Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/759 E. 2022/884 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/759 Esas
KARAR NO : 2022/884
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/12/2006
KARAR TARİHİ : 19/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ortaklığı ile davalı şirket arasında, Denizli İli … Mevkii 230 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kurulu servisle ilgili 01.06.1997 tarihinde düzenlenen 10 yıl süreli bayilik anlaşmasının, … Ortaklığı’nın 31.12.2000 tarihinde sona ermesi ve anlaşmaların davacı şirkete devredilmesi nedeni ile, bayilik anlaşması kapsamında davacı şirketten anlaşmaya konu ürünleri alıp satan ve serviste kullanan davalı … Tic. A.Ş. ile 01.01.2001 tarihli protokol düzenlendiğini, yıllık 150 ton asgari alış taahhüdünü yerine getirmeyen ve anlaşmanın 8. maddesinin açıklığına rağmen servisi başka bir şirkete devreden davalının bayilik anlaşmasını ihlal ettiğini, keşide edilen … Noterliği’nin 22.02.2006 tarih … Y.s. ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, kar kaybı ve cezai şartın ödenmesinin, ariyet olarak bırakılan demirbaşların iadesinin bildirildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 1.240.000-USD kar mahrumiyeti alacağından şimdilik 5.000-USD’nin, 190.000-USD cezai şart alacağından şimdilik 5.000-USD’nin yabancı paraya işletilecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalıya ariyet olarak bırakılan demirbaşların iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde 4.893-USD bedelinin yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili 10.01.2007 tarihli cevap süresinin uzatılması talebini içerir dilekçesi ve 22.03.2007 tarihli cevap dilekçesi ile, davalı … A.Ş.’nin tüzel kişiliğinin dava açılmadan önce sona erdiğini, 17.11.2006 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile … … A.Ş.’ne devredildiğini ileri sürerek husumet itirazında bulunmuş, … ile … arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin …’in tasfiyesi ile davacıya devredildiğini, sözleşmesel ilişkinin 9 yıl devam ettiğini, … tarafından, davacının bilgi ve onayı ile … bayiliğinin 01.01.2006 tarihinde davacının aynı zamanda Antalya bayisi olan dava dışı … A.Ş.’ne devredildiğini, davacı tarafından keşide edilen 22.02.2006 tarihli ihtarname ile sona erdirilen sözleşmenin rekabet etmeme yükümlülüğü ve buna bağlı asgari mal alım taahhüdüne ilişkin hükümlerinin 4054 s. Rekabetin Korunması Hakkındaki Yasa’nın 4. ve 56. maddeleri uyarınca geçersiz olduğunu, davacının sözleşme için bireysel muafiyetinin bulunmadığını, Rekabet Kurumu’nun 1997/4 – 2002/2 – 2005/4 s. tebliğleri kapsamında grup muafiyetinden istifade edemediğini, davacının yoksun kalınan kar ve cezai şart taleplerinin yerinde olmadığını, davacının bilgi ve onayı dahilinde … …’e satışı ve servisine ilişkin bayiliğin devri ile davacıya ait tüm ekipmanların davacının aynı zamanda Antalya bayisi olan … A.Ş.’ne bırakıldığını, ekipmanların halen … A.Ş.’de bulunduğunun ve … tarafından davacıya ait ürünlerin satılmasında kullanıldığının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/… Tal. s. dosyası kapsamında tespit edildiğini, sözleşme konusu serviste yıllık 150 ton madeni yağ satılması taahhüdünün fiilen imkansız olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, sözleşmenin davalı tarafından ihlal edilmediğini, davacının hiçbir zararının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Mahkememizden verilen 13/11/2017 tarih ve 2015/… Esas 2017/… sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 15/03/2022 tarih ve 2021/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dava mahkememizin 2022/759 Esasına kaydedilmiştir.
Yargıtay İlamında: “
Davacı vekilinin temyizi yönünden, davacı vekili fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ariyet olarak verilen demirbaşların iadesi ve 5.000 USD cezai şart alacağının tahsili talepler yanında 5.000 USD kâr mahrumiyetinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece bu talepler tam kabul edildiği halde, davanın kısmen kabulü hükmü kurulması ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, tahsiline karar verilen 5.000 USD kâr mahrumiyeti alacağına faiz uygulanmasına hükmolunduğu halde faiz başlangıç tarihinin gösterilmemesi doğru olmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Ayrıca davacının davası, ariyet olarak verilen malların iadesi, cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili olup, bunlar hakkında mahkemece verilen önceki kararlar kısmen onanmadığı halde davacının ariyetlerin iadesi ve cezai şart talepleri hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamış, bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir.” denmiştir.
19/12/2022 tarihli duruşmada ;
HMK 31 md gereği ariyet konusu mallara ilişkin davalı beyanları hakkında davacıdan beyanları alındı. ” Davacı vekili: Ariyet konusu mallarla ilişkin mahkemenizin ( … ATM ) 2006/… Esas, 2008/… Karar sayılı 14/10/2008 tarihli kararı ile malların tarafımıza iadesi şeklinde karar verilmiştir, bu karar sonrasında bozma dışında bırakıldı ve bu kararın icrası kapsamında ariyet konusu malların bedeli ve vekalet ücreti ve yargılama giderleri davalıdan ödendi, bu yöndeki talebimiz konusuz kalmıştır. Ayrıca 5.000,00 USD kar mahrumiyetine ilişkin mahkememizin 2015/663 Esas, 2017/939 Karar sayılı ilamı ile verilen karar gereği, anılan bedel faizi yargılama ve takip giderleri davalı tarafta tahsil edilmiştir, bu yöndeki talebimiz de konusuz kalmıştır. Cezai şart alacak talebimiz konusunda davamızın kabulünü, diğer talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ederiz. Ayrıca bu hususlarda vekalet ücreti talebimizin olmadığını beyan ederiz.” demiştir.
Davalı vekili ise; Ariyet konusu mallar ve kar mahrumiyeti konusunda daha önce verilen kararların infaz edilmiş olması nedeniyle bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini ve bu yönlerden vekalet ücreti talebimizin olmadığını beyan ve talep ederiz, cezai şart yönünden davanın reddini talep ederiz” demiştir.
Ariyet konusu mallar ve kar mahrumiyeti talepleri infaz olduğundan, taraflar arasında bu talepler yönünden uyuşmazlık kalmadığından, anılar hususlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, gerekçeli denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen 5.000,00 USD cezai şarttan kaynaklanan talebin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Ariyet konusu mallar ve kar mahrumiyeti talepleri yönünden mahkememizce daha önce verilen bozma dışında kalan kararlar infaz olunup, anılan talepler yargılama gideri ve takip giderleri ile vekalet ücreti ile birlikte davalı tarafça, davacıya ödendiği ve bu hususta uyuşmazlık ve talep kalmadığından anılan hususlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bu hususlarda taraf vekilleri lehine ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-5.000,00 USD cezai şarttan kaynaklanan alacağın, dava tarihi olan 19/12/2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereği, kamu bankalarınca usd mevduata uygulanan en yüksek yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 485,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 287,10 TL harcın düşümü ile eksik kalan 197,90 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ( 287,10 TL peşin harç + ilk masraf 33,50 TL + bilirkişi ücreti 2.400,00 TL + 338,10 TL posta masrafı ) toplam 3.058,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır