Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/284 E. 2023/168 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/284 Esas
KARAR NO : 2023/168
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle Müvekkili ile davalı arasında taşeronluk sözleşmesi uyarınca alt işverenlik ilişkisi kurulduğunu, davalı ile müvekkili vakıf tarafından yaptırılarak Milli Eğitim Bakanlığına teslim edilecek … Meslek Lisesi inşaatı konusunda anlaşma sağladığını, aralarında taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, davalı işçilerin müvekkili Vakıf bünyesindeki fakat davalı … Mühendisliğe ait iş yerinde çalıştığını, davalı … Mühendislikin müvekkili vakfın alt sicilinde çalışan işçilerin 2011-2015 yılları arasındaki SGK ve işsizlik primlerinin bir kısmını ödemediği için asıl işveren olan müvekkili vakfa gecikme cezası, zammı ve idari para cezası kesildiğini, müvekkili, davalının primleri ödemediğini SGK tarafından kendisine yapılan ödeme emri tebliği ile öğrendiğini, müvekkili asıl işveren sıfatını taşısa da alt işverenlik uyarınca inşaatta çalışan işçilerin sgk pirim ödemelerinden davalının sorumlu olduğunu, davalının sorumlu olduğu fakat müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalan SGK primleri, gecikme cezası, zammı, idari para cezasının davalıdan tahsiline yönelik başlattıkları takipi davalının haksız itirazı nedeniyle durduğu ve takibin devamı için itirazın iptali gerektiğini beyanla; davanın kabul edilerek … İcra Dairesi 2019/… E. Numaralı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı taraf arasında var olan sözleşme kapsamında müvekkili gerek davacı şirkete karşı gerekse kamuya karşı tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, dava dilekçesinde hangi tarihli ve hangi çalışana ilişkin ödemelerin yapılmadığı izah edilmediğini, taraflar arasında … Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/… Esas sayılı dosyasında da dava derdest olduğunu, Bu davanın konusunun müvekkili şirketin davacı vakıftan olan alacağının iddiası olduğunu, iddia edilen hususları kabul etmediklerini, yapılan işlemlerin haksız ve kötüniyetli olduğunu beyanla; davanın reddini ve açıkça kötüniyetle yapılan işlemler olması karşısında %20 oranında kötüniyet tazminatını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Dava taraflar arasında yapılan taşeronluk sözleşmesi uyarınca dava dışı işçilerin SGK ve işsizlik primlerinin bir kısmını ödemediği için kesilen idari para cezasının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
… İş. Mahkemesinin 2022/… Esas, 2022/… Karar sayılı ve 16/02/2022 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin 2022/… Esasına kaydedilmiştir.
Deliller: Dosya içeriği, Bilirkişi incelemesi,
Mahkememiz dosyasından 16/01/2023 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Raporda:
Dava dosyasında yer alan belgelere göre, davacının Halkalı Mah … Pafta adresinde özel bina inşaatı açmak üzere işyeri dosyası tescilinin yapıldığı, işyerinin 4.1.2006 tarihinde özel bina inşaatı olarak 5510 sayılı Kanun kapsamında işyeri olarak tescilinin bulunduğu, işyerinin SGK … Sosyal Güvenlik Merkezinde … işyeri sicil numarasında işlem gördüğü, davacı işveren ile davalı işveren tarafından alt işverenlik ilişkisi kurulduğu, bu ilişkiye bağlı olarak davalının, davacının işyeri dosyası altında 1 alt numara ile alt işveren dosyasının tescilinin yapıldığı, davalının 11.5.2006-31.10.2014 tarihleri arasında, çalıştırdığı sigortalıların bildirimlerini alt işveren sıfatı ile davacıya ait işyerinden bildirdiği anlaşılmıştır.
Dava dosyasında yer alan belgelere göre, davalı alt işverenin SGK’ya ödemekle yükümlü bulunduğu 2011/7-2014/10.aylara ait prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borcu ile 2015/9.aya ait idari para cezası prim borcunu ödemediği, bu borçların 5510 sayılı Kanun gereği müşterek ve müteselsil sorumluluk nedeniyle davacı asıl işveren tarafından ödendiği anlaşılmıştır.
Dava dosyasında yer alan belgelere göre, davacı asıl işverenin 12.9.2019 tarihine göre 40.347,19 TL asıl alacak hesabı yaparak 12.9.2019 tarihi itibariyle güncel borcun 47.067,78 TL olduğu belirtilerek ilamsız takipte ödeme emri düzenlemek suretiyle … İcra Müdürlüğünde 2019/… Esas numarası ile takip ettiği, davacının itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
5510 sayılı Kanunun 11’inci maddesi hükmüne göre, Alt işveren, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla, Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildirir.
5510 sayılı Kanunun 12’inci maddesi hükmüne göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.
5510 sayılı Kanunun 88’inci maddesi hükmüne göre, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler/alt işverenler, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma ödemekle yükümlüdür. Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Dava dosyasında yer alan belgelere göre, davalı alt işverenin asıl işveren işyerinde çalıştırdığı ve sigortalılık bildirimi yaptığı sigortalılara ait prim borçlarını yasal süre içerisinde SGK’ya ödemediği, davacının asıl işveren olması hasebiyle müşterek ve müteselsil sorumluluk gereği SGK tarafından icra yoluyla kendisine yöneltilen asıl işverene ait prim borçlarını ödediği, ödediği tutarları alt işverenden talep etme hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
Sosyal güvenlik hukukunda sorumluluğun müteselsil olması Sosyal Güvenlik Kurumuna, sigorta prim alacakları için müteselsilen sorumlu tutulan kişilerden dilediğine müracaat edebilme imkanı vermektedir.
Müteselsil borçlulukta, borçlular arasındaki iç ilişkiden bahsedilen borçluların ödenmiş olan borçtan kesin olarak ne oranda sorumlu olacağıdır. Başka bir ifadeyle alacaklı tatmin edildikten sonra müteselsil borçlulardan her birinin borçtan ne oranda sorumlu olacakları iç ilişkiye göre tespit edilir.
İfada bulunan müteselsil borçlu, diğer borçluların alacaklı karşısındaki sorumluluklarını sona erdirse de kendi payından fazla ifada bulunan borçlunun ifa yükünün tüm borçlular arasında paylaşılması gerekmektedir. Doktrinde iç ilişki “rücu hakkı” olarak adlandırılmış olup, TBK m. 167/2’ de, “Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. Müteselsil sorumluluk kavramı içerisinde yer alan iç ilişki, borçlular arasında tazminatın adil bir şekilde paylaşımını hedeflemektedir.
Alacaklıyı tatmin ederek payından fazla ifada bulunan borçlunun, ifa ettiği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı, müteselsil borçlular arasında kanundan doğan bir rücu hakkı olarak adlandırılır. Müteselsil borçluya tanınan ve TBK m. 167/2’ de hükme bağlanan rücu hakkı, rücu alacaklısı bakımından bir talep hakkı oluştururken, rücu borçlusu bakımından ise bir borç doğurur. Rücu hakkı sahibinin bu talebi, rücu alacaklısının malvarlığında oluşan azalmanın giderilmesine ilişkindir. Böylece dış ilişkide alacaklının zararın tamamının tek bir borçludan talep etmesiyle oluşan hakkaniyete aykırı durumun rücu yoluyla giderilmesi sağlanmaktadır.
Davalı alt işverenin ödemekle yükümlü bulunduğu prim borcunu 5510 sayılı Kanunda yer alan müşterek ve müteselsil sorumluluk nedeniyle SGK’ya ödeyen asıl işveren davacının ödediği bu tutarları Türk Borçlar Kanunu hükmü gereği davalı alt işverenden talep etme hakkı bulunmaktadır.
Davalı alt işverenin SGK’ya ödemekle yükümlüğü bulunduğu prim borcunu ödememesi nedeniyle, 5510 sayılı Kanunda yer alan müşterek ve müteselsil sorumluluk nedeniyle davacı asıl işverenin SGK’ya ödediği 35.323,97 TL tutarlı prim borcu ödemesinde bulunması nedeniyle ilamsız takibe geçilen 12.09.2019 tarihine göre davacının davalıdan talep edebileceği asıl alacak tutarının 35.323,97 TL ve yasal faiz tutarının 5.023,13 TL olmak üzere toplamda alacağı tutarın 40.347,10 TL olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmekle, bilirkişi raporunun denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu göz önüne alınarak davanın kabulüne, davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin 40.347,10 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 35.323,97 TL asıl alacak için yasal faiz uygulanmasına,8.069,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulüne, … İcra Dairesi 2019/… Esas sayılı dosyaya davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin 40.347,10 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 35.323,97 TL asıl alacak için yasal faiz uygulanmasına,
2-8.069,42 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.756,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 487,29 TL harcın düşümü ile eksik kalan 2.268,83 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ( 487,29 TL peşin harç + ilk masraf 62,20 TL + bilirkişi ücreti 4.000,00 TL + 162,25 TL posta masrafı ) toplam 4.711,74 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır