Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/48 E. 2023/776 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/48 Esas
KARAR NO : 2023/776
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigorta aracılık hizmetleri gören bir limited şirket olduğunu, 24.12.2004 – 10.08.2017 tarihleri arasında da davalı yanın sigorta acenteliği faaliyetini yürüttüğünü, ne var ki, davalı yanın, hiçbir gerekçe göstermeksizin ve basiretli bir tacir gibi davranmaksızın 11.08.2017 tarihinde “Azilname ve Fesih İhbarnamesi” ile müvekkilli ile arasındaki acentelik sözleşmesini feshettiğini, işbu haksız ve gerekçesiz fesih nedeniyle müvekkili lehine portföy tazminatı ile müspet zarar tazminatı doğduğunu, ancak davalı tarafça müvekkiline hiçbir tazminat ödenmediğini, oysaki 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nun 23/16. Maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde ediyorsa ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceğinin düzenlendiğini, müvekkiline ödenmesi gereken ancak ödenmeyen tazminatlar için davalı tarafa 25.09.2019 tarihinde başvurulmuş, davalı taraftan neticeten:”… Şirketimiz tarafından, münfesih acentenin fesih işleminden sonra portföyünden hak ve menfaat elde edilmesine yönelik herhangi bir işlem yapılmamıştır.” denilerek taleplerinin reddedildiğini, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile şimdilik, Sigortacılık Kanunu m.23/15 gereğince 1.000,00-TL tazminat ile yine Sigortacılık Kanunu m.23/16 gereğince 1.000,00-TL portföy tazminatının haksız fesih tarihi olan 11.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 19/09/2023 tarihli dilekçesi ile 65.250,00-TL tazminat bedelinin 11.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep ettiklerini belirterek ıslah dilekçesi sundukları görüldü.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin “… Cad. No: … Şişli, İstanbul” olmasının yanı sıra, taraflar arasındaki Acentelik Sözleşmesinin Anlaşmazlıkların Çözümü Başlıklı 19. maddesinde “işbu sözleşmeden çıkacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili” kılındığından özel yetki kuralı nedeniyle, dava yetkisiz mahkemede açılmış bulunduğunu, açıklanan nedenlerle, yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddia ve taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy tazminatına ilişkin olduğu görüldü.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı ve 19/01/2021 tarihli yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilerek yukarıdaki esasa kaydı yapıldığı, yargılamaya devam olunduğu görüldü.
Dosyanın tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tarafların ticari kayıtları, dosyaya sunulan deliller bir arada değerlendirilmek, ticaret hukuku nitelikli hesap uzmanı ve finans uzmanı’ndan oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile bilirkişilere HMK 218 maddesi gereği davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek; davalı sigorta şirketi tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı, feshin haklı olması halinde davacının portföy tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, talep edebileceği portföy tazminat tutarının ne kadar olduğu hususunda rapor düzenlenilmesine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında 29/08/2022 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Raporda özetle;
” 1- Taraflar arasında 02.02.2015 tarihinde acentelik sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeye göre davacının “acente” olduğu,
A- “Borçlar mevzuatı bakımından” değerlendirme yapıldığında Sözleşmenin “Sözleşmenin Feshi” kenar başlıklı 25. maddesinin, borçlar hukukuna hâkim ilkelerden birisi olan ilkesi’nce ve TBK m. | hükmünce “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile” kabul edildiği kanaatine varılabileceği;
Sözleşmenin 25. maddesinde
-Sözleşmenin 02/02/2015 tarihinden itibaren 2 yıl süre yürürlükte kalacağı; ancak sözleşme süresinin bitiminde sözleşmenin feshedilmemiş olması halinde sözleşmenin aynı şartlarla yenilenmiş sayılacağı” – kararlaştırılmış -olduğundan – 02.02.2017 tarihinden sonrası için de sözleşme hükümlerinin taraflar arasında yürürlükte olduğu;
– “taraflardan her birinin üç ay evvel noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektupla bildirmek şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebileceği ” kararlaştırılmış olduğundan davalı tarafça … Noterliği’nden 11.08.2017 tarihinde davacıya gönderilen … yevmiye numaralı “Azilname ve Fesih İhbarnamesi” başlıklı ihtarname ile taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin üç ay sonra (11.11.2017 tarihinde) feshedilmiş sayılabileceği; bu sözleşme hükmüne göre üç ay önceden yapılacak bildirim ile bozucu yenilik doğuran hak olarak fesih hakkının kullanılması için haklı gerekçenin bulunmasına gerek olmadığı
– İhtardan sonra üç ay beklemeksizin “derhal fesih” açısından ise sözleşmede “acentenin sözleşme hükümlerine, kanuna, davalı şirketçe verilecek talimatlara uymaması, hasar – prim oranının davalı / şirket tarafından negatif olarak değerlendirilmesi ve üçer aylık üretim oranları dikkate alınmak suretiyle belirlenen üretim yetersizliğinin davalı şirket için acentelik ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi,
mevzuata aykırı davranışlar içinde bulunma, işine gereken dikkat ve özeni göstermeme ya da kasıtlı davranışlar sonucu davalı şirketi zarara uğratma, acente ile davalı şirket çalışanları arasında şahsi davaların bulunması gibi durumların ihbarsız, derhal fesih için haklı sebep olduğu” hususunun düzenlendiği; sözleşmenin bu hükmünde aranan durumların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin uzmanlık alanımızın dışında olduğu; ticaret veya sigorta mevzuatı yönünden uzman bir bilirkişi tarafından değerlendirmenin gerekip gerekmediği hususunu takdirin, münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,
-“Sözleşmenin acente veya davalı şirket tarafından feshi halinde acentenin portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamayacağı” kararlaştırılmış olduğundan ise “sözleşme özgürlüğü ilkesi”nce ve TBK m. | hükmünce “karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile” davacının bu yönde alacak hakkına sahip olmayacağı kanaatine varılabileceği; takdirin, elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,
B- Varılan kanaatin aksine eğer Sayın Mahkemece davacının
– Sigortacılık Kanunu m. 23/15 hükmü gereğince 1.000TL. tazminat isteyebileceği kanaatine varılır ise bu halde (sözleşmenin 25. maddesinde “taraflardan her birinin üç ay evvel noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü mektupla bildirmek şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebileceği” kararlaştırılmış olduğundan davalı tarafça Beşiktaş 15. Noterliği’nden 11.08.2017 tarihinde davacıya gönderilen “Azilname ve Fesih İhbarnamesi” başlıklı ihtarname dikkate alındığında taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin üç ay sonra (11.11.2017 tarihinde) feshedilmiş sayılabileceği kabul edilirse) 11.11.2017 tarihinden davanın açıldığı 02.09.2020 tarihine kadar işletilebilecek avans faizinin 452,33TL. olarak hesaplanabileceği,
– Sigortacılık Kanunu m. 23/15 hükmü gereğince 1.000TL. portföy tazminatının istenebileceği kanaatine varılır ise bu halde de 11.11.2017 tarihinden davanın açıldığı 02.09.2020 – tarihine kadar işletilebilecek avans faizinin 452,33TL. Olarak hesaplanabileceği; takdirin, elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,
C- Uzmanlık alanımız ticaret ve/veya sigorta mevzuatına ilişkin olmadığından portföy tazminatının şartları ile TTK ve Sigortacılık Kanunu bakımından değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı; bu yönlerden uzman bir bilirkişi – tarafından değerlendirmenin gerekip gerekmediği hususunu takdirin, münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,…” şeklinde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Dosyanın SİGORTA uzmanı … ‘ye tevdi ile dosya kapsamı tarafların flash bellek/cd ortamında ibraz ettikleri ticari kayıtlar ve belgeler, önceki rapor ve rapora karşı itirazlarda irdelenerek, davalının; akdi haklı olarak fesih edip etmediği, davacının sigortacılık 23/5 ve 23/6 md gereği tazminat ve portföy tazminatı talep etme şartlarının oluşup oluşmadığı, talep edebilecek ise tutarları hakkında gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlenilmesine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında 06/01/2023 tarihli bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Raporda özetle;
” Davalı sigorta şirketinin davacı acentesini feshin gerekçesiz haksız bir fesih olduğu, Davacının pöriföyünden davalının elde edebileceği menfaat 92.014,00 TL hesaplanılığı, Davalının davacıya portföy tazminatı olarak 66.250 TL ödenmesi yerinde olabileceği,..” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Taraf vekillerinin beyan/itiraz dilekçeleri irdelenerek ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında 25/08/2023 tarihli bilirkişi ek raporu düzenlenmiştir.
Raporda özetle,
” Davalı itirazları kök rapor görüş değişikliğine gidilmesini gerektirmediği,…” şeklinde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklandığından TBK 147/5 maddesi gereği zaman aşımı süresi 5 yıl olup, davalı tarafından davacıya gönderilen 11.08.2017 tarihli ihtarname ile feshedildiği davanın da 12.09.2020 tarihinde ikame olunduğu gözetilerek esas karardan önce kurulan ara karar ile davalının hak düşürücü süre/ zaman aşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketinin prim/hasar oranı üzerinden yapılan değerlendirme ile davacı acentenin verimsiz olduğu iddiasıyla acentelik sözleşmesini feshetmesi davalının hasar konusunda insiyatif imkanı
bulunmadığından haklı fesih sebebi olamaz. Davalının acentesini feshinin gerekçesiz haksız bir fesih olduğu, davacının pörtföyü nedeniyle talep edebileceği portföy tazminatının 66.250 TL olduğu bilirkişi raporunda tespit edilmekli, bilirkişi raporlarının denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 66.250,00 TL’nin dava tarihi olan 02/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gerekli 4.525,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan (54,40TL peşin harç+ 1.115,00TL ıslah harcı) toplam 1.169,4‬0TL’nin düşümü ile eksik kalan 3.356,14‬ TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (62,20 TL ilk masrafı+ 122,5‬0 TL posta masrafı+ 6.500,00 TL bilirkişi ücreti =)6.684,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 866,18 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-Davalı tarafça yapılan 150,00TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır