Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/432 E. 2022/501 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/432 Esas
KARAR NO : 2022/501
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davalı-karşı davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin limited şirket hisse devri vaadi sözleşmesinin imzalanmasıyla davacı-karşı davalı …’a 35.000,00TL peşin ödeme yaptığını, iş bu ödemenin yapıldığı davalı-karşı davacı tarafından ikrar edildiğini, müvekkilinin 07.12.2016 tarihli limited şirket hisse devri vaadi sözleşmesinin 3 numaralı maddesi tarafların yükümlülükleri başlığı altında açıkça düzenlendiği üzere iş bu sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte 35.000,00 TL’yi peşinen davacı-karşı davalıya ödediğini, müvekkili aleyhine başlatılan takibe ait takip talebinde açıkça sözleşme gereği 35.000,00TL’nin ödendiğinin beyan ve kabul edildiğini, yasada aranan noterden onay geçerlilik şartı olmayan sözleşmeye dayalı hisse devri vaadi sözleşmesi geçersiz olduğunu ve limited şirket genel kurulu devre onay vermediğinden gerçekleşmeyen sözleşmeden kaynaklı açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, borçlu olmadığımız ve sözleşmeye dayalı şirketin hisse devri onay şartı gerçekleşmediği halde aleyhimize icra takibi ve mahkemenizdeki 2022/… Esas sayılı dava açıldığından dava değerinin %20’inden az olmamak kaydı ile tarafımıza kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini ve karşı dava yönünden 35.000,00TL’nin Bakırköy 18.Noterliğine ait 11/11/2020 tarihli ve 15720 yevmiye numaralı ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı-karşı davacı arasında davalı-karşı davacının da ortak olduğu … Ticaret Ltd. Şti. müvekkiline ait hissenin davacı-karşı davalıya devrine dair Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede tarafların hak ve yükümlülükleri açıkça belirlenmiş olup müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğü ihlal etmesi söz konusu olmadığını, davacı-karşı davalının hisse devrinin tescil edilmesi için izlenmesi gereken prosedürü takip etmediğini, bu noktada hiçbir çaba göstermemesi nedeni ile sözleşme şartlarını açıkça ihlal ettiğini ve kusurlu davranarak sözleşmeye konu devrin gerçekleşmemesi için kasıtlı bir şekilde hareket ettiğini, müvekkilinin … Noterliği tarafından keşide edilen 3.11.2020 tarih … Yev.no’lu ihtarnamede davacı-karşı davalı ile 7.12.2016 tarihinde Hisse Devri Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, aradan geçen 4 yıllık süre içerisinde hisse devrinin gerçekleşmesi için davalının herhangi bir işlem yapmadığını, ayrıca sözleşmesi gereğince ödemesi gereken bakiye borcunu halen ödemediğini hatırlatılarak ihtarnamenin tebliğden itibaren 3 gün içerisinde işlemlerin yapılmaması ve ödemenin gerçekleşmemesi halinde sözleşmenin fesih edileceği ve sözleşmenin 5. Maddesinde yazılı olan cezai şart bedelinin talep edileceği davacı-karşı davalıya ihtar edildiğini, sözleşmenin geçersizliği ve TTK.m..595 yazılı olan işlemlerin tamamlanmadığı noktasındaki davacı-karşı davalının beyanlarının herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı-karşı davacının davasının reddine, davacı-karşı davalının davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada, arabuluculuk dosyasının yada arabuluculuk tutanağının olmadığını görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A/1. maddesi ile “(Ek:6/12/2018-7155/20 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi 2. fıkrası “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü içermektedir. Anılan bu hükümle Kanunkoyucu, davacının arabuluculuk faaliyetine ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dosyasına sunulmasını “dava şartı” olarak kabul etmiş, bu şartın gerçekleşmemesi halinde de müeyyidesinin ne olacağını açıkça kural altına almıştır. Bu yönüyle norm emredici nitelikte olup, hakime takdir yetkisi tanımamıştır.
Karşı dava konusu edilen talep asıl davadan farklı bir talep olması nedeniyle karşı davacının 6325 sayılı Kanun ve Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak karşı davası için müstakilen arabulucuya başvurması gerekir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; davalı-karşı davacı vekili tarafından kanun tarafından öngörülen kesin süre içerisinde arabuluculuk yoluna başvurmadan 20/05/2022 tarihli karşı dava dilekçesini mahkememize sunduğundan, dava şartı olan arabuluculuğa başvurma şartının tamamlanabilir dava şartlarından olmaması nedeniyle, davanın HMK 114/2, 115/2 ve Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 madde hükümleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı-karşı davacının davasının HMK 114, 115 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi uyarınca Usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70-TL karar ilam harcından peşin alınan 597,72-TL harcın mahsubu ile artan 517,02-TL harcın davacı-karşı davalıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı-karşı davalı üzerine bırakılmasına,
4-Davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 7/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
5-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır