Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/617 E. 2022/496 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/617 Esas
KARAR NO : 2022/496
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin aleyhinde … Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/… E. 2018/… K. Sayılı dava dosyasında tazminat davası açtığını, söz konusu davanın kısmı kabul kısmi ret olması sebebiyle müvekkili lehine 15.754,00TL vekil ücreti takdir edildiğini, söz konusu davanın davacısı olan …’ un vekalet ücretini … Şubesinde bulunan hesabına yatırdığını, müvekkilin davalı bankaya borcu olması nedeniyle bahsi geçen vekalet ücretine davalı banka tarafından bloke konularak mahsup işlemi uygulandığını, 15.754 TL karşı vekalet ücretinin ihtarname tarihi olan 07.06.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı bankadan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili banka … şubesi hesabına yatırılan 15,754.00 TL nin müvekkili banka tarafından davacının borçlarına istinaden mahsup edildiği belirtilerek işbu tutarın müvekkili bankadan tahsili talep edilmekte olduğunu, davacının iddia ve taleplerinin hukuka aykırı, gerçeklikten uzak ve mesnetsiz olup reddi gerekmekte olduğunu, huzurdaki davanın vekalet ücreti alacağına ilişkin olmadığını, vekalet ücreti ilişkisinin davacı ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişki olduğunu, müvekkili banka yönünden hesaba yatan tutarın hukuki sebebinin önemi bulunmamakta olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmeler ve yasal mevzuat hükümleri gereğince takas mahsup işlemi yapılmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabı bulunduğunu, paranın yatırıldığı hesabın mesleki amaçla açılmadığına yönelik bir iddianın olmadığı dolayısıyla dava konusu uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklı olduğunun sabit olduğunu, müvekkili banka tarafından yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu, dava dilekçesinde; davacı, dava dışı … ile arasındaki davada lehine takdir edilen vekalet ücretinin müvekkili banka … Şubesine ödendiği belirtilmiş olduğunu, müvekkili banka tarafından işbu hesapta yer alan tutarın davacının borçlarına mahsup edildiğinin iddia edilmiş olduğunu, mahkemeniz tarafından takdir edileceği üzere hesaba yatan tutarın vekalet ücretinden sadır olmasının huzurdaki davanın niteliğini etkiler bir yönü bulunmamakta olduğunu, davaya konu ihtilafın; davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmeler ve yasal mevzuat hükümleri gereğince takas mahsup işleminin yapılması olduğunu, bu işlemde bankacılık işlemi dolayısıyla ticari iş olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirilerek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı bankanın ticari defter ve kayıtları ile bilişim sistemleri üzerinde inceleme yapılmak sureti ile, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, davalı tarafça, davacının hesabına uygulanan bloke işleminin taraflar arasındaki sözleşmeye ve hukuka aykırı olup olmadığı, davalıca yapılan mahsup işleminin, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı, davalının mahsup tarihi itibariyle davacıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının davalı nezdinde kredili müşteri olduğu, davacı ile davalı arasından 27/11/2015 tarihinde 36 ay vadeli 50.000,00TL ana para tutarlı Tüketici Kredisi Sözleşmesi imzalandığı, kredinin ilk beş taksit tutarının ödendiği, devam eden taksitlerin ise ödenmediği, 27/04/2016 tarihi itibariyle ana para tutarının 44.714,04TL olduğu, bu sözleşmenin 28.maddesinde temerrüt halinin düzenlendiği, 19/03/2018 tarihinde mahsup işleminin yapıldığı, davalı tarafından davacının temerrüte düşürülmediği ve bu tarih itibariyle vadesi geçmiş taksitlerin muaccel hale geldiği, mahsup tarihi itibariyle davalının asıl alacak miktarının 29.279,16TL olduğu, işlemiş faizin 4.639,10TL olduğu, muaccel olan taksitlerin faiz tutarının 11.690,56TL olduğu, BSMV’nin ise 231,96TL olduğu, 27/11/2015 tarihinde davacı ile davalı arasında kredili mevduat hesabı ürün ve sözleşme öncesi bilgi formu imzalandığı, 31/08/2016 tarihinde tasfiye olacak alacak hesabına 2.593,22TL geçildiği, davalı tarafından davacıya kredili mevduat hesabı borcunun ödenmesi için 22/08/2016 tarihinde ihtarname gönderildiği, bu ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin dosyada bir belge olmadığı, akdi faiz üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacının davalıya bu kalemden kaynaklı olarak 3.808,84TL toplam borcunun olduğu, kredi kartından kaynaklı olarak davacının toplam borcunun 16/03/2018 tarihi itibariyle 12.338,78TL olduğu ifade edilmiştir.
Mahkememizce davacı vekili tarafından davalı bankaya gönderilen … Noterliğine ait 07/06/2018 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesi sonucunda 15.574,00TL vekalet ücretinin taraflarına iadesine talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararın incelenmesi sonucunda; mahkememizce dosyası davacısının iş bu dosyada davalı olarak yer aldığı ve lehine 15.574,00TL vekalet ücretine hükmedildiği görülmüştür.
Avukatlık ücretine ilişkin Avukatlık Kanunu’nun ‘‘Avukatlık ücreti’’ başlıklı 164. maddesinde;‘‘Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder. Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir. İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz. Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.’’ hükmü bulunmaktadır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere avukatın iki çeşit ücret alacağı bulunmaktadır. Bunlar, avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki sözleşme ilişkisinden doğan avukatlık ücreti ile yargılama sonunda haklı çıkan taraf yararına Tarife hükümlerine göre hükmedilen ve yargılama gideri niteliğinde olan avukatlık ücretidir. Her iki ücretin kaynağı farklı olup, uygulama ve yargısal kararlarda bunlardan ilkine sözleşmeden doğduğu için “akdi vekâlet ücreti”, ikincisine ise kaynağını kanundan aldığı ve yargılama sonunda dava ya da takibin karşı tarafından tahsiline karar verildiği için “yasal vekâlet ücreti” ya da “karşı taraf vekâlet ücreti” denilmektedir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; davacı … … hesabına … Asliye Hukuk Mahkemesine 2017/… Esas sayılı dosyası nedeniyle yatırılan 15.754,00TL ücretin vekalet ücreti olarak yatırıldığı ve Avukatlık Kanunu 164/5.maddesi uyarınca, taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin vekile ait olduğu düzenlemesine yer verildiğinden, davacı hesabına yatırılan 15.754,00TL ücretin gerçek sahibinin davacı vekili olan avukat … olduğu, bu nedenle davacının dava konusunun sahibi olmadığına karar verilerek davacının aktif husumetinin olmadığına kanaat edinilmiş ve davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının Aktif Husumet Yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70-TL karar ilam harcından peşin alınan 269,04-TL harcın mahsubu ile artan kalan 188,34-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olan arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları, arabuluculuk son tutanağı aslından anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’un 18/A-14 bendi uyarınca ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Suçüstü Ödeneğinden ödenen 1.320,00TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına.
6-Davalı tarafından gider avansından posta gideri olarak kullanılan 23,50TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır