Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/69 E. 2023/420 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/69 Esas
KARAR NO : 2023/420

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/01/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023
KARARIN YAZILIŞ TARİHİ : 08/06/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı araç şirket ortaklarından … … sevk ve idaresinde iken 11.07.2021 günü saat 02:30 civarı arkadaşı ile Fatih’ten K.Çekmece’ye gitmek üzere yolu çıktığım, Avrupa Otoyolu üzerinde en sol şeritte seyir halinde iken Otogar Sapağını biraz geçtiğinde su içmek için araçta bulunan pet şişeyi alarak kapağını açtığı fakat kapak elinden düştüğü sürücü gayri ihtiyari kapağı almak için eğildiğini, paspasın üzerinde kapağı alıp kafasını kaldırdığında biraz önce yolun orta şeridinde seyretmekte olan … marka bir aracın kendi şeridine tam ününe geçtiğini, kendisinin 100 km hızla seyrediyor olması diğer aracın sol şeritte bulunduğu halde süratinin düşük olması nedeniyle çarpışmayı engelleyebilecek şiddetini azaltacak fren tedbirine başvurma imkanı olmadığım, bu şekilde söz konusu araca tam arkadan çarptığını, sürücü … aracını yavaşlatıp sürücünün yanında bulunan arkadaşına yaralanmadığını söylediği ve yola baktığında çarptığı aracın orada bulunmadığını gördüğünü, çarptığı aracın plaka bilgilerini almak için 2-3 Km aynı yol üzerinde seyir ettiğini, daha sonra da arkadaşını bırakıp evine gittiğini, gece geç saat ve kusurlu olduğu düşüncesiyle polisi aramadığı tutanak tutmadığım, aracın çalışıyor olması nedeniyle ertesi gün (evin önünde fotoğraf çektiği) işe gittiğini, şirket çalışanlarının araçtan yağ aktığını söylemeleri üzerine davalı sigorta şirketinin yol yardımı aradığı ve gelen çekiciyle aracı servise gönderdiğini, aracın davalıya kasko sigortalı olduğunu ancak davalı tarafından gönderilen yazıda hasar/tazminatın reddedildiği, iki ayı aşkın sürenin geçmesi üzerine servisten (bildirilen tamir bedeli 98.044.02 TL) iade alınan araç 89.000.00 TL bedel ile onarıldığını, müvekkil şirketin maddi zararının ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yapılan ihbar sonrası müvekkili şirketin eksper ve araştırmacı atandığım, yapılan inceleme neticesinde hasar haklı sebeple reddedildiğini, sigortalı araç sürücüsü beyanıyla hasarın uyumsuz olduğunu, sigortalıdan temin edilen olay yeri fotoğraflarında kaza günü ve saatinin olmadığı belirsiz bir tarih ve saat olduğunu, meydana gelen hasarın başka bir kaza ile ilişkisi olabileceğini, hasar başvurusunun şüpheli hasar ve Kara Araçları Kasko Poliçesi (Sigorta) Genel Şartlarının B.1.5 hükmü uyarınca çelişkili beyanlar vermesi hasarı teminat dahilinde göstermek için kurgu senaryo ile hareket edilmesi sebebiyle teminat dışında kalan zararlardan olduğunu, müvekkilinin davacıya karşı hiçbir sorumluluğu bulunmadığım, Genel Şartlar A.5/10. mad. de zaruri bir neden bulunmaksızın kaza mahallini terk etmesi teminat dışı bir hal olduğunu, işbu hususta Y.17. HD,f 2016/11707 E., 2019/5762 K. -08.05.2019 T. say. Kararında “….Bu haliyle hasarın teminat içinde olduğu ispat yükümlülüğü sigortalıdadır.” denildiğini, gerçek zararı ispat etmek zarara uğradığım iddia eden kişiye ait olduğunu, ispat yükü belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda vakıa iddiasında bulunan tarafa düşen usuli bir yükümlülük olduğunu, Y. 17. HD., 2016/15353 E., 2017/9784 K. -30.10.2017 T. say. Karar kapsamında sigorta şirketinin dava konusu hasarın teminat dışında kaldığını ispatlaması durumunda kazanın teminat dahilinde olması yükümlüğünün sigortalıya geçtiğini, Genel Şartlar “Tazminatın Ödenmesi” ilgili maddesinde hasar başvurusu yapılmasından sonra 45 gün içerisinde tazminat muaccel hale geleceğini, olayda suistimal sebebiyle ödemeden imtina edildiğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; … plakalı aracın karıştığı 11/07/2021 tarihli kaza nedeniyle araçta oluşan hasarın kasko bedeli sorumluluğu kapsamında ödenmesi talebine ilişkin dava olduğu görüldü.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi, Poliçeler,
Mahkememiz dosyasından 14/04/2023 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
“Davacı sigortalı şirkete ait araç, sürücüsü … … ’ın sigortacıya beyanına göre; 11.07.2021 tarih ve saat 02:00 – 02:30 sularında, aracı ile … civarı, Avrupa Otoyolu (… istikametinden îstoç’a doğru ) yaklaşık 100 Km. hızla seyri esnasında; “aniden önüne çıkan -yere düşürdüğü su şişesi kapağını almaya çalışırken geç fark ettiği- araca çarptığı ve çarptığı aracın durmayıp gözden kaybolduğu, gece geç saat ve Pazar gecesi olması sebebiyle tutanak tutturmadığı ” yönünde 13.07.2021 tarihli beyan formu düzenlenmiş ve ayrıca sürücünün kaza ertesi sabah çektiğini beyan ettiği hasarlı araca ait fotoğrafı ve diğer belgeler sigortacıya tevdi edilmiş olup; ihbarı üzerine araç sigortacının anlaşmalı servisine çekilmiştir.
Davalı sigortacı, sigortalısına gönderdiği 05.08.2021 tarihli yazısında “…araç üzerindeki hasarın kullanıcı beyanında belirtilen şekilde meydana gelmediği tespit edilmiştir.” denilmekle, hasar tazminat talebi/aracın onarımı ret edilmiş ve bunun üzerine sigortalı aracını anlaşmalı servisten alıp, özel bir servise aracı ( 06.12.20211, dekont) 89.000 TL mukabilinde onarımını yaptırmıştır.
Öncelikle belirtilmelidir ki; hukukumuzda / sigorta sektörde “ sigorta hasar araştırmacı ” gibi işe ilişkin yasal bir düzenleme / müessese bulunmaktadır ve kaldı ki; sigortanın genel şartlar B.1.6, hükmünde sigortacıya tanınmış yetkiler hilafına; gerek düzenlenen raporlarda yazılı/ sözlü beyanların kolluk kuvveti önünde alınmamış olmasından ve gerekse sigortalı / sigorta ettirenin ve/veya olay ilgililerinin de sanki savcılık makamı gibi hukuka aykırı sorgulanmasından ve nihayetinde araştırmacının sigortacı adına çalışanı sıfatında bulunmasından, davalı sigortacının ancak iç işleyişini ilgilendiren dosyaya sunulu araştırma raporu ” na itibar edilemeyecektir.
Olayımıza dönüldüğünde; ilk kural olarak, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları (KSGŞ) B. 1. mad. “ Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri “ Sigortalı ve/veya sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesi halinde aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür: B.4. mad “Zorunlu haller dışında, rizikonun gerçekleştiği yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamakB.5. mad.” Sigortacının isteği üzerine rizikonun gerçekleşmesi nedenlerini ayrıntılı şekilde belirlemeye, zarar miktarı ile delilleri saptamaya ve rücu hakkının kullanılmasına yararlı, sigortalı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermek,“ düzenlemelerine yer verilmiş olup; davacının davaya ve sürücünün de beyanından, vaki kazada ani önüne çıkan bir araca 100 Km. hızda çarptığı ve çarptığı zarar gören aracın da yoluna devam ettiği ifade/beyan edilmekte ise de; bu noktada, aşağıda örneklenen fotolardan anlaşılacağı üzere, zarar gören araçta öngörülen arka hasarlı hali ile yola devam etmesi ve bir anda yok olması, kaza sonrası olağan duruma uygun olmadığı zira en azından zarar gören aracın bu sadmeli hali ile yola devam etmesi fiziki/teknik olarak olanaklı gözükmemekte, kaldı ki; zarar gören aracın sürücüsünün de kazada hiç tepki vermeyerek seyrine devam etmiş olması halleri, kaza beyan edilen şekilde meydana geldiğine ilişkin duraksamaya neden olacak haldir. Bununla beraber, sürücünün nedensiz olay yerini terk etmiş olması, kazaya ilişkin tutanak düzenlenmek üzere kolluk kuvveti aranılmaması, kaza gecesi hasar ve mahal fotoğraflarının da bulunmaması, sigortacıya ancak “ertesi günü evinden işine gidince çalışanlarının araçtan yağ aktığım söylemeleri üzerine“ ihbarda bulunulmuş olması “aracın yağ akıttığı personelce görülmeseydi sigortacıya ihbarda bulunulmayacak ve araç bu hali ile kullanılmaya devam mı edilecekti?” “sürücü sabah evden sigortacıya hasar ihbar yerine işine gidip neden uyarı üzerine ihbar edildiği?” gibi soruları ortaya çıkarmakta ve nihayetinde yukarıda tanıtılan sigortanın genel şartlarının ihlal edildiği ve dolayısıyla bu kurallar gereği, sigortacının sigortalıya hasar tazmin yükümü bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu duruma göre; esasen kural olarak, hasarın belirtilerribeyan edilen şekil ve şartta meydana gelmediğinin ispat yükü sigortacının üzerinde ise de; sürücünün olay yerini nedensiz olarak terk etmiş olması, diğer ifadeyle; terkte zorunlu halin ortaya konulamaması nedeninden, yine; kural olarak, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları (KSGŞ) A.5. mad\ “ Teminat Dışında Kalan Haller “ A. 5.10. mad. “ zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vs) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerindeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması. “ denilmekte ve hükümde atıf yapılanlarda; 5.4 mad. “ Poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” 5.5. mad.“Aracın uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” hükümlerine yer verilmiş olması ve dolayısıyla sigortalı aracın sürücüsünün tanıtılan kuralları da ihlal etmiş olmasından, ispat yükünün ver değiştirip değiştirmediği Mahkemenin hukukundadır.
Davalı sigortacının davaya beyanında hasarın tespitine ilişkin ekspertiz atandığı ifade edilmekte ise de; düzenlenmiş bir rapor dosyada mevcut değildir. Ne var ki; 5684 say. Sigortacılık Kanunu 22/17. mad. Hükmünde (Hasarın yerindeliği, tazminatın tespitinin ve mevzuata uygunluğunun denetimi donanımlı sigortacıya ait) delil niteliğinde rapor yokluğunun işbu davaya etkisi bulunmamakta zira; aracın hasar kalemleri BMW resmi servisince belirlenmiş/fıyatlandınlmış ve belirlenen bu kalemler eksperlerce de esas alınmakta ve bilahare parçaların takılmasının denetlenmesi ifa edilmekte olmasından; sigortalı araç fotoğraflarına bakıldığında, servisçe belirlenen tutar KDV dahil 98.623.05 TL hasarla uyumlu olduğu, hasarın reddi üzerine; sigortalı tarafından özel bir servise yaptırılan ve sunulu listede her ne kadar parça + işçilik kalem karşılıkları tutarlar olarak belirtilmemiş olan davacının araç onarım (serbest piyasa resmi servis parça + işçilik bedellerinden düşük ve/veya tenzilat uygulanmakla) bedeli olarak KDV dahil 89.000.00 TL kadri marufunda bulunmuş olup, bu tutarın davacıya ödenip ödenmemesi hususu Mahkemenin hukukundadır” denmiştir,
Kazanın kasko poliçe teminat süresinde meydana geldiği, hasar ve bilirkişi tarafından kadri maruf bulunan hasar tutarı yönünden tarafları arasında bir uyuşmazlık yoktur. Davalı sigortacı, davacının beyan yükümlülüğünü usulünce yerine getirmediğini kazanın davacının iddia ettiği şekilde oluşmadığını sürücünün alkollü araç kullanmasından kaynaklı kazanın oluştuğunu bunun da teminat harici olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. İhbarın kazadan 3 gün sonra yapıldığı, tanık anlatımları ve dosya kapsamından araç sürücüsünün de olay günü alkol kullanmış olabileceği yönünde ciddi şüpheler mevcut ise de, kaza esnasında araç sürücüsünün alkollü olduğu ve kazanın münhasıran bu sebeple meydana geldiği ya da kazanan 3 gün sonra ihbar edilmesinin teminat poliçe teminat harici bir sebebe dayandığı olgularını ispat etme külfeti davalıda olup bu husus mevcut delillerle sabit görülmediğinden poliçe vadesinde meydana gelen hasardan davalının sorumlu olduğundan davanını kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne, 89.000,00 TL maddi zarar bedelinin 05/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.079,59 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.519,90 TL harcın düşümü ile eksik kalan 4.559,69 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 14.240,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ( 1.519,90 TL peşin harç + ilk masraf 92,20 TL + bilirkişi ücreti 2.000,00 TL + 252,60 TL posta masrafı ) toplam 3.864,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır