Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/61 E. 2023/116 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/61 Esas
KARAR NO : 2023/116
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

DAVA : Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı şirkette %45 A grubu hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkili ile …’in şirketi müştereken temsile yetkili bulunduklarını, davalı şirketin dava dışı Bilişim Hizmetleri… Aş ile birlikte dava dışı …… Ltd Şti ile “üretim saha otomasyon satış sözlemesi” imzaladığını, bu sözleşmenin üretici ve teslim tarafında davalı şirketin yer aldığını, davalı şirket tarafından sözleşme ile üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmediği ve bu nedenle … TR tarafından sözleşmenin fesih edilerek davalı şirkete ödenen 22.000,00USD’nin iadesinin talep edildiğini müvekkilinin sonradan öğrendiğini, davalı şirketin diğer ortağı olan …’in bu durumu en başından beri müvekkilinden gizlediğini, müvekkilinin bu durumu … TR tarafından … Noterliğinin 14/02/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi sonucu öğrendiğini, müşterek imza yetkileri olmasına rağmen müvekkiline bilgi verilmediğini, diğer yönetici ortağın yönetim kurulu toplantılarını şirket merkezinde yapmayarak kimseye haber vermeden başka illerde tek başına yaptığını ve genel kurul toplantısı kararı aldığını, müvekkilinin bunu tesadüfen öğrendiğini, toplantı sırasında …’in toplantı iptal oldu diyerek toplantı tutanağını yırttığını bu durumun tutanak altına alındığını söz konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali için … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, şirketin mali kayıtları incelendiğinde, … … Aş tarafından davalı şirket hesabına herhangi bir mal ve hizmet karşılığı olmayan 42.364,00TL aktarım yapıldığını yine davalı şirketin hesabından sebebi belirtilmeden … … Aş hesabına para aktarımı yapıldığını, müvekkiline kar payı ödenmediğini, diğer ortağın yetkisi olmamasına rağmen tek imza ile şirketin bankalardaki hesabını boşalttığını yine …’in müvekkiline haber vermeden dava dışı şirketlerle sözleşme imzaladığını, sözleşme akabinde davalı şirket hakkında icra takibi yapılması üzerine bu durumu öğrendiğini, …’in ihmali ve kasti davranışları ile şirketi sürekli olarak zarara uğrattığını, müvekkili tarafından …’e ihtarname çekilerek uyarıldığını, davalı şirket hakkında başlatılan … İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı ilamsız takip başlatılması üzerine …’in müşterek imza ile temsil hususunu hatırlayarak müvekkiline ihtarname göndererek takibe itiraz edilmesi hususunu hatırlattığını, bütün işleri tek başına yaparken zarar sorumluluğunu müvekkiline yüklemek saiki ile bu ihtarnamenin gönderildiğini tüm bu olaylar nedeniyle ortaklık ilişkinin devam etmesinin olanaksız olduğunu, ortakların hisse oranları, ihtilafın niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında pay bedeli karşılığında ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesinin uygun olmayacağını belirterek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı şirketin sicil kaydı alınıp incelendiğinde, davacı … ile dava dışı …’in müştereken şirketi temsille yetkili oldukları tespit edilmiştir. Dava ; şirketin feshi ve tasfiyesine yönelik olup davayı açan … ile dava dışı …’in şirketi müştereken temsille yetkili oldukları dikkate alındığında Yagıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… Esas 2017/… Karar nolu ilamda da belirtildiği üzere şirketin temsil yetkisinin müşterek olması nedeniyle, temsile yetkili olan … ‘in davacı olduğu da dikkate alındığında şirketin sadece … tarafından temsili mümkün olmadığından bu dosya için şirketin temsilinin sağlanması açısından mali müşavir …’un temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş ve dava dilekçesi davalı şirketin temsil kayyımı olarak atanan …’a tebliğ edilmiştir. Davalı şirket temsil kayyımı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı Yanında Feri Müdahil Olan … vekili dilekçesinde
; Davalı şirket hakkında başlatılan icra takibine müşterek yetki ile itiraz edilmesi gerektiğini, davacıya ihtarname çıkartılmasına rağmen icra dairesine itiraz dilekçesi vermediğini, davacının şirket muhasebesinden haberdar olmadığı iddiasının mesnetsiz olduğunu, şirketin defterlerinin muhasebecide olup dilediği zaman inceleyebileceğini, taraflar arasındaki ilişkinin çekilmez hale geldiğinin doğru olduğunu ancak bunun sebebinin davacıdan kaynaklandığını, davacının tek talebinin şirketin yok edilmesi olduğunu, TTK531.maddesi kapsamında davacının hisse değerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava , davalı şirketi haklı nedenle fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Deliller ; Davalı şirketin sicil kaydı, sicil dosyası, ticari defter ve belgeleri, … İcra Müdürlüğüne ait 2020/… esas sayılı dosya, … İcra Müdürlüğüne ait 2021/… esas sayılı dosya, … ATM nin 220/… esas sayılı dosya, … CBS 2020/… soruşturma numaralı dosyası, dava dilekçesinde bahsi geçen dava dışı şirketler ile yapılan sözleşme suretleri, bilirkişi raporu.
… CBS 2020/… soruşturma numaralı dosyası alınıp incelendiğinde, davacı tarafından … hakkında, şirket ortaklığını kendisi lehine ve şikayetçi aleyhine sonlandırmak amacıyla şikayetçi hakkında Savcılık ve Yüksek Öğretim Kurumu nezdinde bilerek ve isteyerek asılsız istinatlarda bulunduğu ve zincirleme şekilde iftira suçundan yargılanması talebi ile … tarafından şikayet dilekçesi verildiği ve soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanarak dosya içerisine bırakılmış ve davalı şirketin ticari defter ve belgeleri de incelenerek , haklı nedenle fesih koşullarının oluşup oluşmadığı, haklı nedenlerle fesih koşulları oluşmuş ise TTK 531.maddesi kapsamında davacının rapor tarihi itibari ile raiç değer esasına göre ayrılma akçesinin hesaplanması istenmiştir.
17/01/2021 tarihli rapor incelendiğinde, davalı şirkette … , … ve … Karahoda’nın paylarının bulunduğu, davacının pay oranının %25 olduğunu, davalı şirketin Anonim Şirket olması nedeniyle TTK 531.maddesine göre davacının pay oranı dikkate alındığında bu davayı tek başına açabileceğini, dava konusu olayın, literatürde kapalı anonim şirket olarak da ifade edilen anonim şirketin haklı sebeple feshi istemine ilişkin olduğunu, haklı sebep kavramının , bütün devamlı hukuki ilişkilerde ilişkiye son verme veya hukuki ilişkiyi değiştirme olanağı veren genel bir fesih veya çıkarma sebebi olarak karşımıza çıktığını, haklı sebep kavramımın hukuki temelinde TMK m. 2’de düzenlenen dürüstlük kuralı ve TMK m. 23’de düzenlenen kişilik haklarının korunması ilkesi yattığını, bir başka deyişle sürekli hukuki ilişkilere son verebilme hakkının kaynağının dürüstlük kuralı ve kişisel özgürlüğün korunması ilkelerinde olduğunu, bu nedenle sürekli hukuki ilişkilerin hemen hepsinde mezkür ilişkiye haklı sebebe dayanan son verme imkanı açıkça hükme bağlandığını, haklı sebep TMK, TTK, TBK gibi muhtelif kanunlarımızın pek çok yerinde geçen bir kavram olup, kanun koyucunun bilinçli bir şekilde içinin hakim tarafından doldurulması amacıyla somut bir belirleme yapma gereği duymadığı bir hukuk kavramı olup, Türk Medeni Kanunu m. 4 gereğince böyle bir durumda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar tesis edecektir denildiğini, Hakim bu kararını verirken somut vakıanın objektif bir değerlendirmeyle tüm yönlerini tartacak ve o gibi haller için tipik olmasa dahi kararını tesis ederken a-tipik vakıaları da göz önünde tutacaktır’, Hukuk ve hakkaniyete göre karar verirken kullanılacak olan metot ise menfaatler dengesinin göz önünde tutulmasıdır. Bunun şirketler hukukunda haklı sebeple feshe uygulanmasında ise dengenin tesisinde şirketin devamındaki menfaat ile şirketin feshindeki menfaatin dikkate alınması ve karşılıklı olarak değerlendirilmesi gerekli olup, derdest dava, anonim şirketin haklı sebeple feshi davası olduğunu, Şirketler ve … AŞ’lerin kendilerini kuranlardan bağımsız birer şahsiyete sahip oldukları cihetle yaşayan organizmalara benzediğini, Fesih olgusunun bu yaşayan organizmaları öldürmekle aynı sonucu doğuracağını, bu nedenle de AŞ’nin feshinin en son uygulanması lazım gelen, ikincil nitelikte bir önlem olarak karşımıza çıktığını, diğer taraftan bu çerçevede fesih olgusuna karar verilirken sadece pay sahiplerinin değil aynı zamanda tüm menfaat sahiplerinin de gözetilmesi gerektiğini, iptal, butlan veya sorumluluk davasının açılarak sonuç alınmasının veya kanunda yer alan azlık haklarının kullanılarak arzulanan neticesinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde öncelikle bunların tüketilmesi lazım geldiğini, haklı sebep kavramının içinin doldurulması gerektiğini, ortaklığın kuruluşuna yol açan fiili ve kişisel sebeplerin ortadan kalkması , ortaklığının amacının veya işletme konusunun gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi, ortakları bir arada tutan güven ilişkisinin bozulması , pay sahibinin haklarının ihlali ve haklı menfaatlerinin zarar görmesi ve bu durumun azınlık pay sahibi için ortaklığın devamının çekilmez hale gelmesi gibi durumların haklı fesih sebebi teşkil ettiğini, TTK531.maddesine göre haklı sebepler oluştuğunun tespiti halinde dahi fesih yerine hakim tarafından başka çözümlere karar verilebileceğini bu çözümler arasında, Pay sahibinin ortaklıktan çıkarılması, Kar payı dağıtılmasına karar verilmesi ,Esas sermayenin azaltılması, Azlık pay sahibi temsilcilerinin yönetim kurulunda temsili , Esas sözleşme değişiklikleri, Mahkemenin genel kurulun yerine geçerek karar tesisi, Tam veya kısmi bölünme gibi yapısal değişikliklerin önerildiğini, TTK531.maddesi gereğince şirketin feshi yerine ortağın ortaklıktan çıkartılmasına karar verilebileceği hallerde payların karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin tespitinin gerektiğini, gerçek değerin tespitinde sadece bilanço ve öz varlık değeri değil şirket değerlemesinin de yapılması gerektiğini, “Davalı şirketin dava dışı … San. ve Tic, AŞ ile birlikte dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanmış olan “Üretim Saha Otomasyon Satış Sözleşmesi” kapsamında üstlenilmiş olan yükümlülüklerin yerine getirilmediği ve bu nedenle … TR tarafından sözleşmenin feshedilerek Proente’ye ödenen toplam 22.000,00 USD’nin iadesinin talep edildiği ancak fer’i müdahil …’in bu dürümü davacıdan gizlemiş olduğu ve durumun, … TR. şirketinin … Noterli in 14/02/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi sonucunda öğrenildiği, halbuki şirket ana sözleşmesi uyarınca davalı şirket ortağı ile davacının müşterek imza yetkilisi olmasına rağmen fer’i müdahil …’in bu süreçte davacıya zamanında bilgi vermemiş olması, * Fer’i müdahil …’in davalı şirket adına dava dışı “… San.” ile ticari sözleşme müzakereleri yürütmüş olduğu, davacının müşterek yetkili olmasına karşın fer’i müdahil …’in tek başına imzasıyla sözleşme tesis etmiş olduğu, davacının bu ilişkiden ancak 16.10.2020 tarihinde … İcra Dairesi’nin 2020/… E. sayılı dosyasından gönderilen 10.387,92 Euro (icra takip ve vekalet masrafları hariç) tutarındaki borç için gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmesiyle haberi olduğu. Müşterek imza yetkilisi davacıdan habersiz ve yetkisiz olarak imzalanan Satış Sözleşmesi’nde şirket adıma üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, ezcümle temsil yetkisinin müşterek olmasına rağmen fiiliyatta münferiden kullanılması, * Genel kurul toplantısının çağrı usulüne de uygun olmayan bir biçimde şirket merkezi dışında, Kayseri’de bir yerde yapılması, toplantı esnasında fer’i müdahil …’in toplantıdan çıkması ve geri döndüğünde © ana kadar alınmış kararların bulunduğu tutanağı yırtmış olması, Davacı tarafından fer’i müdahil … aleyhine zincirleme şekilde iftira suçundan şikayette bulunulması Fer’i müdahil …’in davacı aleyhine … Cumhuriyet Başsavcılığına kendisi adına yapılan patent başvurularını takipsiz bıraktırdığı, sorasında aynı başvuruyu kendi adına yaptığı için şikayette bulunması, « Fer’i müdahil …’in davacı aleyhine YÖK”’e Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m. 7I”i ihlalden şikayette bulunması.” hususları değerlendirildiğinde davacı ile feri müdahil … arasındaki ortaklık ilişkisinin dürüstlük kurula çerçevesinde çekilmez hal aldığının ortaya çıktığını, feri müdahilin de dilekçesinde aynen bu durumu teyit ettiğini, feri müdahilin şirketin feshi yerine davacının ayrılma akçesinin ödenerek ortaklıktan çıkartılmasının istenildiğini, davacının ayrılma akçesi hesaplandığında rapor tarihindeki raiç değerine göre davacının payının gerçek değerinin 278.962,05TL olduğunu belirterek , davacının payının raiç değerini hesaplama yöntemi raporun 16.ve17.sayfalarında detaylı bir şekilde bilirkişilerce açıklanmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan şirketin mal varlığı ile ilgili dilekçe incelendiğinde, şirketin gayrimenkul, taşınır , demirbaş yada nakdi mal varlığının olmadığını sadece 2017/… başvuru numaralı “Proente Otomasyan şekil” isimli marka bulunduğunu ayrıca 2017/… başvuru numaralı patent başvurusu olduğunu bildirmesi üzerine Türk Patent ve Marka Kurumuna yazı yazılarak söz konusu patent ve markalarla ilgili evraklar istenilmiş, cevabi yazı incelendiğinde, patent başvuru işleminin muhtelif aşamalarda devam ettiğinin bildirildiği ayrıca 2017/… nolu marka ile ilgili kayıtlarında gönderildiği anlaşılmıştır.
… ndan gelen yazı cevapları doğrultusunda daha önceki bilirkişi heyetine marka değerleme uzmanı da katılarak markanın raiç değerlemesinin yapılması istenmiştir.
Rapor incelendiğinde, 2017/… nolu markanın 27/11/2017 tarihi itibari ile davalı şirket adına 10 yıllığına tescil edildiğini, marka adının “Proente Otomasyon Şekil” olduğunu, söz konusu markanın tanınmış markalar listesinde yer almadığını, 2022 yılı tescil ücretleri irdelendiğinde, başvuru ücreti , ek sınıfta tescil ücreti, marka tescil ücreti olmak üzere toplam 1.780,00TL değer taşıdığını başkaca değerinin bulunmadığını, ayrılma akçesinin karar tarihine en yakın tarihte hesaplanan raiç değer olması gerektiği dikkate alınarak daha önceki raporda 278.962,05TL olarak hesaplanan pay değerinin ek rapor tarihi olan 18/11/2022 tarihi itibari ile 511.755,89TL olduğu bilirkişi heyeti tarafından tespit edilmiştir.
TTK 531.maddesinde ” (1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” denilmektedir.
Toplanan tüm deliler ve alınan bilirkişi raporuna göre, dava dışı diğer ortak …’in davranışlarının ve şirketi yönetim şeklinin taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin çekilmez hale gelmesine neden olduğu, feri müdahil …’inde dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin çekilmez hale geldiğini belirttiği , davalı şirketin anonim şirket olması , davacı ile feri müdahil dışında başka ortakta bulunduğu, diğer ortak … tarafından şirketin devam etmesi yönünde bildirimde bulunduğu dikkate alınarak TTK 531.maddesine göre şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı neden bulunduğu ancak , mahkemece fesih yerine davacı pay sahibine, payının karar tarihine yakın tarihteki gerçek değerinin ödenerek davacının şirketten çıkartılmasının daha uygun bir çözüm olacağı sonucuna varılmış ve davacının pay değeri 511.755,89TL + marka tescil ücreti olan 1.780,00TL’den davacı şirket hissesine düşen 445,00TL toplamı 512.200,89TL olarak belirlendiğinden , davacının davalı şirket ortaklığından çıkartılmasına ve 512.280,89TL olarak hesaplanan ayrılma akçesinin davalı şirket tarafından davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Dava TTK 531.maddesine dayalı haklı nedenle fesih ve tasfiye davası olup, haklı neden oluştuğunda fesih yerine mahkemece uygun tedbirlere karar verilebileceği belirtildiğinden bu maddeye dayalı olarak davacının ortaklıktan çıkmasına ve ayrılma akçesinin ödenmesine karar verildiğinden davacı lehine maktu vekalet ücreti ve maktu karar ve ilam harcına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın kabulüne,
Davalı şirkete haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla birlikte TTK 531.maddesi hükmü gözetilerek fesih yerine davacı ortağın … nün … numarasında kayıtlı … Aş’deki ortaklığından haklı nedenle çıkmasına izin verilmesine, (çıkarılmasına)
Bilirkişi kurulunca hesaplanan 512.200,89TL ayrılma akçesinin karar tarihi olan 16/02/2023 tarihinden başlayarak avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde , davacı tarafça yazılı olarak talep edilmesi halinde masrafı davacı tarafa ait olmak üzere kararın tescil ve ilanı için … ne yazı yazılmasına,
2-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 9.200,00TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından 127,10TL ilk masraf, 3.900,00TL bilirkişi ücreti, 250,00TL tebligat ve tezkere gideri olmak üzere toplam 4.277,10 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan, 3.300,00TL kayyım ücreti ile kayyım tarafından yapılan masrafların davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen yazı işleri müdürlüğünce ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebi ile 179,90TL maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 59,30TL’nin mahsubu ile kalan 120,60TL karar ve ilam harcının davalı şirketten alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda , kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır