Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/334 E. 2023/53 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/334 Esas
KARAR NO : 2023/53
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ürettiği ürünleri, davalı şirkete ait “…” adlı internet sitesinde sergileyip satmakta olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davacı şirketin cari hesap şeklinde tutulduğunu, davalı şirketin takip tarihi olan 01.03.2022 tarihinden itibaren davacı şirkete cari hesap borcunun 49.688,23 TL olduğunu, davalı şirket ile görüşmeler yapmış kendisine müteaddit defalar süre vermiş ancak olumlu sonuç alamayınca cari ekstrelerden kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2022/… E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduruğunu beyan ederek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sat-öde (satıştan ödemeli), konsinye ve toplu alım şeklinde ürün tedarik ettiği birden farklı tür tedarik sözleşmesi tipi var olduğunu, müvekkili ile davacı, sözleşme tipinin gerek ticari koşullarla ilgili ilk sayfaları, gerekse metin bölümlerini birlikte değerlendirmiş, görüşmüş ve nihayetinde bu farklı sözleşme türü/yöntemleri arasından, davacının özgür iradesiyle benimsediği, satılan malın bedelinin vadeli ödenmesi esasına dayalı vadeli yöntemi seçilerek sözleşme imzalanmış olduğunu, bu sözleşmeye göre, taraflar arasında çalışma ve ödeme şeklinin, vadeli şekilde ve 60 gün şeklinde olacağı kararlaştırılmış olduğunu, bu sisteme göre, ay içinde satılan ürünlerin ödemesi, satıldığı ayın son günü vade kabul edilmekte ve bu tarihten 60 gün sonra sadece satılan malın ödemesi yapıldığını, basit ifadesiyle, ödeme ürünün satışına bağlanmış durumda olduğunu, bu nedenle davalının satmadığı ürünün bedelini davacıya ödemesi söz konusu olamayacağını, davacı tarafça düzenlenen faturaların vadelendirmeye esas teşkil etmeyeceğini, vade ve ödenecek tutarın ise sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde uygulanacağı taraflar arasındaki sözleşme ile tartışma dışı olduğunu, davacı şirketin taraflar arasında sözleşmeler yokmuşçasına, … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyası ile alacağından bahisle icra takibine geçtiğini, müvekkilinin tahakkuk etmiş borcu bulunmadığından borca itiraz edildiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine ve davacının davasının reddine karar verilmesi talep etmiştir
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme kapsamında ödenmeyen bakiye alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan dava dilekçesinde özetle; davacının sanayi, restoran ve ev tipi mutfak cihazları üreten bir şirket olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya teslim edilen ürünlerin davalı şirkete ait internet sitesinde sergilenip satıldığını, bu kapsamda taraflar arasında devam eden bir ticari ilişkinin bulunduğunu, davalının söz konusu ürünlerin borcunu ödememesi üzerinde davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali istemi ile işbu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Davalı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan cevap dilekçesi ve ekindeki “Satıcı Kondisyon Özet Tablosu” içeriği uyarınca davalının tararlar arasındaki ilişkinin uzun süredir devam etmekte olduğunu, davacı tarafından iade alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davalıya geçtiğini, davalının ödeme yükümlülüğünün doğabilmesi için öncelikle ürün satışının gerçekleşmiş olması gerektiğini, davacıya ait ürünlerin kaç adette satıldığı ve stokta ne kadar kaldığının bilrikişi incelemesi ile açığa kavuşacağını, taraflar arasında ödeme hususunun, ürünün satışına bağlanmış durumda olduğunu u nedenle davalının satmadığı ürünün bedelini davacıya ödemesi söz konusu olamayacağını beyan etmiş olduğu görülmüş, yargılama esnasında mahkememizin 1 nolu ön inceleme celsesinde taraf vekillerine usulüne uygun ihtaratı içerir şekilde uyuşmazlık konusu alacağın incelenebilmesi amacıyla tarafların 2020- 2022 yıllarına ticari defterlerini sunmak üzere verilen kesin süre içerisinde davacının ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı tarafın ise mahkememize herhangi bir belge ibraz etmediği gibi bilirkişi tarafından gönderilmiş olan mail kapsamında da herhangi bir belge, ticari defter sunmadığı, işbu hali ile davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olduğu kanaatine varılmakla yargılama esnasında davacı tarafın ibraz etmiş olduğu ticari defterler ve davalıya ait celp edilen BA- BS formları karşılaştırmalı olarak incelenmek sureti ile bilirkişiden rapor alınmış olup Mali müşavir bilirkişisi Yavuz Asutay tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 01.12.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı şirketin 2020- 2021 ve 2022 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onayları ile GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,
Davacı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarında, davacının davalı açık hesabında 03.03.2022 takip tarihi itibariyle 52.285,28 TL tutarında alacaklı gözüktüğü,
Davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne yapmış olduğu BA bildirimlerinde; davacıdan 2020 yılında 151 adet fatura karşılığı toplamda KDV HARİÇ 66.388,00 TL, 2021 yılında 101 adet fatura karşılığı 77.685,70 TL, “alım” yaptığını bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne bildirdiği, bahse konu bildirimlere ilişkin faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde davalı açık hesabında, davalı aleyhine borç olarak kaydedilen faturaları içerdiği, hiç kimsenin başkasına ait faturayı sebepsiz yere kendi defterlerine kendi borcu olarak yazmayacağı, “alım” olarak kendi aleyhine vergi dairesine beyan etmeyeceğinden işbu faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu mal/hizmeti almadığını veya bedellerinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu hususta dosya kapsamında somut herhangi bir belge, dekont vs bulunmadığı mahkememize bildirilmiştir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir (Bknz. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2020/297 Esas, 2020/327 Karar Sayılı, 04/06/2020 Tarihli İlamı).
Hüküm kurmaya elverişli olan işbu rapor uyarınca davalının davacı tarafından kendisine gönderilmiş olan faturaları defterine kaydetmesine rağmen ödemelerini gerçekleştirmemiş olduğu işbu hali ile takip talebindeki taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan 49.688,23 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmakla mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2017/4077 Esas, 2020/513 Karar Sayılı, 28/02/2020 Tarihli ilamı da göz önünde bulundurulmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, dava konusu asıl alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olduğu ve davalının haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 49.688,23 TL ‘nin %20’si olan 9.937,65 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklanmış Olduğu Üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile; davalının … İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZININ İPTALİ ile; takibin kaldığı yerden devamına,
2-Davalının haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 49.688,23 TL’nin %20’si oranında olan 9.937,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 3.394,20-TL karar ilam harcından başlangıçta peşin alınan 628,19-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 2.766,01-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 720,39-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 75,00-TL, bilirkişi ücreti: 1.000,00TL olmak üzere toplam: 1.795,39-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
7-Taraflarca yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 24/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.