Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/777 E. 2022/312 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/777 Esas
KARAR NO : 2022/312
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin … AŞ.’nin hissedarı olduğunu, 02.07.2018 tarihinde yapılan Genel Kurulda Yönetim Kurulu Üyesi olarak seçildiğini, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında Genel Kurul yapılamadığından görevini devredemediğini ancak gerek yaşı gerekse pandemi nedeniyle bu görevi yerine getiremediğinden bahisle Aralık 2020 ayı içinde istifa ettiğini, Ticaret Kanunun 409. Maddesinde yer alan “(1) Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Bu toplantılarda, organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakere yapılır, karar alınır.” şeklindeki hüküm gereği, 2018 yılı, 2019 yılı ve 2020 yılı hesaplarına ilişkin yönetim kurulunun ibraları hususunda yapılması gereken olağan genel kurulu, şirketin yönetim kurulunda bulunan üyelerin, aralarındaki husumet nedeniyle zamanında yapılmadığını, yönetim kurulunda bulunan diğer şirket ortaklarının şirkete zarar verdiği, şirket sermayesinin şahsi ihtiyaçlar için kullanıldığına yönelik bazı şüphe yaratan faturaların bulunduğunu, çekilen kredilerin harcanmasında ve kullanılmasında açıklanmayan hesap hareketlerinin bulunduğunu, bazı evraklarda müvekkili adına habersiz imza atılmış olduğunu, şirket sermayesinden alınan borçların uzun zamandır kapatılmayarak şirketin zarara uğratıldığı gibi usulsüz tasarrufları mevcut olduğuna yönelik bazı tespitlerin bulunduğunu, … AŞ. Yönetim Kurulu’na TTK’nun 410’ncu maddesi uyarınca Genel Kurulu toplantıya çağrılması ve gündeme TTK’nun 438/1’nci maddesi uyarınca “özel denetim yapılması” maddesinin konulması yönünde …. Noterliğini 09.06.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili adına yapmış oldukları ihtara rağmen uzunca süre genel kurulun toplanmadığını, 23.03.2021 tarihinde yapılan Genel Kurulun ise usule aykırılık nedeniyle onaylanmadığını, dilekçe ekinde sunulan Genel Kurul Toplantı tutanağında da görüleceği üzere, Genel Kurulun 14.09.2021 tarihinde çağrılı olarak yeniden toplandığını, müvekkili yerine vekil olarak atadığı … ‘un müvekkilini temsilen toplantıya katıldığını, müvekkilinin, şirket hesaplarında şaibeli işlemler olduğunu düşündüğünden 2018 ve 2019 yılı hesaplarının özel denetimden geçmesini talepli ihtarnameyi yönetim kuruluna gönderdiğini ancak yönetim kurulu tarafından bu konuda bir karar verilmediğini, 14.09.2021 tarihinde yapılan dava konusu Genel Kurulda hesaplarının ibra edilmesinin gündeme alındığını ve 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait faaliyet raporu okunmuş ise de bu yıllara ait denetim raporları olmadığından bahisle okunmadığını, hesapların özel denetime tabi tutulmasını isteyen müvekkilinin, normal denetimin de yapılmaması nedeniyle finansal tablolara itiraz edildiğini ve Yönetim Kurulunun ibra edilmediğini, müvekkili ile birlikte, … tarafından da yönetim kurulu ibra edilmediğini, ayrıca genel kurul gündeminde olan bağımsız özel denetim yoluyla şirket hesaplarının denetlenmesi yönündeki talebin oy çokluğu ile reddedildiğini, usule aykırı olan diğer bir hususun genel kurul gündeminde şirketin faaliyetine son verilmesi hususunun görüşülmesi bulunmasına rağmen bakanlık temsilcisinin çağrılmadığını, özel denetim yapılması hususunda da ayrıca dava açıldığını belirterek …nin 14.09.2021 tarihli Genel Kurulunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafından dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvurulmadığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin Türk Ticaret Kanunu’na göre her faaliyet dönemi sonundan itibaren 3 ay içerisinde yapılması gereken olağan genel kurul toplantılarının 2018, 2019 ve 2020 yıllarında içerisinde yönetim kurulu üyelerinin yaşları, sağlık problemleri, pandemi koşulları ve aralarında yaşanan anlaşmazlıklar sebepleriyle vaktinde gerçekleştirilemediğini, yönetim kurulu üyelerinden … uzun bir süredir böbrekleriyle alakalı yaşadığı kritik sağlık problemleri nedeniyle halihazırda hala böbrek nakli beklediğini, davacının her ne kadar müvekkili şirket nezdinde pay sahibi sıfatına sahip olsa da “toplantıda hazır bulunma” ve “muhalefeti toplantı tutanına şerh ettirme” şartlarını sağlamamış olduğu için iptal davası açma hakkını haiz olmadığını, … ‘un bahsi geçen toplantıya davacıya vekaleten katılım sağlaması, dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan vekaletname çerçevesinde mümkün olmadığını, davacının “toplantıda hazır bulunma” şartını yerine getirmiş olduğundan bahsedilemeyeceğini, vekaletnamenin incelenmesi ile “şirket unvanı”, “genel kurul toplantı tarihi” ve “pay sahibinin pay adedi” unsurlarına ilişkin herhangi bir bilginin bahsi geçen vekaletnamede yer almadığını, davacının yönetmeliğe aykırı bir şekilde düzenlenmiş vekaletname ile toplantıda hazır bulunma şartını sağlamış olduğu kabul edilse dahi, genel kurul kararının iptali davasını ikame etmek bakımından öngörülmüş bir diğer şart olan “muhalefeti toplantı tutanağına şerh ettirme” şartının sağlanmamış olduğunu, geçmiş dönemlere dair gerçekleştirilememiş olağan genel kurul toplantılarının gerçekleştirilememe nedeninin pandemi, hissedarların yaşlı olması ve sağlık durumlarının iyi bir halde bulunmamasından kaynaklandığını, genel kurul toplantı tutanağı incelenmesi ile bazı kararların genel kurulun oybirliği ile alınmış olduğunu, bu hususa rağmen bütün tutanağın iptali bakımından karar verilmesinin talep edilmesi, kendi içerisinde çelişki barındırarak kanun hükmüne açık bir aykırılık teşkil ettiğini beliterek eldeki davanın dava şartı olan zorunlu arabuluculuk müessessine tabi olduğu ve yine davacı tarafın herhangi bir arabuluculuk başvurusunda bulunmadığı sebepleriyle davanın usulden reddine, Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesinin 1. fıkrası ile tasarlanmış ve iptal davasının ikame edilebilmesi bakımından dava şartı niteliğinde olan “toplantıda hazır bulunma” ve “muhalefeti toplantı tutanağına şerh ettirme” hususlarının davacı tarafından sağlanmamış olduğu ortada olduğundan dava şartlarının oluşmadığı gözetilerek işbu haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 14/09/2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı şirketin son sicil kaydı, sicil dosyası, iptali talep edilen genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli.
Mahkememizin 14/02/2022 tarihli başkan inceleme tutanağının 1 nolu ara kararı uyarınca “Dava dilekçesinin sonuç kısmında 14/09/2021 tarihli genel kurul kararının iptali istenilmiş ise de, açıklamalar kısmında bazı maddelerden bahsedildiği görülmekle davacı vekiline iş bu tutanak ekinde ve 14/09/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı da eklenerek tebligat çıkartılarak , tebligatın alındığı tarihten itibaren 2 hafta içerisinde, dava dilekçesi dışına çıkmamak koşuluyla , ilgili genel kurulda alınan bazı maddelerin mi yoksa genel kurulda alınan tüm maddelerin mi iptalinin talep edildiği belirtilerek iptali istenen maddelere göre genel kurulda ne kadar çıktığı, davacının buna muhalif olup olmadığı, muhalefetini tutanağa geçirtip geçirmediği hususlarının HMK 31. Maddesi kapsamında açıklanmasının istenilmesine” şeklinde karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilen 01/03/2022 tarihli dilekçesi ile; Genel Kurulda alınan kararların 3. Maddesinde; müvekkilinin bu oylamada aleyhe oy kullandığını ve rapor içeriğine katılmadığını beyan ettiğini, genel kurul tarafından oy nisapları ile olumlu oylar ve olumsuz oylara yönelik bir açıklama yer almadığını ve ne yönde bir karar çıktığını bilmediklerini, finansal tabloların gerçeği yansıtmadığı için iptalini talep ettiklerini, gündemin 5. Maddesinde; müvekkilinin bu oylamada aleyhe oy kullandığını ve rapor içeriğine katılmadıklarını ve gerekçesini beyan ettiklerini, genel kurul başkanı tarafından oy nisapları ile olumlu oylar ve olumsuz oylara yönelik bir açıklama yer almadığını, hazirun cetvelinde yer alan paylara ilişkin açıklamanın gerçeği yansıtmadığı için ne yönde karar çıktığını da bilmediklerini, bu nedenle gerçeği yansıtmayan bilançoların ve finansal tabloların ibrazının iptalini talep ettiklerini, gündemin 6. Maddesinde; yönetim kurulunun ibrasının oylandığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği için oylama sırasında yönetim kurulu üyesi olmadığını, yönetim kurulu üyesi …’a vekaleten … ile … ‘ın yönetim kurulu üyesi olmalarına rağmen kendilerinin ibrası yönünde oy kullandığını, kurul başkanı tarafından ibra lehine kullanılan oy nisabı ile olumsuz oyların nisabındın ne olduğu hesaplanarak tutanağa geçirilmesi gerekirken geçirilmediğini, sanki yönetim kurulu ibra edilmiş gibi bir algı yaratıldığını, genel kurulda sunulan pay oranlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının belli olmadığını, herhangi bir denetimden geçmeyen faaliyetlerin ibrasına yönelik maddenin iptalini talep ettiklerini, Gündemin 4 ve 7. Maddesinde; yönetim kurulu tarafından yapılan usulsüzlükler denetlenmediği için bu maddelerin de iptalini talep ettiklerini, Gündemin 12. Maddesinde; somut bir şekilde usulsüzlüklerin ortaya konulmasına rağmen yönetim kurulu üyelerinin ve birinci derece yakınlarının, pay çoğunluğu gücünü kullanarak denetimden kaçmasını sağlayan, diğer pay sahiplerinin zarara uğratacak şekilde alınan bu kararın da dürüstlük kurallarına , esas sözleşmeye , usule ve hukuka aykırı olduğundan iptalini talep ettiklerini belirterek …….A.Ş’nin 14/09/2021 tarihli Genel Kurulunda alınan 3- 4- 5- 6- 7 ve 12. Maddelerinin esas sözleşmeye, dürüstlük kuralına ve kanuna aykırı olduğundan iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, tavzih dilekçesine dair yapmış olduğu 18/03/2022 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde; TTK 446. Maddesinin 1. Fıkrası ile tasarlanmış ve iptal davasının ikame edilmesi bakımından dava şartı niteliğinden olan “toplantıda hazır bulunma” ve “muhalefeti toplantı tutanağına şerh ettirme” hususlarının davacı tarafından sağlanmamış olduğunu, dava şartlarının oluşmadığı gözetilerek haksız davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın iddialarının tamamen hukuki mesnetten yoksun ve soyut nitelikte olduğunu, iddialardan hiçbirinin tutarlı bir delille ortaya konulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İptal sebepleri başlıklı TTK’nın 445. Maddesinde “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denilmektedir.
İptal davası açabilecek kişiler başlıklı TTK’nın 446. Maddesinde “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” denilmektedir.
İptali talep edilen genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, 1. Maddesinde toplantı başkanının seçilmesi ve yazman seçimi için görüşüldüğü ve oy birliğiyle toplantı başkanı ve yazmanın belirlendiği, 2 nolu kararda genel kurul toplantı başkanına oy birliğiyle tutanakları imzalama yetkisinin verildiği, 2 nolu karar ile 2018-2019-2020 yıllarını kapsayan yönetim kurulu faaaliyet raporlarının okunması ve müzakeresine geçildiği hemen akabinde yönetim kurulu üyesi sıfatıyla yetkili …’ın 30/12/2020 tarihli istifa beyanının okunduğu ve kabul edildiği, daha sonra da teker teker 2018-2019-2020 yılı faaliyet raporlarının okunduğu ancak genel kurul toplantı tutanağında bazı paydaşların rapor içeriğine katılmadıkları ve raporun hazırlanmasında da dahili olmadıkları belirtilerek itiraz ettikleri ve ibra etmemekle oldukları şeklinde not düşüldüğü, 4 nolu gündem maddesinde denetçi raporlarının okunması ve müzakeresine geçildiği, denetçi raporu sunulmadığı anlaşıldığından müzakere edilmesi ve oylama işleminin gerçekleştirilemediği şeklinde tutanağa geçirildiği, 5 nolu kararda finansal tabloların okunması ve müzakereye geçildiği, yine bazı paydaşların finansal tablolar içeriğine katılmadıkları ve bu sebeple itiraz ettmekte oldukları şeklinde karara geçirildiği, 6 nolu kararda yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğü ve bazı paydaşların yönetim kurulu üyelerini ibra etmemekte oldukları bazılarının ise ibra etmekte oldukları şeklinde karara geçirildiği, 7 nolu gündem maddesinde denetçinin ibrasının görüşüldüğü ve denetçi raporu bulunmadığından bu hususun karara bağlanamadığı şeklinde tutanağa yazıldığı, 8 nolu gündem maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığı ve seçimin oy birliğiyle karar bağlandığı, 9 nolu gündem maddesinde denetçinin oy birliğiyle seçildiği, 10 nolu gündem maddesinde yönetici ve denetçiye oy birliğiyle ücret ödenmemesi yönünde karar alındığı, 11 nolu gündem maddesinin oy birliğiyle alındığı, 12 nolu gündem maddesinini denetçi tayini istemine ilişkin olduğu ve olumlu – olumsuz oy verenlerin yazılarak denetçi talebinin reddedildiği, 13 nolu gündem maddesinde şirketin ticari faaliyetine son vermesi ve şirketin tasfiye konusunun görüşüldüğü ve davacının olumsuz oy kullandığı ve yapılan oylamada yeterli çoğunluk sağlanmadığından tasfiye kararı alınması talebinin reddedildiği, 14 nolu gündem maddesinin oy birliğiyle alındığı görülmüştür.
Genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde 1,2,8,9,10,11,14 nolu kararların oy birliğiyle alındığı dolayısıyla davacının da bu maddelerin görüşülerek alınan kararlarda olumlu oy kullandığı anlaşıldığından iptali için dava açılmasında davacının hukuki yararı yoktur. 3 nolu gündem maddesinde sadece itiraz edenlerin isimlerinin yazılı olduğu alınan bir karar bulunmadığı, 4 nolu gündem maddesinde alınan bir karar bulunmadığı yine 5 nolu gündem maddesinde alınan bir karar bulunmadığı, 6 nolu yönetim kurulunun ibrasıyla ilgili gündem maddesi incelendiğinde sadece olumlu oy verenlerin ve olmusuz oy verenlerin yazılı olduğu hali hazırdaki yöneticilerin de oylamada oy kullandığı ancak yöneticilerin ibra mı edildiği yoksa ibra edilmediği mi , ibra edilmiş ise oy birliğiyle mi oy çokluğuyla mı yönünde hiç bir ibare bulunmadığı dolayısıyla ibra ile ilgili alınmış bir karar olmadığı, 7 nolu gündem maddesinde herhangi bir karar alınmadığı, 13 nolu gündem maddesinde davacının da olumsuz oy kullandığı ve davacının talebi gibi tasfiye kararı alınması talebinin reddedildiği görüldüğünden, davacının; bazı gündem maddelerinde alınan bir karar bulunmaması bazılarında ise davacının da istediği gibi karar çıkması nedeniyle davacının bu maddelerin iptali istemine ilişkin hukuki yararının bulunmadığı, 12 nolu gündem maddesi açısından denetçi tayini talep edilmiş talep reddedilmiş ise de burada izlenmesi gereken yöntem TTK 437. Maddesi kapsamında bilgi alma ve inceleme hakkı kulllanıldıktan sonra şartları oluşmuş ise TTK 438 ve 439. Maddeleri gereğince yine şartları oluşmuş ise Asliye Ticaret Mahkemesine müracaat edilerek özel denetçi atanmasının talep edilmesi gerekmekte olup, 12 nolu gündem maddesi aleyhine iptal davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davacının davasının hukuki yararı bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine aşağıdaki şeklide karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davası hukuki yararı bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır