Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/599 E. 2022/898 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/599 Esas
KARAR NO : 2022/898
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 01/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, Müvekkili şirket, Davalı Şirketin %40 oranında hissedarı olduğunu, 10/03/2021 Tarihli Genel Kurul’dan beri de yönetim kurulu görevinden usule ve yasaya aykırı şekilde azledilmiş olduğunu, şirketi yönetim ve temsil görevinin de bulunmadığını, müvekkilinin görevden haksız azli ve ortaklık ilişkisinin devamının mümkün olmaması nedeniyle taraflar arasında 2021 yılında gerçekleştirilen 2 Genel Kurulun iptali davası ve şirket fesih ve tasfiye davasının derdest olduğunu, davaların mahiyeti itibariyle de ortaklık ilişkisinin kopmuş olduğu şirketin yönetiminde de bulunmayan müvekkilinin, her biri somut ve gerekçelendirilmiş sorularını genel kurulda yöneltmiş olmasına rağmen sorulara cevap verilmediğini ve bu sorulara ilişkin özel denetçi talebinin de reddedildiğini, davalı şirketin 11.08.2022 tarihinde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul’unun usule ve yasaya uygun olduğunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; genel kurul gündemin 3. maddesinin görüşülmesi sırasında müvekkilinin, TTK m.438 kapsamında genel kurulda açıkladığı ve somutlandırdığı konularda Özel Denetçi atanmasını talep ettiğini, özel denetçi atanmasının talep edildiği ve Genel Kurulda açıklanan konuların ayrıca Genel Kurul tutanağına şerh düşüldüğünü, ancak, bu soruların Genel Kurul tarafından cevap verilmediği gibi Özel denetçi atanması talebinin de genel kurul tarafından müvekkilinin 800.000 olumlu oyuna karşılık, 1.200.000 olumsuz oy ile reddedildiğini, yönetimde görev almayan %40 pay oranına sahip müvekkilinin, şirket hakkında tespit edebildiği konularda genel kuruldan bilgi talebinde bulunması yegane yolu olduğunu ancak, yönetimde olmayan şirket ortağının genel kurulda özel denetçi taleplerinin reddedilmesi ile şirketin denetiminin ve finansal tabloların müzakaresinin engellendiğini, … Noterliğinin 27 Temmuz 2022 ve … yevmiye nosu ile ihtarname başlıklı yazı ekinde taraflarına gönderilen bilançoda dönem vergi ve yasal diğer yükümlülükler olarak 2021 yılı dönem kârı vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin “karşı … koddaki rakam” 1.480.574,95 TL olarak belirtildiğini, aynı anda … sicil numarası ile kayıtlı oldukları … Vergi Dairesi’ne verdikleri 29.04.2022 düzenleme tarihli kurumlar vergisi beyannamesinde ise 1.394.584,41 TL olarak beyan edilerek bu şekilde tahakkuk edildiğini, diğer ifadeyle açıkça bilanço ve vergi dairesine sunulan beyannameler arasında farklılık olduğunu, şirket yeminli mali müşaviri … ’ın verdiği tam tasdik raporunda 2. vergi hesabı başlıklı belgenin kazanç ve matrah bildirimi başlıklı tablonun 7. Maddesinde “hesaplanan kurumlar vergisi” 1.394.584,41 TL olarak beyan ettiklerini, bu beyanlar ile 85.990,54 TL yönetim kurulu üyelerinin zimmetinde olduğunun sabit olduğunu, Yeminli Mali Müşavirin tasdik ettiği 2021 yılı … Vergi dairesine verilen kurumlar vergisi beyannamesinde gelir tablosunun “k” bendi dönem kârı, vergi, yasal yükümlülükler başlıklı maddesinde 2021 yılının vergi bölümünün yazılmayarak boş bırakıldığını, bu bölüme hesaplanan kurumlar vergisi olan 1.394.584,41 TL’nin yazılması durumunda 3.648.768,42 TL olacağı sabit olacağını, oysa, gelir tablosunun kapanmasıyla oluşan dönem net kârının bilançoda yer alan, 2021 yılı dönem net kârı ile yukarıda yazılı tutar olan 85.990,54 TL’nin tutmadığının (5.043.352,83 – 1394584,41 = 3.648.768,42 TL (gelir tablosunda yer alan rakamlar) bilançoda ise öz kaynak bölümünde yukarıdaki rakamlarla eşit olması gereken rakamların 3.562.777,88 TL olarak yer aldığını, bilanço ile gelir tablosunun uyum olmadığı ve çeliştiğinin sabit olduğunu, diğer taraftan, 2021 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde aktif ile pasifin birbirini tutmadığını, gelir tablosundaki rakamın, bilançodaki dönem net kârına yansıtıldığında aktif ve pasifin tutmayacağını, dönem net kârı zararı ile bilançodaki dönem net kârının birbirini teyit etmediğini, bu yönüyle de bilanço ve beyannamelerin usule, yasaya aykırı olduğu gibi kasıtlı olarak ortakların zararına ve devletin zararına sebebiyet verecek şekilde düzenlendiğini, bir taraftan bu bilançolarla 85.990,54 TL’ yi zimmete geçirirken, diğer taraftan devlete de 85.990,54 TL zarar verdiklerini, davalı Şirketin, usulsüz beyannameler hakkında genel kuruldan sonra keşide ettiği … Noterliği 22 Ağustos 2022 Tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamede bilanço, vergi beyannamesi, vergi tahakkuku ve YMM tam tasdikli raporunun çelişkilerini kabul ettiklerini ancak, usule yasaya aykırı olarak “sehven karşılık hesabına alınan tutar Ardında vergi dairesine verilen ile defter kayıtlarının aynı olduğunu belirtmiş gelir tablosu dönem karı yasal yükümlülükler karşılığı tutarı arasındaki fark dönem karından ayrılan yasal yedek tutarının sehven karşılık hesabına ilave edilmesinden kaynaklanmıştır şeklinde açıklama yapılmıştır” çelişkiyi izah etmeye çalıştıklarını, bu savunmanın kabulünün mümkün olmadığını, şirket alacaklarının ve alacak senetlerinin geçen yıla göre yaklaşık 3 kat artış gösterdiğini, brüt kâr marjındaki aşağı yönlü düşüş yaşandığını, döviz kurundaki artış ve stok sayımları arasında dengesizlik mevcut olduğunu, stok sayımlarında ciddi şüphe nedeniyle, yıl sonu stok sayımlarının değişiminin açıklanması konusunda özel denetçi talep ettiklerini, yönetim kurulu üyeleri ve şirket üst düzey yöneticilerine sağlandığı iddia edilen ücret ve benzeri menfaatlerin fahiş olduğunu, net satışlar ve pazarlama gideri artışlarında orantısızlık olduğunu, 2021 yılında bilançoda yer almayan yükümlülüklerin 2022 yılında yayımlanan bilançoda yer aldığını belirterek Davalı Şirket’in 11.08.2022 Tarihli Genel Kurulun’da Davacı’nın Özel Denetçi atanması isteminin reddedilmesi nedeniyle TTK m.439 kapsamında aşağıda belirtilen konularda inceleme yapmak üzere özel denetçi atanmasına, dava dilekçesinde “Olaylar” kısmında detaylı olarak incelenmesini istedikleri ile dilekçenin bu bölümünde “Sonuç ve İstek” kısmında istedikleri konularda özel denetçiden rapor alınmasını, davalı Şirket tarafından 29.4.2022 Tarihinde Vergi Dairesine İbraz Edilen Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile Şirket’in Genel Kurul’a sunduğu bilançodaki kalemler arasında farklılık olup olmadığını, YMM’ nin hazırladığı tam tasdikli raporu arasında farklılık olup olmadığını ve bunun ile kimin zarara uğratıldığının Özel Denetçiden sorulmasına, Gelir Tablolarındaki Çelişki nedeniyle Yönetim Kurulu’nun sorumluluğu olup olmadığının sorulmasına, şirket alacakları ve alacak senetlerinin geçmiş yıla göre yaklaşık 3 kat artış göstermesinin nedeninin açıklatılmasının özel denetçi marifetiyle yönetimden istenilmesine, brüt kâr marjındaki aşağı yönlü düşüş yaşanmasının sebeplerinin yönetimden açıklanmasının sağlanmasını özel denetçiden istenilmesi, döviz kurundaki artışının şirket’in stoklarındaki değerlere etkisinin tespiti ile, özel denetçi marifetiyle yönetimden geçmiş yıllardaki oran ile buradaki oran arasındaki farklılığın açıklanmasının istenilmesine, bilanço’nun “B- Ticari Borçlar 1- Satıcılar kaleminde” 2020 yılı – 1.487.689,70TL 2021 yılı – 5.442.880,87TL, bir başka ifadeyle %365,86 artarken ilk madde malzeme (2020 Yılı – 3.013.474,29TL – 2021 Yılı – 4.083.164,31TL) sadece 1.069.690,03TL yani %35,50 artmış olmasının
stok sayımlarında ciddi şüpheye sebep olması nedeniyle, yıl sonu stok sayımlarının değişiminin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının sorulması ve sebeplerlinin tespitinin istenilmesine, dava konusu şirkette makine tesis satışı, çıkışı veya amortismandan çıkışı olup olmadığını, var ise bunların rayiç değeri ne kadar olduğunun, şirketin mali yapısı ve diğer politikaları da göz önüne alınarak yönetim kurulu üyeleri ve şirket üst düzey yöneticilerine sağlanan huzur hakkı ve ücret ve benzeri menfaatlerin şirket’in ekonomik durumu ile orantılı olup olmadığının tespitine, şirketin net satışlar ve pazarlama gideri artışlarında orantısızlık olup olmadığının varsa sebeplerinin özel denetçi marifetiyle yönetimden istenilmesine, 2021 yılında bilançoda yer almayan yükümlülükler 2022 yılında yayımlanan bilançoda yer almasının mali yönden neye yönelik yapılmış işlem olduğunun ve bunun sebep ve sonuçlarının denetime açık şekilde belirlenerek bu işlemlerin şirket’in ve 3. kişilerin ve de kamunun aleyhine olup olmadığının özel denetçi marifetiyle tespitine, hurda / ıskarta, hatalı üretim ve benzeri isimler altında oluşan üretim ve satış sonrası oluşan hurdaların satışının ve üretim analiz raporunun özel denetçi marifetiyle tespitine ve değerlendirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın peş peşe kötüniyetli davalar açmasının, kişisel çekişmelerin, kişisel husumeti esas almasının, şirketi çalışamaz hale getirme çabasının hukuken kabul edilmeyeceğini, …’nin 10.03.2021 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurulu’nda alınan karar ile davacının yönetim kurulu üyeliği, müdürlük ile tüm idari ve temsili görevleri sona erdirildiğini, davacı tarafça şirket aleyhine açılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… E. sayılı ‘Olağan Genel Kurul Kararlarının İptali’ talepli davasının, 09.09.2021 tarihinde ‘Dava Şartı Yokluğu’ nedeniyle reddedildiğini, davacı, bu kez şirketin 25.05.2021 tarihli Çağrılı Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan kararların iptali istemiyle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/… E. sayısı ve aynı mesnetsiz iddiaları içeren davayı açtığını, … Asliye Ticaret Mahkemesi 22.09.2022 tarihli kararı ile çağrılı olağanüstü genel kurul kararlarının iptali istemli davanın reddine karar verildiğini, şirketin Haziran 2022 tarihinde İnceleme, analiz ve değerlendirme amaçlı olarak uzman görüşüne başvurulduğunu, Prof. Dr. … tarafından hazırlanan ‘Temettü Politikası”, “Özkaynak ve Net İşletme Sermaye Yapısı” ile “Yatırım ve İşletme Sermayesi” başlığı altında hazırlanan 3 ayrı rapor yönetim kurullarınca incelenerek uygun bulunduğunu, raporlardaki değerlendirmeler doğrultusunda kararlar almak ve tasarruflarda bulunmak için şirketin genel kuruluna sunulmasının kararlaştırıldığını, gerek şirket bünyesinde yapılan yatırım çalışmaları, gerekse uzman raporları, davalı şirketin yatırıma yöneldiği bir dönemde, yatırım ve işletme sermayesi finansmanına yönelik sermaye artırımı sürecinde temettü kararı alınmamasının finansal yönetim ilkeleri ile bağdaşan bir tercih olacağını gösterdiğini, 11.08.2022 tarihli Çağrılı Olağan Genel Kurulun; yasa, usul ve yönetmeliklere uygun bir şekilde toplanıp, şirketin devamlılığı ve karlılığını amaçlayan kararları aldığını, 10.03.2021 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan karar ile davacının Yönetim Kurulu Üyeliği, müdürlük ile tüm idari ve temsili görevleri sona erdirildiğini, davacı, 10.03.2021 tarihine kadar ki tüm dönemlerde alınan kararlarda kar dağıtılmaması yönünde irade beyanında bulunduğu halde, bu hususu kötü niyetle, şirkete karşı bir suçlama olarak kullanmaya çalıştığını, davacının şahsi husumetinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, şirketin vergi dairesine verdiği ve ortakların incelemesine sunduğu bilanço kalemleri defter kayıtlarıyla aynı olduğunu, gelir tablosu dönem karı yasal yükümlülükler karşılığı tutarı arasındaki farkı; dönem karından ayrılan yasal yedek tutarının sehven karşılık hesabına ilave edilmesinden kaynaklandığını, durumun tespit edilir edilmez derhal düzeltildiğini, davalı şirketin 11.08.2022 tarihinde yapılan Çağrılı Olağan Genel Kurulunun, ilgili yasa, usul ve mevzuat hükümlerine tamamen uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini, kayıtların, bir bütün olarak denetime açık olduğunu, davalı şirketin 2021 Hesap Dönemi Kurumlar Vergisi 1.394.584,41 TL olarak hesaplandığını, bu tutarın dönemin vergi karşılığı olarak hesaplarda yer almasının beklendiğini, 2021 Hesap dönemi Kurumlar Vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançoda dönemin vergi karşılığı hesabı 1.394.584,41 TL olarak yer aldığını, davalı şirketin 31.12.2021 mizanı ve defter kayıtları dikkate alındığında “370 dönem karı vergi ve diğer yasal yükümlülüğü karşılığı” hesabının dönem sonu bakiyesinin de 1.394.584,41 TL olduğu tespit edildiğini, şirketin 2021 hesap dönemine ilişkin beyan etmiş olduğu Kurumlar Vergisi beyannamesi ekinde yer alan Gelir tablosunda sehven “689 Diğer Olağandışı Giderler” Hesabında dönem içinde yapılmış olan iptal kayıtlarını dikkate almayarak, dönem karını hesapladığını, bu işlemde hesabın dönem sonu bakiyesinin alınması yerine dönem içinde hesabın “borç” tarafında yapılan kaydın sadece dikkate alınmış olduğunun düşünüldüğünü, şirkete özel denetçi tayin edilmesine gerek bulunmadığını, davacı, yasal prosedür gereği bilgi alma hakkını sonuna kadar kullandığını, davacı ortak, idari görevlerinden alındıktan yaklaşık (1) ay sonra 16.04.2021 tarihinde … Anonim Şirketi unvanı ile tek ortaklı bir şirketi kurduğunu, Yönetim kurulu başkanı olduğunu, şirket ile aynı iştigal konusunda faaliyet gösterdiğini, şirket sırlarının ve korunması gereken şirket menfaatlerinin, bilgi vermenin sınırını oluşturduğu yasada açıkça belirtildiğini, bu sınırın hem bilgi almayı hem de inceleme hakkını kapsadığını, yasalar ve mevzuat hükümlerine uygun bir çerçevede ticari başarısını artırarak sürdüren şirkete, kişisel hırs ve ihtiras ile kötüleyici isnatlarda bulunmanın, ‘Özel Denetçi Tayini’ ve yasaya aykırı olarak ‘Tedbir’ uygulanmasını istemek hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK 439 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalı şirkete özel denetçi tayin edilmesi talebine ilişkindir.
Bilgi alma ve inceleme hakkı başlıklı TTK 437. Maddesine göre, ” (1) Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. (2) Pay sahibi genel kurulda, yönetim kurulundan, şirketin işleri; denetçilerden denetimin yapılma şekli ve sonuçları hakkında bilgi isteyebilir. Bilgi verme yükümü, 200 üncü madde çerçevesinde şirketin bağlı şirketlerini de kapsar. Verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Pay sahiplerinden herhangi birine bu sıfatı dolayısıyla genel kurul dışında bir konuda bilgi verilmişse, diğer bir pay sahibinin istemde bulunması üzerine, aynı bilgi, gündemle ilgili olmasa da aynı kapsam ve ayrıntıda verilir. Bu hâlde yönetim kurulu bu maddenin üçüncü fıkrasına dayanamaz. (3) Bilgi verilmesi, sadece, istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilir. (4) Şirketin ticari defterleriyle yazışmalarının, pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için, genel kurulun açık izni veya yönetim kurulunun bu hususta kararı gerekir. İzin alındığı takdirde inceleme bir uzman aracılığıyla da yapılabilir. (5) Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir. (6) Bilgi alma ve inceleme hakkı, esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz. ” denilmektedir.
Özel denetim isteme hakkı 1. Genel kurulun kabulü başlıklı TTK 438. Maddesine göre, “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özelbir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. (2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir. ” denilmektedir.
Genel kurulun reddi başlıklı 439.maddesine göre, ” (1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. (2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır. ” denilmektedir.
TTK 437/2 bendinde bilgi alma hakkının genel kurulda kullanılması gerektiği, genel kurulda bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan haksız olarak reddedilen ertelenen ve bu fıkra anlatımında bilgi alamayan pay sahiplerinin reddi izleyen 10 gün içinde diğer hallerde makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu Asliye Ticaret Mahkemesine başvurabileceklerinin düzenlendiği görülmektedir. TTK 438.maddesine göre, mahkemeden denetçi tayininin istenmesi ön koşulu bilgi almaya veya inceleme hakkının daha önceden belirli olaylarla ilgili olarak istenmesinin ön koşul olarak yer aldığı görülmektedir. Genel kurulda belirli olaylarla ilgili bilgi inceleme talep edilip bu talep karşılandığında verilen bilgi yeterli değilse yada talebin red edilmesi veya cevapsız bırakılması halinde davacıların denetçi tayini talep etmeden önce TTK 437.maddesine göre bilgi alma hakkının Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile kullanılması amacıyla dava açmaları gerekmektedir. Açılan dava sonunda verilen bilgi de yeterli olmadığı takdirde bu defa bilgi alma talep edilen belirli taleplerle aynı konuda TTK 439.maddesi kapsamında özel denetçi talebinin genel kurulda ileri sürülmesi genel kurulunun özel denetçi talebini red etmesi halinde Asliye Ticaret Mahkemesinden denetçi tayin edilmesi talebinde bulunmaları gerekmektedir. Davacı TTK 437/2.bendi gereğince genel kurulda bilgi alma haklarının ileri sürmediklerinden, denetçi atanmasının talep edilebilmesi için TTK 438.maddesinde ki ön şart gerçekleşmediğinden davacının talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine aşağıdakti şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-TTK 437/2 ve devamı maddeleri gereğince bilgi alma hakkının genel kurul vasıtası ile genel kurulda kullanılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 22/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸