Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/321 Esas
KARAR NO :2023/578
DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/04/2022
KARAR TARİHİ:14/07/2023
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı yan tarafından…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine 3 adet senede dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkil asile 19.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, takibe dayanak yapılan senetlerin, müvekkilinin kumar borcu nedeniyle müvekkiline isim, soy isim yazdırıp boş bir şekilde imzalattırılmak suretiyle temin edildiğini, senetlerde tanzim tarihi, tanzim yeri, senet alacaklısı, senet miktarı gerçeği ve gerçek bir muameleyi ve işlemi yansıtmadığını, ayrıca, müvekkilinin senet lehtarı olarak gözüken davalı arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığını, müvekkilinin, davanın açıldığı tarihten birkaç sene sene önce, hatırladığı kadarıyla 2018-2019 yıllarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Girne ilinde yer alan … adlı işletmede tatil maksadıyla konakladığını, otelin içerisinde yer alan ve ilgili ülkenin mevzuatı gereğince yasal olan kumarhanede arkadaşı … ile birlikte kumar oynadığını, müvekkilinin kumar oynadığı esnada elinde bulunan mevcudu kaybettiğini ve kumar masasından ayrılmak istediği esnada işletme yetkilisi tarafından kendisine “kumar fişi” verilebileceğinin söylendiğini ve müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini ve kazandığını, işletmeye aynı gün kumar fişine konu bedeli ödediğini ve kumarhaneden çıkış yaptığını, müvekkili ile alacaklı arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin alacaklıya karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, izah edilen nedenler ve emredici düzenlemeler ışığından takibe dayanak yapılan senette yer alan kambiyo taahhütlerinin hükümsüz olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini ve davalının dava değerinin en az %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, hukukun emredici düzenlemeleri gereği yok hükmünde olan ve sonradan doldurma suretiyle elde edilen sahte belgeye dayalı olarak başlatılan…. İcra Dairesinin … Esas sayılı örnek 10 icra takibinin iptaline, davalı aleyhine dava değerinin en az %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senet üzerindeki imzanın borçluya ait olduğunu, kendisinin beyanları ile de kabul edildiğini, davacı tarafın dosyaya sunulan giriş çıkış belgelerinin ve tarihlerinin de ne icra takibimiz ile ne de senetlerin üzerindeki tarihlerle uyuşmadığını, davaya ve icra takibine konu senet açıkça bir borç ikrarı içeren, illetten mücerret ve nakde karşılık olarak düzenlenmiş bir senet olduğunu, davacı tarafın kumar borcu iddialarını asla kabul etmediklerini, borçlu davacıya verilen yüklüce miktardaki nakdini geri alamayan alacaklı müvekkilinin daha fazla mağduriyetinin önlenmesi amacı ile tedbir taleplerinin ve davanın reddi ile, dava değerinin %20den aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına ve dava değerinin %10u miktarında para cezasına hükmedilmesine davacının mesnetsiz ve kanunlara aykırı tüm talep ve iddialarının reddine, davanın reddine, davacı aleyhine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, kumar borcu sebebiyle boş olarak düzenlenmiş olan senedin doldurularak takibe geçilmesi üzerine açılmış olan davacının borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; alacaklısı …, olan 5.000,00-USD Bedelli, 05/02/2019 tanzim tarihli, 10/03/2020 vade tarihli, 500,00-USD Bedelli, 05/02/2019 tanzim tarihli, 12/05/2020 vade tarihli ve 5.000,00-USD Bedelli, 05/02/2019 tanzim tarihli, 07/04/2020 vade tarihli 3 adet senedin davacının kumar borcu nedeniyle isim, soy isim yazdırıp “boş bir şekilde imzalattırılmak” suretiyle temin edildiğini, sonradan doldurularak …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile üzerinden davacı aleyhine takip başlatılmış olduğunu, 6098 sayılı Kanunun 16. Bölümünde “Kumar ve Bahis” başlığı altında emredici olan düzenlemeler ışığında takibe dayanak yapılan senetler yok hükmünde olduğunu beyanla davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 604 ve devamı maddelerinde kumar ve bahis düzenlenmiş olup 604. Maddesinin “(1) Kumar ve bahisten doğan alacak hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz.” şeklindeki hükmü ve 605. Maddesinin “(1)Kumar oynayan veya bahse giren kişi tarafından imzalanmış adi borç veya kambiyo senedi üçüncü bir kişiye devredilmiş olsa bile, hiçbir kimse bunlara dayanarak dava açamaz ve takip yapamaz. Kıymetli evrakın iyiniyetli üçüncü kişilere sağladığı haklar saklıdır.
(2) Kumar ve bahis borcu için isteyerek yapılan ödemeler geri alınamaz. Ancak, kumar veya bahsin usulüne göre yürütülmesi beklenmedik olayla veya diğer tarafın fiiliyle engellenmişse ya da diğer taraf kumar veya bahse hile karıştırmışsa, isteyerek yapılan ödeme geri alınabilir.” şeklindeki düzenlemeleri uyarınca kumar borcu bir eksik borç niteliğindedir ve bu sebeple alacaklı tarafından borçludan bu borcun ödenmesi istenemeyeceği gibi borçlu hakkında dava açılamaz ve takip yapılamaz. Ancak bu kuralın uygulanabilmesi amacıyla borçlu tarafından söz konusu borcun kumar borcundan kaynaklandığının ispat edilmesi gerekmektedir.
Kambiyo senetleri illetten mücerret olup işbu davanın konusunun kambiyo senetlerine dayanmakta olması sebebiyle davacı tarafından kambiyo senetlerinin altındaki imza inkar edilmemiş olup senetlerin kumar borcundan dolayı düzenlendiğinin beyan edilmiş olması sebebiyle miktar itibariyle HMK m.200 vd. Hükümleri uyarınca yazılı deliller ile bu iddiasının ispatlanması gerekmektedir. Davacı taraf her ne kadar tanık dinletmek istediğini beyan etmiş ise de davalının tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmemesi sebebiyle somut olayda tanık dinlenmemiş, davacı tarafın yemin deliline dayanması sebebiyle yemin delili hatırlatılmış ise de mahkememizce verilen kesin süre içerisinde yemin delili kullanılmamıştır.
Mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan … Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/1425 Esas, 2020/1366 Karar Sayılı, 16/12/2020 Tarihli ” Davacı, dava konusu bononun kumar borcu nedeniyle düzenlenerek, davalıya verildiğini ve borcu bulunmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmıştır. … Uyuşmazlık, bononun kumar borcuna istinaden verilip verilmediği ve davacının borcu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir. HMK’ nın 201maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülebilecek her türlü iddianın senetle ispat zorunluluğu bulunmaktadır. Davalının açık muvafakati bulunmadığından somut olayda davacının tanık dinletemeyeceğinden, davacı yemin deliline dayanmadığından, dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.” şeklindeki gerekçeli ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2018/778 Esas, 2021/17 Karar Sayılı, 14/01/2021 Tarihli “… Davacının senetteki imzası itirazı bulunmamakta ; senetlerin davalı şirketin teşviki ve yönlendirmesi sonucu düzenlendiğini, lehdarı da tanımadığını ticari ilişkisinin bulunmadığını iddia etmektedir. Kambiyo senedi sebepten bağımsız, kök ilişkiden bağımsız ayrı bir kambiyo ilişkisi doğurur.Bu nedenle davacı yanın sebebie saike ve özellikle senette taraf olmayan üçüncü kişinin eylem ve işlemlerine yönelik iddialarının ancak kesin delille ispatı zorunludur. Senet miktarı gözetildiğinde tanık dinlenme imkanı bulunmadığından, ceza soruşturmasının da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanmış olması karşısında ; mahkemenin verdiği karar yerinde olup, esasa ilişkin istinaf başvuru gerekçeleri yerinde görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeli ilamı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/17710 Esas, 2015/6538 Karar Sayılı, 05.05.2015 Tarihli “… Dava, kumar borcu için boş olarak imzalattırılan takip konusu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı, takip konusu senette lehtar olup davacı-keşideciye verdiği borç para karşılığında işbu senedin imzalandığını ileri sürmüş, anılan senette ihdas nedeninin boş olduğu görülmüştür. Bono, mücerret bir borç ikrarıdır. O halde, bono borçlusunun ilk önce bonodaki borç ikrarının sebebinin kumar veya bahis olduğunu ispat etmesi gerekir; bu ise, HMK’nın 201. maddesi gereği tanıkla ispat edilemez. Ancak, senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Aksi halde, yani bononun kumar veya bahis borcu için düzenlendiği iddiasının tanıkla ispat edilebileceğinin kabulü durumunda, bono emniyeti kalmaz; her bononun, kumar veya bahis borcu için verildiği iddiası temin edilecek tanıklarla ispat edilerek iptali sağlanabilir. Bu durum ise, hem HMK’nın 201. maddesi hükmüne hem de bono emniyetine aykırı düşer. Somut olayda davacı dava konusu senedin düzenlenme nedeninin kumar borcu olduğunu iddia ettiğine göre, bu iddiasını belirtilen ilkeler çerçevesinde yazılı delille kanıtlaması gerektiği gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeli ilamları bir bütün olarak değerlendirildiğinde somut olay nezdinde davacının davasını yazılı deliller ile ispatlayamamış olduğu görülmekle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72. Maddesinin “… Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca davalının tazminat talebi bakımından inceleme yapıldığında davacının dava konusu yapılan…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından takibin tedbiren durdurulması yönündeki talebinin reddine karar verildiği ve bunun haricinde de dosya kapsamında verilmiş bir tedbir kararının bulunmadığı, işbu hali ile İİK m.72 hükmü uyarınca davalı lehine tazminata hükmedilmesini gerektirir yasal koşulların oluşmadığı, TMK m.2 hükmü uyarınca iyiniyetin varlığının asıl olduğu, davalı tarafından davacının kötüniyetli olduğu iddiasının ispatlanamadığı görülmekle davalının davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalının davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi isteminin reddine,
3-Alınması gerekli olan 269,80-TL karar ilam harcından başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 495,32-TL harcın mahsubu ile artan 225,52-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 18.401,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır