Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/765 E. 2022/691 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/765 Esas
KARAR NO : 2022/691
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 08.01.2019 ayrı ayrı tarihinde Geçmiş Dönem ve Cari Dönem Teşvik Danışmanlığı Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, SGK teşviklerine uyan kişilerin listesini davalıya ulaştırdığını, davalı müvekkilinin danışmanlık hizmeti ile bildirgeler oluşturulduğunu ve SGK’dan prim indirimlerini aldığını ve indirimleri aylık SGK tahakkuklarında bulunmakta olduğunu ve müvekkili ilgili sözleşmenin 4.1.Maddesi uyarınca davalının hak kazandığı teşvik tutarının %15’i kadar hizmet bedeli almaya hak kazanmış olduğunu ve Davalıdan hizmet bedeli defalarca talep edilse de işbu dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu ve davalı adına kesilen faturaları da gerekçesiz şekilde reddetmiş olduğunu, sözleşmenin 4.1. Maddesi uyarınca SGK geçmiş dönem teşvik danışmanlığı hizmet bedeli olarak şimdilik 500,00 TL ödetilmesine, alacağa arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren ticari temerrüt faizinin işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı yan arasında 08/01/2019 tarihli ayrı ayrı Cari Dönem Ve Geçmiş Döonem Teşvik Danışmanlığı konusunda Hizmet alım sözlenmesi imzalandığını ancak ilgili sözleşmelerin … Noterliği ‘nin 17.09.2020 tarih … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi ve … Noterliğinin 09.12.2020 tarih … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi ile her iki sözleşmenin feshedildiğini, davalı şirketi ile söz konusu sözleşmenin yapılma amacının 4447 sayılı kanunun 10. Maddesi (6111 sayılı kanun nolu teşvik) gereği geriye yönelik teşviklerin alındığını, sözleşme döneminde gerekli sorgulamaların ve geriye dönük teşviklerin hesaplanmasının ve gerekli bildirgelerin kuruma verilmesi zaman kaybına neden olması ve şirkete ek bir maliyet gerektirdiğini, cari dönem ve diğer tüm teşviklerin yeni gelen düzenleme ile SGK’nın ilgili ekranlarında gerekli sorgulamaların yapılarak sağlanması ile beraber talep edilen hizmetin kurum tarafından ücretsiz olarak sunulması nedeniyle davalı şirketi ile yapılan sözleşmeden beklenen menfaatinin konusuz kalmış olup artık ilgili sözleşmenin devam ettirilmesini gerektirecek şirketince mevcut bir ihtiyaç bulunmadığını ve 08/01/20109 tarihli sözleşmenin 6. Maddesinde sözleşmenin süresi kısmı “..iş bu sözleşme imzalandığı tarihte başlayıp sözleşme konusu teşviklerin tamamı ilgili kurumdan iade/mahsup oluncaya kadar geçerlidir…” şeklinde oluşturulduğunu ve mevcut durum itibariyle kurumdan iade/mahsup edilecek teşviklerin bulunmaması nedeniyle sözleşmenin geçerlilik süresi de dolmuş olduğunu ve ayrıca sözleşmenin 10. Maddesinde mücbir sebepler belirtilmiş ve mücbir sebebin varlığı ve söz konusu sebebin 30 günden fazla sürer ve sözleşmenin ifasını imkansız hale getirmesi halinde sözleşmenin kendiliğinden feshedileceği kararlaştırılmış olduğunu ve Ülkemizde ve tüm dünyada COVİD-19 salgın hastalığı nedeniyle müvekkili şirket Aralık ayı itibariyle mevcut salgının 9. Ayında devam etmesi sözleşmede belirtilen 1 aylık mücbir sebebin devamlılığı şartının sağlanmış olduğunu ve salgın etkisiyle sözleşmenin ifasının mevcut iş durumu itibariyle imkansız hale geldiğini ve bu durum da sözleşmenin kendiliğinden fesh edilmiş olduğunu, davalı yan kötü niyetli bir şekilde müvekkili şirkette SGK Geçmiş Teşvik Danışmanlık Hizmeti adı altında 12.07.2021 tarihli … Numaralı Fatura kesmiş olduğunu ancak bu sözleşmelerin 17.09.2020 ve 09.12.2020 tarihlerinde ihtarnameler ile feshedilmiş olduğunu buna rağmen hizmet sağlanmadan 12 Temmuz 2021 tarihinde geriye dönük işlemlerle ilgili fatura kesildiğini ve gönderilen maillerde de şifrelerin değiştirilmesi nedeniyle geçmiş dönem teşvik takibi yapılamadığı bilgisi verildiğini bundan dolayı … Noterliği ‘nin 16.07.2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de faturanın iade edildiğini ancak bahsedilen tarihlerde müvekkili şirketin şifreleri davalı tarafça bilinmekte olduğunu ve davalı tarafça müvekkili şirkete bir hizmet sağlanmayıp Müvekkili şirket ile imzalanan 08.01.2019 tarihli cari dönem teşvik danışmanlığı sözleşmesine dahi uyulmayıp gerekli hizmetler de sağlanmamış olduğunu ve dolayısıyla söz konusu sözleşmelerin hukuka uygun şekilde ve süresinde feshedilmiş olması nedeniyle davalı yana hiçbir borç bulunmadığını ve Tahakkuk edilen tüm ödemeler de yapılmış olduğunu, sebeplerden dolayı davalı yanın davasının reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı olarak alacak istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı ile davalı arasında 08.01.2019 ayrı ayrı tarihinde Geçmiş Dönem ve Cari Dönem Teşvik Danışmanlığı Hizmet Alım Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, sözleşme hükümleri uyarınca davacı şirketin “4447 sayılı kanunun geçici 10. Maddesi (6111 Kanun No.lu teşvik) , 4857 sayılı İş Kanunu, 5510 sayılı Kanun uyarınca hizmet alan çalışanlarından teşvik kapsamında değerlendirilebilecek sigortalıların belirlenmesi, teşvik kapsamında yararlanılabilecek sigortalıların seçilmesi, teşvik kapsamında yararlanılma ihtimali mümkün ise toplam kazanç tutarına ilişkin verilecek hizmetler” borcu altına girmiş olduğu, davalı şirketin ise “yararlandırılan teşvik miktarının %15’i kadar bedel ödeme + KDV” borcu altına girmiş olduğu, davacının sözleşme kapsamında kendi edimini eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen davalı tarafından bedelin ödenmemiş olduğu iddiası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 500,00 TL üzerinden işbu alacak davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(22)9-485 Esas, 2021/971 Karar Sayılı, 07.07.2021 Tarihli “Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2003 tarihli ve 2003/4-260 E., 2003/271 K. sayılı kararı; ayrıca bkz., Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C.II, 15. baskı, İstanbul 2017, s.1000). … Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir.” şeklindeki ilamı uyarınca eldeki davanın kısmi dava olduğu anlaşılmakla bu doğrultuda yargılama yapılmıştır.
Taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşme incelendiğinde sözleşmenin TBK uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme hükmünde olduğu TBK m. 97’nin “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” şeklindeki düzenlemesi uyarınca somut olayda davacı tarafça sözleşme kapsamında alacak isteminde bulunulabilmesi için öncelikle sözleşme uyarınca üzerine almış olduğu edimi ifa ettiğini ispatlaması gerekmektedir.
Yargılama esnasında taraflarca dosyamız arasına sunulan deliller, celp edilen SGK kayıtları, tarafların ticari defterleri ve sistemleri bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle davacı tarafın sözleşme kapsamında edimini ifa edip etmediği, ifa etmiş olduğu edimlerin karşılığında ne kadar ücrete hak kazanacağı ve söz konusu ücretin ne kadarının davalı tarafça ödenmiş olduğu, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim edilmesi için dosya 1 mali müşavir, 1 SGK teşvik primi hususlarında uzman ve 1 bilgisayar mühendisinden oluşan heyete tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından hazırlanılarak mahkememize ibraz edilen 12.08.2022 tarihli raporda özetle;
Davacı ve davalı yan tarafından incelemeye sunulan Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Dava konusu, davacı tarafından davalı yana düzenlenmiş 12.07.2021 tarihli … No.lu 39.821,85 TL + 7.167,93 TL= 46.989,78 TL’lik “ SGK GEÇMİŞ TEŞVİK DANIŞMANLIK HİZMETİ” açıklamalı Temel E-Faturanın davalı tarafından kabul edilmemiş olduğu ve her iki taraf ticari defterlerinde de işbu faturanın kayıtlı olmadığı,
Dava konusu faturanın dayanağının 2020/07, 2020/09, 2020/10 ve 2020/11 aylarına ait 07252 Sayılı Kanun’dan Doğan ve 4857 Sayılı Kanun’dan Doğan Teşvik İndirimlerinin girişinin davacı yanca girişi konusunu yukarıda açılanmış olduğu üzere SGK kayıtlarında 02.01.2021 tarihine ait “Onaysız Tahakkuk Fişi” kayıt belgesinin davacı yanca ispat niteliğinde olmadığı sonucuna varılmakla davacının davasını ispat edemediği,
Davacının dava konusu olaydaki davalının hesabına giren 2020/07, 2020/09, 2020/10 ve 2020/11 aylarına ait dönem bordrolarının girişinin kendileri tarafından yapıldığı iddiasını ispat edemediğini, bu nedenle anılan faturanın iadesi kapsamında davalının borçlu olmadığı,
KÜÇÜKÇEKMECE SGK yazılarında davalıya yapılan bir ödeme ve mahsup işlemlerine ilişkin olarak müfreta kartında yapılan bir ödeme görülmediğini, bu nedenlerle davacının davalıdan isteyebileceği bir alacağının olmadığı kanaatine varıldığı mahkememize bildirilmiştir.
Bilirkişi heyet raporunun taraflara usulüne uygun olarak 21.08.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, taraflarca rapora karşı beyan ve itiraz dilekçelerinin sunulmamış olduğu, işbu hali ile raporun kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça her ne kadar davalı tarafa bir hizmet verildiği iddia edilmiş ise de hangi tarihlerde ne şekilde hizmet verildiğinin ispatlanamadığı; davalı tarafça, davacı tarafından hizmet verildiği kabul edilen tarihlere ilişkin ödemenin yapıldığının ve davacının bakiye alacağının bulunmadığının beyan edildiği, SGK sisteminde meydana gelen değişiklikten sonra davacının hizmetine ihtiyaç duyulmaması sebebiyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, buna ilişkin olarak davacı tarafından söz konusu sistem değişikliğinden sonra herhangi bir hizmetin verilmediğinin iddia edildiği, söz konusu iddiaya ilişkin olarak davacı tarafça davalıya verildiği iddia edilen hizmetin somutlaştırılıp ispatlanamadığı, tarafların basiretli tacir olduğu, verilen hizmetin karşılığının faturalandırılması gerektiği, tarafların ticari defterleri incelendiğinde de davacının davalı tarafından alacaklı olduğunun ticari defterlerinde dahi yer almadığı bu sebeple davacı tarafça davalıdan alacaklı olunduğunun ispatlanamaması sebebiyle işbu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ilam harcından dava açılırken peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 500,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK madde 341 uyarınca kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 sayılı Kanun Hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.*