Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/177 E. 2023/222 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/177 Esas
KARAR NO : 2023/222

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin… nolu poliçeyle sigortalı, davalının maliki olduğu … plakalı araç, alkollü sürücünün sevk ve idaresinde iken 21.08.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde… plakalı aracın kusurlu olduğunu, kazası neticesinde… plakalı araçta kaza sebebiyle oluşan ve ekspertiz incelemesi ile tespit edilen davalının kusuruna tekabül eden kısmının tamam olan 7.525,44 TL müvekkili şirket tarafından karşı tarafa ödendiğini, ödenen miktarın rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yasal takip başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, fazlaya dair taleplerinin saklı kalmak kaydıyla davalının itirazının iptali ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına ve davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış olup davalı tarafından süresi içerisinde dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmakla HMK M.128 hükmü uyarınca işbu davalının dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmasına karar verilerek yargılama yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, davacı sigorta şirketi tarafından davalının karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde ZMMS kapsamında dava dışı 3. Kişiye ödenen tazminatın davalı sigortalısından rücuen tahsili istemiyle başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Somut olayda 21.08.2020 tarihinde davacı şirket nezdinde sigortalanmış, davalıya ait … plakalı araç ile dava dışı 3. Kişiye ait … plakalı araç arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde 3. Kişinin aracında oluşan hasar için davacının yapmış olduğu 7.525,44 TL’nin davalıdan rücuen tahsili amacıyla davacı tarafından davalı aleyhine başlatılmış olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasından 7.525,44 TL asıl alacak, 21.08.2020- 03.11.2021 tarihleri arasında yıllık %9 oranı üzerinden işlemiş takip öncesi 814,60 TL faiz olmak üzere toplamda 8.340,04 TL üzerinden takibe geçilmiş olduğu, davalının itirazı üzerine takibin durması sebebiyle işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davalarında alacaklının, İİK m.67 uyarınca borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazının, kendisine tebliği tarihinden itibaren bir sene içerisinde genel mahkemelere yapacağı başvuru üzerine genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliği zorunludur. İşbu dava dosyasının temelini teşkil eden icra dosyasında yapılan kontrolde borçlunun süresi içerisinde icra dosyasına yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu nedenle davacının açmış olduğu davasının süresinde olduğu kabul edilmekle yargılama yapılmıştır.
Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili maddede;
“Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
….
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
… Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10,2002 gün ve 2002/11-768-840, YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212, YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18, YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları).
Yargılama esnasında davacı şirketten hasar dosyası ve ödemeye ilişkin tüm evraklar celp edilerek meydana gelen kazadaki tarafların kusur oranlarının ne olduğu, kazanın salt alkolün etkisi altında işlenip işlenmediği, dava dışı 3. Kişiye ait araçta meydana gelen hasarın miktarının ne olduğu ve davacının yapmış olduğu ödemenin piyasa koşullarına uygun olup olmadığının belirlenebilmesi için 1 nöroloji uzmanı doktor bilirkişi, 1 trafik kazalarında uzman makine mühendisi bilirkişi ve 1 sigorta hukuku alanında uzman bilirkişiden oluşan üç kişilik heyetten rapor alınmış olup bilirkişi heyeti tarafından hazırlanılarak mahkememize sunulan 10.01.2023 tarihli raporda özetle;
Davalı adına tescilli olan … plakalı aracın davacı şirket nezdinde… numaralı, 03.01.2020-03.01.2021 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi (KZMSS) ile sigortalı olduğu, poliçe kapsamında 21.08.2020 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hasarlanan … plakalı araca… numaralı hasar dosyasının açıldığı, hasar dosyasına atanan eksper …tarafından hazırlanan … Rapor Nolu Ekspertiz Raporunda …plakalı aracın ön ve yan kısımlarının hasarlandığının belirtilerek değişmesi gereken hasarlı parçalar toplamının 8.162,68 TL, 722,90 TL iskonto neticesinde 7.439,78 TL, onarım için gerekli işçilikler bedeli toplamının 1.383,50 TL olmak üzere toplam hasar onarım bedelinin KDV dahil 10.252,44 TL (KDV hariç 8.823,28 TL) olarak belirtildiği,
Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan 09.11.2020 tarihli, …numaralı 8.954,46 TL bedelli ve 13.11.2020 tarihli, … numaralı 1.297,98 TL bedelli olmak üzere toplam 10.252,44 TL banka dekontlarının gönderenin davacı sigorta şirketi, alıcının ise 3… plakalı araç sahibi… olduğu ,
Onarımlar için belirtilen işçilik bedelinin de araçta meydana gelen hasar göz önüne alındığında olay tarihindeki piyasa rayiç bedellerine uygun olduğu mütalaa edilmiş olup araçta meydana gelen toplam hasar onarım bedeli için ödenen KDV dahil 10.252,40 TL bedelin piyasa şartlarına göre makul olduğu ,
… plakalı araç sürücüsü seyri sırasında emniyet şeridi olmayan otoyol bağlantı yolunun sağ şeridinde durmuş olmakla kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği,
… plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/1-d maddesini (Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadırlar.) ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı
Alkolü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün trafik güvenliği açısından dava konusu kazanın meydana gelme şekli göz önüne alındığında, sürücü…’ün 1.87 promil alkollü olarak trafikte seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermeden, mahal şartlarına göre kontrolsüzce ; sağ şeritte aniden durup arka koltukta bulunan yolcu…’un sağ arka kapıyı açmasına izin verdiği ve sağ arka kapıya diğer sürücünün çarpması sonucu trafik kazasının geliştiği; alkol dışında, trafikte dikkatsiz ve tedbirsiz olmasına neden olabilecek başka unsurların olmadığı, öncelikle kendi asli kusuru ile kazaya neden olduğu ve kazanın oluşumundan sürücü kusuru ve alkollü olması dışında herhangi dış faktörün saptanmadığı; eğer alkollü olmasaydı aracın hızını, hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurabileceği ve mahal şartlarına göre kontrolsüzce ; sağ şeritte aniden durup arka koltukta bulunan yolcu …’un sağ arka kapıyı açmasına izin vermeyeceği dolayısıyla kazanın meydana gelmesine münhasıran sürücünün alkollü olmasının etkili olduğu;
Bu halde, sigortacının KTK m. 95ve KTK ZMMS m. B4/c uyarınca rücu hakkının doğduğu kanaatine varıldığı mahkememize bildirilmiştir.
Yargılama esnasında işbu alınan bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup taraflarca süresi içerisinde rapora karşı bir itirazda bulunulmamış olması, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması sebebiyle söz konusu rapor doğrultusunda davacının icra dosyasında talep etmiş olduğu asıl alacak miktarı göz önünde bulundurularak davacının talebi ile bağlı kalınarak davasının bu miktar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı hak sahibine yapılan ödeme tarihi, rücu borçlusu davalının temerrüt tarihidir. Başka bir ifade ile rücuen tazminat davalarında, ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekecektir (Yargıtay 17 HD,2016/11439 E- 2019/9363 K sayılı ilam). Somut olay bakımından davacı sigorta şirketinin icra takibinde 21.08.2020 tarihinden yani kaza tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunmuş olduğu görülmekle ödeme yapmış olduğu 09.11.2020 tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunabileceği işbu hali ile davacı tarafın 21.08.2020- 03.11.2021 tarihleri arasında %9 oranı üzerinden işlemiş faiz talebinde bulunduğu görülmekle mahkememizce 09.11.2020 – 03.11.2021 tarihleri arasındaki 328 gün için toplamda 608,63 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği kanaatine varılmakla işbu tutar üzerinden takibin iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile birlikte davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesi yönündeki talebi bakımından yapılan incelemede mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2021/1358 Esas, 2022/1135 Karar Sayılı, 23/06/2022 Tarihli ” … 2004 sayılı İİK 67/2 maddesi gereği, itirazın iptali davasında, borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazın haksız ve alacağın likit olması gerekmektedir. Likit alacaktan söz edilebilmesi için de ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin öngörülebilir olması, böylelikle borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir (Yargıtay 4 HD 2015/10762 E-2016/11555 K sayılı ilam). Bu koşulların bulunmaması halinde likit bir alacaktan söz etme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, alacağın varlığı ve miktarı toplanacak deliller ve alınacak bilirkişi raporu sonucu saptandığı, likit bir alacaktan söz edilemeyeceği, böylelikle davacı lehine inkar tazminatına hükmedilemeyeceği açıktır.” şeklindeki gerekçeli ilamı da göz önünde bulundurulmakla davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklanmış Olduğu Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 7.525,44 TL asıl alacak, takip öncesi 09.11.2020 – 03.11.2021 tarihleri arasında işlemiş 608,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 8.134,07 TL üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacının davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddine,
3-Alınması gerekli olan 555,64-TL karar ilam harcından başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 142,43-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 413,21‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 142,43-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 92,20-TL (başvurma, vekalet harcı) davetiye, posta gideri: 186,00TL, bilirkişi ücreti: 2.400‬,00TL olmak üzere toplam: 2.678,20-TL yargılama giderinin %97,53 kabul-%2,47 red oranı üzerinden hesaplanan 2.612,04-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 8.134,07-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.560,00TL nin %97,53 kabul-%2,47 red oranı üzerinden hesaplanan oranı üzerinden hesaplanan 1.521,46-TL’nin davalıdan alınarak, 38,54-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK 341 madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
28/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.