Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/533 E. 2023/761 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.

ESAS NO : 2022/533 Esas
KARAR NO : 2023/761

ASIL DAVA
DAVA : Menfi Tespit – İstirdat Davası
DAVA TARİHİ : 22/06/2016
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

BİRLEŞEN DAVA
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2016
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

ASIL DAVA : Davacı vekili ibraz ettiği dava dilekçesi ile ; davalı … Bankası Aş tarafından müvekkilinin keşide edilen … 30.Noterliğinin 14 Haziran 2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, davalı banka ile dava dışı ….Teksktil Danışmanlık … Aş arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin kefili olduğu ve dolayısı ile asıl borçlu tarafından ödenmemiş bulunan 17 kalemden oluşan toplam 340.861,45TL’nin 24 saat içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirketin hissedarı olması nedeni ile bu şirkete davalı banka tarafından 11/10/2012 tarihinde açılan kredi sözleşmesinin müvekkilinin kefil olarak imza attığını ancak kredinin açılmasından sonra düzenli olarak kredinin ödendiğini ve borcun kalmadığını, yeni Borçlar Kanunun yürürlüğe girmesi kapsamında davalı banka genel kredi sözleşmesinin yenilenmesi gerektiğini ve bu nedenle usulen müvekkilinin yeni sözleşmeye imza atması gerektiğini belirterek müvekkilinin imzaya davet ettiğini, müvekkilinin de bilgilendirilmediği genel kredi sözleşmesine sadece imza attığını, daha sonra da asıl borçlu şirketin ortaklığından çıktığını, davalı bankanın dava dışı şirkete kredi vermeye devam ettiğini ve borcun ödenmemesi üzerine müvekkilinin boş olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesinin kefalet limiti ve sair boş yerlerinin onun bilgisi dışında doldururak borçlandırmaya çalıştığını ve belirtilen ihtarnemeyi kedişe ettiğini, yapılan işlemin TBK 20.maddesine ayrıkı olduğunu yine Borçlar Kanunu gereği kefillerin kefalet limiti, kefalet süresi gibi hususları elle yazması gerektiğini ancak sadece müvekkilinin imzası bulunduğunu yazıların müvekkiline ait olmadığını belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında ödeme yapılması zorunda kalınması halinde yapılacak ödemelerin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile ; kredi sözleşmesindeki tüm yazı, rakam ve imzaların davacıya ait olduğunu, davacının basiretli tacir olma gereği nedeni ile boş bir sözleşmeyi imzaladığının düşünülemeyeceğini, davacının şirket hissedarlığının aynı soyadlı başkasına devir ettiğini, söz konusu devrin muvazzalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava menfi tespit / istirdat talebine ilişkindir.
Deliller ; Genel kredi sözleşmeleri, yazı incelemesine ilişkin bilirkişi raporu, kat ihtarı,
Birleşen Dosya Yönünden;
DAVA : Davacı banka vekili dilekçesinde ; müvekkili banka ile dava dışı ……. Aş arasında iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, 12/10/2012 tarihli kredi sözleşmesi ile 400.000,00TL, 20/11/2013 tarihli kredi sözleşmesi ile 500.000,00TL limitle kredi açıldığını, davalınında kefil olarak imza attığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, yine ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, 21/05/2015 tarihine kadar davalının asıl borçlu şirkette hissedar olduğunu, 30/12/2014 tarihinden itibaren ortaklıktan ayrıldığı tarihe kadar aynı zamanda şirket temsilciside olduğunu, çekilen kredilerin şirket yararına kullanıldığını davalının haksız ve kötü niyetli olduğnu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde ; aynı alacakla ilgili olarak açılan menfi tespit davasının derdest olduğunu bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını 2013 tarihli kredi sözleşmesindeki kefalet akdinin geçerli olmadığını, banka kayıtları incelendiğinde davaya konu kredi alacağının 2015 ve 2016 yıllarında kullandırıldığını, bu tarihlerde müvekkilinin şirket hissedarlığını devir ettiğini, kendi hissedarlığı ve yöneticiliği döneminde davaya konu kredinin kullanılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava itirazın iptaline ilişkindir.
Deliller ; ….İcra Dairesinin 2016/… esas nolu dosyası, genel kredi sözleşmeleri, bilirkişi incelemesi,
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 30/05/2019 tarih 2017/… Esas 2019/… Karar sayılı ilam ile ” 20/11/2013 tarihli sözleşmedeki kefalet akdi Borçlar Kanunun 583.maddesine uygun değildir.
Kredinin kullandırıldığı tarihler itibari ile … … … asıl borçlu şirkette hissedar olmadığı gibi yönetici de değildir. Tüm bu nedenlerle 21/11/2013 tarihli sözleşmeye istinaden 11/01/2016, 09/10/2015, 20/08/2015, 12/10/2105 tarihlerinde kullandırılan kredi borcundan kefil olduğu iddia edilen … … …’in sorumlu tutulması mümkün değildir. Asıl dava açısından davacı menfi tespit davası açmış ise de yargılamanın devamı sırasında icra dosyasına ödeme yapmak durumunda kalmıştır. İcra dosyası incelendiğinde takibin 25/08/2016 tarihinde başlatıldığı ayrıca ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… değişik iş nolu dosyası ile bankanın ihtiyati haciz kararı aldığı, icra müdürlüğünce ihtiyati haciz kararı gereğince haciz işlemlerine başlanıldığı, hacizlerin konulduğu, … … … tarafından 01/09/2016 tarihinde itiraz edildiği, haciz baskısı altında ayrıca hacizlerin kaldırılması için davacı tarafça icra dosyasına ödeme yapılmak zorunda kalındığı anlaşılmıştır. En son tarihli duruşmada davalı vekili icra dosyasına yatırılan paranın icra dosyasına … … … tarafından itiraz edilmesi sebebi ile icra müdürlüğünce müvekkiline ödeme yapılmadığını, yatırılan paranın icra dosyasında mevcut olduğunu bildirmiş olup, tüm bu nedenlerle asıl davanın kabulü ile davacı tarafından ….İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasına yatırılan 536.156,66TL’nin davacıya iadesine, birleşen davanın ise reddine ” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davalı/birleşen dosya davacı vekili tarafından istinaf yoluna gidilmiştir. … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 31/03/2022 tarih 2020/… Esas 2022/… Karar sayılı ilamı ile “İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, 20.11.2013 tarihli genel kredi sözleşmesindeki … … …’in kefaletinin geçerli olup olmadığı ve kredi borcundan sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Davalı(birleşen dosya davacısı) banka ile dava dışı …… A.Ş. arasında 11/10/2012 tarihinde imzalanan 400.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine … … … 12/10/2012 tarihinde 400.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olmuştur. Bundan sonra yine davalı(birleşen dosya davacısı) banka ile dava dışı kredi borçlusu şirket arasında 20/11/2013 tarihinde 500.000,00 TL limitli imitli Genel Kredi Sözleşmesine … … … 20/11/2013 tarihinde 500.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olmuştur. Ancak davacı(birleşen dosya davalısı) … … … 20/11/2013 tarihli kefaletteki kefalet limiti, türü ve tarihi kısımlarının kendi el yazısı ile yazılmadığını beyan etmiştir.
Davacı banka tarafından kredi hesabı kat edilerek … Noterliği’nin 14/06/2016 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile kredi sorumlularına hesap kat ihtarı gönderilmiştir.
Davacı takip alacaklısı tarafından kredi borçlusu ve davalı kefiller hakkında ….İcra Müdürlüğünün 2016/… E. sayılı dosyasında kredi alacağına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış, davacı(birleşen dosya davalısı) borçlunun itirazı üzerine icra takibi durmuştur.
Davacı(birleşen dosya davalısı) kredinin kullandırıldığı genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğundan bahisle borçlu olmadığının tespiti; davalı(birleşen dosya davacısı) ise birleşen davada kredinin ödenmediğinden bahisle 2004 sayılı İİK’nın 67. Maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki davaları açmışlardır.
6098 sayılı TBK’nın 583/1. Maddesinde, kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu düzenlenmiştir.
TBK’nın 582. Maddesine göre de, kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir.
Davalının kefalet imzasını taşıyan 11/10/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borcun bir noktada ödenmiş olması davalı kefilin, kefalet sorumluluğunu; daha sonra aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediler yönünden sona erdirmez ise de, banka tarafından yeni bir sözleşme düzenlenerek kredi kullandırılması halinde ise, şayet yeni sözleşmede ilk sözlemeye kefalet eden kefilin kefaleti geçerli bulunmaz ve ilk sözleşmede yeni imzalanan sözleşmeye atıfta bulunulmaması halinde, bu yeni kullandırılan krediden dolayı borcu ödenerek kapatılan ilk sözleşmeye kefalet eden davalının sorumluluğundan söz edilemez.
Davacı(birleşen dosya davalısı) … … …’in müteselsil kefaletinin ihtilafsız olduğu 11/10/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin 10.9 maddesinde müteselsil kefillerin müşteri lehine açılmış ve açılacak her türlü krediler ile bu kredilere ilişkin olarak doğmuş ve doğacak tüm borç ve taahhütlerden dolayı sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Ancak bahsi geçen genel kredi sözleşmesinde davacı(birleşen dosya davalısı) … … …’in kefil olduğu kredi sözleşmesi dışındaki Genel Kredi Sözleşmeleri borçlarından dolayı da bankaya karşı kefil olarak sorumlu olacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Davacı(birleşen dosya davalısı) … … …’in müteselsil kefaletinin bulunduğu 11/10/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 13.4-b maddesinde “işbu sözleşmenin daha önce imzalanmış ve ileride imzalanacak kredi sözleşmelerinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğu, bu nedenle işbu sözleşmede yer alan yeni ve farklı hükümlerin ileride imzalanacak yeni sözleşmelerle değiştirilmediği sürece mevcut sözleşmelerle/taahhütnameler ve ekleri içinde de aynen geçerli olacağını ve bankanın bunlara dayanarak açmış bulunduğu ve ileride açabileceği kredilerin, bundan böyle işbu sözleşme hükümlerine tabi olacağı,” hükmü yer almakla birlikte sonraki sözleşmeye açıkça bir atıf yapılmamış olup, 20/11/2013 tarihli genel kredi sözleşme ilk sözleşmeden bağımsız olarak tanzim edilen farklı bir sözleşme niteliğinde bulunduğundan ilk sözleşmedeki kefilin kefaletinin geçersiz olması halinde sonraki sözleşmeden kaynaklanan krediden dolayı sorumlu olması söz konusu değildir.
Asıl dava yönünden davacı … … … 20/11/2013 tarihli kefaletteki kefalet limiti, türü ve tarihi kısımlarının kendi el yazısı ile yazılmadığını iddia etmiş olduğundan mahkemece yazı örnekleri üzerinde inceleme yaptırılarak grafoloji uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Ancak bu rapor hüküm vermeye elverişli değildir. Zira mukayese yazı örnekleri sadece davacının mahkeme huzurunda alınan yazılardan ibarettir.
Oysa davacı … … … vekiline müvekkilinin incelemeye esas yazı örneklerinin bulunduğu yerleri bildirmesi için süre verilerek bildirilecek 20/11/2013 tarihli sözleşme tarihine yakın tarihli (öncesi ve sonrası) samimi yazı örnekleri asılları ile yine aslının dosyaya sunulduğu beyan edilen 11/10/2012 genel kredi sözleşmesindeki yazı örnekleri ve varsa davacının diğer bankalardaki kefalet sözleşmesi asılları dosyaya getirtilerek sözleşme aslı üzerinde yer alan ve kefalet sözleşmesinin geçerliliğine etki eden yazıların davacı … … …’e ait olup olmadığının denetimine elverişli bir bilirkişi kurulu raporu ile saptanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Hal böyleyken mahkemece eksik bilirkişi incelemesi ile sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır.
HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı/birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” şeklinde karar verilmiş olup dosya Mahkememizin 2022/533 nolu esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce esas dosya davacı vekiline, müvekkilinin 20/11/2023 tarihli sözleşme tarihine yakın öncesi ve sonrası incelemeye esas alınabilecek yazı asıllarının bulunduğu resmi kurum, banka ve noterlik bilgilerini bildirmesi için süre verildiği, davacı vekilince belge asıllarının bulunduğu yerleri bildirir 15/12/2022 tarihli dilekçe sunulduğu, davacı vekili tarafından bildirilen yerlere yazı yazılarak ilgili belge asıllarının istenildiği görüldü.
Dosyanın daha önceki bilirkişiler dışında 3 grafolog bilirkişiye tevdi edilerek kasa evrakları teslim edilerek … Bankasına ait 20/11/2013 tarihli sözleşmedeki kefalet akdindeki yazı ve rakamların … … …’in el ürünü olup olmadığının (bilirkişi tarafından kasa evrakları tek tek icnelenerek ve … … …’e ait yazı ve rakam aslı bulunan evrakların tek tek rapora yazılıp incelenmesi sureti ile ) tespit edilmesinin istenilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti 29/09/2023 tarihli raporlarında “Yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak, muhtelif büyütme oranlarına haiz olup, dijital kamera, bilgisayar/tarayıcı, bilgisayar programları, HS 525 belge inceleme cihazı birlikte kullanılarak yapılan inceleme sonucunda; İnceleme konusu … Bankası … Şubesinin 20.11.2013 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi aslının 46. Sayfasındaki İ…. … adına düzenlenmiş kefil isim, soy isim adres bilgileri rakam ve yazılarının … … …’in eli ürünü olduğu, kefalet limiti, kefalet türü ve kefalet tarihi bölümündeki yazı ve rakamların mevcut mukayese yazı ve rakamlarına kıyasla … … …’in eli ürünü olmadığı” şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
İstinaf kararından önce alınan bilirkişi raporu ile istinaf kararından sonra alınan bilirkişi raporunun aynı mahiyette olduğu tespit edilmiştir.
Toplanan tüm delil ve alınan bilirkişi raporlarına göre 20/11/2013 tarihli sözleşmedeki kefalet akdi Borçlar Kanunun 583.maddesine uygun değildir. Kredinin kullandırıldığı tarihler itibari ile … … … asıl borçlu şirkette hissedar olmadığı gibi yönetici de değildir. Tüm bu nedenlerle 21/11/2013 tarihli sözleşmeye istinaden 11/01/2016, 09/10/2015, 20/08/2015, 12/10/2105 tarihlerinde kullandırılan kredi borcundan kefil olduğu iddia edilen … … …’in sorumlu tutulması mümkün değildir. Asıl dava açısından davacı menfi tespit davası açmış ise de yargılamanın devamı sırasında icra dosyasına ödeme yapmak durumunda kalmıştır. İcra dosyası incelendiğinde takibin 25/08/2016 tarihinde başlatıldığı ayrıca ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… değişik iş nolu dosyası ile bankanın ihtiyati haciz kararı aldığı, icra müdürlüğünce ihtiyati haciz kararı gereğince haciz işlemlerine başlanıldığı, hacizlerin konulduğu, … … … tarafından 01/09/2016 tarihinde itiraz edildiği, haciz baskısı altında ayrıca hacizlerin kaldırılması için davacı tarafça icra dosyasına ödeme yapılmak zorunda kalındığı anlaşılmıştır. En son tarihli duruşmada davalı vekili icra dosyasına yatırılan paranın icra dosyasına … … … tarafından itiraz edilmesi sebebi ile icra müdürlüğünce müvekkiline ödeme yapılmadığını, yatırılan paranın icra dosyasında mevcut olduğunu bildirmiş olup, tüm bu nedenlerle asıl davanın kabulü ile davacı tarafından ….İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasına yatırılan 536.156,66TL’nin davacıya iadesine, birleşen davanın ise reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A- Asıl Dava Açısından :
Asıl davanın kabulü ile, davacı tarafından, … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyasına yatırılan 536.156,66TL’nin davacıya iadesine,
1-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden 81.061,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafından yatırılan toplam 9.156,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan bozmadan önce 1.112,00TL, bozmadan sonra 9.000,00 TL bilirkişi ücreti, 349,00 TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 10.461,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebi ile 36.624,86TL harç alınması gerektiğinden, peşin alınan 9.156,21TL harcın mahsubu ile eksik alınan 27.468,65TL’lik harç önceki ilam doğrultusunda (Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğünün 04/08/2022 tarihli yazısına göre, … Bankası A.Ş tarafından 22/08/2019 tarihinde … Ödeme Belgesi ile 21.054,99 TL’si, 13/12/2019 tarihinde … Ödeme Belgesi ile 6.413,66 TL olmak üzere Toplam 27.468,65 TL ödendiğinden) davalı tarafından ödendiğinden davalıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
B-Birleşen Dava Açısından :
Birleşen davanın reddine,
1-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 53.351,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
4-Bu dava sebebi ile 269,85 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden, peşin alınan 4.077,31TL’den mahsubu ile fazla alınan 3.807,46 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/10/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır