Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/417 E. 2023/432 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/357 Esas
KARAR NO : 2023/430
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … A.Ş. adına kayıtlı bulunan … plakalı aracın 06.01.2020 – 06.01.2021 tarihleri arasında Genişletilmiş Maksimum Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, davalı … Tic. Ltd. Şti’ne ait ve dava dışı … … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 27.05.2020 tarihinde … Caddesinde seyir halinde iken sigartalı … plakalı araca kusurlu olarak çarptığını, kaza sonrası sigartalı araçta 88.264,48 TL hasar bedeli tespit edildiğini ve bu bedelin müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, davalıya ait olan … plakalı aracın sigortacısı … Sigorta A.Ş. tarafından 18.09.2020 tarihinde 41.000,00 TL’nin müvekkili şirkete poliçe kapsamında ödendiğini, bakiye hasarın tahsili için davalı araç sahibi ve dava dışı sürücü aleyhine …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden ödeme emri gönderildiğini, davalının yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla ; Davalının …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; ilk itirazlar, zamanaşımı ve yetki itirazlarının bulunduğunu, dava dilekçesinde müvekkiline hangi sebeple rucü edildiğinin belirtilmemiş olması sebebiyle öncelikle rücu şartları gerçekleşmediğinden ortada bir alacak bulunmadığını, davacı tarafından beyan edilen kusur oranının kabul edilmediğini, Karayolları Trafik Kanunu 86. Maddesi uyarınca rücu şartlarının gerçekleşmediğini, … plakalı araç sürücüsünün ağır kusuruyla olayın gerçekleştiğini, bu sebeple müvekkilinden davacı tarafın rücu isteminde bulunmasının mümkün olmadığını, dava konusu talepten müvekkilinin sigortacısı … Anonim Şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin davada taraf olarak gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin halefiyet ilkesi uyarınca davalıdan tahsili amacıyla başlatılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı şirket nezdinde sigortalanmış olan dava dışı … A.Ş. adına kayıtlı bulunan … plakalı araç ile davalı … San. Tic. Ltd. Şti’ne ait ve dava dışı … … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 27.05.2020 tarihinde karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacının sigortalısı olan … plakalı araçta meydana gelen hasarın bedeli olan 88.264,48 TL’nin davacı tarafından karşılanmış olduğu, davalıya ait aracın sigortacısı olan dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından 41.000,00 TL’sinin ödendiğini, geriye kalan bedelin araç malikinden tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı icra takip dosyasından 47.264,48 TL asıl alacak, takip öncesi işlemiş 6.817,74 TL faiz olmak üzere toplamda 54.082,22 TL üzerinden girişilen takibin davalının itirazı üzerine durduğu ve davacı tarafından işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nın Halefiyet başlıklı 1472. Maddesinin “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca işbu davada davacı dava dışı sigortalısı olan … Denizcilik ve Ticaret A.Ş. Yerine geçerek işbu davayı açtığı, tarafların karşılıklı tacir oldukları görülmekle mahkememizin görevli olduğu ve davacının yapmış olduğu ödeme kapsamında aktif husumetinin bulunduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Yargılama esnasında dava dışı sigorta şirketinden ödemeye ilişkin evraklar celp edilmiş, …ne, SBGM’ye, davacı şirkete yazılan müzekkere cevapları uyarınca eksik evraklar celp edilerek mahkememizin 1 nolu ön inceleme celsesinde dosyanın trafik kazaları alanında uzman makine mühendisi bilirkişisine tevdine karar verilerek bilirkişiden … – … plakalı araçların 27.05.2020 tarihinde karışmış olduğu kazada tarafların oransal kusurlarının ne kadar olduğu, … plakalı araçta meydana gelen hasarın bedelinin ne kadar olabileceği, faturalandırılmış olan hasar bedelinin piyasa koşullarına uygun olup olmadığı, dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 07.02.2023 tarihli raporda özetle;
Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki çizim ve beyanlar ile olay yeri fotoğraflarından; … plakalı araç ünün … Caddesinde sol şeritte ilerlerken, … plakalı araç sürücüsünün sinyal vermeden orta şeride geçmesi ile … plakalı aracın sağ ön kısımları ile, … plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpması ile kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde; … plakalı araç şerit değiştirirken soldan gelen diğer araçlara ilk geçiş hakkını vermeleri Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümleri gereklerindendir, … plakalı araç sürücüsünün, … plakalı araç sürücüsüne ilk geçiş hakkını bırakmaması ile kazanın meydana geldiği kanaatine varılmıştır.
Dava dosyasında mevcut belge ve bilgiler ışığında; … plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 84/g (4Araç sürücüleri trafik kazalarında; şeride tecavüz etme hallerinde asli kusurlu sayılırlar.) maddesini ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde kural ihlali olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava dosyasına sunulan detaylı hasar ve onarım aşaması fotoğrafları incelendiğinde, Kasko Ekspertiz Raporu ve onarım faturasında belirtilen parça ve işçiliklerin hasar ile uyumlu olduğu ve araçta meydana gelen hasar onarım bedelinin KDV dahil 88.264,48 TL kaza tarihindeki piyasa rayiç bedellerine uygun olduğu mütalaa edilmiştir.
Kazanın meydana geldiği 27.05.2020 tarihi itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası teminatları; araç başına 41.000,00 TL ve kaza başına 82.000,00 TL seklindedir. … plakalı araç trafik sigortacısı olan dava dışı … tarafından SBM kusur oranlarına istinaden ödenen 41.000,00 TL ile teminat limitlerini tamamladığı anlaşılmıştır.
Şeklinde tespitte bulunulmuştur.
İşbu alınan rapora her ne kadar davacı vekili tarafından itiraz edilmiş ise de meydana gelen kaza akabinde tarafların karşılıklı olarak tutmuş oldukları kaza tespit tutanağında açıkça davacının sigortalısının beyanı kapsamında sinyal vermeden orta şeride geçtiği esnada kazanın meydana geldiğini belirtmiş olması sebebiyle dosyaya kazandırılacak evrakların sonucu değiştirmeyeceği kanaatine varıldığından hüküm kurmaya ve denetime elverişli olan rapor uyarınca davacının sigortalısının kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğu, davalının ise kusursuz olduğu, işbu hali ile TBK m.49 ve devamı hükümleri uyarınca davacının davalıdan talep edebileceği bir bedelin olmadığı, hiç kimsenin kendisinin kusurundan faydalanamayacağı yönündeki genel hukuk kuralı uyarınca davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu yönünde hüküm kurulmadığından, davasının reddine karar verilmiş olması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmaması rağmen bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile birlikte kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuş olduğu görülmekle işbu talebin süresinde olmaması ve İİK m. 67/2 hükmü uyarınca kötüniyet tazminatı, itirazın iptali davası reddedilince alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi durumunda borçlunun istemi üzerine alacaklı aleyhine hükmedilen tazminat olduğundan ve kötüniyeti ispat yükü borçluda olması, zira TMK m.2 hükmü uyarınca iyiniyetin varlığı asıl olması sebebiyle davacının davasının reddine karar verilmiş ise de davalı aleyhine başlatılan takipte davalı tarafından davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamamış olması ve süresi içerisinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmamış olması nedeni ile davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacının davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin REDDİNE,
3-Davalının davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebinin REDDİNE,
4-Alınması gerekli olan 179,90-TL karar ilam harcının başlangıçta peşin alınan 653,18-TL harçtan mahsubu ile artan 473,28‬-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT m.7/2 hükmü uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili (e-duruşma ortamında) yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.