Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/776 E. 2022/130 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/776 Esas
KARAR NO : 2022/130
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 03/02/2014
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … nolu … Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı … A.Ş.’nin ticari faaliyetlerini sürdürdüğü, … mah., … sokak, … Apt., No: … /İstanbul adresindeki bağımsız bölümde, 20/05/2009 tarihinde söz konusu binanın ana kanalizasyon bağlantısının atık su tesisatının taşmasıyla, maddi hasar meydana geldiğini, bu hasar nedeniyle düzenlenen ekspertiz raporuna müsteniden sigortalıya 29/06/2009 tarihinde hasar tazminatı olarak 3.175,00 TL ödendiğini, yapılan bu ödemeyle müvekkili şirketin TTK md. 1472 gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, söz konusu halefiyet gereği, zararın tazminine ilişkin olarak … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/… esas sayılı dosyası ile, rizikonun gerçekleştiği bina malikleri aleyhine ikame edilen davada, davalının talebi üzerine …’ye ihbar olduğunu, … vekilinin idareye atfedilebilecek herhangi bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığını, hasarın, binanın rabıt bağlantısının fen ve usul kaidelerine uygun yapılmamasından kaynaklandığını,bu nedenle, bina maliklerinin sorumlu olduğunu beyan ettiğini, ancak … Genel Müdürlüğü tarafından mahkemeye sunulan 14/04/2011 tarihli yazı cevabında, söz konusu …sokakta kim tarafından yapıldığı bilinmeyen atık su kanalının, mevcut binaların altından geçtiği, işletme probleminin çok olduğunu, sık sık tıkanmalara yol açarak binaların bodrum katlarında, atık su baskınlarının olduğu görüldüğünden sorunun giderilmesi işi için 26/05/2009 tarihinde makam oluru alınarak 30/06/2009 tarihinde, kazısız teknoloji ile kanal imalatı işinin yapıldığının bildirildiğini, bu yazı ekinde bulunan 26/05/2009 tarih 2009/… sayılı yazıda ise, atık su kanalının mevcut binaların altında geçtiği, … binası’nın kanalının da bu hatta bağlı olduğu, bu yüzden, hatta işletme problemi olduğu, sık sık tıkanmalara yol açarak binaların bodrum katlarında atık su baskınları oluştuğunun tespit edildiğinin bildirildiğini, mahkemece yapılan yargılama sonunda itibar edilen bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere, davaya konu hasarın alt yapı yetersizliğinden kaynaklandığı, kusurun …’de olduğu, kusurlu olan bir kişi var iken, başkalarının kusursuz sorumluluğu olup olmadığı hususunun tartışılamayacağını ve davalılardan talep edilebilecek bir tazminat olmadığı kanaatine varılarak davanın reddedildiği, … Sulh Hukuk Mahtemesinin 2009/… esas, … karar sayılı mahkeme ilamında da belirtildiği üzere, dava konusu maddi hasarın, alt yapı yetersizliğinden meydana geldiği, kusurun …’de olduğu, dolayısıyla …’nin atık su kanalındaki işletme poblemlerinin sık sık tıkanmalara yol açarak binaların bodrum katlarına atık su baskınlarına neden olmasına karşın gerekli önlemleri almadığından, kamu hizmetinin gereklerine uygun olarak yürütülmemesi nedeniyle, hizmet kusuru bulunduğunu, hukuki halefiyet gereği, rücu alacağı için, davalı idareye 07/11/2012 tarihli rücu yazısı ile müracaat edildiğini, davalı tarafından verilen cevapta, yargılama yapılmadan ve mahkeme kararına dayanmayan ödeme taleplerinin idarece kabulünün ve ödenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ancak …’nin … Kuruluş ve Görevleri Hakkında 2560 Sayılı Kanun uyarınca sorumluluğu bulunduğunu, dava konusu olayda da hasarın oluş nedeni ve kesinleşen mahkeme ilamı göz önüne alındığında, …’nin kanundan doğan kusur sorumluluğunun söz konusu olduğunu, bu zararların hizmetin örgütlenmesi ve yürütülmesinden sorumlu olan idare tarafından tazmin edilmesi gerektiğini belirterek, rücuen tazminat alacağı olan 3.175,00 TL’nin, ödeme tarihi olan 29/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi, zararla müvekkili idare arasında bir illiyet bağının da kurulmasının mümkün olmadığını, dava konusu yapılan hasarın davacının sigortalısının kusurlu davranışı sebebiyle meydana geldiğini, idare elemanları tarafından yapılan inceleme neticesind,e su baskını olayının 20/05/2009 tarihinde meydana gelmiş olması sebebiyle, iddia olunan boyutta bir hasarın bulunup bulunmadığı hakkında herhangi bir bilgi bulunmadığını, bina atık su bağlantısının, bodrum katların …sokakta bulunan hattın kotunun altında kalması sebebiyle, ilgililerince idarenin görüşü ve onayı alınmadan ve gözetim haricinde, … caddesinde bulunan atık su hattına bağlandığı, oysaki bina atık su bağlantısının binanın cephesi olan …sokakta bulunan atık su hattına, bina bodrum katına ilgililerince atık su toplama çukuru yapılarak ,pompa sistemi ile binanın parsel bacasına, üst katların da direk olarak parsel bacasına bağlanması gerektiği tespitinin yapıldığını, binanın iskanının da bulunmadığını, iskanı olmayan bir binada, idarenin görüş ve onayı alınmadan, ilgililerince yapılmış bir atık su bağlantısının tıkanmasından dolayı oluşan hasardan, müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, söz konusu binanın, idarece tasdik edilen projesinin olmadığını, gelişi güzel rabıt bağlantısı yaptığını, pompa sistemi kurmadığını, sağanak yağışlarda yağmur sebebiyle meydana gelebilecek geri tepmeyi önleyecek herhangi bir önlemin alınmadığı muhtemel olduğundan, müvekkili idareye sorumluluk yükletilemeyeceğini, sigortalının idareden 2560 sayılı … Kanunu’nun 18.maddesinde belirtilen, altyapı görüşü almadığını,…. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/… esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda …’nin sorumlu tutulması nedeniyle tazminat talebine bulunulduğunu, …sokaktaki atık su hattında problemlerin olduğu, aynı mahalde büyük bir binanın bu hatta bağlı olduğunda taşma yaşadığı, dava konusu binanın giderinde onarım yapıldığından bahsedildiğini, …sokaktaki kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen, idarece yapılmammış hattın yenilenmesi hususunun direk olarak binalara su basması ile ilgili bir imalat olmadığını, bina giderinde bir onarım yapılmadığını, kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen eski kanalların idarece değerlendirilerek zaman içinde yenilendiğini, belirtilen tarihlerde atık su kanalının çalışır durumda olduğunu, aynı sokaktaki aynı kanala bağlı diğer binalarda herhangi bir atık su baskını yaşanmadığının arşiv kayıtlarından anlaşıldığını, kanalda problem olması durumunda sokaktaki binaların hepsinde aynı problemin yaşanması gerektiğini, topografik yapıya bağlı olarak ve/veya çok bodrumlu binaların yapıldığı bazı yerlerde bodrum kat kotunun kanal kotu altında kalması hususunun ilgili yönetmelikte pompa şartı başlığı altında ifade edildiğini, tazminata hükmedilebilmesi için davacının kusursuz olması gerektiğini, oysaki hasarın davacının ağır kusurlu davranışı sonucu meydana geldiğini, idarenin geri tepme ile alakalı olarak bir hizmet kusuru olmadığını, ilgili yönetmeliğe göre geri tepmeyi engelleyecek çek valf takılmasının bina sahiplerinin sorumluluğunda olduğunu, hasar gören konutun ruhsata, imar durumuna ve projeye uygun olup olmadığının ilgili belediyeden sorulması gerektiğini, eğer bir aykırılık mevcutsa, ruhsatsız ve kaçak olarak yapılan taşınmazdaki konutu sigorta eden taşınmaz sahibinin, oluşan hasardan sorumlu olduğunu, davacının sigortalısının yasa ve yönetmeliklerden doğan yükümlülükleri yerine getirmemesi tazminat isteminin hukuki olduğunun kabulü halinde bile, bina sahibinin su sızmasını engellemek için tedbir alıp almadığı, bodrum temel duvarında buyun sızmasını önleyici betorname perde olup olmadığının, herhangi bir su baskınında tahliye yapılabilmesi için sistem kurulup kurulmadığının, konutun taban kotu ile su isale hattı konutunun ayrıca binanın bağlantılarının deşarj yönetmeliğine uygunluğunun yerinde yapılacak bilirkişi tarafından keşfen incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığının yeterli olmadığını, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, hasara ilişkin bedelin bilirkişilerce yeniden tespiti gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre halefiyet nedeniyle rücu davasıdır.
HMK nun 21. Maddesi uyarınca; … Asliye Ticaret Mahkemesi ile … Asliye Hukuk mahkemesi arasında görev ihtilafının vücut bulması ve bu hususun Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2019/ … Esas sayılı Bozma İlamında Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususunun bozma nedeni yapılması nedeniyle mahkememizin esasının kapatılarak, dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesinin, … Asliye Ticaret Mahkemesine bağlanması nedeniyle, dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna iadesine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK nun 21. Maddesi uyarınca …. Asliye Ticaret Mahkemesi ile …. Asliye Hukuk mahkemesi arasında görev ihtilafının vücut bulması ve bu hususun Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2019/ … Esas sayılı Bozma İlamında Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hususunun bozma nedeni yapılması nedeniyle mahkememizin esasının kapatılarak, dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin, …. Asliye Ticaret Mahkemesine bağlanması nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna iadesine,
2-Yargılama gideri, vekalet ücreti, karar ve ilam harcının görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır