Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/739 E. 2022/761 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/739 Esas
KARAR NO : 2022/761

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 11/11/2022

DAVA: Davacı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, 24.10.2021 tarihinde, davalı Kooperatifin olağan genel kurul toplantısı yapıldığını, bu toplantıda sunulan Denetim Kurulu Raporuna ve daha öncesinde yaptıkları tespitlere göre, davalı Kooperatifin ibra edilen yönetim kurulunun hukuka aykırı iş ve işlemler yapmış olduğunun tespit edilmiş olmasına rağmen genel kurulda eski yönetimin ibrasına karar verildiğini, bu ibra kararı görüşülürken davacı müvekkilinin, ibra edilen yönetim kurulunun hukuka aykırı işlemlerini genel kurulun bilgisine sunduğunu ve ibra kararına karşı olduğunu dile getirdiğini ve verilen ibra kararına karşı da muhalefet şerhi koyduğunu, Genel Kurula sunulan denetçi …tarafından hazırlanan denetim raporunda, ibra edilen yönetim ile ilgili birçok hukuka aykırı ve zararlandırıcı işlem ve eylemler tespit edilerek genel kurula sunulduğunu, bunlardan en dikkat çekicisinin ise adı geçen denetim raporunun 13.sayfasında 5.e maddesinde “hizmet ve/veya mal alımı yapılan işletmelerden zamanından önce fatura alınması” başlığı altında açıklanan husus olduğunu, burada tarif edilen işlemin memur suçu olan zimmet niteliğinde olduğunu, zamanından önce fatura alınmasının yaptırmadıkları veya almadıkları bir hizmet veya mal sebebiyle gider faturası alarak zimmete para geçirmek anlamına geldiğini, ve bu iş Türk Ceza Kanunu bağlamında zimmet suçunu oluşturduğunu, ve genel kurulun zimmet suçunu aklamayamayacağını, keza, müvekkilinin beyanına göre; davacı müvekkili tarafından yapılan tespite göre, ibra edilen yönetim kurulunun, deliller aşamasında sunacakları takriben 155.436,00 TL civarında karşılıksız hizmet faturasını, öyle bir hizmet almadan gider kaydettiklerini, davalı kooperatifin 24.07.2019 tarih ve … sayılı …Alüminyum Sistemleri … firmasına ait fatura muhteviyatı A2 blok 61 nolu daire-A2 Blok 198 nolu daire- A3 Blok 90 nolu daire, A3 Blok 111, 118,143,196 nolu daireler ses izalosyonu, B3 Blok 72 nolu daire ses izolasyonu- A4 Blok 11 nolu daire ses izolasyonu- B4 Blok 132 nolu daire ses izolasyonu- B5 Blok 164 nolu daire ses izolasyonu yapıldığı şeklinde olduğunu, oysaki müvekkilinin beyanına göre bu hizmetler yapılmadığını, yapılmış olsa bile bu işlerin daire sahiplerinin yaptırması gereken ve sitenin yaptırmakla mükellef olmadığı işler olduğunu, aynı şekilde, 2019 yılında aynı firmaya ait … nolu, … nolu, …nolu bedelsiz faturalar kesildiğini, müvekkilinin beyanına göre bu işlerin yapılmadığını, daha sonra davalı kooperatifin 05.10.2020 tarih… sayılı fatura ile …Ltd.Şti firmasına satış yaparak hesap mahsubu yaptığını, daha sonraları ise davalı kooperatif …firmasıyla ilgili olarak Beyoğlu … Noterliği kanalıyla … firmasına 17.10.2020 tarih ve … yev.sayılı fesih ihbarı gönderildiğini fakat yukarıdaki faturaların kullanıldığının tarafınca…Cumhuriyet Başsavcılığı… soruşturma dosyasına bildirilince apar topar adı geçen firmayla yeniden iş yapmaya karar aldıklarını, bu işlerin yapılmadığının delili de tespit tutanağının olmaması olduğunu belirterek 24.10.2021 tarihli genel kurulda, yönetim kurulunun ibra edilmesine dair kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ihbarlarının hukuken geçerli maddi dayanaktan yoksun olduğunu 24/10/2021 tarihinde yapılan kooperatif genel kurulunun tüm kanuna gereklere uyularak yapıldığını, denetim raporunun okunarak tartışıldığını, yönetim kurulu üyelerinin görev süresince kanuna, yasal ve etik muhasebe ilkelerine uygun olarak görevlerini ifa ettiklerini, söz konusu genel kurulu toplantısında oy kullanan 125 üyenin 123’ünün olumlu oyu ile kooperatif yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir .
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatifin 24/10/2021 tarihli olağan genel kurulunda alınan 7 nolu yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER: Davalı kooperatifin sicil kaydı, davalı kooperatifin tüm sicil dosyası, 21/10/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davalı kooperatifin defter ve belgeleri, bilirkişi incelemesi.
Kooperatifler Kanunun 53. Maddesine göre ; ” Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri………” denilmektedir.
Kooperatifler Kanunun 45. Maddesine göre “………Genel kurul, anasözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır. Genel kurul toplantı tarihi, yeri ve gündemi toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir…………” denilmektedir.
Kooperatifler Kanunun 51. Maddesine göre “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur. kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir” denilmektedir.
Kooperatifler Kanunun 98. Maddesine göre ” Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” denilmektedir.
Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 33. Maddesine göre genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına
sahip olanların az 1/4’ünü şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerektiği ve kararların hazır bulunanların yarısından fazlasının oyuyla alınacağı hususunda düzenleme bulunduğu görülmüş, davalı kooperatifin yöneticilerini gösterir sicil kaydı, davalı kooperatifin ortakları ve pay durumunu gösterir belgeler alınarak dosyaya bırakılmıştır.
Genel kurul tarihi 24/10/2021 olup dava 1 aylık sürede 24/11/2021 tarihinde açılmıştır. Davalı kooperatifin merkez adresi itibariyle mahkememiz yetkilidir.
Davaya konu genel toplantı tutanağı incelendiğinde, gündemi içeren davet mektuplarının 1 ortağa elden tebliğ edildiği, diğer ortaklara ise PTT şubesinden taahhütlü mektupla gönderildiği, toplantıya ortaklar listesinde kayıtlı 501 ortaktan 82 ortağın asaleten 99 ortağın vekaleten olmak üzere 171 ortağın toplantıda hazır bulunduğu, iptali isteminin gündemin 7. Maddesi incelendiğinde, yönetim ve denetim kurulunun ayrı ayrı ibrasının görüşüldüğü, ayrı ayrı yapılan oylama sonucunda yönetim kurulu üyelerinin 2019-2020 yılları arasındaki çalışmalarından dolayı 2 red oyuna karşılık 123 olumlu oyla ve oy çokluğuyla ibra edildiğinin yazılı olduğu, söz konusu 7. Maddenin altında davacı tarafın muhalefetine ilişkin herhangi bir ifade bulunmadığı, toplantı tutanağının en sonunda … ismi altında elle yazılı kısım incelendiğinde “6. Maddedeki belirtilen konular ve 13. Maddedeki yapılacak harcamaların gelirden karşılanması için şerhimdir” ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür.
Davalı kooperatifin defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. Bilirkişi raporu incelendiğinde;
“Davacı taraf, 24 Ekim 2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan yönetim kurulunun ibrasına dair kararın iptalini talep etmektedir. Kooperatifler Kanunu (KoopK) m. 42/4 gereğince yönetim kurulunu ibra etmek genel kurulun devredilemez ve terk edilemez yetkileri arasındadır. KoopK m. 51 uyarınca ibra kararlarında kural olarak, oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur. İbra kararı ile birlikte kooperatifin, ilgili bilanço yılına ait işlemlerden dolayı hiçbir tazminat talebi kalmadığı sonucunu doğurur. Kooperatif genel kurulu, bir kısım yöneticinin ibrasına ve bir kısmının ibra edilmemesine açık ya da zımni olarak karar verebilir. KoopK ve anasözleşmede belirlenen nisapların sağlanması suretiyle toplanan genel kurula, denetçilerin KoopK m. 67 gereğince düzenlemeye mecbur oldukları raporun sunulmaması halinde, KoopK m. 65 uyarınca yönetim kurulunun ibrası hakkında da karar veremez. Dosya kapsamındaki somut olayda iki adet denetçi raporu düzenlendiği ve 24.10.2021 tarihli genel kurul toplantısında oy kullanan 125 üyenin 123’ünün olumlu oyu ile kooperatif yönetim kurulunun ibra edildiği anlaşılmaktadır. KoopKm. 53. Maddesine göre Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. 1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri………., Davacı, alınan genel kurul kararının iptalini 24.11.2021 tarihinde talep etmiştir. Süre şartına ek olarak genel kurul kararının iptalini talep eden pay sahibi, kural olarak toplantıda hazır bulunup da kararlara muhalif kalarak muhalefet şerhini tutanağa geçirtmelidir. Dosya kapsamında genel kurul kararının iptalini talep eden davacının, süre ve muhalefet şartına uyduğu görülmektedir. Geçerli bir ibra kararı için yılsonu finansal tablolar tüm ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmesi gerekmektedir. Kooperatiflerde ibra niteliği itibarıyla menfi bir borç ikrarıdır; diğer bir deyimle tüzel kişilik ilgili kişiden (yönetim kurulu üyesi veya denetçi) alacaklı olmadığını beyan eder. Bu halde genel kurul tarafından verilen ibra kararı, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğinde olur. Genel kurulca alınan ibra kararı, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içerir. Ancak açıklanmamış, belgeye dayandırılmamış ve ortalama yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ise ibra yok sayılır. Bu cephesiyle değerlendirildiğinde davacının iddialarına konu tüm işlemlerin genel kurulun dikkatine sunulduğu görülmektedir. Davacının talebi olan ibra kararının iptali için ilgili genel kurul kararının kanuna, anasözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir. Genel kurul kararı KoopK’da öngörülen yeterli çoğunlukla alınmıştır. Tüm işlemler (tartışmalı olanlar dahil) genel kurulun bilgisine sunulmuştur. İbra kararı davalı kooperatifin anasözlemesindeki diğer hükümleri ihlal etmemektedir. Dolayısıyla değerlendirilmesi gereken husus somut olayda dürüstlük kuralına aykırılık olup olmadığıdır. Mübrez evrak ve bilgiden görüldüğü kadarıyla somut olayda dürüstlük kuralına bir aykırılık yoktur. Muhasebe incelemesinde alımların bazılarına ilişkin satın alma formu düzenlenmediği yolunda bir tespit söz konusu ise de bunun aradaki (davalı kooperatif ve karşı taraf) hukuki ilişkinin sıhhati bakımından bir ehemmiyeti yoktur, zira hiçbir satın alma formu olmasa ve bu konuda akit yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararı olmasa dahi imza sirkülerindeki temsil yetkisi çerçevesinde kalındığı sürece yapılmış olan sözleşme kooperatifi bağlar. Bunun ötesinde öncesinde yazılı sözleşme akdolunmadan (veya satın alma formu olmadan) tamamlanmış bir işlem için ödeme yapılması da gene hukuki ilişkinin kurulduğu gösterir. Bu işlemler sırasında mevcut iç yönergelere uyulmamış olması ibraya ilişkin genel kurul kararının iptalini gerektirmese de sorumluluk hukuku bakımından başkaca sonuçları olabilecektir. Dolayısıyla pay sahibinin, davalı kooperatifin zarara uğradığı kanaatini taşıması durumunda diğer hukuki yollara başvuru hakkının saklı olduğu şüphesizdir. Bu bağlamda genel kurulun ibra kararı, ibranın kapsadığı maddi olaylara ilişkin olarak, ibraya olumlu oy veren ortakların ve ibra kararını bilerek ortak olanların dava hakkını sona erdirir. Diğer ortakların dava hakları ise genel kurulun ibra kararı tarihinden itibaren altı ay içerisinde düşer (KoopK m. 98’in göndermesiyle TTK m. 558/2). Dolayısıyla davacının bu sürede ilgili hukuki yollara başvurması mümkündür.” denildiği tespit edilmiştir.
TTK’nın 436. Maddesinin 2. Fıkrasına göre “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz” denilmekte olup yukarıda belirtildiği ve bilirkişi heyetinin raporlarında da açıklandığı üzere kooperatifin genel kurul toplantısı geçerli nisapla toplanmış (171 katılım) ve katılan üyelerin 2’sinin olumsuz 123’ünün olumlu oyuyla yönetim kurulu ibra edilmiştir. TTK 436/2 Maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin ibrada oy kullanması mümkün değildir. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre Yönetim kurulu üyeleri ibrada oy kulanmış iseler yönetim kurulu üyelerinin ibradaki oyları yok sayılarak, diğer geçerli oy oranları değerlendirilerek, ibra kararının alınmasına yetip yetmeyeceği şeklinde değerlendirme yapılarak, yettiği takdirde ibranın geçerli sayıldığı, geri kalan oyların yeterli olmaması halinde ise iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Yönetim kurulu 5 kişiden oluşmakta olup pay oranlarına göre, yönetim kurulu üyelerinin paylarının geçersiz sayılması halinde dahi geri kalan oyların ibra için yettiği anlaşılmaktadır. ANCAK davacı taraf dava dilekçesinde müvekkilinin ibra kararında olumsuz oy kullandığını ve muhalefet şerhini tutanağa geçirttiğini ifade etmiş, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da muhalefet koşulunun sağlandığı bilirkişilerce belirtilmiş ise de genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, 7. Maddenin altında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığı gibi genel kurul toplantı tutanağının en altında da davacının sadece “6.maddedeki belirtilen konulan ve 13. Maddedeki yapılacak harcamaları gelirden karşılanması için şerhimdir” şeklinde beyanı olduğu, 7. Maddedeki ibra ile ilgili karara muhalefet ettiğine dair herhangi bir şerh, kayıt bulunmadığı görülmüştür.
Kooperatifler kanunun 53/1. Maddesi ile TTK’nın 446/1 maddesine göre alınan karara olumsuz oy kullanılması yanı sıra muhalefet şerhinin de yazdırılması, iptal davası açabilmek için dava şartı niteliğinde olup , davacı tarafça 7. Maddeye olumsuz oy kullanılmasına rağmen muhalefet şerhini tutanağı geçirtilmemesi nedeniyle HMK 114/2 , HMK 115/1 Maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının HMK 114/2 , HMK 115/1 gereğince dava şartı yokluğundan reddine,
2-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürünce ilgilisine iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 80,70 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 59,30 TL’den mahsubu ile kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı vekillerinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸