Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/757 E. 2023/850 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/757 Esas
KARAR NO : 2023/850
+DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/10/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum bünyesinde hizmet alımı kapsamında çalışan; … … tarafından kurumu ve … Ltd.Şti aleyhine işçilik alacakları talebiyle ….İş Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası dava açıldığı davanın kısmen kabul edildiğini, istinaf talepleri kesin olarak reddedildiğini, … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına 19.02.2021 tarihinde 28.685,83 TL ödendiğini, davacı avukat lehine 1.015,66 TL gelir vergisi stopajı kesildiğini, İsa … tarafından kurumu ve … Ltd.Şti. aleyhine işçilik alacakları talebiyle … İş Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyası dava açıldığı davanın kısmen kabul edildiğini, istinaf talepleri kesin olarak reddedildiğini, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına 19.02.2021 tarihinde 29.806,74 TL ödendiğini, davacı avukat lehine 1.015,66 TL gelir ver-gisi stopajı kesildiğini, adı geçen çalışanların çalıştığı firmalara işçilik alacaklarının ödenmesi için ihtarda bulunulduğunu, ödeme yapılmaması sebebiyle dava yoluyla talep zarureti hasıl olduğunu, dosyaya sundukları sözleşmelerde yüklenicinin istihdam ettiği kişilerle yaşayacağı hukuki ihtilaflar nedeniyle (işten çıkarma, işten ayrılma, istihdam edilenin haklı nedenle sözleşmeyi feshi vs) mevzuat gereği kurumunda sorumlu tutulabileceğini, tüm zararlardan (kıdem , ihbar tazminatı, manevi tazminat, işe iade vb) kurumun sorumlu olmayacağını, kurumun ödeme yapma zorunluluğunda kalması halinde ihtara gerek kalmaksızın nakten ve defaten kuruma ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği, hisse oranlarına bakılmaksızın tamamının yükleniciden tahsil edileceği şeklinde hükümler bulunduğunu, hizmet alımı sözleşmelerinde … firması ihale sözleşmesi 36.11 , … firması 36.5 ve 36.7 hükümleri kapsamında davalıların rücuen tazminat sorumlulukları açık olduğunu, bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak dava dışı işçiler … … ve… … ‘ye ödenen tüm ödemelerin şimdilik 16.000,00 TL kısmının (Davalı … yönünden şimdilik 8.000 TL, davalı … yönünden şimdilik 8.000 TL ) icra dairelerine ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, dava dışı işçilerin şirket uhdesinde kısmi sürelerle çalıştığını, hizmet alım sözleşmelerinde işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olacağına dair düzenleme yapılmadığını, hizmet alımları tip sözleşmesinin 23.maddesi ile düzenleme dikkate alındığında ödenen tazminatın müvekkilin sorumlu olduğunu iddia etmek hakkaniyetle bağdaşmayacağını, sözleşmede kıdem tazminatına ilişkin bir ifade yer almadığını, tip sözleşme 7.maddesi ile idari şartnamenin 25.maddesinde kıdem tazminatı giderler arasında sayılmadığı yaklaşık maliyet cetvellerinde ‘’kıdem tazminatı adı altında bir hesaplamaya yer verilmediğini, karşılığı olmayan bir ödemeden müvekkili şirketin sorumlu tutulması hakkaniyete ve menfaatler dengesiyle bağdaşmayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Limited Şirketi’ne usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, davacı kurumun taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı şirketler tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin işçilik alacaklarına ilişkin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı ile davalılar arasında ayrı ayrı akdedilmiş olan hizmet alım sözleşmeleri uyarınca davacı kurumda çalıştırılan dava dışı … … ve… … isimli güvenlik personellerine yapılan işçilik ödemelerinin sözleşme hükümleri uyarınca sorumluluk oranlarında kısmi alacak davası olarak şimdilik 16.000,00 TL’lik kısmının icra dairelerine ödeme tarihlerinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte (davalı … yönünden şimdilik 8.000,00-TL, davalı … yönünden şimdilik 8.000,00-TL) tahsili istemi ile işbu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
Davalı … tarafından mahkememizin görevine ve yetkisine yönelik olarak itiraz edilmiş olması sebebi ile öncelikle görev akabinde ise yetki hususu değerlendirilmiştir. Bu sebeple mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette bulunan davacısının yine … olduğu … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/… Esas, 2019/… Karar Sayılı, 15/10/2019 Tarihli “…
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi kapsamında dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının davalıya rücu istemine ilişkindir.
… Tüm dosya kapsamına göre; davalı tacir olup, davacı … Genel Müdürlüğü de 233 sayılı KHK’ya göre kamu iktisadi teşebbüsüdür. Bunun sonucu olarak her iki taraf tacir sıfatını taşımaktadır. Her iki tarafın tacir olduğu ve ticari işletmesinden doğan hukuk davaları TTK’nın 4. maddesi uyarınca ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak belirlenmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.” şeklindeki gerekçeli ilamı uyarınca davaya bakmaya mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 6/1. maddesinin “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bu yetki kuralı kesin olmadığından HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesi; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazını “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir.
HMK 17.maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü haizdir.
Dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilmiş olan hizmet sözleşmeleri içeriği incelendiğinde taraflar arasında İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılınmış olduğu görülmekle mahkememizin yetkili olduğu kanaatine varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama esnasında dava dışı işçi … …’ün davacı kuruma yönelik olarak açmış olduğu ….İş Mahkemesinin 2017/… Esas Sayılı, kesinleşmiş dosyasının aslı ile işbu dosyadan kaynaklı alacakların tahsile girişildiği …. İcra Dairesinin 2019/… sayılı dosyası üzerinden başlatılmış olan icra takip dosyasının UYAP sureti ; dava dışı işçi… … tarafından işçilik alacaklarının tahsili talebiyle ….İş Mahkemesinin 2017/… Esas Sayılı, kesinleşmiş dosyasının aslı ile işbu dosyadan kaynaklı alacakların tahsile girişildiği …. İcra Dairesinin 2019/… sayılı dosyası üzerinden başlatılmış olan icra takip dosyasının UYAP sureti dosyamız arasına celp edilmiş olup dosya kapsamı itibari ile rapor tanzimi için dosyanın 1 iş ve borçlar hukuku alanında nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan raporda özetle;
….İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı (… … )takip dosyası yönünden ;
a- … Lt.Şt.nin sorumluluğu 22.589,04 TL x 750/1449 gün =
11.692,05 TL işçilik alacağı + 2.724,15 TL yargılama gideri =14.416,20 TL,
b-… Lt.Şt. nin sorumluluğu 22.589,04 TL x 690/1449 gün =
10.756,68 TL işçilik alacağı + 2.724,15 TL yargılama gideri = 13.480,83 TL
….İcra Müdürlüğünün 2019/…- Esas sayılı takip dosyası ( … ) yönünden ;
a- … … Lt.Şt.nin sorumluluğu 22.445,09 TL x 700/1539 gün =
10.208,94 TL işçilik alacağı + 3.054,52 TL yargılama gideri = 13.263,46 TL,
b-… .Lt.Şt. nin sorumluluğu 22.445,09 TL x 690/1449 gün =
9.946,43 TL işçilik alacağı + 3.054,52 TL yargılama gideri = 13.000,95 TL
Rücu edilebileceği kanaatine varıldığı mahkememize bildirilmiştir.
İşbu rapor uyarınca davacı vekili tarafından 09.10.2023 tarihinde ibraz edilmiş olan ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı firmalar çalışanı davadışı çalışanlar … … ve… … ‘ye ödenen toplam tutardan mezkur firmaların sorumluluğundaki 54.161,44-TL ödemenin, ıslah ettikleri bedeller üzerinden, 27.679,66 TL’sinin … Limited Şirketinden, 26.481,78 TL’sinin … Limited Şirketinden, davacı kurumca dava dışı işçilere yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
4857 Sayılı İş Kanununun 2/6.maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine dair yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereğiyle teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, Borçlar kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.(Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Aralarındaki sorumluluğun tayininde ise sözleşme hükümleri değerlendirilmesi gerekmekte olduğundan işbu davada hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca davacının dava dışı işçiye ödemiş olduğu miktarı sorumlulukları oranında davalılardan tahsil edebileceği, zamanaşımının sözleşmeden kaynaklı genel zamanaşımına tabi olduğu, davanın açıldığı tarih itibari ile zamanaşımı süresinin dolmamış olduğu kanaatine varılmakla talep edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup dava ve ıslah dilekçesinde faizin başlangıç tarihi olarak ödeme tarihinin esas alınması talebinde bulunulmuş ise de dava dilekçesi ekinde davalıya gönderildiği iddia edilen ihtarnamelerin tebliğ mazbatalarının dosyaya ibraz edilememiş olması sebebiyle davalıların davadan önce temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamadığı kanaatine varılarak mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2023/2694 Esas, 2023/2926 Karar Sayılı, 25.09.2023 Tarihli gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarından kaynaklı olarak ;
– 27.679,66 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Limited Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
– 26.481,78 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Limited Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya dair faiz isteminin reddine,
2-Alınması gerekli olan 3.699,77-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 273,24-TL, ıslah harcı olarak alınan 651,71-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.768,82-TL harcın davalılardan (1.412,10-TL’nin davalı … Limited Şirketi’nden alınmasına, 1.356,72-TL’nin davalı … Limited Şirketi’nden alınmasına) alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 1.017,15-TL (başvurma, vekalet harcı, ıslah harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 440,50-TL, bilirkişi ücreti: 2.500,00TL olmak üzere toplam: 3.957,65-TL yargılama giderinin davalılardan (2.018,40-TL’nin davalı …Limited Şirketi’nden alınmasına, 1.939,25-TL’nin davalı … Limited Şirketi’nden alınmasına) alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı … Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı … Limited Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00 TL’nin davalılardan (795,60-TL’nin davalı … Limited Şirketi’nden alınmasına, 764,40-TL’nin davalı … Limited Şirketi’nden alınmasına) alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacıvekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.