Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/676 E. 2022/863 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/676 Esas
KARAR NO : 2022/863
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 22/09/2016
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

DAVA : Davacı vekili Aile Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, davacının davalı … ile evli olduğunu, adresini belirttiği taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarını, …’ı aile konutu olan bu taşınmazı … lehine ipotek verdiğini ayrıca, …na ait genel kredi sözleşmelerinde …’ın eşinden izinsiz ve habersiz olarak 1.500.000 TL ve 3.000.000 TL bedelli kefalet sözleşmelerine imza attığını, eşinin izninin alınması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek, aile konutu üzerindeki davalı banka lehine kurulan ipoteğin kaldırılmasını , taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını, ayrıca ipoteğe temel teşkil eden …’ a ait iki adet biri 1.500.000 TL diğeri 3.000.000 TL kefalet işlemlerin geçersizliğinin tespitine karar verilmesine talep ve dava etmiş, Aile Mahkemesince davalı eş … ile davalı banka arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle Aile Konutu şerhi yönünden dosyanın tefriki ile geri kalan yönünden Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, kararın Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf suretiyle götürülmesi üzerine … Hukuk Mahkemesi … Hukuk Dairesince verilen karar incelendiğinde aile konutu ve ipoteğin fekki talebinin TMK ‘nın 194. Maddesine dayandığını, kefalet sözleşmesi ile açılan davanın ise BK 584/1.madesinden kaynaklandığını, bu hali ile TMK 194. Maddesinden kaynaklı davalarda yargılama görev ve yetkisinin Aile Mahkemelerinden, BK
584/1.maddesinden kaynaklanan davalarda ise yargılama görev ve yetkisinin yerel mahkemelerde olduğunun bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ilişkin yerel mahkemenin görevsizlik kararına yönelik İstinaf isteğinin esastan reddine, ipoteğin fekkine ilişkin karar yönünden ise İstinaf isteğinin kabulü ile yerel mahkeme kararın kaldırılmasına karar verildiği bunun üzerine Aile Mahkemesince Kefaletin geçersizliğine yönelik talebin tefrik ve görevsizlikle suretiyle mahkememize gönderildiği görülmüştür .
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, kefalet sözleşmesini usulüne uygun olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı banka ile dava dışı … Ltd Şti arasında imzalanan ve diğer davalı …’ın kefaleti bulunan 12/5/2014 ve 14 Ekim 2014 tarihli genel kredi sözleşmeleri ve kefalet sözleşmeleri, yasal mevzuat.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2017/… Esas 2017/… Karar ve 16/05/2017 tarihli ilam ile “Davalı banka ile dava dışı … Ltd Şti arasında imzalanan ve diğer davalı …’ın kefaleti bulunan 12/5/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi incelendiğinde …’ın 1.500.000 TL limitle … LTd Şti ‘nin kullanacağı krediye müteselsil kefil olduğu, ancak eş rızasının alınmadığı yine davalı banka ile dava dışı Alden … Ltd Şti arasında imzalanan ve diğer davalı …’ın kefaleti bulunan 27/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi incelendiğinde …’ın 02/5/2014 tarihinde 3.000.000 TL limitle … Ltd Şti ‘nin kullanacağı krediye müteselsil kefil olduğu, ancak eş rızasının alınmadığı tespit edilmiştir. Kefalet miktarlarına göre, nisbi harç davacı tarafa tamamlattırılmıştır. Her iki genel kredi sözleşmesi de 6098 Sayılı Borçlar Kanunun yürürlüğe girdiği 01/7/2012 tarihiden sonra imzalanmış olup, Borçlar Kanunun 584/1.maddesine göre, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi içinde eş rızasının da alınmış olası gerekmektedir. Alınan aile nüfus kayıt tablosuna göre davacı ile davalı … 24/7/1989 tarihinden itibaren evlidirler. 28/03/2013 tarihinde BK 584.maddesine ek fıkra eklenerek , buna göre borçlu şirketin ortak ve yöneticileri kefaleti sırasında eş rızası aranmamaktadır. Bu durumun tespiti amacıyla borçlu … Ltd Şti sicil kayıtları alınıp incelendiğinde …’ın borçlu şirketin ortak yada yöneticisi olmadığı anlaşılmıştır. BK. 584.maddesine göre kefalet sözleşmesi kurulurken eş rızası alınmadığından davaya konu kefalet sözleşmeleri geçersiz olduğundan Davanın kabulü ile, davalı … ile dava dışı … Ticaret Limited Şirketi arasında imzalan 12/5/2014 tarihli genel kredi sözleşmesindeki … ‘ın 14 Ekim 2014 tarihli 1.500.000 TL bedelli kefalet işleminin ve yine 27/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesindeki … ‘ın 02/5/2014 tarihli 3.000.000 TL bedelli kefalet işlemlerinin geçersiz olduğunun tespitine , ” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
…Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas 2020/… Karar ve 17/09/2020 tarihli ilamı ile “İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine göre davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esas yönünden reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı vekilince istinaf kararına karşı temyiz yoluna gidilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas 2022/… Karar ve 08/06/2022 tarihli ilamı ile “1- Dava, eş rızasının bulunmaması nedeniyle kefaletin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Davacının münhasıran tespite dair hukuki yararının bulunması için davalı banka tarafından buna ilişkin bir ihtar veya takibe maruz bırakılması gerekmektedir. Somut vakaya bakıldığında, Genel Kredi Sözleşmesinde kefil sıfatıyla …’ın imzası bulunmakta ise de, eş rızasının bulunmamasından kaynaklanan şekli noksanlığın davalı bankanın da kabulünde olduğu, ipoteğin kefalet borcunu değil, asıl borcu teminen verildiği, bu nedenle davalının …’a ipotek borçlusu olarak temerrüt ihtarı gönderdiği ve icra takibi için de rehnin paraya çevrilmesine dair yöntemi seçtiği, kefaleten kaynaklanan herhangi bir muarazanın çıkmadığı anlaşılmakla, bu aşamada, davacının münhasıran şekil şartının noksanlığı nedeniyle kefalet sözlemesinin geçersizliğinin tespitine dair dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA,” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce yargıtay bozma ilamına uyularak Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda davacının davasının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine,
2-Davalı Türkiye … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Türkiye …na verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Türkiye … tarafından yapılan tebligat tezkere ve kanun yoluna başvuru sırasında yapılan posta masrafı olan 419,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …na verilmesine,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinden resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 80,70 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden davacının peşin yatırmış olduğu 76.848,75 TL’den mahsubu ile fazla alınan 76.768,05 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalı Türkiye … tarafından, daha önceki bozulan karar doğrultusunda yatırılan 230.546,25 TL bakiye karar ve ilam harcı ile bu harç dolayısıyla … tarafından ödenen gecikme zamları olan (22,24 TL + 1.793,65 TL + 25,42 TL =) 1.841,31 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı …na ödenmesi için ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a gönderilmek üzere Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸