Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/107 E. 2022/845 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/107 Esas
KARAR NO : 2022/845
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2014
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin 3305 sayılı yasa ile değişik 2560 sayılı yasa ile …nin … ni yürütmek, bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak ve kurulu olanları devralıp işletmek üzere kurulduğunu, kuruluş yasasının 13.a bendinde, su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık abonelerden alınacak ücretlerin idarenin gelirleri arasında sayıldığını, davaya konu … Mahallesi, … Sokak. No: … adresinde davalının ortağı olduğu … San. Tic. Ltd. Şti.adına kayıtlı sözleşmeden doğan alacaklarından davalının fiili kullanıcı olarak sorumlu olduğu gibi bütün borcu vekili aracılığıyla senetlendirmek suretiyle de sözleşme borcundan davalı tarafın da sorumlu hale gelmiş olduğunu, sözleşme sahibi … San. Tic. Ltd. Şti.aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabul ile neticelenmiş olduğunu, ancak şirket tasfiye halinde olduğundan alacağın tahsil edilemediği, bu defa fiili kullanıcı olan davalı aleyhine bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, kamu hizmeti gören müvekkili idarenin verdiği hizmetin bedelini alamaması veya geç almasının hizmetlerin aksamasına neden olacağını belirterek, toplam 85.251,85 TL İdare alacağının (asıl alacak kısmına dava tarihinden itibaren … Tarifeler Yönetmeliği gereği işleyecek gecikme cezası ile birlikte) davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari hayatta büyük başarılara imza atmış olup gerek otomotiv sektöründe gerek gıda sektöründe saygın bir yer edindiğini, Türkiye’nin ileri gelen ve hızla büyüyen sekiz farklı sektörde halka hizmet verdiğini, müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı … San. Tic. Ltd. Şti. hakkında 01.07.2013 tarihinde 2006/2029 sayılı dosya ile …. İcra Dairesinde icra takibi başlatılmış olduğunu, şirketin ödeme emrine itirazı üzerine 30.03.2007 tarihinde itirazın iptali davasının ….Asliye Hukuk Mahkemesinde kabulüne karar verildiğini, ancak davacı vekilinin de dilekçesinde belirttiği üzere müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı … San. Tic. Ltd. Şti. tasfiye halinde olduğundan alacağın tahsil edilemediğini, davacının dava dilekçesinin tümünü kabul etmemekle birlikte iddia edilen ‘kamu hizmeti gören idarenin, verdiği hizmetin bedelini alamaması’ söylemleri doğru olmadığından davaya cevap verme zorunluluğu hâsıl olduğunu, söz konusu alacağın yapılandırma kapsamına giren bir alacak olduğunu, yapılandırma kapsamına giren alacaklardan 6552 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 213 Sayılı Vergi Usulü Kanunu kapsamına giren maddenin c bendine göre; yayımlandığı tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamının ödenmesi şartıyla, bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi gibi feri amme alacaklarından vazgeçilerek bunlar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi esası getirildiğini, söz konusu yapılandırmaya ilişkin belgenin cevap diekçesinin ekinde sunulduğunu, bu kanun hükümlerinden faydalanmak isteyen müvekkilinin 25.11.2014 tarihinde İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğüne … Sözleşme numaralı aboneliğinden dolayı mevcut borcunun 6552 sayılı kanun kapsamında 18 taksitte ödenmek üzere yapılandırılması talebinde bulunduğunu, ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz ettiğini, bu tarih itibariyle Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre mahsup işlemlerinin yapılmadığının ve bu kamu alacakları ile ilgili olarak açılmış olan davalardan vazgeçilmediğinin aşikâr olduğunu, müvekkilinin 6552 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerini gerektiği gibi eksiksiz yerine getirdiğini, dolayısıyla bir hukuka aykırılık bulunmadığı için mahkememizde görülmekte olan bu kötüniyetli olduğunu belirterek, haksız ve mesnetten yoksun davanın (davacının tüm taleplerinin) reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, dava dışı abone limited şirketinin gerçekleştirmiş olduğu su tüketim bedellerinden kaynaklı olarak tahsil edilemeyen alacakların fiili kullanıcı olduğu iddiası ile dava dışı limited şirketin ortağı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan kontrolde işbu davanın 05/11/2014 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben açılması üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/… Esasına kaydının yapılmış olduğu, mahkemesince 02.07.2015 tarihinde “dava konusuz kaldığından karar tayinine yer olmadığına,” dair kurulan hükmün Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2018/… Esas, 2018/… Karar Sayılı, 28.05.2018 Tarihli ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkemenin ilamının bozulmuş olduğu, mahkemesince bozma ilamına uyulmakla mahkememize görevsizlik kararının verilmiş olduğu, bunun üzerine mahkememizin 2019/43 Esasına kaydının yapılmış olduğu, yapılan yargılama sonucunda “1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; 15.097,96TL su bedeli, 10.753,90TL taahhuksuz bedel, 48.182,40TL gecikme cezası olmak üzere toplam 74.034,26TL nin 24.366,96TL sine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,” dair kurulan hükmün … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas, 2021/… Karar Sayılı, 13/10/2021 Tarihli “Dava, dava dışı abone olan limited şirketin sözleşmeden doğan borçlarını ödemediği, tasfiye sürecine girdiği, limited şirket adına olan işyeri aboneliği nedeni ile fiili kullanıcı olan limited şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkindir.
Dosya kapsamından; davanın dayanağı limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin olup mahkemece davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak araştırılmadığı, yargılamada sadece dava dışı abone şirketin borcunun miktar ve varlığının tartışma konusu yapıldığı görülmektedir.
Buna göre, limited şirketin kural olarak şirket malvarlığı ile borçtan sorumlu olduğu, ortağının borçtan şahsi sorumluluğunun ise alacaklıyı kasten zarara uğratma ve bilerek zarar verme sebeplerine bağlı olduğu halde mahkemece TTK 553. Maddesi kapsamında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.” şeklindeki gerekçeli ilamı ile kaldırılmakla mahkememizin işbu esasına kaydının yapılmış olduğu görüldü.
Yargılama esnasında celp edilen belgeler ve davacı kurum tarafından sunulmuş olan evraklar, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları incelendiğinde; dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 01.03.2004 tarihli gazetede yapılan yayın ile işbu adı almış olduğu, şirketin önceki ticari adının … Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, şirketin “İstanbul … … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak No: …” adresinde … ve … ortaklığında kurulmuş olduğu ve 21.05.2003 tarihli gazetede kuruluşunun ilan edilmiş olduğu, davacı … Genel Müdürlüğü ile … San. Tic. Ltd. Şti. Arasında abonelik sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, söz konusu aboneliğin şirketin kurulu adresine ilişkin olduğu, sonraki süreçte adres değişikliğine gittiğine dair herhangi bir evrakın bulunmadığı, işbu hali ile tüketime konu adreste tüketimi gerçekleştirenin … Tic. Ltd. Şti. Olduğu ve buna ilişkin olarak da davacı tarafından …. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kabulüne karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre; abonelik sözleşmelerinin yapılmış olması durumunda kural olarak abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak tüketim bedellerinden ise ancak, kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur.
Somut olay bakımından yapılan kontrolde davacının davalı şahsın davalı dışı … San. Tic. Ltd. Şti. Haricinde fiili kullanıcı olduğunu iddia etmiş olduğu görülmektedir. Uygulamada fiili kullanıcı ile abonenin farklı kişiler olması halini kira ilişkilerinde görmekteyiz. Yani kiraya veren abone iken kiracı fiili kullanıcı olmaktadır. Eldeki davada ise davalı, dava dışı abone şirketin ortağı konumundadır. Şirket ortaklığının haricinde herhangi bir şekilde farklı fiili kullanımı ticaret sicil kayıtları uyarınca söz konusu değildir. Nitekim davacı tarafça da davalının şirket ortağı olması haricinde farklı bir fiili kullanımı olduğu hususu iddia edilmediği gibi ispatlanamamıştır.
Davalının dava dışı şirketin ortağı olması sebebiyle sorumluluğu hususu irdelendiğinde; kural olarak sermaye şirketi türü olan limited şirketlerde borçlardan şirket malvarlığı ile sorumluluk ilkesi esastır. Şirket ortakları TTK m. 553/1 hükmünün ” Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” şeklindeki düzenlemesinden de açıkça görüleceği üzere alacaklıları kasten ve bilerek, kendi kusurlu davranışı sebebiyle zarara uğratması halinde şahsi malvarlıklarından da şirket borçları sebebiyle sorumlu olurlar. İşbu sorumluluğa hükmedilebilmesi için zarara uğradığını iddia eden alacaklı tarafça şirket ortağının kusurlu davranışlarının ispatlanması gerekmekte olup somut olayda davacı tarafça TTK m.553 hükmüne dayalı olarak davalının herhangi bir şekilde kusur bulunduğu iddiasında bulunulmadığı, aksine davalının ayrıca fiili kullanıcı iddiasında bulunmuş olması karşısında dava dışı şirketten alacağın tahsil edilememesi sebebiyle davalıya husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varılmakla mahkememizin kaldırma sonrası 1. Celsesinde kurulan bilirkişi incelemesine yönelik ara karardan rücu edilmiş olup mahkememizin işbu dosyası ile benzer mahiyette olan … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2021/… Esas, 2022/… Karar Sayılı, 11/05/2022 Tarihli ilamı da göz önünde bulundurulmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yerleşik içtihatlar uyarınca davacı kurum, 2560 sayılı … Kanununun 21/a. maddesine göre, sadece “Görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri ” yönünden harçtan muaftır. Dava konusu uyuşmazlık ise kaçak tüketimden kaynaklı bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu ve bu haliyle uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri dahilinde kaldığı gözetildiğinde, davacı kurumun, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, gerekse de 2560 sayılı … Kanununun 21/a. maddesine göre, harçlardan muaf olmadığı ortada olmakla bu doğrultudaki Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas, 2016/… Karar Sayılı, 26.12.2016 Tarihli ilamı ve benzer mahiyette olan … Bam Kararları uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplanarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının Davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 25,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 13.640,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı Kanun Hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.*