Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/6 E. 2023/774 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/6 Esas
KARAR NO : 2023/774
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firma, davalı firmanın borcu aleyhine başlatılan İcra Müdürlüğü 2021/… esas sayılı dosyasından davacı arasında bulunan cari hesap alacağından dolayı icra takibi başlattığı, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, takip konusu alacağın sebebinin 11 adet ürün ve 1 adet faiz faturası olmak üzere toplam 12 adet e-fatura olduğunu, davalı şirketin bu faturalara ilişkin herhangi bir itirazı yahut iade etmediğini, gecikmiş alacaklar için uygulanacak faiz oranı konusunda taraflar arasında herhangi bir faiz oranı belirlenmediğini, 2021 yılında başlatılan takipte ticari işlerde uygulanacak avans faiz oranı olan yıllık % 16,75 uygulanması gerektiğini, davalı borçlunun icra takibine vaki itirazlarının iptali ile alacağın takibin ;85.000,00.-TL Anapara, 31.868,60.-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 116.868,60.-TL takip çıkışı, asıl alacağa işleyecek ticari işlerde uygulanacak avans faiz oranı ile takip talebindeki diğer şartlar üzerinden takibin devamına karar verilmesini, davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca itiraz gerekçeleriyle birlikte geçerli ve yetkili yer icra müdürlüğünde başlatılan bir icra takibi bulunmamasından dolayı kanuni şartları oluşmayan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini, davacı tarafından gerek ödeme emri ekinde gerekse dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan borç tasfiye protokolü taraflar tarafından mutabık kalınmış ve imza altına alınmış bir belge olmadığını, davacı her ne kadar icra takibindeki faiz başlangıç tarihinin TTK m.10’a uygun olduğunu belirtmiş olsa da, davaya konu alacağın vadesine ilişkin herhangi bir geçerli sözleşme olmaması ve/veva davalıyı temerrüde düsürebilecek nitelikte bir ihtar bulunmaması nedeniyle davaya konu borçtan kaynaklanan bir faiz talebinin söz konusu olmayacağını, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu hesap ekstresi incelendiğinde 01.02.2018 tarihinde devir bakiyesinin 1.126.289,87 TL olduğu ve devir öncesi alacağın neye dayandığı belli olmadığı görülmekle birlikte, davalının bu tarihten itibaren birçok ödeme yaptığının anlaşıldığı, müşteri ödemesi olarak gösterilen bu ödemelerin toplamının ise devir bakiyesinin çok üzerinde bir miktar olduğunu, diğer bir ifade ile işbu ekstre nazara alınırsa davalının davacı şirketten alacaklı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının talep etmiş olduğu alacağın herhangi bir sözleşmeye dayanmayan fatura alacağı olduğunu, yargılama gerektirdiğinden likit olmadığını Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince likit olmayan alacaklar bakımından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden davalının işbu talebinin reddine karar verilmesini, davacının öncelikle davaya konu icra takibini yetkisiz icra müdürlüğünde başlatması nedeniyle dava şartının eksikliği, bu itirazımız yerinde görülmezse alacağını uygun vasıtalarla ispat edememesi sebebiyle haksız davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacın tarafından davalı aleyhine faturalardan kaynaklı alacak iddiası ile …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalının itirazı nedeniyle 85.000,00 TL ana para ve 31.868,60 TL takip öncesi faiz olmak üzere takip konusu alacağın 116.868,60 TL’sine yönelik itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tarafların ticari kayıtları, dosyaya sunulan deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle; davacının alacaklı olup olmadığının tespiti için, mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Raporda özetle;
” Davacı firma avukatları … ve … … ile yapılan e-posta yazışmaları ve telefon görüşmelerinde müvekkilinin TTK uygun kalem kalem alacak ve borç şeklinde cari hesap ekstresini defaten istenilmiş olup fakat firmadan tedarik edemediklerini ifade ettiler. E-posta yazışma tarihleri 11.04.2022 – 11.05.2022 – 01.06.2022 – 03.06.2022 – 04.06.2022-
14.06.2022-18.06.2022-20.06.2022-01.07.2022 olup 9 defadır.
Davalı firmanın 2018 ekstresini açılış kaydı bakiyesi 446.200,87. TL alacak kaydı verip yıl içinde 500.000. TL ve 180.089. TL alacak kaydına mahsuben, 700.000. TL’lik çek, 26.289,87. TL havale ve 400.000. TL’lik çek ile borç kaydı görülmüş olup yıl sonu itibari ile bakiye görülmemektedir.
Davacı ve davalı şirketlerin ticari defterlerinin kendi lehlerine delil olma vasfını haiz olduğu, Davacı firmadan davalı firmaya ait TTK uygun kalem kalem alacak ve borç şeklinde cari hesap ekstresini defaten istenmesine rağmen tarafıma gönderilmemiştir. Bunun üzerine değerlendirme imkânı bulamadım. Davalı şirketlerin 2018 yılı ticari defterleri, muhasebe kayıtları, belgeler ve cari hesap hareketleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davalı firmanın 31.12.2018 tarihli itibari ile hesap bakiyesi bulunmamaktadır.” şeklinde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi ile HMK 218 ve 278/4 Md gereği bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapıp kök rapora yönelik itirazlarda irdelenerek ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında 30/08/2023 tarihli bilirkişi ek rapor düzenlendmiştir.
Ek Raporda özetle;
“Kök raporda da sunduğumuz davalının ekstresinde son üç hareket öncesi bakiyenin 1.126.289,87. TL davacının alacaklı olduğu görülmektedir. 400.000. TL ve 26.289,87. TL ödeme yaptıkları görülmektedir. Buraya kadar davacının hesap ekstresi ile antant kalındığı anlaşılmıştır.
Davalının ödeme olarak 10 adet çekin toplamı 700.000. TL’yi kayıtları davacının ekstresinde 9 adet çeki kayıtlara alıp toplamda 615.000. TL olduğu görülmüştür.
Davalıda 2 adet 85.000. TL çek görülürken, davacı hesaplarında 1 adet 85.000. TL’lik çek görünmektedir. Bu tutara binaen davanın açıldığı kanaati hasıl olmuştur.
Davalı taraftan 2 adet 85.000. TL çeklerin banka ödeme makbuzlarını 23.05.2023, 14.06.2023 ve 10.07.2023 e-posta ile istedim. En son e-postama cevap olarak yarın dönüş yapılacaklarını ifade ettiler fakat henüz bir dönüş yapan olmadı. Davalının bu tutumu davalının bu çeki davacıya vermediği kanaatine varmaya neden olmuştur.
Söz konusu çek; …, … Şubesi, … A.Ş keşideci, … nolu çek olup davalının ödediği belgeyi mahkemeye arz etmesi mümkün olursa kanaatimi değiştirmem söz konusudur.
Davalının ödeme olarak 10 adet çekin toplamı 700.000. TL’yi kayıtlarına alırken, davacının ekstresinde 9 adet çeki kayıtlara alıp toplamda 615.000. TL olduğu, davalıda 2 adet 85.000. TL çek görülürken, davacı hesaplarında 1 adet 85.000. TL’lik çek görüldüğü, davalının kayıtlarında görülen …, … Şubesi, … A.Ş keşideci, … nolu 85.000,00TL bedelli çekin, davacının kayıtlarında görülmediği” değerlendirme ve tespitleri yapılmıştır. Bu nedenle bilirkişi raporunda bahsedilen aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalının borçlarına mahsuben davalı tarafından davacıya teslim edildiği belirtilen … nolu 85.000,00TL bedelli 25.11.2018 tarihli davalı tarafından keşideli çekin ödenip ödenmediği ve akıbeti ilgili … Şubesinden sorulmuş 04.10.2023 tarihli cevap ile; hatalı olduğundan çek bedelinin ödenmediği cevabı verilmiştir. Bu nedenle çek tutarı kadar davacının davalıdan bakiye alacağının kaldığı, ancak takip öncesi dönem için TTK 18/3 maddesine göre davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği gözetilerek, talebin kısmen kabulü ile çek tutarı üzerinden davanının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptaline, 85.000,00 TL asıl alacak bedeli üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-17.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin talebi ile davalının tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 5.806,35TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.114,21TL’nin düşümü ile eksik kalan 4.692,14TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan (92,2‬0 TL ilk masrafı+ 198,75‬ TL posta masrafı+ 2.500,00 TL bilirkişi ücreti =) 2.790,95‬ TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %72,73 kabul ) nazaran 2.029,85TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan 1.114,21 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL’nin red ve kabul oranına ( %72,73 kabul ) nazaran 960,03 TL’sinin davalıdan, 359,97‬ TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır