Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/615 Esas
KARAR NO : 2023/861
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ : 27/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında organik bağın bulunmadığını, aralarındaki ilşkinin müvekkili şirket ile aynı grup şirketlerine bağlı olmaktan ibaret olduğunu, herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin bilgisi dışında müvekkili hesabından davalı şirket hesabına para aktarımı gerçekleştiğini, müvekkili şirketin haberi olunca … Noterliğinin 10/11/2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile müvekkili şirketin … Bankası … şubesinin … nolu hesabında davalı tarafın … Bankası … nolu hesabına aktarılan 1.487.709,00 TL ‘nin iadesinin talep edildiğini, buna karşılık davalı şirketin … Noterliği ‘nin 17/11/2015 tarih ve … nolu cevap ihtarnamesinde ticari defterlerinin incelenmesi için 2 hafta süre talep etiğini, 18 ay geçmesine rağmen bir cevap gelmediğini iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL ‘nin ödeme tarihi itibari ile işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Müvekkili ile davalı şirket arasında hiçbir borç ilişkisi bulunmamasına rağmen müvekkili şirket hesabından davalı şirket hesabına aktarılan paraların davalı şirketten tahsili talepli davadır.
Mahkememizden verilen 24/02/2020 tarih ve 2017/… Esas 2020/… sayılı kararı … BAM … Hukuk Dairesi’nin 22/06/2022 tarih ve 2021/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla 2022/… esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olundu.
İlamda;
“7251 Sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra a-6 ıncı bendinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş” olması halinde kararın esasının incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, delillerin kısmen eksik toplanması ve bu kısmının değerlendirilmemesi, hükmün esasını etkileyen önemli delilin toplanmaması madde kapsamında değerlendirilmelidir.
Mahkemece yukarıda anılan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı taraf delil listesinde tarafların ticari defterlerine dayandığı halde, davalı şirketin defter ve kayıtları incelenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece davalının ticari kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının şirkete borç para verdiği iddiasının incelenerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.( Emsal; Yargıtay 11 HD- 2013/6489-21793 E/K sayılı karar)
Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinafının incelenmesinde; Davalı tarafın vekili bulunmadığı halde davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Buna göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, belirtilen eksiklikler tamamlanıp yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. ” şekilde hüküm kurulmuştur.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından davalı adresinde, davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan dava konusu edilen alacağının bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasına 01/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
Raporda özetle;”
Davalı Şirket Yönüyle Yapılan İnceleme :
a) Yerinde yapılan inceleme yönüyle adreste tespit edilenler:
Dava dosyasındaki davalı şirketin adres bilgileri vede … kayıtlarında davalı …Ş.’nin adresi olan “… CAD. … SOK.NO. … … /İSTANBUL *” adresine 01/12/2022 – tarihinde saat 10:00 de gidilmiş olup No:1/5 nolu kapıda davalı şirkete ait tabela vb. olmadığı görülmüş, kapı zili çalınarak beklenmiş adreste kimsenin olmadığı anlaşılınca adresten ayrılmadan önce, giriş kattaki isim benzerliği bulunan … Kurumları’nın kapı zili çalınmış, kapıda karşılayan ismini vermek istemeyen görevliye 5 nolu adreste … A.Ş. ile bağlantıları olup olmadığı sorulduğunda firmanın kapanmış olduğunu duyduklarını, kendilerinin unvanı önündeki … ifadesi ile … AŞ ile bir ilgisinin olmadığını beyan edilmiştir.
b) Davalı Yönüyle Bilirkişi Değerlendirmesi :
Yukarıda ifade edildiği üzere; ödemelerin yapıldığı dönemler 2012-2013-2014-2015 yılları ticari defter kayıt ve belgeleri tetkik edilmek üzere davalı …Ş.’nin adresine gidildiğinde adres kapalı olduğundan, farklı bir ifade ile adreste kimse olmadığından, alacağın tespiti konusunda davalının ticari defter, kayıt ve belgeleri tetkik edilememiştir.
c) Dosyada mevcut “Banka dekontları”nın tetkiki neticesinde yapılan değerlendirme:
Dava dosyasında bulunan davacı … LTD.ŞTİ.’nin … Bankası … Şubesinden … nolu hesaptan, davalı …Ş.’nin … Bankası … nolu hesaba başlangıç tarihi 01/08/2012 den 11/06/2015 tarihine kadar 170 adet banka havalesi ile davalı şirkete 1.487.709,00 TL aktarıldığı görülmüştür. tetkik edildiğinde; Söz konusu havale dekontları tetkik edildiğinde;
– Davalı şirkete İNTERNET HAVALE işlemi ile para transfer edildiği,
– İş bu tüm havale dekontlarının üzerinde ödeme nedeni AÇIKLAMASI KISMININ boş olduğu, herhangi bir ödeme açıklaması bulunmadığı, farklı bir ifade ile açıklamasız olarak paraların davalı şirkete transfer edildiği hususu tespit edilmiştir.
d) Karşılıklı İhtarnameler :
– Davacı şirket vekili davalıya keşide ettiği … Noterliği 10 Kasım 2015 tarih-… yev.nolu İHTARNAME’de (özetle) Müvekkil şirketin … Bankası … Şubesinden … nolu hesaptan, davalı …ne ait … Bankası … nolu hesaba toplamda 1.487.709,00 -TL. aktarıldığı, söz konusu ödeme toplamının ihtarname tarihine kadar iade edilmediği, iade için yetkililerin tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığı, ihtarnamenin tebliğini müteakip 7 gün içerisinde paranın iadesi, aksi takdirde söz konusu bedelin temerrüt faizi ile birlikte tahsili için yasal yollara başvurmak zorunda kalınacağı”nın ihtar edildiği görülmüştür.
– Davalı şirket vekili davacıya HİTABEN … Noterliği 17 Kasım 2015 tarih- … yev.nolı İTARNAMEYE CEVABINDA (özetle):
“ Müvekkil şirkete gelen ihtarnamenin akabinde aktarılan paraların akibeti hususunda gerekli incelemelerin ivedilikle başlatıldığı, şirketin ticari defter ve kayıtların incelenmesine başlandığı, incelemeler neticesinde aktarılan paraların akibetinin ortaya çıkacağı, ihtarnamelerde talep olunan paraların aktarım tarihlerinin 3 yıldan daha öncesinde başladığından bu tarihlere ait ticari defterlerin incelenmesi gerekeceği, bu nedenle ihtarnamede kendilerine tanınan 7 günlük sürenin kısıtlı bir süre olması nedeniyle ticari defterlerin incelenmesi ve cevap verilmesi için 2 haftalık ek süre verilmesi ”nin istenildiği görülmüştür.
Sonuç
Sayın Mahkemenizin bilirkişiye verdiği yerinde inceleme yetkisi ile davalı şirket adresinde, ticari defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan davaya konu alacağının bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanzim edilmesi görevi çerçevesinde yapılan tetkiklerde;
Davalı …Ş.’nin dava dosyasına cevap dilekçesi sunmadığı, davalı şirkete telefon ile ulaşılamaması üzerine, şirketin adresine 01.12.2022 tarihinde gidilmiş, mahalde davalı tabelası olmadığı, mahalin kapısının kapalı olduğu görülmüş, bu nedenle davalı ticari defter, kayıt ve belgelerine ulaşılamadığından inceleme mümkün olmamıştır. Neticeten; davalı yönüyle ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadan mahalden ayrılmak zorunda kalınmıştır.
Dosya kapsamındaki belgelerle yapılan sınırlı incelemede ise;
Dava dosyasına fotokopi olarak sunulmuş … adet banka havale dekontu ile davacı … LTD.ŞTİ. hesabından davalı …Ş.’nin banka hesabına toplamda 1.487.709,00-TL havale ile para transferi yapıldığı,
Banka dekontları üzerinde herhangi bir ödeme AÇIKLAMASI bulunmadığı, ödeme nedeni hususunda herhangi bir bilgi bulunmadığı, farklı bir ifade ile açıklamasız olarak paraların davalı şirkete transfer edildiği,
Davacının bankasından davalı …Ş.’ne davacının bilgisi olmadan ve herhangi bir ticari ilişki bulunmadan bu kadar yüksek meblağlı paraların neden aktarıldığı hususunda da dosyadaki bilgi ve belgelerle herhangi bir kanaat sunulamayacağına dair,…” şeklinde görüş ve kanaatinde bulunmuştur.
Davacı vekilince 23/10/2023 tarihli celsenin ara kararı gereğince beyan dilekçesi sunduğu, 28/10/2019 tarihli celsede sorulması üzerine takip eden 24/02/2020 tarihli celsede yemin deliline başvurmayacaklarına dair beyanda bulunduğunu, BAM kaldırma kararı gereği davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, davalı taraf defterleri ibraz etmediğinde HMK 220/3 maddesi gereği eksik belgeler hususunda iddiaların doğru kabul edilmesi gerektiğini talep ettiği, davalı yetkilisi … tarafından bu beyana karşı cevap dilekçesi sunduğu, defterleri yasal olarak saklama süresinin dolduğunu, para transferlerinin davalıdan davacıya aktarılmış olan paraların iadesi amaçlı olduğunu belirttiği görülmüştür. Dava konusu dönem 2012-2013-2014-2015 yılları olduğundan yasal 5 yıllık defter saklama süresi vergi mevzuatı gereği dolduğundan yetkilisi ticari defter ve belgeleri ibraz etmediği gerekçesiyle davalı şirket hakkında HMK 220/3 maddesi uygulanamaz. Davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 26.04.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacı şirketin kayıtlarında davacı ile davalı arasında mal veya hizmet satışına dair bir kaydın ve davacının davalıdan alacaklı olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, dava konusu edilen banka dekontlarının ticari defterlere tahsil edilen şeklinde kaydedildiği davalı hesabına borç olarak kaydedilmediği tespiti yapılmıştır. Dosyamızdan isticvap davitiyesi tebliğ edilen davalı şirket yetkilisi … sunmuş olduğu yazılı beyanlarında hem davacı hem davalı şirketin gerçek sahibinin … adıl şahıs olduğuna bu şahsın şirketleri kendi gibi çalışanları adına kurdurduğunu, davacı şirket yetkilisi … ‘nun aynı şekilde eski çalışan olduğunu bir dönem davalı şirkette makine mühendisi olarak çalıştığını … ‘ın vefatı üzerine davacı şirket yetkilisinin müstakil olarak hareket etmeye başladığının dava dosyasına örneği sunulan dekontların davalıdan davacıya aktarılan paraların iadesi olduğunu iddia etmiştir. Davacı vekiline hatırlatılmasına ve mehil verilmesini rağmen yemin deliline başvurmayacağına beyan etmiştir. Her ne kadar davalı taraf ticari defterlerini inceleme için hazır edememiş ise de; 5 yıllık defter ibraz süresinin dolmuş olması, davalı şirket yetkilisinin beyanları her iki şirketin ünvanının şirket türü dışında aynı olması, banka dekontlarında ödeme sebebinin gösterilememesi, davacı şirket ticari kayıtlarında dahi davalıdan alacaklı olduğuna dair bir kaydın bulunmaması, dekont ödemelerinin davacı ticari kayıtlarında avans olarak değilde tahsilat olarak işlenmiş olması ispat külfeti davacıda olup, alacağın varlığının tacir olan davacı tarafından yasal vesikalarla ispatlanamamış olması, aksi ispatlanmadığı müddetçe açıklamasız banka dekontunun borç ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek sabit görülmeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL’ harcın düşümü ile eksik kalan 99,07 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/11/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır