Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/361 E. 2022/690 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/361 Esas
KARAR NO : 2022/690
DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : Fri May 20 00:00:00 TRT 2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkiline olan borcu nedeniyle 18/06/2020 tarihinde ….İcra Dairesi’nin 2020/… E sayılı dosyasında icra takip başlatıldığını, takibe konu alacağına, Davalının icra takibine haksız ve hukuka aykırı itiraz etmesi sebebiyle müvekkilinin alacağını 04/01/2022 tarihinde tahsil edilebildiğini, bu nedenle müvekkilinin kur farkından kaynaklanan zararının doğduğunu, munzam zarar sorumluluğunun kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucu olduğunu, munzam zarar sorunluluğunun kusur sorumluluğuna dayandığını, somut olayda zarar ile borçlu temerrüdü arasında uygun illiyet bağının bulunduğunu, bu sebeple, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile şimdilik 10.000,00TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle söz konusu uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğunu, Müvekkili ile dava dışı … A.Ş. (“…”) arasında 21.07.2014 başlangıç ve 20.07.2027 bitiş tarihli Kira Sözleşmesi imzalandığını, …’nun kendisine ait arsa üzerinde hipermarket ve food court (yemek alanları) inşa etmesi karşılığında … Hipermarketleri’nin bu taşınmazı belirli bir süre için kiralaması hususunda anlaşıldığını ancak … ‘nin faaliyetlerine son vermesi nedeniyle aynı Şirketler Grubu içinde yer alan müvekkili şirketin, … ile bu davanın konusunu teşkil eden yeni sözleşmeyi akdederek kiracı sıfatını devraldığını, eser ve kira sözleşme ilişkisinin sadece kira sözleşmesi olarak devam ettiğini, müvekkilinin kiracı sıfatını kazanmasını izleyen bir yılın sonrasında davacı şirketin taşınmazı satın aldığını, müvekkili şirketin bu duruma uygun olarak Ağustos 2017 tarihinden itibaren kira bedellerini başvurucuya ödemeye başladığını, bu bakımdan daha önce imzalanmış sözleşmenin tamamına değil, sadece kira ilişkisine kiraya veren sıfatıyla taraf olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında doğrudan akdedilmiş bir sözleşme olmadığını, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesi ile ilgili davacı taraf ile müvekkili şirket arasında kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde uyarlama davası görüldüğünü, söz konusu dava süreci devam ederken müvekkili şirketin kira bedellerini eksik yatırması sebebiyle başvurucu şirket tarafından kira bedellerinin tahsiline ilişkin icra takipleri İstanbul Adliyesi İcra Müdürlüklerinde başlatıldığını, söz konusu takiplere müvekkili şirket tarafından itiraz edilmesi neticesinde işbu davanın davacısı tarafından ikame edilen 36 farklı itirazın iptali davası da İstanbul Adliyesi Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüldüğünü, Davacı şirketin eksik bedeller için icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin de uyarlama davası devam ettiğinden itirazda bulunduğunu, davacı şirketin itirazın iptali davalarını ikame ettiğini, Söz konusu uyarlama davasının müvekkil şirket aleyhine sonuçlandığından tüm icra dosyalarına faizi de karşılar nitelikte ödemeler yapıldığını, itirazın iptali davalarında ise faizin yanı sıra en az %20 oranında olmak üzere kötü niyet tazminatına hükmedildiğini, öncelikle davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğinden usulden reddine, dosyanın görevli Sulh Hukuk mahkemelerine tevdini, akabinde davacının haksız ve hukuka aykırı ikame ettiği davanın esastan reddine ve vekalet ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasındaki kira sözleşmesinden doğan alacağın geç ödenmesinden kaynaklı olarak kısmi dava niteliğinde açılmış munzam zararın tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda mahkememizce yapılan kontrolde dosyanın tarafları arasında kira sözleşmesinin bulunduğu, kira bedelinin uyarlaması davasının bulunduğu, ayrıca birden fazla icra dosyasından davacı tarafından davalı aleyhine eksik kira bedellerinin ödenmemiş olduğu iddiasıyla icra takibine girişilmiş olduğu, işbu icra takip dosyalarına ilişkin itirazın iptali davalarının bulunduğu, eldeki davanın …. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı icra takip dosyasındaki kira alacağının geç tahsil edilmesinden kaynaklı davacının munzam zarara uğradığı iddiası ile kısmi dava şeklinde işbu davanın açılmış olduğu, davalı vekili tarafından görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilmekle görevsizlik itirazında bulunulduğu görülmüştür.
Dosyada görev itirazında bulunulmuş olması sebebiyle mahkememizce dosyanın esasına girilmeden görev itirazı değerlendirilmiştir. Bu kapsamda 6100 Sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlığını taşıyan 115. Maddesinin 1. Fıkrası “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” uyarınca yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığının re’sen incelenmesi gerektiğinden aynı kanunun “Dava şartları” başlığını taşıyan 114. Maddesi uyarınca “(1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, uyuşmazlık taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı geç tahsil edilen alacak kalemleri sebebiyle davacının munzam zarar talebinde bulunmuş olması üzerine işbu davadaki alacak talebinin de kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmış olup, mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2022/… Esas, 2022/… Karar Sayılı 05/07/2022 Tarihi “… Davacı: Kira alacağının geç ödenmesinden dolayı munzam zarar bulunduğunu iddia ederek kısmi dava açmış, şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. … Dosya kapsamı ve dairemizin kararları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunduğu, talebin kira bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarara dayandığı, HMK 4. maddeye göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114 ve 115. Maddeleri uyarınca re’sen yapılan inceleme sonucunda somut olayda Sulh Hukuk Mahkemesinin davaya bakmaya görevli olması nedeni ile aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere ;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, davaya mahkememizin görevli olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK. Madde 20 uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içerisinde başvurulmaz ise HMK. Madde 20 uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILACAĞINA karar verileceğinin ihtarına (taraf vekillerine ihtar edildi)
5-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için taraflarca başvurulması halinde HMK 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin ve HMK 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, belirtilen sürede başvuru yapılmaması halinde talep üzerine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile …Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı Kanun Hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.*