Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/261 E. 2022/780 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/261 Esas
KARAR NO : 2022/780
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 11/04/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin … plakalı … 2004 model … tipi aracı, 10.01.2011 tarihinde Şanlıurfa’da bir galeriden satın aldığını, bahsedilen araç ile 24.01.2011 tarihinde, … istikametinden … istikametine, yanında yolcu olarak … bulunduğu halde seyir halindeyken takla atıp devrilmesi neticesinde tek taraflı ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda … vefat etmiş, müvekkil yanındaki yolcular da yaralanmış olduklarını, yaralanan yolcular ifadelerinde davacı müvekkilden şikayetçi olmadıklarını belirttiklerini, fakat müteveffa … kardeşi … müvekkilden şikayetçi olduğunu, müvekkilinin olaya ilişkin açılan davada … Asliye Ceza Mahkemesi 2011/… Esas sayılı dosyası kapsamında yargılanmış olduğunu, yargılama sonucunda, trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkilin bir kusurunun olmadığı sonucuna varılmış ve beraat kararı verildiğini, dava dışı … ve müteveffa … ‘nin kardeşi … 2019 yılında, davalı …ndan tazminat talebinde bulunduğunu, …’nın ise 18.12.2012 tarihinde ticari hayatında aktif bir şekilde yer alan … Sigorta’ya rücu etmek yerine müvekkili aleyhinde icra takibine başlayarak 25.10.2019 tarihinden itibaren maaşına haciz koydurmuş olduğunu, müvekkilinin satın aldığı araç satılmadan önce …San. Ve Tic. Ltd. Şti.ne ait olup trafik sigortası 12.10.2010 tarihinde, … Sigortaya yaptırılmış olduğunu, … Sigorta da 2014 yılında unvanını … Sigorta olarak değiştirmiş olduğunu, görüldüğü üzere unvan değişikliği öncesinde ve kaza sırasında ticari hayatta aktif olarak yer alan … Sigorta Şirketi’ne başvuruda bulunmadan haksız olarak müvekkile rücu edilmiş olduğunu, kaza tarihinde yürürlükte olan KTK md. 94 hükmüne göre, sigortalı motorlu aracın işletenlerinin değişmesi halinde devreden işletene, onbeş gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorunluluğu getirilmiş olduğunu, böyle bir durumda, yeni işletenle sigorta sözleşmesinin devam ettirilip ettirilmeme konusunda takdir hakkı sigortacıya bırakılmış olup, sigortacının durumun kendisine bildirilmesinden itibaren yine onbeş gün içinde ZMMS sözleşmesini feshedebilme imkanına sahip olduğu hükme bağlanmış olduğunu, yine aynı madde hükmüyle sigorta sözleşmesinin, sigortacı tarafından fesih tarihinden on beş gün sonrasına kadar devam edeceği; bir başka anlatımla, sigorta sözleşmesinden doğan güvencenin fesihle sona ermeyip on beş gün daha devam edeceğinin kabul edildiğini, müvekkilinin aracı aldığı tarihin 10.01.2011, kaza tarihinin ise 24.01.2011 olduğunu, görüldüğü üzere sigorta sözleşmesinin geçerliliğini koruduğu 15 günlük süre dilimi içerisinde kaza meydana gelmiş olduğunu, her ne kadar satın alınan aracın plakası değiştirilmişse de bu durumun sigorta sözleşmesini etkilemeyeceğini, sigorta sözleşmesi için önemli olan şasi numarası ve motor numarası olduğunu, bu sebeple, aracın devrinden sonra 15 gün için geçerli olan sigorta sözleşmesi kazanın meydana geldiği tarihte de geçerli olduğunu, kaza tarihinden sonra da sigorta poliçesi iptal ettirilmemiş olup sözleşmenin 12.10.2011 tarihine kadar devam etmiş olduğunu, … Sigorta, 06.03.2014 tarihinde unvanını … Sigorta olarak değiştirmiş ve … Sigorta da Başbakan Yardımcılığı Makamının 07.08.2015 tarih ve 24316 sayılı onayları ile, mali bünye zafiyeti içerisinde bulunan … Sigorta A.Ş.’nin tüm branşlardaki ruhsatları Hazine Müsteşarlığınca iptal edilmiş ve yönetimi …’na devredilmişse de 29355 Sayılı Yönetmelikte sigortacının ancak tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise sigortalıya rücu edebileceği kabul edilmiş olduğunu, müvekkilin kusursuz olduğu ATK raporu ile sabit olduğunu beyanla … İcra Dairesinin 2012/… Esas sayılı icra dosyasından konulan haciz nedeniyle müvekkilin maaşından kesilerek icra dosyasına ödenen bedelin istirdadına ve ödenmeyen kısım için müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, … İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkilin, davalıya borçlu olmadığının tespitine, her iki icra dosyasındaki alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: uyuşmazlık konusu edilen trafik kazasına konu alacak ve buna bağlı menfi tespit istemi ticari bir alacaktan kaynaklanmadığı için Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekirken Asliye Ticaret mahkemesinde açılmasının hatalı olduğunu, du sebeple davanın iş bölümü yönünden reddi gerektiğini, trafik kazası Hakkari ili … ilçesin … yolunda vuku bulduğunu, bu kazadan dolayı müvekkil kurum tarafından yapılan ödemeler üzerine halaefiyet ilkesi gereğince araç maliki ve sürücüsüne … ili ve … ilçesinde iki ayrı takip açılarak rücu işlemlerine başlandığını, kaza yeri ve sürücünün … ikametgahı düşünüldüğünde huzurdaki dava, yetkisiz mahkemede açılmış olup reddi gerektiğini, lazanın meydana geldiği tarihte söz konusu … plakalı aracın geçerli bir Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmamadığını, nitekim kazanın meydana geldiği tarihte satıştan sonra poliçenin geçerlilik süresi 10 gün olduğunu, zeyil işlemi 13.01.2011 yılında yapıldığını, Hatta zeyile göre 20.01.2011 tarihinde poliçe geçerliliğinin bittiğini, bu nedenle yeni malikin sorumluluğu devam etmekte olduğundan davacının haksız va hukuka aykırı açmış olduğu bu davanın reddi gerektiğini, davacı borçlunun haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile müvekkilin her iki icra dosyasından da alacaklı olduğunun tespitine,
İİK m.72/4 uyarınca, müvekkilin alacağının geciktirilmesi sebebiyle davacı borçlunun alacağın % 20’sinden aşağıda olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve yasal vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava davacıya ait araçla meydana gelen kaza neticesinde 3. Kişinin zararının … tarafından ödenmesinden sonra araç işleteni olarak davacıdan rücuen tahsil edilen tazminatın iadesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davacı tarafça ödenen bedelin iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve mahkememizin görevli olup olmadığı noktalarındadır.
Mahkemenin görevine ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır. Ayrıca mahkemenin görevli olması 6100 sayılı kanunun 114/1-c maddesi ile dava şartları arasında sayılmış olup, aynı kanunun 115/2. Maddesinde mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar vereceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi ile dava konusunu değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. TTK’nın 4. maddesinde nelerin ticari dava olduğu açıklanmıştır. Buna göre hükümde sayılan dava ve işlerin yanı sıra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar da ticari davadır.
Dava, alacak haksız fiilden kaynaklanmakta olup, benzer konuda verilen Yargıtay … Hukuk Dairesi 2021/… esas- 2021/… karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, uyuşmazlık TTK’da zikredilen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)