Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/218 E. 2023/206 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/218 Esas
KARAR NO :2023/206

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/03/2022
KARAR TARİHİ:21/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile asıl borçlu arasında cari hesap ilişkisi şeklinde ticari ilişki doğrultusunda, davacı tarafından üretilen ürünlerin davalı tarafından https://…/ internet sitesi üzerinden satıldığını, davalıya fatura edilen ürünlerin, davalının internet sitesi üzerinden alışveriş yapan müşterilerine davacı tarafından kargo aracılığıyla teslim edildiğini, davalı adına keşide edilen faturaların tamamının davalıya tebliğ edilmiş ve faturaların içeriği herhangi bir itirazda bulunulmamış ve kesinleşmiş olduğunu, müvekkilinin bu şekilde sattığı ürünler için davalı tarafından ödeme yapılmayınca öncelikle … 1. Noterliği’nin 13.12.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek 55.617,42 TL tutarındaki alacağın ödenmesinin talep edilmiş olduğunu, bu esnada davalıya keşide edilen 880,20 TL tutarındaki faturanın iade edilmesi nedeniyle alacak tutarının 54.737,22 TL’ye düşmüş olduğunu, borçlarını vadesinde ödemeyince davalıya bu kez de … 1. Noterliği’nin 03.02.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek cari hesabın kat edilmiş olduğunu, verilen 3 günlük sürede 54.737,22 TL ana para alacağı ödenmeyince, müvekkilince …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında ilamsız icra takibine başlandığını, söz konusu takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptalini, davalı aleyhine yüzde %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; davacının delillerini sunması gerektiği halde dava dilekçesi içinde, davaya konu olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve delil sunmadığını, davalı şirketin vadeli, sat-öde (satıştan ödemeli), konsinye ve toplu alım şeklinde ürün tedarik ettiği 4 farklı tür tedarik Sözleşmesi tipi var olduğunu, davalı ile davacı bu 4 sözleşme tipinin gerek ticari koşullarla ilgili ilk sayfaları, gerekse metin bölümlerini birlikte değerlendirmiş, görüşmüş ve tartışmış olduklarını, nihayetinde bu 4 farklı sözleşme türü/yöntemi arasından, davacının özgür iradesiyle benimsediği satılan malın bedelinin vadeli olarak ödenmesi hususuna dayalı olarak tarafların anlaşmış olduklarını ve vadenin 30+15 gün şeklinde olacağının sözleşme ile kararlaştırmış olduklarını, bu sisteme göre, ay içinde satılan ürünlerin ödemesi, satıldığı ayın son günü vade kabul edilmekte ve bu tarihten 15 gün sonra sadece satılan malın ödemesi yapılmakta olduğunu, ödeme ürünün satışına bağlanmış durumda olduğunu, bu nedenle davalının satmadığı ürünün bedelini davacıya ödemesinin söz konusu olamayacağını, davalının ödeme yükümlülüğünün doğabilmesi için öncelikle ürün satışının gerçekleşmiş olması gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, tahakkuk etmiş borcu bulunmadığından icra takibine itiraz ettiğini, alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, müvekkilinin, alacaklı olduğunu iddia eden davacıya herhangi bir nam ve sıfat altında borcu bulunmadığını, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme kapsamında ödenmeyen bakiye alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan dava dilekçesinde özetle; davacının davalı ile aralarındaki sözleşme kapsamında davalıya malları teslim ederek söz konusu mallara ilişkin faturalar düzenlediğini, söz konusu faturalardaki bedellerin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine başlatılmış olan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali istemi ile işbu davanın açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Davalı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan cevap dilekçesi ve ekindeki “Satıcı Kondisyon Özet Tablosu” içeriği uyarınca davalının tararlar arasındaki ilişkinin uzun süredir devam etmekte olduğunu, davacı tarafından iade alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davalıya geçtiğini, davalının ödeme yükümlülüğünün doğabilmesi için öncelikle ürün satışının gerçekleşmiş olması gerektiğini, davacıya ait ürünlerin kaç adette satıldığı ve stokta ne kadar kaldığının bilirkişi incelemesi ile açığa kavuşacağını, taraflar arasında ödeme hususunun, ürünün satışına bağlanmış durumda olduğunu bu nedenle davalının satmadığı ürünün bedelini davacıya ödemesi söz konusu olamayacağını beyan etmiş olduğu görülmüş, yargılama esnasında mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanılmış olan kök rapora yönelik itirazların da bulunması sebebiyle mahkememizin 3 nolu celsesinde taraf vekillerine usulüne uygun ihtaratı içerir şekilde uyuşmazlık konusu alacağın incelenebilmesi amacıyla tarafların 2021 ve 2022 yıllarına ticari defterlerini sunmak üzere verilen kesin süre içerisinde davalı tarafın mahkememize herhangi bir ticari defter, belge ibraz etmediği gibi mahkememizce verilmiş olan kesin süre içerisinde defterlerin yerinde incelenmesi talebinde de bulunmamış olduğu görülmekle işbu hali ile HMK m.222 hükmü uyarınca davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış olduğu kanaatine varılmakla yargılama esnasında davacı tarafın ibraz etmiş olduğu ticari defterler ve taraflara ait celp edilen BA- BS formları karşılaştırmalı olarak incelenmek sureti ile bilirkişiden rapor alınmış olup Mali müşavir bilirkişisi Pervin Vardar tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilmiş olan 13.10.2022 tarihli kök ve 01.03.2023 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
Davacı yanın 2021 ve 2022 yılı Ticari defterlerinin, 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Davalı yan tarafından ticari defterlerin inceleme için sunulmamış olduğu,
Davacı şirket tarafından davalı yana 13.12.2021 tarihinde … 1. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname ile konusunun “davacı şirkete 30.11.2021 tarihi itibariyle 55.617,42 TL tutarındaki borcun 3 GÜN İÇİNDE ödemesi ihtarı” olan ihtarname gönderilmiş olduğu, işbu ihtarnamenin davalı yana 16/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, temerrüt tarihinin (16/12/2021-+3 gün-hafta sonuna gelmesi sebebiyle) 21.12.2021 olduğu ,
Davalı tarafından, davacı tarafından davalı yana gönderilmiş ihtarnamelere karşılık cevap niteliğinde bir ihtarnameye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu,
Davacı yanın bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından ve Davalı yanın bağlı olduğu … Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından Sayın Mahkemeye gönderilmiş cevap yazısı ekleri olan BA BS Bildirimlerine göre, tarafların BA BS Bildirimleri arasında fark olmadığı,Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 13/01/2022 tarihi ile itibariyledavacı yanın davalı yandan 54.367,80 TL Alacaklı oldukları, İşlemiş faiz dahil davacının davalı yandan alacağının (54.367,80 TL+529,53 TL) 54.897,33 TLhesaplanmış olduğu, mahkememize bildirilmiştir.

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir (Bknz. … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2020/297 Esas, 2020/327 Karar Sayılı, 04/06/2020 Tarihli İlamı).
Dosya kapsamı itibari ile hazırlanılmış olan bilirkişi raporları, taraflarca ibraz edilmiş olan deliller değerlendirildiğinde taraflar arasında devam eden bir ticari ilişkinin bulunduğu, karşılıklı güncel alacak bakımınından mutabakatlaşıldığı ve bu kapsamda davalının davacıya ödemeler gerçekleştirmiş olduğu, tarafların BA-BS formlarının birbiri ile tutarlı olduğu, davalı tarafın mahkememizce verilen kesin süre içerisinde belgelerini ibraz etmemesi sebebiyle HMK m.222 hükmü uyarınca ibrazdan kaçınmış sayıldığı, işbu hali ile davacı tarafından davalıya düzenlenilmiş olan faturalardan kaynaklı olarak davacının alacak talebinde bulunabileceği kanaatine varılmakla denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 54.367,80 TL asıl alacak, takip öncesi 529,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 54.897,33 TL talep edebileceğine karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesi ile borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesi yönündeki talebi değerlendirildiğinde İİK m. 67 hükmü uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksızlığına karar verilmiş olması ve alacağının likit olması gerekmekte, kural olarak davalı borçlunun kötü niyetli olması şartı aranmamaktadır. Somut olayda davacının davasında haklı olduğu, dava konusu asıl alacağın fatura alacağından kaynaklı olması sebebiyle likit olduğu ve davalının haksız olarak takibe itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmekle icra dosyasında asıl alacak tutarı olan 54.367,80 TL ‘nin %20’si olan 10.873,56 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanmış Olduğu Üzere;
1-Davacının DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki İTİRAZININ KISMEN İPTALİ ile; takibin 54.367,80 TL asıl alacak, takip öncesi (temerrüt tarihi olan 21.12.2021 tarihinden icra takip tarihine kadar) 529,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 54.897,33 TL üzerinden ve işbu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte kaldığı yerden devamına,
2-Davalının haksız itirazları nedeniyle asıl alacak tutarı olan 54.367,80 TL’nin %20’si oranında olan 10.873,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 3.750,04-TL karar ilam harcından başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 667,77-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 3.082,27-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 667,77-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 92,20-TL ( başvurma, vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 92,50-TL, bilirkişi ücreti: 3.500,00TL olmak üzere toplam: 3.684,70-TL yargılama giderinin %99 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 3.647,85TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 392,51TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00TL nin %99 kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 1.544,40-TL’nin davalıdan, 15,60TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır