Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/797 E. 2023/381 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/797 Esas
KARAR NO : 2023/381
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile Davalı/Borçlu arasında Abonelik Sözleşmesi akdedilerek internet aboneliği hizmeti sunulduğu, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin internet aboneliği hizmeti sağlamayı; Davalı/Borçlunun ise aylık kullanım bedeli oranında kendisine tanzim edilen faturaların tutarını düzenli olarak ödemeyi taahhüt ettiğini, Müvekkili Şirketin yüklendiği edimi gereği gibi ifa ettiği, sunulan hizmette herhangi bir aksama olmadığı, verilen hizmet bakımından fatura tahakkuk ettirildiği, ancak Davalı/Borçlu tarafından aynı özen gösterilmeyerek sözleşme gereği ödeme yükümlülüğünde olunan tutarları ödenmediğini, Müvekkili Şirket tarafından; … … 2020/… E. Sayılı dosyası ile sözleşme kapsamında olan, Davalı/Borçlu’ya fatura edilmiş ve ödenmemiş takip talebi ekinde bilgileri belirtilen faturaların toplam bedeli olan 1.398,10-TL (fatura) bedelinin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak Davalı/Borçlu tarafından başlatılan icra takibine haksız ve dayanaksız olarak itiraz edildiği ve bu nedenle itirazın iptali davasını açma zaruretinin hasıl olduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, İtirazın iptali davasını açabilmek için 1 yıllık hak düşürücü sürenin bulunduğu ve hak düşürücü sürenin itirazın tebliğinden itibaren başlayacağı, bu nedenle tarafımıza hukuka uygun olarak tebliğ edilmeyen itirazın iptalini yasal süresi içerisinde talep etme hakkının doğduğunu,hak düşürücü sürenin başlayabilmesi için itirazın tebliği gerçekleşmesi gerektiği, Taraflar arasında akdedilen abonelik sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafların çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, son ödeme tarihleri 20 Aralık 2018, 21 Ocak 2019, 20 Şubat 2019, 20 Mart 2019, 22 Nisan 2019, 20 Mayıs 2019, 20 Haziran 2019, 22 Temmuz 2019, 20 Ağustos 2019, 20 Eylül 2019, 21 Ekim 2019 ve 20 Kasım 2019 olan fatura borçlarının ödenmediğini, Borcun kendisine aidiyetini bilmesine rağmen Davalı/Borçlunun borca itiraz ettiğini, takibe kasten şekilde, zaman kazanmak ve zarara uğratmak amacıyla itiraz ederek asıl amacının Davacı/Müvekkili Şirket’in alacağına kavuşmasını geciktirdiğini, ancak borcun miktarının belirli olup temerrüt de gerçekleştiğini, Ayrıca borcun miktarı likit bir niteliğe sahip olduğundan gerek yasa gerekse Yargıtay İçtihatlarından malum olduğu üzere haksız itirazların icra inkar tazminatını gerektirdiğini, Davalı/Borçlu tarafından ödeme yapılmadığı gibi gerçeğe aykırı olarak ve dahası haksız ve hukuka aykırı suretle borcunun bulunmadığı yönündeki kötü niyetli itirazları karşısında, bu haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davaya konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminat ödemeye mahkum edilmesine yönelik hüküm tesis edilmesini Sayın Mahkeme’den talep etme zarureti hasıl olduğunu, Davanın kabulü ile Davalının,… … 2020/… E. Sayılı dosyası tahtında yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, takibin tüm fer’ileri ile devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin Davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Dosya kapsamında Davalı tarafından sunulan herhangi bir cevap dilekçesi, belge ya da ifade bulunmadığı, duruşmalara katılım sağlanmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE
Deliller; arabuluculuk son tutanağı, abonelik sözleşmesi, … … 2020/… E. Sayılı dosyası, abonelik taahhütnamesi, cari hesap ekstreleri, bilirkişi raporu.
Dava, internet aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup uyuşmazlık dava ve takip tarihi itibariyle davacının alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı noktasındadır.
… … 2020/… E. Sayılı dosyası’nın incelenmesinde; alacaklısının … Anonim Şirketi, borçlusunun … Ticaret Limited Şirketi olduğu, faturalara istinaden 1.398,10 TL toplam alacağın tahsili için takip başlatıldığı, borçlunun borca, icra müdürlüğünün yetkisine ve tüm faizler ile ferilere itiraz ettiği görülmüştür.
Dosyanın bir mali müşavir, bir sektör bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi ile icra takibine konu faturada belirtilen hizmetin verilip verilmediği, davacının alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının tespiti hususunda rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş olup, 16/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: ” Dosya kapsamında sunulan faturalarda Davalı/Abone tarafın borcu olduğunun görüldüğü, Davalı tarafın dava kapsamında herhangi bir savunmasının, beyanının olmadığı, Dosya kapsamında dava konusu internet hizmetinin kalitesi veya kullanımına yönelik herhangi bir teknik problemin varlığını ya da hizmetin alınmadığını gösteren bir delilin olmadığı, Taahhüt bitiş tarihi cayma bedeli hesabında önemli bir bilgi olup, bitiş tarihi konusunda taahhütname ve faturalarda belirtilen taahhüt bitiş tarihleri arasındaki çelişkinin giderilmesi ve konuyla ilgili belgelerin Sayın Mahkeme’ye sunulması gerektiği, Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin Taahhütlü Abonelikler başlığı altında Madde:12/5 ‘te ‘Taahhüt bitiminden önce taahhüde aykırılığın oluşması halinde, işletmecinin talep edeceği bedel, taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar; aboneye sağlanan indirimler ile cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalmak zorundadır. Ancak, aboneden taahhüt kapsamında, taahhüde son verilmesinden taahhüt bitimine kadar olan dönem aralığında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının daha düşük olması halinde, düşük olan tutar esas alınır.” denilmekte olup, taahhütname yapılmış telefon hatlarının süresinden önce iptali durumunda cayma bedeli uygulanmakla birlikte ‘Kampanyadan Sağlanan Avantajların Bedeli’ adı altında alınan Cayma Bedeline ait refere alınan tarih ve hesaplama ayrıntılarının bildirilmesi gerektiği” hususlarında görüş ve kanaat bildirmiştir.
Rapora karşı beyan dilekçesi ve eklenecek evraklar doğrultusunda değerlendirme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdii ile ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş olup, 04/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: “Dosya kapsamında sunulan faturalarda Davalı/Abone tarafın borcu olduğunun görüldüğü, Davalı tarafın dava kapsamında herhangi bir savunmasının, beyanının olmadığı, Dosya kapsamında dava konusu internet hizmetinin kalitesi veya kullanımına yönelik herhangi bir teknik problemin varlığını ya da hizmetin alınmadığını gösteren bir delilin olmadığı, Taraflar arasında imzalanan 17.10.2017 tarihli taahhütnameye göre taahhüt süresi içerisinde hattın dondurulmasının abonenin talebine bağlı olduğu, abone isterse dondurma süresi kadar taahhüt süresinin ötelenebileceği, ancak dosyada abonenin hattın dondurulmasını talep ettiğine dair bilgi ve belge olmadığı, Ödenmeyen faturalar nedeniyle hattın dondurulması, taahhüt süresinin işletmeci/ … tarafından ötelenip ötelenmeyeceği konularında abonelik sözleşmesinde, taahhütnamede ve BTK yönetmeliklerinde bu tip bir düzenlemeden bahsedilmediği, Aboneliğin 03.10.2019 tarihinde fesih edildiği, ücretlendirmenin durdurulduğu, ödenmeyen faturaların Kasım/2018 döneminden taahhüt süresinin bitimine kadar devam ettiği, Ekim/2019 dönemine ait faturadaki kampanya avantaj/cayma bedelinin hesap ayrıntılarının verilmediği, Abonenin/Davalının, verilen internet hizmetine ilişkin olarak, Kasım/2018 döneminden itibaren taahhütname kapsamında yerine getirmesi gereken fatura ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle Kasım/2018’den itibaren taahhüde aykırılığın oluştuğu, Taahhütnamenin 10. maddesi kapsamında, taahhüte aykırılığın oluştuğu tarih öncesinde sağlanan faydalar ile sonrasında kalan aylar faydası karşılaştırmasının yapılması gerektiği, sağlanan faydalar yönündeki cayma bedeli hesabı için Kasım/2018’den önceki indirim tutarlarının bilinmesi gerektiği, Dava dosyasında sunulan faturaların toplam bedelinin kalan aylar faydası yönündeki cayma bedeline tekabül ettiği, bu faturalar için takip talebi oluşturulduğu, Ekim/2019 dönemine ait faturada ayrıca yansıtılan cayma bedeli ücretlendirmesinin neden yapıldığı ve hangi bedelleri içerdiğinin bilinmediği, bu konuda dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, Davacının taahhütname gereği Davalıya cayma bedeli uygulayabileceği, ancak tekrarlı cayma bedeli uygulamasına yol açmamak ve abone lehine olan cayma bedelini uygulamak amacıyla, sağlanan fayda ve kalan aylar faydası yönündeki hesaplamaların karşılaştırılarak düşük olanın seçildiğinin ispatlanması gerektiği, Kök raporda Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin Taahhütlü Abonelikler başlığı altındaki ‘ Taahhüt bitiminden önce taahhüde aykırılığın oluşması halinde, işletmecinin talep edeceği bedel, taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar; aboneye sağlanan indirimler ile cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalmak zorundadır. Ancak, aboneden taahhüt kapsamında, taahhüde son verilmesinden taahhüt bitimine kadar olan dönem aralığında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk etmemiş kısmının toplamının daha düşük olması halinde, düşük olan tutar esas alınır.’ Madde:12/5’ten bahsedilerek ‘… Kampanyadan Sağlanan Avantajların Bedeli adı altında alınan Cayma Bedeline ait refere alınan tarih ve hesaplama ayrıntılarının bildirilmesi gerektiği belirtilmiş olup; Davacı tarafın karşı beyan dilekçesinde bu konuda bir bilgi ve belge sunulmadığının tespit edildiği” şeklinde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça taahhütnamenin 10. Maddesi kapsamında taahhüde aykırı davranılması nedeniyle kalan aylar faydası yönündeki cayma bedeline ilişkin olarak kesilen faturalar için takip başlatılmış olduğu, kök raporda Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 12/5 maddesi gereğince hesaplama yapılabilmesi için gerekli bilgi ve belgelerin sunulmadığı tespit edilmiş olmakla; davacı vekili 02/11/2022 tarihli celsedeki beyanında bilirkişi ön raporu ile talep edilen evrakların sunulduğunu, başkaca sunulacak evrak bulunmadığını beyan etmiş olup, dosyaya sunulan evraklar doğrultusunda ek rapor alındığı davacı tarafından sunulan bilgi ve belgelerin alacağın hesaplanması için yeterli olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına.
3-Davacı tarafından yapılan toplam 2.106,10 TL yargılama giderlerinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-11 bendi uyarınca davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davalı tarafın dava şartı olan arabuluculuk toplantısına mazeretsiz olarak katılmadığı arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-11 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına.
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/05/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)