Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/487 E. 2023/542 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/487 Esas
KARAR NO:2023/542

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/07/2022
KARAR TARİHİ:04/07/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacının birçok firmaya yemek servisi sağlayan bir şirket olduğunu, bu kapsamda davacı şirket ile davalı arasında Müşteri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince; müvekkilinin mesai saatleri içinde davalının çalışanlarına mutabakata yemek servisi sağlayacak, davalı şirket ise sözleşme kapsamında bedeli davacı müvekkiline ödeyeceğini, ancak davalı tarafça borcu karşılar nitelikte ödeme yapılmadığını, sözleşmenin 4. Maddesi uyarınca üst üste 2 faturanın ödenmemesi sebebiyle davalıdan cezai şart talep edebilme haklarının doğduğunu bu sebeple davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının borca kısmen itiraz ettiğini, 05.05.2022 tarihinde 18.090,87 TL ve 13.05.2022 tarihinde 3.137,61 TL ödeme yaptığını, yapılan bu ödemenin borcu karşılar nitelikte olmadığından yapılan kısmi ödemenin T.B.K.’nun 100. maddesi gereğince öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmesini taleple; Davalının itirazının iptali ile takibin devamına, Davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkili şirketin davacıdan bir yemek hizmeti aldığını, davacı şirketin müvekkiline eksik hizmet verdiğini, ancak işbu eksik hizmete rağmen tam hizmet vermiş gibi fatura kestiğini, davacı şirketin sırf cezai şart koşulunun oluşması için aynı faturayı iki defa kestiğini, bu sebeple müvekkilinin iade faturası kestiğini, somut olayda ard arda ödenmeyen iki adet fatura olmadığını, uyuşmazlığın 2022 Ocak ayı faturası üzerinde toplandığını, davacının alacağının varlığını ispat etmesi gerektiğini, davacının tek taraflı olarak düzenlediği faturalar tek başına alacağın varlığına delil teşkil etmeyeceğini beyanla ; Öncelikle davacının davasının reddine, …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline, Davacının alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak ödenmeyen ücret alacağının ve cezai şart bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme kapsamında davalıya hizmet sağlanmış olduğu, hizmet bedellerinin ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 18.903,00 TL asıl alacak, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4. Maddesi kapsamında cezai şart alacağı olarak 37.806,06 TL olmak üzere toplamda 56.709,06 TL alacak istemi ile işbu alacağa aylık %2 faiz uygulanarak davalıdan tahsili istemi ile icra takibi başlatılmış olduğu, davalının süresi içerisinde ibraz etmiş olduğu borca itiraz dilekçesinde alacak kalemlerinden fatura alacağı olan 18.903,00 TL’yi kabul etmiş olduğu ancak 37.806,06 TL’yi kabul etmemesi sebebiyle borca kısmi olarak itiraz etmiş olduğu ve davacını işbu kısmi itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Yargılama esnasında tarafların ticari defter ve belgeleri ile celp edilmiş olan BA-BS formları üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 30.03.2023 tarihli raporda özetle;
Davacı ve davalı yanlara ait 2021 ve 2022 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Tarafların incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 25/04/2022 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 18.903,06 TL Alacaklı oldukları,
Davalı tarafından ….İcra Müdürlüğü’ne, 05.05.2022 tarihinde 18.090,87 TL ve 13.05.2022 tarihinde 3.137,61 TL olmak üzere toplam olarak (18.090,87 TL +3.137,61 TL) 21.228,48 TL ödeme yapmış oldukları, Davalı tarafından icra Müdürlüğü’ne yapılmış ödemenin TBK. Madde 100’e göre, ana borçtan düşülüp düşülmeyeceğine ait Hukuki takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
Taraflar arasında yapılmış ve imzalanmış sözleşme eki olan firma detayları açıklamalı belgede ödeme vadesi olarak Ay sonu kesilen faturaya istinaden 15. Gün EFT/Havale ile ödeme yazıyor olduğu, ancak davacı tarafından düzenlenmiş E-faturalar üzerinde faturalar üzerinde vade tarihi olarak 30 gün vade tarihi belirlenmiş olduğu, 30 günlük vadeye göre, yapılan ödemelerde gecikme olup olmadığı incelendiğinde, davalı tarafından 2021 YILI şubat, mart ve nisan ayları faturaları ödemelerinin ortalama 30 gün gecikmeli olarak yapılmış olduğu, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül ve ekim ayları fatura ödemelerinin düzenli yapılmış olduğu, kasım ayı faturası ödemesinin 15 gün gecikmeli ve aralık ayı faturasının 11 gün gecikmeli olarak ödenmiş olduğu, 2022 yılı ocak ayı … numaralı 19.370,02 TL’lik 02.03.2022 vadeli faturasının ödenmeyen 18.903,03 TL’sinin icra takip tarihi olan 25/04/2022 tarihine kadar ödenmemiş olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalı yana düzenlenmiş en son 3 aya ait faturaların ödemelerinde gecikmeler olduğu
Davalı şirket tarafından davacı şirketten alınan bir kısım yemek hizmetinde eksiklikler yaşandığının beyan edilmiş olduğu, bu hizmetlere ilişkin taraflar arasında mail yazışmalarının dosyaya sunulmuş olduğu,
Davacı tarafından icra takibinde Taraflar Arasında İmzalanan 09/07/2018 Tarihli Sözleşmenin 4-4 Maddesine göre Cezai Şart Alacağı olarak asıl alacak tutarı olan 18.903,03 TL’nın 2 katı olarak (18.903,03 TL*2) 37.806,.06 TL de talep edilmiş olduğu, bu konuda hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan, icra takip tarihi olan 25.04.2022 tarihinden itibaren asıl alacağına işleyecek aylık %2 ve değişen oranlarda Gecikme Faizi talep edebileceğine ilişkin takdirin, Sayın Mahkemenize ait olduğu,
Mahkememize bildirilmiştir.
Dosyaya bir sureti ibraz edilmiş olan taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin “4-3 Müşteri, CRC’nin ay sonunda kesmiş olduğu faturaya, yukarıda belirtlen vadede ödeme yapmayı Ödemenin gecikmesi halinde aylık %2 ye tekabül eden gecikme faizini ödeyeceğini beyan kabul ve taahhüt eder.”, “4-4 Müşteri tarafından ard arda iki faturanın ödenmemesi halinde CRC tarafından herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın sair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşme tek taraflı feshedilebilir. Bu durumda CRC ödenmemiş alacağının iki katı oranında cezai şart talep edebilecektir. Müşteri cezai şart hususunu kayıtsız şartsız kabul etmiştir.” şeklindeki düzenlemeleri uyarınca somut olayda davaya konu edilen faturalar incelendiğinde davalı tarafından bir kısım faturaların ödemeleri gecikmiş ise de bu ödemeleri davacının ihtirazi kayıt koymaksızın kabul etmiş olduğu, takibe konu edilen 2022 yılı ocak ayı … numaralı 19.370,02 TL’lik 02.03.2022 vadeli faturasının ödenmeyen 18.903,03 TL’sinin icra takip tarihi olan 25/04/2022 tarihine kadar ödenmemiş olduğu, işbu hali ile sözleşme kapsamında art arta iki fatura bedelinin ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshi halinde talep edilebilecek olan cezai şart alacağının davalıdan talep edilemeyeceği zira sözleşmede “bu durumda” denilmek sureti ile cezai şart talep edilebilmesinin art arda ödenmeyen 2 fatura alacağından sonra sözleşmenin feshi şartına bağlanmış olduğu, somut olayda taraflar arasında art arda ödenmeyen 2 fatura alacağı olmadığı gibi davacı tarafından da sözleşmenin feshedildiğine ilişkin olarak bir ibarenin dosya kapsamında bulunmadığı; işbu hali ile davacının davalıdan cezai şart talebinde bulunamayacağı ve davalının icra takibine dayanak yapılmış olan 18.903,03 TL’lik fatura alacağından ve bunun ferilerinden sorumlu olduğu, davalı tarafça icra takibinden sonra ve işbu dava açılmadan önce, öncelikle kabul edilen asıl alacak tutarı olan 18.903,03 TL bedelin ödenmiş olduğu, akabinde 12.05.2022 tarihinde icra dosyasından işbu kabul edilmiş olan asıl alacak miktarı esas alınmakla yapılan kapak hesabı uyarınca bakiye masraflara ilişkin olarak tespit edilen 3.1137,61 TL’nin de 13.05.2022 tarihinde ödenmiş olduğu, faiz hesabının taraflarca sözleşmede kararlaştırılan ve icra dosyasına konu edildiği şekilde hesaplanmış olduğu, işbu hali ile davalı tarafça yapılan ödeme kapsamında davacının davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığı, söz konusu ödemelerin davadan önce yapılmış olduğu da görülmekle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesinde ise ; İİK m. 67/2 hükmü uyarınca kötüniyet tazminatı, itirazın iptali davası reddedilince alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi durumunda borçlunun istemi üzerine alacaklı aleyhine hükmedilen tazminattır. Kötüniyeti ispat yükü borçludadır, zira TMK m.2 hükmü uyarınca iyiniyetin varlığı asıldır. Yapılan kontrolde davacının davasının reddine karar verilmiş ise de davalı aleyhine başlatılan takipte davalı tarafından davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamamış olması nedeni ile davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli olan 179,90-TL karar ilam harcının başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 322,38-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 120,60-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
7-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır