Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/274 E. 2022/316 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/274 Esas
KARAR NO : 2022/316
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde ; müvekkili kurumun İşsizlik Sigortası Fonu (Fon) Devlet İç Borçlanma Senetlerinin (DİBS) 29/06/2012 tarihi itibari ile , … (…) nezdinde hak sahibi adına izlenmeye karar verildiğini, bu işlemle birlikte … tarifesi doğrultusunda komisyon alınacağını ve ikincil piyasalarda yapılan işlemlerden de masraf alınacağının bildirildiğini, bunun üzerine, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunun 53 üncü maddesi dikkate alınarak fondan kesinti yapılması hususunun yeniden değerlendirilmesi yönünde davalı ile yapılan yazışmalar yapıldığını, davalı kuruluşun yönetim kurulunun 02/07/2012 tarihli toplantısında 4447 sayılı Kanun çerçevesinde kurulmuş olan … hesaplarına ilişkin fonun üstlendiği kamusal fonksiyon dikkate alındığını, herhangi bir komisyon tahhakkuku yapılmamasının kararlaştırıldığını ve söz konusu karar …tarafından onaylandığını ve müvekkili kuruma bildirildiğini, ancak 13/10/2017 tarihinde müvekkili kurumun … hesaplarından kesinti yapılması üzerine yazışmalar yaptığını, davalı Kuruluştan alınan 18/09/2017 tarih ve 5097 sayılı yazı ile söz konusu muafiyetin Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü ve Sermaye Piyasası Kurulunun onayı üzerine 14/09/2017 tarihi itibariyle kaldırıldığını ve mevcut ücret tarifesi doğrultusunda ücretlendirme yapılacağının öğrenildiğini, 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin dördüncü fıkrası; “bu fon bütçe kapsamı dışında olup, gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti yapılamaz ve genel bütçeye gelir kaydedilemez .” şeklinde, aynı maddenin beşinci fıkrası ise; “ Fon 26.5.1927 tarihli ve 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununa tabi değildir. Fon gelirleri ile bu gelirlerle alınan mallar Kuruma aittir. Kurumun malları 9.6.1932 tarikli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu bakımından Devlet malı hükmünde olup, alacakları da Devlet alacağı derecesinde ayrıcalıklıdır. Fon, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu muafiyetin, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak vergi kesintilerine şümulü yoktur.” şeklinde düzenlermiş olduğunu, fon’un gelirlerinden vergi kesintisi hariç hiçbir kesinti yapılamayacağının kanunda açıkça düzenlenmiş olduğunu ancak davalı tarafından müvekkiline ait fon hesaplarından kesinti yapılmasının açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğini ancak İşsizlik Sigortası Fonunun davalı nezdindeki işlemlerine tahakkuk ettirilen komisyon ve masraf kesintilerinin hukuki dayanağının söz konusu Kuruluş yapısı ile iş ve işlemlerinin düzenlendiği “…nun Kuruluş, Faaliyet, Çalışma Ve Denetim Esasları Hakkında Yönetmelik” ve bu yönetmeliğe dayanılarak hazırlanan … Ücret Tarifesinin ilgili maddeleri olduğunu söz konusu düzenlemelerin normlar hiyerarşisi kapsamında 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesine aykırılık teşkil ettiğini, 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde İşsizlik Sigortası Fon gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir kesintinin yapılamayacağının açıkça düzenlenmiş olduğunu ancak davalı tarafından kanuna aykırı olarak kesintiler yapıldığını, müvekkili tarafından gönderilen ihtarnamelere rağmen İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerini doğrudan masraf ve komisyon kesintisi yapılmaya devam edildiğini, müvekkili kurumca gönderilen ihtarnamelere karşı davalı tarafından cevap verildiğini, kuruluş üyesi olan banıka aracılığı ile hizmet bedeli alındığını, kuruluş üyesi banka ile kurumları arasındaki anlaşma ile söz konusu hizmet bedelinin müvekkili kuruma yansıtılmamasının sağlanabileceğinin iddia edildiğini ancak bankanın söz konusu kesintileri yapma ya da yapmama gibi bir yetki ya da inisiyatifinin olmadığının, bankaya getirilen bu yükümlülüğün davalının mevzuatından Kaynaklandığını ve İşsizlik Sigorta Fonuna daha önce muafiyet şağlayan kuruluşun da, bu muafiyeti kaldıran kuruluşun da davalı olduğunu, 03/07/2017 tarihli … Ücret Tarifesi’nin ‘Genel Esaslar” Bölümü’nün 10 ve 11 inci maddeleri ile … kentsel dönüşüm projelerinde gayrimenkul sertifikası ihraç eden kurumlar, … A.Ş., Fon ve Şirketin kuracağı varlık kiralama Şşirketleri davalı tarafından alınan hizmet bedelinden muaf tutulduğunu, dava konusu kesintilerden muaf tutma yetki ve inisiyatifin bankada değil, davalı nezdinde olduğunu, 31/05/2012 tarih ve 6322 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi ile 4447 sayılı Kanunun 49uncu maddesinin 9 uncu fıkrası yürürlükten kaldırıldığını ve aynı kanunun 27 nci maddesiyle 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasında yer alan “gelirlerinden” ibaresinden sonra gelmek üzere “vergi kesintileri hariç” ibaresi eklendiğini, 4447 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin mülga olan 9 uncu fıkrası “İşsizlik sigortası gelirleri vergiye tabi olmadığını, bu gelirlerden hiçbir vergi, resim ve harç kesintisi yapılamaz.” şeklinde, 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası değişiklik yapılmadan önce ; “Bufon bütçe kapsamı dışında olup, gelirlerinden hiç bir şekilde kesinti yapılamaz ve Genel Bütçeye gelir kaydedilemez.” şeklinde düzenlendiğini, ilgili kanun maddelerinde yapılan değişikliklerden önce İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerinden, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun geçici 67 nci maddesinin 4 üncü fıkrası ile Kanunun 75 inci maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca mevduat faizi elde edenlere yapılacak ödemelerden 44 15 oranında tevkifat yapılacağı düzenlemesi uyarınca yapıları gelir vergisi kesintileri sebebiyle müvekkili kurumca Vergi Mahkemeleri nezdinde açılan davaların müvekkili kurum lehine sonuçlandığını, kurum aleyhine sonuçlananların tamamında ise esasa girilmeksizin sadece usul hükümleri nedeni ile davanın ret edildiğini, söz konusu davalarda, “Genel Kanun ile özel kanunun çeliştiği durumlarda, özel kanunun uygulanması…. 4447 sayılı kanunun 53 üncü maddesinin anılan hükmüyle davacı kuruma vergisel muafiyet sağlayan bir özel kanun niteliğindedir… ” denildiğini, işsizlik sigortası fonu gelirlerinden hiçbir kesinti yapılamayacağına hükmedilmiş olduğunu, söz konusu davalarda verilen kararların bir kısmı mevzuat değişikliği öncesinde kesinleştiğini , bir kısmının ise yargılama süreci içinde 31/05/2012 tarih ve 6322 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle 4447 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasında yer alan “gelirlerinden” ibaresinden sonra gelmek üzere “vergi kesintileri hariç” ibaresi eklenmesine dair mevzuat değişikliği yapılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğunu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 53 üricü maddesinde Fonun gelir ve giderleri tek tek sayılmak suretiyle belirlenmiş, fonun kaynaklarının korunması amacıyla gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti yapılamayacağı düzenlenmiş olduğunu ve yapılan düzenlemeler ile Fondan herhangi bir gider/kayıp/eksilme olmamasının amaçlandığını, dava tarafın Yönetim Kurulu’nun 02/07/2012 tarihli toplantısında …un üstlendiği kamusal fonksiyon dikkate alınarak , fondan farklı kalemler altında milyonlarca kişiye ödeme yapıldığını ve gelir desteği sağlandığını, işsizlik sigortası fonu’nun kaynaklarının tamamının , kamusal nitelikte veya kamu yararı gözetilerek yapılan/yapılacak ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik yatırımlarda kullanıldığını ve buna bağlı olarak Fonun kaynaklarının piyasa şartlarında değerlendirilerek güçlendirildiğini, fonun kuruluş amacına yönelik faaliyetlerin artması ve dolayısıyla ekonomik kalkınmanın güçlenmesi anlamına geldiğini, fon kaynaklarının piyasa şartlarında değerlendirilmesinde ticari bir kaygı güdülmediğini, aksine sosyal devlet anlayışının gelişmesine katkı sağlanmasının amaçlandığını, bu nedenle fon portföyünde bulunan DİBS’lerin hukuki statüsünde ve müvekkili kurum nezdinde yapıları işlemler ile ikincil piyasalarda gerçekleştirilen alım satım işlemleri nedeniyle komisyon ve masraf tahakkuk ettirilerek kesinti yapılması Fonun kuruluş amacı ile de bağdaşmadığını, ancak fonun kuruluş kanunu olan 4447 Sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Kanunun gerektirdiği görev ve hizmetler için mali kaynak sağlamak, piyasa şartlarında kaynakları değerlendirmek Kanunun öngörülerde bulunmak üzere “İşsizlik Sigortası Fonu” kurulduğunu, fon, Kurum Yönetim Kurulunun kararları çerçevesinde işletilir ve yönetilir.” hükmünün bulunduğunu, fonun gelirleri; işsizlik sigortası primleri, primlerden elde edilen kazanç ve iratlar, devletçe sağlanacak katkılar, bu kanun gereğince sigortalı ve işverenlerden alınacak ceza, gecikme zammı ve faizlerden oluştuğunu, fon’un işleyişine ve yapılan ödemlerin tamamen kamusal menfaatin ön planda olduğunu, işsizlik sigortasının pasif gelirlerin başında geldiğini, pandemi sebebiyle işçi ve işverenlere yapılan ödemelerle ülke ekonomisini 40 milyar dolar katkı sağlandığını, yaşanan pandemi süreci fon hesaplarından herhangi bir ad altında hiçbir kesintinin (yapılan kanuni düzenleme nedeniyle vergi kesintisi hariç) yapılmaması gerektiğini, fonun işçinin parası ve hakkı olduğunu, İşsizlik Sigortası Fonunun işçinin ve ülke ekonomisinin bir sigortası olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, ülkelerin işsizliğin sonuçlarını giderici, geçici gelir kayıplarını tazmin edici politikalar uygulamak zorunda olduklarını, politikaların temel araçlarından birisi de işsizlik sigortası olduğunu, işsizlik sigortasının bir çok potansiyel faydasının olduğunu, 03/07/2017 tarihli … Ücret Tarifesi’nin “Genel Esaslar’ Bölümü’nün 10 ve 11 inci maddelerinde; “10. TOKİ, İller Bankası ve kentsel dönüşüm projelerinde gayrimenkul sertifikası ihraç eden kurumlardan herhangi bir ücret alınamayacağı, 11. Türkiye … A.Ş., Fon ve Şirketin kuracağı varlık kiralama şirketlerinden ihraççı üye olarak yapacağı işlemler nedeniyle ihraç, ihraç hizmetleri ve üyelik ücreti alınmaz.” hükümlerine yer verildiğini, , davalı Kuruluş tarafından kamusal hizmet veren … , nu ücret ödemeden muaf tutulmasına rağmen aynı nitelikte olan … ndan Kanunun açık hükmüne rağmen ücret kesintisi yapıldığı , …nun Kuruluş, Faaliyet, Çalışma ve Denetim Esasları Hakkında Yönetmeliğinin “Faaliyet ilke ve esasları” başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin; “…’nin faaliyetleri sırasında aşağıda yer verilen ilkelere uyması zorunludur: Hizmetlerin ücretlendirilmesinde adil davranmak.” hükmüne de açıkça aykırı davranıldığının, 4447 sayılı Kanunda Fondan vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti yapılamayacağına dair açık hükmün açık olduğunu ancak , kanuna aykırı olarak … portföyünde bulunan DİBS’lerin hukuki statüsünde ve davalı nezdinde yapılan işlemler ile ikincil piyasalarda gerçekleştirilen alım satım işlemleri nedeniyle komisyon ve masraf tahakkuk ettirilerek İşsizlik Sigortası Fonunun; dava dilekçesinde dökümü yapılan bedellerin kesinti yapıldığını, … portföyünde bulunan DİBS’lerin hukuki statüsünde ve davalı nezdinde yapılan işlemler ile ikincil piyasalarda gerçekleştirilen alım satım işlemleri nedeniyle … nun … hesaplarından komisyon ve masraf tahakkuk ettirilerek yapılan toplam 6.709.718,72-TL kesinti bedelinin her bir kesinti bedeli için kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı tarafa tebliğ edilmemiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 05/03/2020 tarih 2020/… Esas 2020/… Karar nolu ilamında; “Görev, kamu düzenine ilişkin olup, davanın her safhasında re’sen gözetilir. 6102 sayılı TTK’nun 6335 sayılı Kanunla değişik 5. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK 4/1-a maddesine göre “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır”
TTK 4.f maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara ,diğer kredi kuruluşlarına,finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ait düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olduğu açıklanmıştır. TTK 5(1)maddesinde de dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevli kılınmıştır.
MerkezîKayıt Kuruluşu 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 81.madde de düzenlenmiş olup;(1) “Merkezî Kayıt Kuruluşu, sermaye piyasası araçlarının kaydileştirilmesine ilişkin işlemleri gerçekleştirmek, kaydileştirilen bu araçları ve bunlara bağlı hakları, elektronik ortamda, üyeler ve hak sahipleri itibarıyla kayden izlemek, bu araçların merkezî saklamasını yapmak üzere kurulmuş, özel hukuk tüzel kişiliğini haiz anonim şirkettir.”
(2) …’nın kuruluş, faaliyet, üyelik, çalışma ve denetim esasları, gelirleri ve kâr payı dağıtım esasları Kurul tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.” olarak tanımlanmıştır.
Buna göre somut uyuşmazlıkta davalı … da düzenlenmiş ve kurulun denetiminde olan AŞ yapısında finansal bir kurum olduğu ve uyuşmazlığın da davacının portföyünde bulunan … ler nedeniyle sermaye piyasalarında yapılan işlemler nedeniyle yapılan kesintilerden kaynaklandığından davanın TTK 4-f maddesi kapsamında mutlak ticari dava olduğu ve davaya bakmakta asliye ticaret mahkemeleri görevli bulunduğundan davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, hükümde bir isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verildiği görülmüştür.
Kararda belirtildiği üzere “MerkezîKayıt Kuruluşu 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 81.madde de düzenlenmiş olup;(1) “Merkezî Kayıt Kuruluşu, sermaye piyasası araçlarının kaydileştirilmesine ilişkin işlemleri gerçekleştirmek, kaydileştirilen bu araçları ve bunlara bağlı hakları, elektronik ortamda, üyeler ve hak sahipleri itibarıyla kayden izlemek, bu araçların merkezî saklamasını yapmak üzere kurulmuş, özel hukuk tüzel kişiliğini haiz anonim şirkettir.” denildiği,
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin , İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1227-1228-1229-1230-1231-1232-1233-1234-1235-1236 sayılı kararları ile “13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç
verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde
düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve
Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri,
Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlar Hakkında Kanun’dan,
Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari
nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerler de 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8
numaralı, f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9
numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı, b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı, d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı,
e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8 numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve
9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına) ” aynı kararda yine ” Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr
Mahkemeler ve Hâkimliklere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava, iş ve başvuruların
ise anılan ihtisas mahkemeleri ve hâkimliklere tevzi edilmesine” denildiğini, yukarıda belirtilen Hakimler ve Savcılar Kurulu kararına göre söz konusu davanın 15/04/2022 tarihinde açıldığı dikkate alınarak, dosyanın İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Dosyamızın niteliği itibari ile İstanbul 6,7,8 ve 9 nolu Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere dosyanın İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi bürosuna gönderilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır