Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/684 E. 2023/63 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/131 Esas
KARAR NO : 2023/31

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan dava dilekçesinde özetle; sürücüsü … ve maliki davalı… ın olduğu … plakalı aracın 18.07.2017 tarihinde 15 Temmuz Demokrasi Otogarı 85 numaralı peraonda yolcu bekleme kısmında bekleyen yaya konumundaki müvekkiline çarptığını, müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, davalı sigorta şirketine dava öncesinde başvuruda bulunulmasına karşın yasal süre içinde tazminat ödemesi yapılmadığını belirterek, Davacı …” un 18.07.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında yaralandığı ve malul kaldığı iddiası ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik geçici ve sürekli maluliyet tazminatı olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 40.000,00 TL manevi tazminatın (manevi tazminat yönünden sigorta şirketi hariç) kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulmuş olan cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın…numaralı ZMMS sigorta poli müvekkil sigorta şirketi nezdinde 18.07.2017 kaza tarihinde teminat altında olduğunu, kaza tarihinin 18.07.2017 olması nedeni ile 01.06.2015 tarihinden itibaren geçerli olan Trafik Sigortası Genel Şartlarının uygulanması gerektiğini, dava şartının yerine getirilmesi gerektiğini, dava şartının yerine getirilmediğini, ayrıca geçici iş göremezlik zararlarından Genel Şartların A.5 maddesi gereği sorumlu olmadıklarını, bedeni zararlar da özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre rapor alınmasını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle davaya konu kazada kusur durumunun tespitinin gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme olup olmadığının tespitini talep ettikl Güvence Hesabının sorumluluğunun plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusuru oranında ve kaza tarihindeki ZMMS sigorta poliçesi limitleri dahilinde olduğunu, aleyhte karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 18.07.2017 günü davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, diğer davalı…’a ait olan ve davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalanmış olan …plakalı aracın İstanbul İli, Bayrampaşa İlçesinde, 15 Temmuz Demokrasi Otogarı … numaralı peron önünde park halindeyken, park yerinden çıkmak için geri geri manevra yaptığı sırada aracının arka tampon kısımlarıyla, 85 numaralı peron önünde beklemekte olan yaya …’a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralanmış olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 18.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; 40.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan kaza tarihi olan 18.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemi ile işbu belirsiz alacak davasını açmış olduğu görülmüştür.
Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca haksız fiil, öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi, eyleminden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır.
Davalıların sorumlulukları bakımından yapılan incelemede 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. Maddesindeki hükümler uyarınca işleten, sürücü ve sigorta şirketi kaza sonucu meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olup sigorta şirketinin sorumluluk miktarı poliçe limiti ile sınırlıdır. İşbu sebeple davalı işleten…, sürücü … ve sigorta şirketi meydana gelen zarardan kusura oranı uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunmaktadır.
Davaya konu kazaya karışan tarafların oransal kusur raporlarının tanzimi için celp edilen ceza dosyası, hasar dosyası ve işbu dosya kapsamında bilirkişiden alınan 04.03.2021 tarihli raporda özetle;
34 LT 2792 plakalı aracın sürücüsü …’ın; meydana gelen trafik kazasında %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,
Davacı yaya …’un; meydana gelen trafik kazasında %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu mahkememize bildirilmiştir.

Yargılama esnasında davacı asilin maluliyetinin olup olmadığı, varsa oranının tespiti için celp edilen tedavi evrakları ile birlikte ATK’dan alınan 23.10.2020 tarihli raporda özetle;
Ömer oğlu, 1942 doğumlu …’un 18/07/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla;
Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği mahkememize bildirilmiştir.
Celp edilen tüm evraklar bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle aktüerya uzmanından alınan 04.03.2021 tarihli raporda özetle; AYM’nin nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17.07.2020 tarihli 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı Kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6271 E. , 2020/8104 K. 03.12.2020 tarihli kararı, ATK raporu ve kusur raporu dikkate alındığında davacının kaza tarihinde 75 yaşında olduğu, pasif döneminde olan davacının net asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiğinin ve kazanın oluşumunda %25 kusurunun bulunduğunun kabulü ile 18.07.2017-17.04.2018 tarihleri arasında 9 ay- 270 gün süre ile geçici iş göremezlik zararının (12.079,32TL x 96 75) 9.059,49 TL olduğu mahkememize bildirilmiş olup işbu rapor uyarınca davacı vekili tarafından 08.04.2021 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile birlikte maddi tazminat taleplerini 8.059,49 TL TL ıslah etmekle toplamda 9.059,49 TL maddi tazminatın kaza tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olduğu, dava dilekçesinde sürekli ve geçici iş göremezlik talepleri bakımından toplamda 1.000,00 TL madd tazminat isteminde bulunmuş oldukları ve ne kadarının geçici ne kadarının kalıcı tazminat istemlerine ilişkin olduğunun belirtilmemiş olması sebebiyle mahkememizce beyanda bulunmak üzere verilen süre içerisinde kalıcı işgöremezlik için davanın başında 1,00 TL, geçici iş göremezlik için 999,00 TL talep ettiklerini, kalıcı iş göremezlik yönünden taleplerini ıslah etmediklerini, ıslahın sadece geçici iş göremezlik alacağına ilişkin olduğunu, bu kapsamda geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin toplamda 9.058,49 TL olduğunu beyan etmiş olduğu görülmüştür.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türü olup, sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlıdır.
6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiştir. Yerleşik yargıtay içtihatları, TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik ve bakıcı giderine ilişkin zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olması gerektiği şeklindeki düzenlemesi uyarınca 8 iş günlük sürenin bitiminden sonra 9. İş günü sigorta şirketleri açısından temerrüt tarihi olarak esas alınmaktadır.
Yargılama esnasında celp edilen evraklar üzerinden yapılan incelemede davacının dava açılmadan önce 07.12.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapmış olduğu, 11.12.2018 tarihinde davacı vekiline gönderilen e-mail de; kaza ile ilgili kaza tespit tutanağı, alkol raporu, tam teşekküllü hastaneden alınmış maluliyet durumunu gösterir rapor, gelir belgesi, kimlik belgesi, ifade tutanaklarının talep edildiği, bir başka değişle dava öncesi yapılan başvuru da Genel şartlarda belirtilen belgelerin ve davalı sigorta şirketinin mevcut kazayı değerlendirerek maddi zarar hesaplaması yapılabilmesi için gereken delillerin ulaştırılmadığı, bu hususun AYM’nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17.07.2020 tarihli 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı Kararında da açıkça tartışılmış olduğu da göz önüne alındığında; davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 11.03.2019’nin temerrüt tarihi olarak kabul edilmekle ıslah dilekçesi doğrultusunda davalı sürücü ve işleten yönünden kaza tarihinden; davalı sigorta şirketi açısından ise dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek toplamda 9.058,49 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kalıcı maluliyetinin oluşmamış olması sebebiyle buna ilişkin tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talepleri bakımından yapılan incelemede;
Anayasanın 5 12, 17, 20 ve 26 maddelerinde kişilik değerlerinin önemini esas alarak bunları ihlal edenlere karşı kişinin korunmasını garanti altına almıştır. Kanun koyucu manevi tazminat davası açılacak halleri MK 240/11, 25, 85 ve devamı maddeleri ile TBK 56 ve 58 maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 56 md.si maddesi ise özel nitelikte bir hüküm olup Fiziki (maddi) kişilik değerlerinin yani yaşama hakkı ile vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan hallerde manevi zararların tazminini düzenlemiş, anılan maddenin 2.fıkrasında ,ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
TBK’nın ” Manevi Tazminat” başlığını taşıyan 56. Maddesine göre ” (1) Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
(2) Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Haksız bir eylem yüzünden çekilen ruhsal eylem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulacağının varlığı kabul edilen olgulardır. TBK’nın 56. Maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karer vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasına da amaç edinmemiştir. Tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olacak kadar olmalıdır. 22/6/1966 günlü 7/7 sayılı İBK’nın gerekçesinde takdir olunacak tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir.
Dosya kapsamında tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin yapılan araştırma, celp edilen ceza dosyası ve ilgili evraklar uyarınca dosyamız kapsamında aldırılan kusur raporu ve maluliyet raporları birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen kaza akabinde davacının vücudunda kalıcı bir arızın bulunmadığı, olay nedeniyle bir manevi acının yaşanmış olduğu göz önüne alındığında manevi tazminat taleplerinin davalıyı ekonomik olarak zarar uğratmayacak, davacının da zenginleşmesine sebebiyet vermeyecek şekilde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda tarafların kusur oranları göz önünde bulundurulmak sureti ile kısmen kabul kısmen red kararı verilerek davacı lehine 7.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanmış olduğu üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
1-Meydana Gelen trafik kazasından kaynaklı olarak 9.058,49 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı… ve davalı … yönünden kaza tarihi olan 18.07.2017 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 11.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının Kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat isteminin reddine,
3-Meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… ve davalı …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.096,96-TL karar ilam harcının başlangıçta peşin olarak alınan 140,04-TL ile yargılama esnasında tamamlanan ıslah harcı olarak alınan 27,52-TL olmak üzere toplam 167,56-TL’den mahsubu ile eksik kalan 929,40 TL harcın karar kesinleştiğinde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 140,04-TL peşin harcın ve 27,52-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 167,56-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 50,80TL (başvurma ve vekalet harcı) davetiye- posta gideri: 753‬,05-TL, bilirkişi ücreti olarak toplam 1.200,00TL, ATK fatura bedeli olan 562,00TL, Yurt Dışı Tebliğ Harcı: 100,00TL olmak üzere toplam: 2.665,85-TL yargılama giderinin (%32 kabul/red oranı üzerinden hesaplanan) 853,07-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerine bırakılmasına,
7-Davacının maddi tazminat talepleri bakımından;
a-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.058,49-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-)Davalı… ANONİM ŞİRKETİ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 1,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacının manevi tazminat talepleri bakımından;
a-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 7.000,00-TL vekalet ücretinin davalı… ve davalı …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davalı… ve davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin (%32 kabul/ red oranı üzerinden hesaplanan) 422,40-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, 897,60 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Davacının yatırdığı gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğundan, maddi tazminat talepleri bakımından HMK madde 341 hükmü uyarınca KESİN; manevi tazminat talepleri bakımından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

* İş bu karar 5070 Sayılı Kanun hükümlerine göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.