Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/331 E. 2023/597 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/331 Esas
KARAR NO : 2023/597

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:09/05/2022
KARAR TARİHİ:18/07/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından … numaralı poliçe ile teminat altına alınan ve davalı …’a ait, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken 18/09/2019 günü saat 13:00 sularında … Arabalı Vapur İskelesinin gişe bölgesinde yer alan çatı sundurmasına çarptığını, çarpmanın etkisiyle sundurmanın çöktüğünü ve gişelere bağlı dijital para askı aparatlarının koparak gişe camlarına çarpması suretiyle maddi hasarın meydana geldiğini, mahalde bulunan tabelalarda azami yüksekliğin 4,10 metre olarak yazdığı ancak davalıya ait aracın yüksekliğinin 4.30 metre olmasına rağmen azami araç yüksekliği uyarısına riayet edilmemesinden kaynaklı kazanın meydana geldiğini, işbu kaza neticesinde mağdur … San. Ve Tic. A.Ş. yetkililerince müvekkili şirkete ulaşılarak hasarlarının karşılanmasının talep edilmesi üzerine yapılan ekspertiz çalışmaları neticesinde dava dışı bu kuruma 19.798,36 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davalıya rücu amaçlı yapılan bildirimlere rağmen ödemenin gerçekleştirilmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, kazaya karışan ticari araç olması sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu beyanla; Davalının itirazının iptali ile takibin asıl alacak, faiz ve ferileriyle beraber devamına, Davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davalının işleteni olduğu aracın dava dışı tarafa vermiş olduğu zarar kapsamında davacı tarafça ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda davalı …’a ait, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici- kurtarıcı niteliğinde aracın seyir halinde iken 18/09/2019 günü saat 13:00 sularında … Arabalı Vapur İskelesinin gişe bölgesinde yer alan çatı sundurmasına çarpması neticesinde meydana gelen hasarın onarımı için davacı tarafça 19.798,36 TL tazminat ödemesinin yapılmış olduğu, işbu ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile 19.798,36 TL asıl alacak , takip öncesi 05.06.2020- 05.01.2021 tarihleri arasında işlemiş 1.044,70 TL faiz ile birlikte toplamda 20.843,06 TL üzerinden davalı aleyhine girişilmiş olan takibin davalının itirazı üzerine durmasıyla işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İşbu davada sicil kayıtları üzerinden yapılan kontrolde davalı asilin gerçek kişi tacir kaydının bulunduğu, kazaya karışan aracın da kamyon- kurtarıcı niteliğinde olduğu görülmekle mahkememizin görevli olduğu anlaşıldığından dosyanın esasına girilerek yargılama yapılmıştır.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir.
Rücuen tazminat davaları; gerçek zararın giderilmesi amacına yöneliktir. Zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı, ödediği meblağın tamamını değil ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusundan isteyebilir. Bu nedenle, zarar görene yapılması gereken gerçek ödeme miktarı tespit edilerek davacı tarafça yapılan ödeme miktarı daha fazla olsa da davalının gerçek zarar miktarıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.(Yargıtay 17 HD 2020/2303 E-2021/3171 K sayılı ilam). Başka bir ifade ile rücuen tazminat davaları, ödenmesi gerekenin tespiti amacı güder.
Yargılama esnasında celp edilen tüm evraklar birlikte değerlendirilmek suretiyle rapor tanzimi için dosya trafik kazaları alanında uzman makine mühendisi bilirkişisine tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 07.07.2023 tarihli raporda özetle;
Olay yerinde çekilmiş fotoğraflarda, gişeler üzerinde, yaklaşım esnasında uzaktan fark edilebilir boyutlarda, yükseklik gabarisi 4.10 m den fazla olan araçların giremeyeceğini gösterir bilgilendirme ve azami yüksekliği gösterir (TT-21) trafik tanzim işaret levhası olduğu görülmektedir.
Olay yerinde kamyon yükseklik gabarisi ölçümlerini gösterir fotoğraflar ve beyanlardan, aracın yükseklik gabarisinin 4.30 m olduğu tespit edilmiştir.
KTY. madde 128/b maddesi uyarınca, karayollarında seyredecek araçlar için İzin verilen gabari yüksekliği azami 4.00 m dir. Yönetimindeki aracın yükleme Sonrası gabari ölçülerinin ne olduğunun bilinmesi sorumluluğu araç sürücüsünde olup, sürücünün beyanında belirttiği şekilde, yan aynalar ile yükseklik kontrolü yapılması mümkün değildir. Yan aynalar teknik olarak sürücünün, geriden yaklaşan trafiği kontrol edebileceği nitelikte olup, sürücünün kasa içindeki yükün maksimum üst noktasını görebilmesi mümkün değildir.
Mevcut veriler doğrultusunda, yukarıda “OLAY” başlığı altında verilen şekilde meydana geldiği anlaşılan olayda; İş makinasını yüklediği kamyonunun gabari yüksekliğini karayoluna çıkmadan ve seyretmeye başlamadan önce kontrol etmesi, seyir yönünde azami yükseklikleri gösterir trafik işaret levhalarına dikkat ederek seyretmesi gerekirken, olay mahallindeki uyarıcı işaretlemelere rağmen yönetmeliğe aykırı şekilde izin verilen azami yüksekliği aşar yükü, dikkatsiz seyirle gişe çatı sundurmalarına çarptırarak olaya sebebiyet veren sürücü …, dikkatsiz, tedbirsiz ve araçların yüklenmesini düzenleyen 2918 sayılı KTK. 65.nci madde ilgili hükümlerini ve KTY. 128/b maddesini ihlal eden kuraldışı seyri ile tam kusurludur.
Aracının yüksekliği ve trafik işaretlerine riayet etme yükümlülüğü sürücüde olup, uygun trafik tanzim işaretleri ile sürücüleri ikaz tedbiri alınmış mahalde, gişe ya da alan sorumlusu personel oluş şartında kusursuzdur.
Onarım nedeniyle ortaya çıkan gerçek zarar miktarının 19.798,36-TL olduğu,
Mahkememize bildirilmiştir.
Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olan bilirkişi raporu uyarınca gişede meydana gelen hasara davalının işleteni olduğu aracın sürücüsünün %100 kusuru ile sebebiyet vermiş olduğu, işbu hali ile davalının da işleten sıfatı ile meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Rücu hakkı kapsamında sigortacı, ödeme tarihinden itibaren faiz talebine hak kazanır. Esasen zarardan sorumluluğu bulunan kişilerin sorumluluğun kaynağı haksız fiile dayanıyor ise faiz başlangıcı zarara sebebiyet veren olayın meydana geldiği tarihtir. Ancak, uygulamada ve doktrinde sigorta şirketinin ödeme tarihinden itibaren faize hak kazandığı kabul edilmiştir. Bu kapsamda davalının gerçek kişi tacir olduğu hususu da göz önünde bulundurulduğunda davacı sigorta şirketinin davalıdan ödeme tarihi olan 05.06.2020 tarihinden icra takip tarihi olan 05.01.2021 tarihine kadar faiz talebinde bulunabileceği, davacının yasal faiz isteminde bulunmuş olması sebebiyle taleple bağlı kalındığında takip öncesi 214 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak 1.044,70 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği görülmekle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazların tamamının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda her ne kadar davalının itirazında haksız olduğu, davacının takip talebindeki kadar davalıdan alacaklı olduğu belirlenmiş ise de alacağın varlığı ve miktarı toplanacak deliller ve alınacak bilirkişi raporu sonucu saptandığı, alacağın dayanağının haksız fiil olduğu, likit bir alacaktan söz edilemeyeceği, böylelikle davacı lehine inkar tazminatına hükmedilemeyeceği kanaatine varılmış olan emsal nitelikteki Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2021/1358 Esas, 2022/1135 Karar Sayılı, 23/06/2022 Tarihli ilamı da göz önünde bulundurulduğunda davacının davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
2-Davacının davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminin reddine,
3-Alınması gerekli olan 1.423,79-TL karar ilam harcından başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 251,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.172,06‬‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 251,73-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 92,20-TL (başvurma, vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 72,25-TL, bilirkişi ücreti: 1.500,00TL olmak üzere toplam: 1.664,45‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıldan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır