Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/115 Esas
KARAR NO : 2023/879
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait İstanbul ili, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan binanın dış cephe boya duvar tadilatı, iç cephe duvar ve balkon tadilatları, saten alçı, boya imalatının yapılarak teslim edilmesi için davalılara, 6 haftalık süre içerisinde eksiksiz bir şekilde tesliminin yapılması için anlaşmaya varıldığını, müvekkili şirketin anlaşma çerçevesinde 270.000,00TL avans olarak 27/08/2021 tarihinde proje sorumlusu mimar … …’na gönderildiğini, davalıların bir takım beyanlarda bulunarak 26/10/2021 tarihinde tamamen işi bıraktığını, bunun üzerine 02/11/2021 tarihinde ….Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/… D. İş dosyası üzerinden tespit davasının açıldığını, tespit davasında düzenlenen bilirkişi raporunun haklılıklarının tespit edildiğini, davalıların yaptıkları işi maliyetinin bilirkişi raporunda 59.550,11TL olarak tespit edildiğini, davalı …’nın hesabına 270.000,00TL yapılan iş bedelinin mahsubu ile birlikte kalan tutarının 27/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen iadesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işin yapılması için ihtilaf konusu sözleşme … ve … arasında yapıldığını, davacı …’nın sözleşmeden kaynaklı taleplerle müvekkillerine karşı dava açma hakkı ve bu davalar bakımından taraf sıfatı bulunmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı elinde bulunduğu halde mahkemeye ibraz etmediği sözleşmede yazan tarafın … İş merkezi olmadığının farkında olduğunu, sözleşme … İnşaat ile … arasında imzalandığını, müvekkillerinin davacı taraftan alacaklı oldukları ve sözleşmenin ifa edilememesinde davacı tarafın ağır kusurlu olduğu gözetilerek ve mahkemece yapılacak araştırma ve incelemeler neticesinde resen tespit edilen diğer gerekçelerle davanın usulden ve esastan reddini, Davalı … … bakımından davada doğrudan taraf sıfatı ve husumeti bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, eser sözleşmesi kapsamında davalının edimini gereği gibi yerine getirmediği iddiasıyla ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili tarafından yargılama esnasında dosyay ibraz edilmiş olan dava dilekçeleri ve beyan dilekçelerinde özetle; davacıya ait İstanbul İli, … ilçesi, … Mahallesi,… pafta, … Ada, … parselde bulunan binanın dış cephe boya duvar tadilatı, iç cephe duvar ve balkon tadilatları, saten alçı, boya imlatının yapılarak teslim edilmesi için karşı tarafla anlaşmaya varıldığını, söz konusu anlaşma uyarınca davalı … …’na 270.000,00 TL ödeme yapıldığını ancak davalının işi gereği gibi bitirmediğini, yarım bıraktığını beyanla dava açılmadan önce …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/… D.iş Sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit akabinde davalının yapmış olduğu iş bedelinin 59.550,11 TL olarak hesaplanmış olması sebebi ile işbu bedelin mahsubu akabinde bakiye 210.449,89 TL’nin 27.08.2021 tarihinden (ödeme tarihi) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş olduğu; davalılar vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan cevap dilekçesinde özetle dava konusu işin yapılması işinin dava dışı … İnşaat ile davalı … İnşaat arasında yapıldığını, davacı ile davalılar arasında yapılan bir sözleşmenin olmadığını, davacı tarafından …’e yapılan herhangi bir ödeme olmadığını, diğer davalı … … ile … İnşaat arasında danışmanlık sözleşmesi olduğunu, … …’nun iş sahibi olmadığını beyan etmiş olduğu görülmüştür.
Sıfat, dava konusu kılınan sübjektif hakla davanın tarafları arasındaki ilişkiyi ifade eder ve dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilmiş kişilerin maddi hukuk bakımından gerçekten hak sahibi veya yükümlü konumunda bulunup bulunmadığına ilişkin bir kavramdır (Tanrıver, Süha: Medeni Usul Hukuku, C. I, Ankara 2016, s. 512). Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat, dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (Kuru, Baki: Medeni Usul Hukuku El Kitabı, C. I, Ankara 2020, s. 331 vd.; Yargıtay HGK, 24/06/2021, E. 2017/1-1270, K. 2021/846 , §§16-17)
Yargılama esnasında tarafların dava ve cevap dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu deliler ile bildirmiş olduğu deliller celp edilip incelendiğinde; davaya konu binanın yapı ruhsatnda Yapı Sahibi olarak … A.Ş.’nin, müteahhit olarak ise … … A.Ş.’nin yer aldığı, celp edilen tapu kayıtlarında bina malikinin … A.Ş. Olduğu ancak işbu şirketin davacı şirket ile birleşmiş olduğu, davacı tarafından davalıya gönderildiği iddia edilen dekont içeriği incelendiğinde 270.000,00 TL bedelin … tarafından 27.08.2021 tarihinde davalı … …’na “… Bina Tadilat Üvreti” açıklaması ile gönderilmiş olduğu görülmüştür. Davacı şirketin … nezdindeki kayıtları incelendiğinde yönetim kurulu üyelerinden ve yetkililerinden birisinin … olduğu görülmüştür. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde mahkememize ibraz edilmiş olan “… TEKLİFİ” başlıklı iş teklifi incelendiğinde iş sahibinin … İnşaat olduğu, proje danışmanının ise … Grup olduğu, işbu teklif uyarınca mail kayıtlarının dosyamız arasına ibraz edilmiş olduğu; davacı tarafça ise davalı ile aralarında akdedilmiş olan herhangi bir sözleşmenin ibraz edilememiş olduğu bir bütün olarak incelendiğinde gerek yapı ruhsatında müteahhit olarak, davalının ibraz ettiği iş teklifi başlıklı belgede iş sahibi olarak dava dışı … İnşaatın yer alması; gerekse dava dışı … A.Ş.’nin …nezdinde tutulan kayıtlarında … ‘un yönetim kurulu üyelerinden ve yetkililerinden birisi olduğu ve bu şahsın yapmış olduğu ödeme dekontunda hangi şirket adına ödeme yaptığını açıkça belirtmemiş olduğu hususları bir bütün olarak incelendiğinde ödemenin dava dışı … İnşaat adına yapıldığı kabul edilmiş olup bu kapsamda davacının davalılar ile aralarında sözleşme ilişkisi kurulduğunu, apartmanın tadilatı için yapılan sözleşmenin tarafı olduğunu yazılı bir delil ile ispatlayamamış olduğu kanaatine varıldığından davacının davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş olup Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşıyan 7. Maddesinin 2. Fırkasının “(2) Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklindeki düzenlemesi ile aynı tarifenin 3. Maddesinin 2. Fıkrasının “(2) Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85-TL karar ilam harcından başlangıçta dava açılırken peşin olarak alınan 3.593,96-TL harçtan mahsubu ile artan 3.324,11-TL harcın karar kesinleştiğinden davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davalılar yargılama esnasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.600,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile … Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.