Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/299 Esas
KARAR NO : 2023/795
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı … Genel Müdürlüğünün diğer davalılar ile … … … Köyü/ Mahallesi … … Caddesi üzerinde 27.04.2020 tarihinde yapmış olduğu kazı çalışmaları esnasında davacı şirkete ait tesislerin hasara uğratıldığını ve buna ilişkin tutanak tutulması akabinde hasarın tamir ettirildiğini beyanla; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 69.289,79 TL zararın, hasar tarihi olan 27.04.2020 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür.
Davalı … ve … Şirketleri vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait alt yapı tesisatının hasara uğramasında müvekkili şirketlerin bir sorumluluğunun bulunmadığını, … tarafından kendilerine verilen çalışma düzeninde eksiksiz ve 3. Kişilere zarar vermeden çalışmalarını tamamladıklarını, davacı şirket tarafından tek taraflı olarak tutulan tutanağın içeriğini ve hasar miktarını kabul etmediklerini, davanın miktar itibariyle senetle ispat edilmesi gerektiğini, davacının tanık dinletme taleplerini muvafakat etmediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Yapı Şirketi vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çalışma esnasında gerçekleşen hasardan müvekkilin hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, tek taraflı düzenlenen söz konusu raporda imzası bulunan kişilerin tanık olarak dinletilmesi talebine de muvafakatlerinin olmadığını, davacı tarafından boruların ilgili mevzuat hükümlerine göre usulünce döşenip döşenmediğinin, gerekli uyarı, ve ikazların bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, hasar sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte davacının talep etmiş olduğu hasar bedelinin ve de bu bedele uygulanacak faizin hasar tarihinden itibaren tahsilinin istenmesinin kabulünün mümkün olmadığını, dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmaması sebebiyle müvekkilinin temerrüde düşmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davaya bakma görevinin idari yargıya ait olduğunu, müvekkilinin zararın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zarar ile idarenin eylem ve işleri arasında illiyet bağının bulunmadığını, zarar miktarı ve tazmin bedelinin dayandırılmış olduğu delillerin tek taraflı olduğunu, davacının davasını ispat edecek nitelikte delil sunamadığını, avacı tarafından boruların ilgili mevzuat hükümlerine göre usulünce döşenip döşenmediğinin, gerekli uyarı, ve ikazların bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, davanın miktar itibariyle senetle ispat edilmesi gerektiğini, davacının tanık dinletme taleplerini muvafakat etmediklerini, davacının talep etmiş olduğu hasar bedelinin ve de bu bedele uygulanacak faizin hasar tarihinden itibaren tahsilinin istenmesinin kabulünün mümkün olmadığını, dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmaması sebebiyle müvekkilinin temerrüde düşmediğini, yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğu üzere işçi, araç yakıt ve sair giderler müspet zarar kapsamında olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; Dava, davacıya ait telefon kablolarına ve altyapıya davalılar tarafından yapılan kazı sırasında zarar verildiğinden bahisle meydana gelen hasar bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda … … … Köyü Mah. … … Cad. Üzerinde 27.04.2020 tarihinde … yüklenici firması … – … İş Ortaklığı + … Yapı ekipleri tarafından yapılan altyapı kazı çalışmaları esnasında davacıya ait tesislerin hasara uğradığını, onarımının 69.289,79 – TL tuttuğunu beyanla işbu tutarın – fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla- hasar tarihi olan 27.04.2020 tarihinden itibaren T.C Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Haksız Fiillerden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanununun 49. Ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup 49. Maddenin “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
(2)Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemesi ve aynı kanunun Zararın ve kusurun ispatı başlıklı 50. Maddesinin “(1) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
(2)Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca bir haksız fiil sonucunda zarar görenin tazminat isteminde bulunabilmesi için ortada haksız fiilin bulunması, failin kusur olması, talepte bulunan şahısta zararın meydana gelmiş olması ve zarar ile fiil arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Eldeki dava bakımından davacının … … … Köyü Mah. … … Cad. Üzerinde bulunan altyapısına, kablolarına, davalıların yapmış olduğu çalışma esnasında zarar verildiğinin iddia edilmesi sebebiyle yargılama esnasında tarafların bildirmiş olduğu tanıklar dinlenilmiş, dosya kablolar alanında uzman elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle;
Davalı …’nin sorumluluk durumuna ilişkin hususta ise, (sayın mahkemenizin takdirlerinde olmak üzere), her ne kadar yüklenici davalılar ile aralarında içme suyu inşaatına ilişkin sözleşme (yukarıda) olması durumu sebebiyle, sorumluluk durumunun hukuki değerlendirmeyi gerektirmesi ve sayın mahkemenizin alanı olması sebebiyle, tarafımızca değerlendirme yapılamayacağı durumu olmakla birlikte, işveren sıfatıyla davalı …’nin, yüklenici tarafın yaptığı işlerin takip edilmesi, sözleşmeye uygun olup olmadığının denetlenmesi ve muhtemel risklere karşı iş ve işletme güvenliği bakımından gözetim sorumluluğunun olması gerektiği değerlendirmesi yapılsa bile, bu sorumluluk düzeyinin- oranının ne düzeyde olabileceği yönündeki hususun değerlendirmesinin sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğu,
Dosyada yer alan ve meydana gelen hasarlara ilişkin hasar bedeline ilişkin sunulan tablo(lar)da (yukarıda), malzeme ve işçilik bedellerinin ayrı ayrı verildiği,
Malzeme bedellerinin toplamının (H-5 ve H-12 tablolarının toplamı), 10.130,27 TL (9.623,74 TL+506,53 TL) ve işçilik bedellerinin toplamının 59.159, 52 TL (56.201,54 TL +2.957,98 TL) olduğu, her iki (malzeme ve işçilik) toplamın sonucunda, toplam hasar bedelinin 69.289,79 TL (10.130,27 TL + 59.159, 52 TL) olduğu,
Aynı güzergahta tek bir noktaya ilişkin hasarın giderilmediği, davacı şirketin yüklenicisi … şirketi tarafından, ilgili güzergah için düzenlenen ve kroki üzerinde de belirtilen 16 adet noktada meydana gelen hasar(lar)ın onarımının gerçekleştirildiği, dolayısıyla, bir çok noktada bu hasarın oluştuğu anlaşıldığından, ortaya çıkan hasar bedellerinin toplamının (69.289,79 TL), (malzeme ve işçilik) uygun olduğu, kadri maruf olarak değerlendirilebileceği,
Mahkememize bildirilmiştir.
Dinlenen tanık beyanları, bilirkişi raporu, dosyaya celp edilen evraklar, davalıların cevapları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı … tarafından altyapı kazı çalışmaları işinin diğer davalılara verildiği, meydana gelen zararın davacı tarafından önlemesi ihtimalinin bulunmadığı, davalıların meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmış olup mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette bulunan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/1110 Esas, 2021/2072 Karar Sayılı, 01/11/2021 Tarihli “… Uyuşmazlık, davacıya ait telefon kablosuna davalı tarafından yapılan kazı sırasında zarar verildiğinden bahisle zarar vermek eyleminden kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir.
… Somut olayda, olay tarihinde davalı tarafın kanal arızası ihbarı üzerine olay yerinde kazı yaptıkları bu sırada içme suyu borusunun patladığı boruya tapa takıldığı,tekrar tapanın atmaması için demir bir boruyu kepçenin arka tarafı ile çaktıkları sırada davacı şirkete ait kablolara zarar verildiği, dinlenen tanık beyanları, mahallinde düzenlenen tutanak içeriği ile sabit olduğuna göre; davacının bu zararı önlemek için alabileceği bir tedbir olmadığından davacının maddi zararından davalının sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin anılan hususlara yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir.” şeklindeki gerekçeli ilamı ve … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar Sayılı, 20/06/2022 Tarihli “Dava; Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davalılar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davalı … kendi görev kapsamı içinde kalan işi diğer davalıya ihale etmiş olup işin sözleşme ve mevzuata uygun yapılıp yapılmadığının denetim, hakkı, yetkisi ve sorumluluğu iş sahibi olan …’dedir. Meydana gelen zarardan davalı …’nin işin denetim sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Davalılar arasında akdedilen sözleşmeye göre tüm sorumluluğun yükleniciye bırakılması sözleşmenin nispiliği uyarınca sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişi konumundaki davacıya karşı ileri sürülemez. TBK m 61 uyarınca birden çok kişi aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Bu çerçevede davalı …’nin husumet itirazı yerinde değildir.
Dosya kapsamından; dava konusu yerde davalı …’nin sözleşme kapsamında inşaat işi yaptırdığı, davaya konu hasarların meydana geldiği tarihler, hasarların mahiyeti, ve yeri dikkate alındığında davalılar arasında akdedilen sözleşme tarihi ve sözleşmeye göre yapılacak kazı sahası içerisinde kaldığı, hasarın ancak kazı ile meydana gelebileceği , söz konusu tarih aralığında davalıların hasar meydana gelen sahada kazı çalışması yaptıkları, davalılar dışında başkaları tarafından kazı çalışması yapıldığının ileri sürülmediği anlaşılmakla dava konusu edilen hasarın davalılar tarafından meydana getirildiği anlaşılmıştır. Yer altından geçen boru hattının zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı kurumun özel hukuk tüzel kişisi olduğu, zararın davacı telekom işçileri tarafından giderilmediği, hasarın başka firmaya bedeli mukabilinde yaptırıldığı anlaşılmakla hasar bedelinin gerçek zarar dikkate alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
TBK M. 90 uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davalı … TTK m 16/1 uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır.” şeklindeki gerekçeli ilamı bir bütün olarak incelendiğinde tarafların tacir olmaları ve meydana gelen zararın ticari işletmeleri sebebiyle doğmuş olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacının 69.289,79 TL maddi zararın, hasar tarihi olan 27.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 69.289,79 TL maddi zararın, hasar tarihi olan 27.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli olan 4.733,19-TL karar ilam harcından dava açılırken başlangıçta peşin olarak alınan 1.183,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 3.549,89-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 1.275,50-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 499,25-TL, bilirkişi ücreti: 1.800,00TL olmak üzere toplam: 3.574,75-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.