Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/109 E. 2023/661 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/109 Esas
KARAR NO : 2023/661
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

DAVA: Davacılar vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın dava dışı … …, …, Mikail … ,Pakistan … ve … … Ltd Şti ‘den olan alacağı nedeniyle ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/… esas sayılı dosyası üzerinden 1.267.010,97 TL asıl alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı alarak borçlu şirketin Develi Kayseri adresinde hacze gittiğini, müvekkillerinin çok uzun yıllardır borçlu şirkette çalışan işçiler olması nedeniyle haciz sırasında mahalde bulunduklarını, şirkete ait tüm mal araç ve gereçler üzerine haciz konularak muhafaza altına alınmak üzere kamyonlara yüklenmek istendiğini, borçlu şirket ortaklarının alacaklı vekili ile yaptıkları telefon görüşmesinde bankaya olan borcun müşteri senet ve çekleri ile ödenmiş olduklarını belirtilmesine rağmen muhafaza işlemlerine devam edildiğini, alacaklı vekilinin sadece yeni bir kambiyo senedi ve yeni kefiller bulunması halinde makine, araç ve gerecin muhafazasından vazgeçeceğini bildirmesi üzerine müvekkillerinin kazanç kapılarının kapanmaması ve işsiz kalmamaları adına alacaklı vekilinin hazırladığı protokol ve davaya konu senetleri imzaladıklarını, asıl borçlu şirketin bankadan kredi kullandığını, şirket ortaklarının kredi borcunun senet ve çeklerle ödendiğini bildirdiklerini, toplamda 1.059.000,00 TL’lik müşteri senet ve çeklerinin bankaya verildiğinin müvekkillerine bildirildiğini, bu çek ve senetlerin günleri geldiğinde ödenecek olmasına rağmen kötü niyetli olarak davalı tarafça müvekkillerince imzalanan teminat senetleri hakkında ihtiyati haciz kararı aldığını, davaya konu senedin haciz baskısı altında imzalanması nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkillerine imzalatılan protokolün hukuki anlamda kefalet sözleşmesi olduğunu, ancak kefalet sözleşmesinin TTK 582, 583, 584.maddesindeki şartları taşımadığından geçersiz olduğunu, davalı tarafın protokol ve müvekkillerince imzalanan senede dayanılarak ….İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlattığını belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla dava dışı … …, …, …, … ve … … Ltd Şti aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, borçlu şirketin mallarının haczi için Develi İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığı, borçlu şirketin merkezine haciz için gittiklerini, haciz sırasında davacıların borçlarının borcuna istinaden 03/08/2017 tanzim 8/8/2017 vade tarihli 1.450.000 TL bedelli senet verdiklerini, ayrıca protokol de imzalandığını, protokolde bono vadesi geldiğinde ödenmediği takdirde protokol borçluları aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibine geçilecektir, ibaresinden dolayı bononun vadesinde ödenmemesi nedeniyle davacılar hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak … İcra Müdürlüğünün 2017/… esas sayılı dosyası ile takibe başladıklarını, davacılar tarafından verilen bononun teminat amaçlı olmadığını, protokol metni incelendiğinde davacıların söz konusu bonoyu ödeme amacıyla düzenlediklerini anlaşıldığını, bir nevi borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 29.11.2018 tarih ve 2017/… Esas – 2018/… Karar sayılı karar ile; “…protokol incelendiğinde bononun ….İcra Müdürlüğünün 2017/… esas nolu dosya borcuna istinaden alındığı, bono vadesinde ve tutarında ödenmesi halinde dosya borcu ile ilgili hiçbir alacak ve haklarının kalmayacağının belirtildiği, protokolde alınmış bononun kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünü içeren bir kambiyo senedi olduğunun şarta tabi kılınmadığının taraflarca imza altına alındığı, her ne kadar davacılar vekili senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmüş ise de, dayanak senette senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir düzenlemenin olmadığı gibi protokolde de senedin teminat senedi olduğuna ilişkin ibare bulunmadığı buna karşılık protokol içeriğinden teminat senedi olarak düzenlenmesinden çok ödeme amacıyla düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu hali ile senedin teminat senedi olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, kambiyo senetlerinde adi kefalet hükümlerin uygulanmayacağı gibi dayanak protokolünde icra kefaleti niteliğinde olmayıp borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, davaya konu bononun kambiyo senedi vasfını taşıyıp kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği gibi nakden de düzenlenmiş olduğu, bu konularda ihtilaf bulunmadığı kambiyo senetlerinin vasıfları gereğince mücerretlik ilkesi gereğince tanzim edenleri bağlayacağı kuralı da dikkate alınarak davacıların davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna gidilmiştir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 02/12/2021 tarih 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı ilam ile “Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, davacı dışı borçlu şirketin çalışanları olduklarını, dava dışı şirketin borcu nedeniyle yapılan fiili haciz sırasında muhafaza işlemlerinin durdurulması ve ekmek kapılarının kapanmaması için takibe konu bono ve protokolü imzaladıklarını, davalıya borçlarının bulunmadığını, dava dışı borçlunun davalıya yaptığı ödemeler sonrasında esas borcun da kalmadığını, bononun teminat olarak verildiği ve kefalet hükümlerine aykırılık nedeniyle geçersiz olduğunu beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, davacıların dava dışı borçlu şirketin borcunu kabul etmeleri nedeniyle ödeme protokolü ve bononun düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından; “…protokolde alınmış bononun kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünü içeren bir kambiyo senedi olduğunun şarta tabi kılınmadığının taraflarca imza altına alındığı, dayanak senette senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir düzenlemenin olmadığı gibi protokolde de senedin teminat senedi olduğuna ilişkin ibare bulunmadığı, kambiyo senetlerinde adi kefalet hükümlerin uygulanmayacağı gibi dayanak protokolünde icra kefaleti niteliğinde olmayıp borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, davaya konu bononun kambiyo senedi vasfını taşıyıp kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiği gibi nakden de düzenlenmiş olduğu, bu konularda ihtilaf bulunmadığı kambiyo senetlerinin vasıfları gereğince mücerretlik ilkesi gereğince tanzim edenleri bağlayacağı kuralı da dikkate alınarak davacıların davasının reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya ve takibe konu bononun davalı bankanın dava dışı borçlulardan olan alacağının tahsili amacıyla başlatılan ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan haciz işlemleri sırasında ve bu dosya borcunun ödenmesi amacıyla davacılar tarafından imzalandığı sabittir. Bu husus 03.08.2018 tarihli protokol içeriği ile de teyit edilmiş ve taraflarca imza altına alınmıştır. Davacıların dava dışı borçluların borcunu ödeme amacıyla vermiş oldukları bono teminat amaçlı olmayıp, borç üstlenme niteliğindedir. Aynı şekilde, bir başkasının borcunun üstlenilmesi niteliğindeki bono ve protokol dikkate alındığında davacıların kefil durumunda olmadıkları ve olaya kefalet hükümlerinin de uygulanamayacağı anlaşıldığından, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. Ancak anılan protokolde, bononun belirtilen icra dosyası borcunun ödenmesi amacıyla alındığı ve esas dosya borcuna mükerrer olmamak üzere düzenlendiği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen; mahkemece bononun verilme sebebi olan ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapılan ödemeler ve varsa bakiye borcun miktarı araştırılmadan eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olduğundan, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması” şeklinde karar verilerek mahkememizce verilen karar kaldırılmıştır.
Bozma sonrası dosya Mahkememizin 2022/109 nolu esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dosya mahkememizce resen tespit edilen bankacı hesap bilirkişisi … …’e tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunun verildiği, rapora karşı davalı vekilince beyan dilekçesi sunulduğu, davacılar vekilince ise bu dosyadan alınan rapor ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas nolu dosyasından alınan rapor arasında fark bulunduğunu belirtilerek rapora itiraz ettiklerini ve ekine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyasından alınan raporun sunulduğu görüldü.
Celse arasında …. ATM’nin 2022/… Esas nolu dosyasının istenildiği, incelendiğinde; davacılarının … …, … olduğu, davalısının … A.Ş olduğu, dava konusu bononun dava dışı … … Ltd. Şti’nin kredi borcuna mahsuben alındığı, asıl borç ilişkisinin sona erdiği oranda davanın da kısmen ya da tamamen kabulü gerekebileceği, mahkemece …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı icra dosyasındaki takip dayanağı borcun ödenip ödenmediği, asıl borçludan kısmı tahsilat yapılıp yapılmadığı araştırılması yapılmadan karar verilmesi nedeniyle dosyada Yargıtay bozması olduğu bizim dosyamızda da aynı durum ve aynı mahiyette olan istinaf bozması olduğu, asıl borçlu hakkında başlatılan takip nedeniyle asıl borçlunun borcunun hesabı gerektiği … ATM ne ait 2022/… esas sayılı dosyasından alınan raporun aynı bilirkişi tarafından hazırlanmasına rağmen farklı miktarda borç çıktığı görüldü.
HMK’nın 166. Maddesinde “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” denilmektedir.
Her iki dosya arasında bağlantı bulunduğu, biri hakkında verilen kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu görüldüğünden HMK 166. Maddesi uyarınca Mahkememize ait dosyanın … ATM ye ait 2022/… esas sayılı dosya ile birleştirilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememize ait dosyanın … ATM ye ait 2022/… esas sayılı dosya ile birleştirilmesine,
Mahkememize ait dosyanın esasının kapatılarak yargılamaya … ATM nin 2022/… esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
Esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 21/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸