlüğü 2022/… E. sayılı dosyasıyla takibe konu alacak için icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalı aleyhine yüzde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan taşıma hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak tahakkuk ettirilmiş faturaların tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilmiş olan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı ile davalı arasında 09.01.2021 tarihli Taşıma Hizmet Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, sözleşme kapsamında davacının davalıya ait gönderileri taşımayı üstlendiği, söz konusu taşıma işlerini yerine getirerek davalı aleyhine tahakkuk ettirmiş olduğu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takip dosyasından 61.742,34 TL üzerinden takibe girişmiş olduğu, davalının itirazı üzerine takibin durması sebebi ile işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Her ne kadar davacı tacir ise de davalının tacir olup olmadığının tespiti için yargılama esnasında davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine, ticaret sicil müdürlüğüne ve esnaf ve sanatkarlar odasına yazılan müzekkere cevapları uyarınca davalının herhangi bir ticaret odasına kaydının bulunmadığı ancak esnaf odasına kaydının bulunduğu bildirilmiş ise de vergi dairesinden gelen müzekkere cevabında davalının işletme esasına göre defter tuttuğunun mahkememize bildirilmiş olması sebebiyle Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmış olduğundan (Bknz: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2019 tarih 2019/3674 Esas 2019/7113 Karar sayılı ilamı, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 2023/814 Esas, 2023/624 Karar Sayılı, 08/06/2023 Tarihli ilamı) davalının işletme hesabına göre defter tutmasına, davacının ise tüzel kişi tacir olmasına göre somut uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu, ayrıca taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı görülmekle mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Davalının icra takibine yapmış olduğu itiraz incelendiğinde her ne kadar yetkiye itiraz ettiği beyan edilmiş ise de yetkili olduğu iddia edilen icra dairesinin belirtilmemiş olması sebebi ile usulüne uygun bir yetki itirazından bahsedilemeyeceğinden nitekim tarafların arasında akdedilmiş olan sözleşmede de İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili kılınmış olması sebebi ile İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğu kanaatine varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 3 nolu celsesinde taraf vekillerine usulüne uygun ihtaratı içerir şekilde uyuşmazlık konusu alacağın incelenebilmesi amacıyla tarafların 2021 ve 2022 yıllarına ticari defterlerini sunmak üzere verilen kesin süre içerisinde davalı tarafın mahkememize herhangi bir ticari defter, belge ibraz etmediği gibi mahkememizce verilmiş olan kesin süre içerisinde defterlerin yerinde incelenmesi talebinde de bulunmamış olduğu görülmekle işbu hali ile HMK m.222 hükmü uyarınca davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olduğu kanaatine varılmakla yargılama esnasında davacı tarafın ibraz etmiş olduğu ticari defterler ve taraflara ait celp edilen BA- BS formları karşılaştırmalı olarak incelenmek sureti ile rapor tanzimi için dosya 1 mali müşavir ve 1 taşıma hukuku alanında nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişiler tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan raporda özetle;
Davacı şirketin 2021 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği,
Davacı şirket ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; ödeme emri tarihinde davacının davalıdan 61.742,34.-TL alacağının olduğu,
Bornova Vergi Dairesi 09.05.2023 Tarih, 206626 sayılı yazısında davalının İşletme hesabına göre defter tuttuğu bu nedenle BA BS bildiriminde bulunmadığı,
Taraflar arasında 09.11.2021 Tarihinde “Taşıma Hizmeti Sözleşmesi” düzenlendiği; … … A.Ş.’nin Taşıyıcı taraf, …”’nun Müşteri taraf olmak üzere karşılıklı imza altına alındığı; Müşteri taraf kaşesinde … olarak yazdığı; tarafların taşıma hizmet sözleşme kapsamında çalıştıklarının tespit edildiği,
Davalının borca itiraz etmekle birlikte, borca hangi gerekçe ile itiraz ettiğine hem bu itiraz dilekçesinde hem de dosya kapsamında yer vermediğinin tespit edildiği; bu nedenle Davalının itirazına dayanak oluşturacak bir gerekçenin dosya kapsamında tespit edilemediği; bundan hareketle, Davacı taşıyıcının davaya konu fatura alacağına karşılık taşıma hizmetini kusursuz ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğu kanaatine ulaşılmakta olup, taktiri sayın mahkemeye sunulduğu;
Mahkememize bildirilmiştir.
Taraflara arasında akdedilmiş olan Sözleşmenin Ödeme ve Tahsilat ile ilgili 8. Maddesinde; Ödemelerin fatura tarihini takip eden azami 21 gün Taşıyıcının … İBAN numaralı hesabına nakit/havale olarak yapılacağı; bu tarihin vade tarihi olduğu; sözleşmede belirtilen vade süresinin sonunda ödeme yapılmaması halinde, taşıyıcı, günlük %0,1 gecikme faizi uygulama hakkını saklı tutacağı; Taşıyıcı, ödemenin yapılmaması halinde, ödeme yapılıncaya kadar müşteriye verdiği taşıma hizmetini durdurabileceği, bu durumda sözleşmenin askıda sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Sözleşmenin 7.4. Maddesinde; Taşıyıcı, Müşteri tarafından, taşıma faturası tarihinden itibaren 8 gün içinde kesilen iade veya fark faturasını kabul edebileceği, bu süre geçirildikten sonra Müşterinin, hiçbir gerekçe ile Taşıyıcıya iade veya fark faturası kesemeyeceği; Müşteri bu süre zarfında, zararının tazmin talebi ile iade faturası düzenleyecek ise faturanın “TAZMİN”; fiyat farkı için iade faturası düzenleyecek ise “FİYAT FARKI” kodları ve tazmine yada fiyat farkı faturasına konu olan … faturasına /irsaliyesine ilişkin bilgileri ihtiva etmesi zorunlu olduğu, bu bilgileri içermeyen Müşteri faturalarının Taşıyıcı tarafından iade edileceği hüküm altına alınmıştır.
Yargılama esnasında davalıya usulüne uygun olarak yapılan tebligatlar akabinde davalının ticari defter ve belgelerini mahkememize ibraz etmemiş olduğu, sözleşme hükümleri uyarınca davacının edimini ifa etmediğine ilişkin herhangi bir iddianın ve bu kapsamda delilin ibraz edilmemiş olduğu görülmekle hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca davacının davalıdan takip tarihindeki miktar bakımından alacaklı olduğu kanaatine varılmış olup davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, dava konusu asıl alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olduğu ve davalının haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 61.742,34 TL ‘nin %20’si oranında olan 12.348,47 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZININ İPTALİ ile; takibin kaldığı yerden devamına,
2-Davalının haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 61.742,34 TL ‘nin %20’si oranında olan 12.348,47 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 4.217,62-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 745,70-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 3.471,92-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 837,90-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 292,25-TL, bilirkişi ücreti: 4.500,00TL olmak üzere toplam: 2.724,01-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 3.120,00TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.