Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/206 E. 2022/367 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/206 Esas
KARAR NO : 2022/367
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2022
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilen ihtarnameyle, müvekkilinin Türk Patent nezdinde tescilli ürün kullanımlarının davalıya ait … Satış Ticaret Anonim Şirketi tarafından yönetilmekte olan açık pazar modeli elektronik ticaret platformunda satışa sunulduğunun tespit edildiğini, bu satışlara konu ürünlerin müvekkiline ait marka ürünlerinin korsan üretimi olduğunu, müvekkilinin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ndan doğan marka hakları ile 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan mali ve manevi haklarına ihlal oluşturulduğunu, bu satışların sonlandırılmasını ve satışların durdurulmasının ihtar edildiğini, aksi halde müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminat talepli hukuk davaları ile cezai işlem başlatılacağının bildirildiğini, ancak davalının platformu üzerinden halen Müvekkil markaya ait ürünlerin korsan satışları yapılmaya devam edildiğini, müvekkili şirketin, davalının platformunda satıcı olarak yer almak ve bu platformda satış yapmak amacıyla davalı şirkete başvuru yaptığını, davalının platformu üzerinden müvekkiline ait markaya tescilli ürünlerin fikri haklarının kendisine ait olması sebebiyle ve anılan ürünleri yalnızca kendisine ait ilanlar üzerinden satışa sunmak amacıyla da bu iş ilişkisi kurulmak istendiğini, müvekkil tarafından yapılan bu satıcı iş ortaklığı başvurusuyla satışa sunulmasını istenen ürün kategorileriyle marka tescil sınıflarının uyuşmamasını sebep göstererek birtakım geçerli olmayan sebepler ile müvekkilinin markasına ait ürünlerin satışa açılmasını kabul etmediğini, müvekkil şirket markasının haksız kullanımlarının tespit edildiğini, hukuka aykırı içeriği kaldırmakla yükümlü olan ve yer sağlayıcı konumunda bulunan davalının yasal sorumluluklarını yerine getirmekten kaçındığını ve kaçınmaya da devam ettiğini, müvekkil şirketin ticari itibar ve maddi kazanç kaybına uğradığını, işbu zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi ve 10.000,00-TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı Şirketten faizinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olay, davacının, … nezdinde korunduğunu iddia ettiği “…” markasına ve satışa konu edilen ürünler kitap olup FSEK anlamında eser niteliğini haiz olduğunu, eserden doğan manevi ve mali haklara halel getirilmesi ve yine ihlal neticesinde bir miktar tazminatın ödenmesi talebine dayandığını, davaya ilişkin görevsizlik itirazının bulunduğunu, dosyanın mahkemenizce esasına ilişkin inceleme yapılmaksızın ön inceleme aşamasında görevsizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, TTK’nın 5.maddesinde, kural olarak asliye ticaret mahkemelerinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunu, bu kuralın, “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinden de anlaşılacağı üzere, istisnasının bulunabileceği hüküm altına alındığını, dava dilekçesi içeriğinden anlaşılabildiği kadarıyla maddi tazminat talebini FSEK madde 68’e dayandırdığını, SMK ve FSEK hükümlerine dayandırılan bir davanın, ihtisas mahkemeleri olarak Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde görüleceğini, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağını hükme bağlandığını, açıklanan ve mahkemenizce re’sen gözetilecek nedenlerle, huzurdaki davanın esasına girilmeksizin ön inceleme aşamasında Mahkemenizin Görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin hangi davalara bakacağı TTK 4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede yer verilen “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” düzenlemeye göre Ticaret Mahkemelerinin baktığı davalar ya iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olacak yada TTK da düzenlenen hususlar ile TTK 4. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ki davalar olacaktır.
Somut olayda; davacı tarafından, kendisine ait olduğu ve tescilli olduğu iddia edilen markaların, davalı tarafından e-ticaret faaliyetlerinde erişim sağlayıcı olarak bulunduğu platformlar üzerinde korsan satışlarının yapıldığı iddiasına dayanılarak müvekkilinin maddi ve manevi zararı uğradığı iddiasıyla açılan tazminat istemli dava olduğu, dava konusu uyuşmazlık 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununu kapsamında düzenlenen hususlardan kaynaklandığından, uyuşmazlığın anılan kanun hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla uyuşmazlığın 5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeni ile Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gözetilerek, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görevsizlik sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddin karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır